Edirne Kuşatması (1913) Nedir?
Edirne Kuşatması (1913) Nedir?, Edirne Kuşatması (1913) Nerededir?, Edirne Kuşatması (1913) Hakkında Bilgi?, Edirne Kuşatması (1913) Analizi? Edirne Kuşatması (1913) ilgili Edirne Kuşatması (1913) ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Edirne Kuşatması (1913) ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Edirne Kuşatması (1913) Ne Anlama Gelir Edirne Kuşatması (1913) Anlamı Edirne Kuşatması (1913) Nedir Edirne Kuşatması (1913) Ne Anlam Taşır Edirne Kuşatması (1913) Neye İşarettir Edirne Kuşatması (1913) Tabiri Edirne Kuşatması (1913) Yorumu
Edirne Kuşatması (1913) Kelimesi
Lütfen Edirne Kuşatması (1913) Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Edirne Kuşatması (1913) İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Edirne Kuşatması (1913) Kelimesinin Anlamı? Edirne Kuşatması (1913) Ne Demek? ,Edirne Kuşatması (1913) Ne Demektir? Edirne Kuşatması (1913) Ne Demektir? Edirne Kuşatması (1913) Analizi? , Edirne Kuşatması (1913) Anlamı Nedir?,Edirne Kuşatması (1913) Ne Demektir? , Edirne Kuşatması (1913) Açıklaması Nedir? ,Edirne Kuşatması (1913) Cevabı Nedir?,Edirne Kuşatması (1913) Kelimesinin Anlamı?,Edirne Kuşatması (1913) Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Edirne Kuşatması (1913) Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Edirne Kuşatması (1913) Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Edirne Kuşatması (1913) Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Edirne Kuşatması (1913) Kelimesinin Anlamı Nedir? Edirne Kuşatması (1913) Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Edirne Kuşatması (1913) Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Edirne Kuşatması (1913) Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Edirne Kuşatması (1913) - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Edirne Kuşatması (1913)
Edirne Kuşatması (1913) Nedir? Edirne Kuşatması (1913) Ne demek? , Edirne Kuşatması (1913) Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Edirne Kuşatması (1913) Kelimesinin Anlamı? Edirne Kuşatması (1913) Ne Demek? Edirne Kuşatması (1913) Ne Demektir? ,Edirne Kuşatması (1913) Analizi? Edirne Kuşatması (1913) Anlamı Nedir? Edirne Kuşatması (1913) Ne Demektir?, Edirne Kuşatması (1913) Açıklaması Nedir? , Edirne Kuşatması (1913) Cevabı Nedir? , Edirne Kuşatması (1913) Kelimesinin Anlamı?
Edirne Kuşatması | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Birinci Balkan Savaşı | |||||||
Edirne Kuşatması | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Bulgaristan Krallığı Sırbistan Krallığı | Osmanlı İmparatorluğu | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
General Nikola Ivanov (Bulgar 2. Ordusu) General Georgi Vazov (Bulgar 2. Ordusu, doğu bölgesi) General Stepa Stepanović (Sırp 2. Ordusu) | Şükrü Paşa | ||||||
Güçler | |||||||
106,425 Bulgar (424 top)[1] 47,275 Sırp (62 top, 34 obüs)[2] | 52.597 asker (340 top)[3][4] | ||||||
Kayıplar | |||||||
Bulgarlar:[3] 2.364 ölü, 13.386 yaralı ve 827 kayıp Sırplar:[3] 356 ölü, 1.559 yaralı ve 2 kayıp |
13.000 zayiat[3] 42.500 esir (14.000'i serbest bırakıldı)[3] |
Edirne Kuşatması (Bulgarca: Битка при Одрин, Sırpça: Bitka za Jedrene, İngilizce: Siege of Adrianople) Birinci Balkan Savaşı esnasında 1912 Ekim ortalarından 26 Mart 1913'e kadar Bulgaristan 2. Ordusu tarafından gerçekleştirilmiştir. Şehrin içinde savunma için bulunan 52.597 asker dışında, 106.000 üzerinde sivil bulunuyordu (yarısı Türk, kalanları Yunan, Ermeni, Bulgar, Yahudi ve Batı Avrupalılar).[5] Dönemin vilayet matbaası müdürü ve Yeni Edirne Gazetesinin imtiyaz sahibi yazı işleri sorumlusu olan Şevket Dağdeviren, Balkan Savaşı Anılarının 5 Aralık 1912 tarihli bölümünde kuşatmanın başında halkın nüfusunun yaklaşık 150000 kişi olduğunu, bunlardan 57000 kişinin ordu mensubu, 37000 Müslüman, 25000 Rum, 14000 Musevi, 5000 Ermeni, 24000 Bulgar dağılımının içinde de 10000 göçmen olduğunu bildirir.[6]
24 Eylül 1912 tarihinde Osmanlı Sofya Elçiliğinin İstanbul'a gönderdiği uyarı telgrafı yaklaşan tehlikeyi bildiriyordu: "Bulgarların ilk amacı Osmanlı'nın güçsüz Kırklareli tümenidir. Edirne'ye ise baskın taarruzu düşünüyorlar. Edirne müstahkem mevkii takviye edilmeli, vatani hizmet süresi dolan askerler terhis edilmemelidir."
Şevket Dağdeviren, Balkan Savaşı Anılarının 20 Ekim 1912 tarihli bölümünde savunma ordusu güçlerini: 12000 dördüncü nişancı tümeni ve onuncu nizamiye tümeni, 7500 onbirinci tümen, 7000 ihtiyat tümeni, 8000 Gümülcine ihtiyat tümeni, 10000 Babaeski ihtiyat tümeni, 11000 topçu istihkam taburu, 300 süvari ve 2000 kırkını aşmış yurttaştan oluşan tabur olmak üzere toplam 57000 adet olarak verir.[6]
Edirne müstahkem mevkii kumandanlığına getirilen Mehmed Şükrü Paşa, Edirne kuşatması başlamadan bir hafta önce kente gelebildi. Edirne'nin savunması görevi verilen Şükrü Paşa'ya şehrin kuşatılması halinde 50 gün savunulması emri verilmişti. Gazeteci Gustav Cirilli, o günler için Edirne Kuşatması Günlüğünde; Kral Ferdinad’ın haçlılarının 21 Ekim’de Edirne’yi kuşattığını, Sırbistan kralı Petro’yu da yanına alarak 15 Kasım’da kuşatmayı tamamlayarak dış dünyadan soyutladığını, 21 Kasım’dan 4 Aralık’a kadar bombaladığını, müttefiklerin, 20’yi aşkın hücumdan, 10 muharebeden, 40 topçu düellosundan, şehrin üzerine yağdırılan 1500 den fazla top mermisinden, 430 binayı yerle bir ettiğinden, 20 kişiyi öldürüp 50 kadarını yaraladığından ancak kaleyi de önemli bir stratejik noktayı da ele geçiremediğinden söz eder.[7][8]
Bu sürede ya Bulgar ordularının geriletileceği ya da İstanbul'dan destek gönderileceği öngörülmüştü. Ancak Mehmed Şükrü Paşa, İstanbul'dan destek alamamasına rağmen, Bulgar ve Sırp ordularının saldırılarına 5 ay 5 gün süreyle direnerek tarihe geçen bir savunma gerçekleştirdi.
Yine de kuşatmanın başarıyla sonuçlanması büyük bir askeri başarı kabul edilir, çünkü şehrin savunması Alman kuşatma uzmanları tarafından geliştirilmiş ve yenilmez kabul edilmişti. Bulgaristan ordusu 5 aylık kuşatma neticesinde, Mehmed Şükrü Paşa'nın teslimi kabul etmesi ile Edirne'yi ele geçirdi.
Kuşatma bittikten sonra, kaynaklara göre Bulgar askerleri veya Yunan yerlileri, Edirne'de bulunan Müslümanların ve Yahudilerin evlerini üç gün boyunca yağmaladı.[9] Ayrıca Carnegie raporuna göre, Bulgar askerleri Türk esirlere vahşice davrandı ve bazılarını öldürdü.[9]
Carnegie Raporu ilke olarak Bulgarlar'a iki temel suçlama getirir;
Aynı raporun 109 - 123. sayfalarında kuşatma sonrasında Sarayiçinde esir tutulan birçok esirin açlık nedeniyle zor koşullarda kaldığı ya da öldüğü bildirilmektedir.
Edirne Kuşatmasını kaleme alan bir dizi gazeteci'den Gustave Cirilli[7][8] Carnegie Raporu'nda da kaynak isim olarak geçer. Ayrıca Edirneli Şevket Dağdeviren, Hafız Rakım Ertür[10] ve Dr. Rifat Osman'ın Balkan Savaşı Günlükleri yayınlanmıştır. Bu günlüklerde Edirne'nin işgal edilmesinden sonra Doğu cephesinden gelen Şop Bulgar askerlerinin Kıyık semtinde tecavüz, cinayet ve yağma olaylarını gerçekleştirdiği kayıt edilmiştir.[6][11][12]
Tarafsız gazeteciliğin yetkin örneklerinden olan Gustave Cirilli;[13] Bulgarların Edirne’ye girdikten sonra uzun kuşatma, savaş ve açlık sonrası bitkin düşmüş Osmanlı esirlerinin şehir dışında Tunca kıyısındaki Eski Saray (Bugünkü Sarayiçi) bölgesine dipçik, yumruk ve tekme darbeleriyle yürütülerek götürüldüğünü, bir kısmının kurşunlanarak öldürüldüğünü, diğerlerinin ise soğuk, açlık ve ölüme terk edildiğini, gömülmeden bırakılan ceset yığınlarının halk sağlığını tehdit ederek kolera salgınlarına neden olduğunu Edirne Kuşatması Günlüğü’ne not etmiştir. Karaağaç yolu üzerinde idam edilerek öldürülmüş birçok Türk’ün cesedini de sokaklarda, tarlalarda ve ırmağa atılmış olarak gördüğünü yine günlüğünün aynı sayfalarında ifade eder. Cirilli, şehre giren Sırp birliklerinin ise Bulgarların tam tersine Edirne halkına terbiyeli ve nazik davranarak onların sempatisini kazandığını, bazen de Bulgarlarla uyguladıkları şiddet nedeniyle kavga ettiklerini günlüklerine kayıt etmiştir.[7][8]
Wikimedia Commons'ta Siege of Adrianople (1912-13) ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur