31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir?

31 Mart Vakası Nedir?

31 Mart Vakası Nedir?, 31 Mart Vakası Nerededir?, 31 Mart Vakası Hakkında Bilgi?, 31 Mart Vakası Analizi? 31 Mart Vakası ilgili 31 Mart Vakası ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz.  31 Mart Vakası ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. 31 Mart Vakası Ne Anlama Gelir 31 Mart Vakası Anlamı 31 Mart Vakası Nedir 31 Mart Vakası Ne Anlam Taşır 31 Mart Vakası Neye İşarettir 31 Mart Vakası Tabiri 31 Mart Vakası Yorumu 

31 Mart Vakası Kelimesi

Lütfen 31 Mart Vakası Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. 31 Mart Vakası İlgili Sözlük Kelimeler Listesi 31 Mart Vakası Kelimesinin Anlamı? 31 Mart Vakası Ne Demek? ,31 Mart Vakası Ne Demektir? 31 Mart Vakası Ne Demektir? 31 Mart Vakası Analizi? , 31 Mart Vakası Anlamı Nedir?,31 Mart Vakası Ne Demektir? , 31 Mart Vakası Açıklaması Nedir? ,31 Mart Vakası Cevabı Nedir?,31 Mart Vakası Kelimesinin Anlamı?,31 Mart Vakası Kelimesinin Anlamı Nedir? ,31 Mart Vakası Kelimesinin Anlamı Ne demek?,31 Mart Vakası Kelimesinin Anlamı Ne demektir?

31 Mart Vakası Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız

31 Mart Vakası Kelimesinin Anlamı Nedir? 31 Mart Vakası Kelimesinin Anlamı Ne demek? , 31 Mart Vakası Kelimesinin Anlamı Ne demektir?

Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı

Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:

Söylemek, söz söylemek -  Ad vermek -  Bir dilde karşılığı olmak -  Herhangi bir ses çıkarmak -  Herhangi bir kanıya, yargıya varmak -  Düşünmek - Oranlamak  - Ummak, - Erişmek -  Bir işe kalkışmak, yeltenmek -  Saymak, kabul etmek -  bir şey anlamına gelmek -  öyle mi,  - yani, anlaşılan -  inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü

31 Mart Vakası Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır

Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı

Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. -  Muşmulaya döngel de derler.

Kamer `ay` demektir. -  Küt dedi, düştü. -  Bu işe herkes ne der? -  Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. -  Bundan sonra gelir mi dersin? -  Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. -  Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! 31 Mart Vakası - Demek gideceksin.

Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler

- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek

 - dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin  - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok

31 Mart Vakası

31 Mart Vakası Nedir? 31 Mart Vakası Ne demek? , 31 Mart Vakası Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi

31 Mart Vakası Kelimesinin Anlamı? 31 Mart Vakası Ne Demek? 31 Mart Vakası Ne Demektir? ,31 Mart Vakası Analizi? 31 Mart Vakası Anlamı Nedir? 31 Mart Vakası Ne Demektir?, 31 Mart Vakası Açıklaması Nedir? , 31 Mart Vakası Cevabı Nedir? , 31 Mart Vakası Kelimesinin Anlamı?






31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir?

31 Mart Vakası

Vikipedi, özgür ansiklopedi
31 Mart Vakası

Hareket Ordusu'nu İstanbul'a girerken gösteren Osmanlı posta kartı
Tarih13 Nisan 1909
Bölge
Sebep II. Meşrutiyet'in ilanından sonra toplumda ve ordu içinde artan kutuplaşma ve gerginlikler; perde arkasından ülkeyi yöneten İttihat ve Terakki'nin uygulamalarından duyulan hoşnutsuzluk; muhalefetin gerici propagandası ile alaylı askerlerin kışkırtılması
Sonuç Hareket Ordusu tarafından isyan bastırıldı.
II. Abdülhamid tahttan indirildi.[1]
Taraflar
İstanbul'da subaylarına karşı isyan eden Avcı Taburları,
Askerin isyanına katılan mutlakiyet yanlısı halk,
İttihat ve Terakki karşıtları
Komutanlar ve liderler
Mahmut Şevket Paşa
Resneli Niyazi Bey
İsmail Enver
Hüseyin Hüsnü Paşa
Mustafa Kemal
II. Abdülhamid (iddia)
31 Mart Olayı, Taksim
Hüseyin Hilmi Paşa kabinesi isyancıların isteği ile istifa etti. Hüseyin Hilmi Paşa kabinesi isyancıların isteği ile istifa etti.
Hüseyin Hilmi Paşa kabinesi isyancıların isteği ile istifa etti.
Yerine Tevfik Paşa kabinesi kuruldu.
Hareket Ordusu askerleri Bakırköy'de
Hareket Ordusu askerleri Taksim'de
Hareket Ordusu Kumanda Heyetinden bir grup
Meclis-i Mebûsan'ın II. Abdülhamid'in hal kararını bildirmek için görevlendirilen ve 27 Nisan 1909 Salı günü öğleden sonra sarayı ziyaret eden Arif Hikmet Paşa, Emanuel Karasu Efendi, Esad Paşa Toptani ve Aram Efendi'den oluşan dört kişilik heyet ile emniyet ve güvenliği sağlayan Albay Galip Bey (Pasiner)
31 Mart Olayı mahkûmları
Abide-i Hürriyet
Mayıs 1909 tarihli Resimli Kitab dergisinde 31 Mart isyancılarının idamı

31 Mart Vakası (Kalkışması, İsyanı, Ayaklanması, Olayı yahut Hadisesi), II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanma ve darbe teşebbüsüdür. Rumi takvime göre 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladığı için bu adla anılmıştır.

On üç gün süren ayaklanma, II. Meşrutiyet döneminin en önemli olaylarından biri olarak kabul edilir.[2] Askerî bir isyan olarak ortaya çıkmasına rağmen isyana dâhil olan softaların propagandaları sonucu sonradan dinî bir hâl almıştır.[3] Sebepleri tam olarak belirlenemeyen bu olayın planlı ve bilinçli bir hareket olup olmadığı kesinlik kazanmamıştır.[2][4] İsyanın ilk günü hükûmet istifa etmiş, isyancı askerler yedi gün süre ile İstanbul'a hâkim olmuştur.

Bir milletvekili, bir nazır ve tespit edilemeyen sayıda asker ve sivilin hayatını kaybettiği isyan, Selânik'te bulunan Üçüncü ve Edirne'de bulunan İkinci Ordulara mensup askerlerin oluşturdukları, Rumeli halkının gönüllü katıldığı “Hareket Ordusu”nun İstanbul'a gelmesi ile bastırıldı. Üç gün süren çarpışmaların ardından sıkıyönetim ilan edildi, Padişah II. Abdülhamit tahttan indirilip yerine V. Mehmed Reşad tahta çıktı. İsyana katılanlar ve destekleyenler yargılanarak 70 kişi idam edildi, 420 kişi ise çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.

Olay kimi arşiv belgelerinde “hareket-i irtica”, “hadise-i irtica”, kimi belgelerde de “hadise-i ihtilaliye”, “hareket-i ihtilaliye”, “harekât-ı iğtişaşiye” ve “vakıa-i ihtilaliye” tabirleri ile ifade edilmektedir.[4] Türk siyasi tarihine irtica kavramının, bu olay ile birlikte girdiği kabul edilir.[4] Ancak kimi araştırmacılar olayı bir irtica ayaklanmasından ziyade amacına ulaşamayan bir askerî darbe girişimi olarak değerlendirilir.[1]

31 Mart Vakası'nda ölenlerin anısına İstanbul'da Abide-i Hürriyet adıyla bir ulusal anıt inşa edilmiştir.[5]

Arka plan[değiştir | kaynağı değiştir]

1908 yılında II. Meşrutiyet'in ilanı ile birlikte Osmanlı Devleti’nde yeni bir siyasal yapılanma ve yeni bir zihniyet yapısının yanı sıra, bu yeni zihniyetten rahatsızlık duyan bir kesim ortaya çıkmış,[4] gerek sivil toplumda gerekse ordu içinde artan kutuplaşma ve gerginlikler isyan ortamı doğurmuştur.

Meşrutiyeti ilan etmiş olmasına rağmen iktidarı tam olarak ele geçirememiş olan ve hükûmet üzerinde dolaylı bir denetim kuran İttihat ve Terakki Cemiyetinin devlet kademelerinde kadrolaşması politik istikrarsızlığa yol açmıştı. Cemiyet ile ters düşen memurların görevlerinden uzaklaştırılmaları, cemiyete girdiğini ispat için yemin etmeyenlerin tutuklanması, farklı siyasi oluşumlara hayat tanınmaması huzursuzluk nedeniydi. İttihat Terakki ve hükûmeti eleştiren gazetelere hatta bu gazeteleri satan bayilere baskı uygulanması isyan ortamını doğuran uygulamalardandı.[4]

Bu ortamda Meşrutiyetin İlanı’ndan birkaç ay sonra İstanbul'da irtica yanlısı bir takım küçük ayaklanmalar meydana geldi, ancak kısa sürede bastırıldı. 7 Ekim 1908'de Fatih Camisi'nde Kör Ali ve İsmail Hakkı adlarında iki hocanın arkasına takılan halkın Yıldız Sarayı’na kadar gidip Meşrutiyet aleyhine gösteri yapmaları bu isyanlardandır.[2]

Henüz tam egemen olamadıkları Kâmil Paşa kabinesine karşı ellerini güçlendirmek isteyen İttihatçıların eylül ayı sonlarında Selânik’te 3. Ordu'dan getirilip Taşkışla’ya yerleştirdikleri üç Avcı Taburu, bir gerginlik konusu idi. Bu taburlara o günlerde cemiyetin destekçisi olarak bakılıyordu. Cemiyet, Bulgar tehdidini öne sürerek İstanbul’daki Avcı Taburlarının sayısını arttırmak isterken Kâmil Paşa hükûmeti kendisine karşı bir ihtilalde kullanılacakları endişesi ile taburların bir an önce gitmesini istiyordu.[3]

Ekim 1908’de ordu içinde “alaylı” ve “mektepli” subaylar meselesinden doğan hoşnutsuzluklar arttı. Eski sisteme göre yetişmiş alaylı subayların kısa süre içinde ordudan tasfiye edileceği söylentileri, alaylı subayların mekteplilerle ilişkilerini her geçen gün biraz daha bozdu.[2] Ordudaki disiplinsizliğin en önemli sebebini ibadet bahanesiyle talimden kaçmak olarak gören Cemiyetin ibadete karşı politikaları ise askeri, din propagandasına açık hâle getirdi.[6]

Bu dönemde Volkan ve Mizan gibi gazetelerin yayınlarında kullandıkları kışkırtıcı üslup, İttihat ve Terakki'nin uygulamalarından zarar görenler üzerinde etkili oldu. Özellikle Derviş Vahdeti’nin çıkardığı Volkan gazetesi 31 Mart Olayı'nda önemli rol üstlendi. İngilizler tarafından finanse ve himaye edilen ve yer yer Prens Sabahattin'in ademimerkeziyetçi görüşlerine de yer veren Volkan gazetesi, alaylı subaylar ve asker kesimi arasında taraftar kazanmış İttihad-ı Muhammedi Cemiyetinin yayın organı hâline gelmişti.[7]

Askerlerin hoşnutsuzlukları ordu içinde çeşitli isyan hareketlerine yol açtı. 31 Mart öncesindeki en önemli askeri isyan, Taşkışla Olayı idi. Askerlik sürelerini doldurarak terhis olmayı bekleyen 87 eratın, askerlik sürelerinin tekrar uzatılması üzerine Ekim 1908’de Taşkışla'da ayaklanması, kanlı bir şekilde bastırıldı. Aralık 1908’de bir tiyatro oyununda oyunun erlere yasak edilmesi ikinci bir ayaklanmaya sebep oldu. Erlerin "bize yasaksa subaylara da yasak olmalıdır" diyerek tiyatroyu basması sonucu şiddetli çarpışmalar gerçekleşti.[2] Askeri kesimdeki ayaklanmalar, 23 Ocak 1909’da Harp Okulu öğrencilerinin ayaklanması ile devam etti. Öğrenciler, Okul Nizamnamesi'nin aşırı sertliği ve yabancı dil öğrenmekte güçlük çekmekten şikayetçi idi; olay, 60 öğrencinin okuldan kovulması ile sonuçlandı.[2] Mart 1909’da ise Abdülhamit’in özel muhafız alayının bir bölümünü oluşturan Arnavut ve Arap asıllılardan oluşan Zuhaf Alayı'na, geleneklere aykırı şekilde, Türk askerlerinin katılmak istenmesi sırasında olaylar yaşandı. Bütün bu olaylarda hep Selânik'ten getirilmiş olan avcı taburlarının ayaklanan birliklere karşı kullanılmış olması Birinci Ordu içerisinde avcı taburlarına karşı genel bir düşmanlık duygusunun doğmasına yol açtı.[2]

Toplumdaki bir başka çatışma konusu, “asker-medreseliler” çatışması idi. Medreselilerin askerlik hizmetinden muaf tutulmasını haksızlık olarak değerlendiren Harbiyeliler, muaflığın devamı için medrese mensuplarının hiç olmazsa basit bir okuma yazma sınavına tabi tutulmalarını istiyordu. Şeyhülislamlık ile Harbiye Nezareti arasındaki pazarlık sonucu medreselilerin birkaç satır yazı yazmalarını, birkaç basit cümle okumalarını, namaz ve oruç bahislerinden sorular içeren bir sınava tabi tutulmaları kabul edildi. Bu karar, medreselilerde Harbiye Nazırı’na karşı büyük öfke doğurdu.

İttihat ve Terakki ile çatışan Kâmil Paşa Hükûmetinin 4 Şubat 1909’da Meclis'in vermiş olduğu “âdem-i itimad” oyları ile düşürülmesinden sonra sadarete Hüseyin Hilmi Paşa’nın getirilmesi ile İttihat ve Terakki Cemiyeti, hükûmeti resmen ele geçirmiş oldu.

Toplumda artan kutuplaşmalar ve tahammülsüzlüklerin sonucu olarak çeşitli siyasi cinayetler işlendi. 7 Nisan 1908 Çarşamba günü Serbesti gazetesi başmuharriri Hasan Fehmi bir köprü üzerinde arkadaşı Ertuğrul Şakir’le yürürken öldürülmesi bu cinayetlerdendi. Hasan Fehmi’nin öldürülmesinde İttihat ve Terakki’nin parmağının olduğu iddia edilmiş, bu cinayetten sonra Cemiyete karşı oluşan olumsuz hava, kimi İttihatçıların partiden istifasına yol açmıştır. Oldukça hareketli fikir ve eylem ortamı Serbesti gazetesi başyazarı Hasan Fehmi’nin öldürülmesi ile şiddete dönüştü.[4]

İsyanın ortaya çıkışı[değiştir | kaynağı değiştir]

Rumeli'den İstanbul'a getirilip Taşkışla’ya yerleştirilmiş olan 4. Avcı Taburu, 12-13 Nisan 1909 gece yarısı (Rumi takvimle 30 Mart'ı 31'e bağlayan gece) başlarında çavuşları olmak üzere ayaklanmış ve kışladaki komutayı ellerine geçirerek bazı subayları hapsetmiştir. Sabaha doğru askerle kışladan çıkıp Ayasofya Meydanı'na ilerlerken isyan diğer kışlalara da yayıldı. Sayıları 5-6 bini bulan askerler, "Şeriat isteriz! Padişahım, çok yaşa!" sözleriyle meydanda toplandılar. Onlara katılan yüzlerce hoca ve medrese öğrencisi de gelerek mektepli subayların orduyu Frenkleştirmeye çalıştıkları, bütün bunların İttihat ve Terakki Cemiyetinin başı altından çıktığı, din hükümlerinin ayaklar altına alındığını ifade eden konuşmalar yaptılar.

Ayaklanmacılar, kalabalığın artmasından sonra meydana yakın bir mesafedeki Meclis binasını kuşattılar. Hükûmetten Harbiye Nazırının ve Mahmut Muhtar Paşa’nın görevlerinden alınmasını, eski Harbiye Nazırı Nâzım Paşa’nın yeniden göreve getirilmesini istediler. Şeyhülislam Ziyaettin Efendi'yi aracı kıldılar. Kısa bir süre içinde İstanbul'un tüm semtleri isyancı erler tarafından kontrol altına alındı. İsyancıların isteklerinin kabul edildiği kararını alan Osmanlı kabinesi bunu isyancılara ulaştırmaya çalışırken isyancılar kuşattıkları Meclis binasını işgal ettiler. Adliye Nazırı Nâzım Paşa, Ahmed Rıza Bey'e benzediği için; Lâzkiye Milletvekili Emir Arslan Bey de Hüseyin Cahit Bey sanılarak öldürülürken Bahriye Nazırı Rıza Paşa ağır yaralandı. Milletvekillerinin öldürülmesi, Şura-yı Ümmet ve Tanin basımevlerinin yağma edilmesi üzerine Padişah'ın isteği ile kabine istifa etti. İsyancıların görüşleri doğrultusunda 14 Nisan 1909'da Tevfik Paşa Kabinesi kuruldu ve göreve başladı.

İsyancılar tarafından “Aff-ı Şahâne" adı verilen genel af ilan edildi ancak umulduğu gibi isyancıların zorbalığı sona ermedi. Aralarında Şerif Sadık Paşa ve Katibi Esat Bey, Süvari Teğmeni Selâhattin Mümtaz ve Üsteğmen Yusuf Nurettin’in bulunduğu bazı subaylar öldürüldü. İsyancıların İstanbul içerisinde küçük gruplar hâlinde dolaşarak silah atmaya, Türk kadınlarının Beyoğlu'na çıkmasına engel olmaya, Frenk gömleği giyen kimseleri tartaklamaya başladıkları görüldü. Asâr-ı Tevfik Zırhlısı Kaptanı Deniz Binbaşılarından Ali Kabuli Bey'in, kendi gemisinin erleri tarafından sokaklarda sürüklenip Yıldız Sarayı'na kadar götürülerek Abdülhamit'in gözleri önünde öldürülmesi, isyancıların en vahşi eylemlerindendi.

Yıldız Yağması[değiştir | kaynağı değiştir]

31 Mart İsyanı sırasında Selânik'ten gelen Hareket Ordusu'nun (Selânik Ordusu) Yıldız Sarayı'nı yağmalamasına Yıldız Yağması denmiştir. Meşhur 31 Mart ayaklanmasını bastırmak üzere İstanbul'a yürüyen Hareket Ordusu'ndaki askerler Yıldız Sarayı'nı basıp giyecek ve yiyecek çalmışlar, sarayda tahribata yol açmışlardır.

Tahsin Demiray "Yıldız yağması" başlıklı yazısında şu bilgiyi vermektedir:

İttihatçılar, Abdülhamit'i Yıldız'dan ani olarak uzaklaştırmaz. Sarayın mücevher, zümrüt, yakut altın, inci vesaire kıymetli her nesi varsa oradan aldırmışlardır. Değeri milyonlar tutan ve aynı zamanda tarihî hazine teşkil eden küçük parça eşya büyük sandıklara doldurulup hemen Harbiye Nezaretine getirilip orada büyük dış kapının yanlarındaki -bugün biri rektörlük, diğeri Türkiyat Enstitüsü olan- binaların alt katlarına yerleştirilmişlerdir.

Bu nakil işine nezaret eden Şehremini Ebubekir H. N. Tepeyran hatıralarında: Bizzat mühürlediğim kapılar sonradan açılmıştır." diyor ve talanı anlatıyor.

Memduh Paşa da:. ... Yıldız Sarayı'nda hizmetle mevki tutmuş olanlar, halden bir gün evvel kuvve-i müsellaha (Silahlı güç, Ş.A) ile çıkarılıp hırpalanmış ve tevkif hücrelerine sokulmuşlardır. Kadınefendiler, şehzadelerle sultanlar ve cariyeler ayrıca çıkarıldıklarından sarayın hazinesinde mevcut cevahir ve nukut (Nakit paralar, Ş.A) memurini askeriye vasıtası ile ahz ve nakledilmiştir." demektedir.

İsyanın bastırılması[değiştir | kaynağı değiştir]

Selânik, İstanbul’daki isyandan Jandarma Yüzbaşısı İsmail Canbulat Bey’in ilettiği “Meşrutiyet mahvoldu.” ibareli telgrafıyla haberdar oldu. Selânik’te isyana karşı büyük bir miting tertip edildi. Serez’de ve diğer Makedonya şehirlerinde de isyana büyük tepki doğdu. Padişah, Sadaret ve Meclis-i Mebusan’a protesto telgrafları çekildi.[4]

Selânik'teki İttihatçılar arasında İstanbul üzerine bir kuvvet yollamak konusunda bir fikir birliği meydana gelmişti.[3] 14 Nisan günü Selânik’te genel seferberlik ilan edilerek Selânik Redif Tümeni'nin bütün taburları silahaltına alındı. Bu birliklere Edirne'de bulunan İkinci Ordu Birlikleri ve Selânik çevresinde sivil gönüllüler de katıldı. "Özgürlük kahramanı" olarak tanınan Resneli Niyazi Bey de Resne'de bir araya getirdiği gönüllülerle birlikte bu hareketin içinde yer aldı.[2] Toplanan bütün kuvvetlerin başına Selânik IX. Redif Fırkası (tümeni) Kumandanı Hüsnü Paşa getirildi, Kurmay Başkanlığına da Kolağası Mustafa Kemal Bey atandı. Mustafa Kemal Bey, Selânik’ten İstanbul’a hareket eden orduya “Hareket Ordusu” adını verdi.[3]

Hareket Ordusu, 14 Nisan akşamı trenle İstanbul’a hareket etti. İstanbul önlerine geldikten sonra 19 Nisan’da İstanbul halkına ordunun amacını açıklayan bir beyanname yayımladı. Hüseyin Hüsnü Paşa’nın imzasıyla yayımlanan beyannameyi Mustafa Kemal kaleme almıştı. Beyanname, telgrafla Erkân-ı Harbiye-yi Umumîye'ye iletildi ve sokaklarda halka dağıtıldı.[3]

Hareket Ordusu, İstanbul’a girme hazırlığında iken komuta değişikliği yapıldı; ordunun komutanlığına Mahmut Şevket Paşa atandı. Hareket Ordusu Kurmay Başkanlığı Binbaşı Enver'e verildi. Mahmut Şevket Paşa 23 Nisan’ı 24 Nisan’a bağlayan gece orduya İstanbul içlerine ilerleme emri verdi. İsyancıların en yoğun direnme noktaları Taşkışla, Davutpaşa ve Taksim Kışlaları'nda olmuş ve kanlı çarpışmalar gün boyu sürmüştü.[2] Hareket Ordusu İstanbul'daki isyanı bastırdıktan sonra birliklerini Yıldız Sarayı'na yönlendirdi. İki günlük kuşatmadan sonra 27 Nisan'da Hareket Ordusu saraya girerek denetimi ele geçirdi.

İsyanın bastırılmasından sonraki gelişmeler[değiştir | kaynağı değiştir]

Hareket Ordusu'nun İstanbul'da duruma tamamen hâkim olmasıyla birlikte Padişah II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi konusu gündeme gelmiştir. Ayaklanmanın tamamen bastırılmasıyla kendisini güvende hisseden Meclis-i Mebûsan, 25 Nisan'da Yeşilköy'den Ayasofya yakınındaki kendi binasına geri döndü ve 27 Nisan 1909'da bu konuyu görüşmek üzere toplandı. Sultan Abdülhamit'in hilafet ve tahttan indirilmesi oy birliği ile kabul edildi.[2] Abdülhamit'in yerine kardeşi Veliaht Mehmet Reşat Efendi'yi getiren Meclis, bu kararı Abdülhamit'e bildirmek üzere dört kişilik bir kurul oluşturdu. Abdülhamit, Selânik'te sürgüne gönderildi.[8] Osmanlıların birlikteliklerinin devam etmekte olduğunu göstermek maksadıyla dört kişilik kurulda Ermeni ve Yahudi milletvekillerine yer verilmişti ancak bu ileride İttihatçıların şiddetle eleştirilmelerine, siyonistlikle suçlandırılmalarına sebep olmuştur.[2]

Olayların sona ermesiyle İstanbul'da sıkıyönetim ilan edilmiş, isyana karışanların tespiti yapılmış ve geniş çapta tutuklamalar başlamıştır. Suçluların yargılanarak cezalandırılması amacıyla üç Divan-ı Harp; tutuklananların ilk sorgulamalarını yapmak üzere Tahkik Heyetleri, halkın bu olaylara karışan kimseler hakkında bildiklerini haber verebilmesi için Tedkikât Heyetleri oluşturuldu. Yargılamalar sonunda 70 kişi idama, 420 kişi müebbet ve 6 aydan başlayan çeşitli hapis, yüzlerce kişi de süresiz sürgün cezalarına çarptırıldı. İdama mahkûm olanların cezaları Beyazıt ve Ayasofya meydanlarında, Köprübaşı’nda, Kasımpaşa’da darağaçları kurularak infaz edildi. Ege'den yabancı bir ülkeye kaçmak için trenle İzmir'e gitmeye çalışırken yakalanan Derviş Vahdeti'nin yargılanması bir aydan fazla sürdü. Akıl sağlığının bozuk olduğu yönündeki savunmasına itibar edilmedi, 19 Temmuz 1909'da Ayasofya Meydanı'nda asılarak idam edildi.

31 Mart şehitleri için yaptırılan ve açılışı 23 Mayıs 1911 tarihinde gerçekleşen Abide-i Hürriyet’e 2 subay ve 42 askerin cenazesi yerleştirildi.[6]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ a b Eroğlu, Nazmi. "31 Mart Olayı ve Hareket Ordusu'nun Ortaya Çıkış Sebepleri". 12 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2016. 
  2. ^ a b c d e f g h i j k Aysal, Necdet. "Örgütlenmeden Eyleme Geçiş: 31 Mart Olayı" (PDF). 19 Kasım 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2016. 
  3. ^ a b c d e Yıldız, Sıddık, “Çıkışından Bastırılmasına kadar 31 Mart İsyanı” (master tezi), Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Ankara 2006 s.256
  4. ^ a b c d e f g Aslan, Taner. "31 Mart Hadisesi Üzerine Vilayetlerde Çıkan Olaylar Karşısında Alınan Tedbirlere ve Askerî Faaliyetlere Dair Yazışmalar" (PDF). 16 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Şubat 2016. 
  5. ^ Yalçın, Soner. "Osmanlı'nın Anıtkabir'i Abide-i Hürriyet'ti". 14 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2016. 
  6. ^ a b Hür, Ayşe. "31 Mart 'ihtilal-i askeriyesi'". 14 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2016. 
  7. ^ Baysan, Galip. "31 Mart Ayaklanması: Nedenleri ve Sonuçları". 13 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Şubat 2016. 
  8. ^ Gül, Emre. "Sultan Abdülhamit'e "Seni millet azletti' dediler". 2 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2016. 

31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Nedir? :31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? ile ilgili 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? burada bulabilirsiniz. Detaylar için sitemizi geziniz 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Ne Demektir? 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Açıklaması Nedir? 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Cevabı Nedir? 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Kelimesinin Anlamı? 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? konusu Nedir Ne, yaşantımızda sık kullanılan kelimelerden birisi olarak karşımıza çıkar. Hem sosyal medyada hem de gündelik yaşantıda kullanılan ne kelimesi, uzun yıllardan beri dilimizdedir. 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Türk Dil Kurumu na (TDK) göre farklı anlamları olan ne kelimesi, Türkçe de tek başına ya da çeşitli cümleler eşliğinde kullanılabilir. 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Ne kelimesi ne demek, TDK ya göre anlamı nedir sorularının cevabını arayanlar için bildiris.com doğru adres! Peki, ne kelimesi ne demek, TDK ye göre anlamı nedir? 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Ne kelimesinin kökeni ne, ne kelimesinin kaç anlamı var? 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? İşte TDK bilgileri ile merak edilenler
31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Açıklaması? :31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Açıklama Bir Terim Kavram Ya Da Başka Dilsel Olgunun Daha İyi Anlaşılması İçin Yapılan Ek Bilgidir.31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Söz Konusu Bilgi Açıklanacak Sözcükten Daha Uzun Olur 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Açıklama İle İlgili Durumun Kanıtı Şu Şekilde Doğrulanabilir 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Bir Sözlükteki Tanım İlgili Sözcük Yerine Kullanılabilirse, Bu Bir Açıklamadır. 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Yani Aynı Bağlam İçinde Hem Sözcük Hem De Tanım Kullanılırsa Ve Anlamsal Açıdan Bir Sorun Oluşturmuyorsa Bu Bir Açıklamadır.
31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Gerçek mi? :31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? ile ilgili 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? burada bulabilirsiniz. Detaylar için sitemizi geziniz Gerçek anlam 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? sözcüklerin birincil anlamı ile (varsa) bu anlamla doğrudan ilişkili olan anlamlarıdır. Gerçek anlam, temel anlam ile yan anlamların bileşkesidir. 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Bir sözcüğün mecaz olmayan tüm anlamlarını kapsar.
31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Hakkında? :31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? ile ilgili 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? burada bulabilirsiniz. 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Detaylar için sitemizi geziniz 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? Bu sayfada Hakkında nedir Hakkında ne demek Hakkında ile ilgili sözler cümleler bulmaca kısaca Hakkında anlamı tanımı açılımı Hakkında hakkında bilgiler 31 Mart Vakası nedir?, 31 Mart Vakası anlamı nedir?, 31 Mart Vakası ne demektir? resimleri Hakkında sözleri yazıları kelimesinin sözlük anlamı nedir almanca ingilizce türkçe çevirisini bulabilirsiniz
Aramca, Amerika Konfedere Devletleri bayrağı, Kasım 1992 Türkiye ara yerel seçimleri, Four Weddings and a Funeral, 1417, 1982 Afrika Uluslar Kupası, Cosmos (müzik grubu), Valandova Belediyesi, Kaplumbağa Terbiyecisi, Bayburtlu Kara İbrahim Paşa, Amerika Doğa Tarihi Müzesi, ZigZag, Pirata praedo, Yalnızkonak, Ağrı, Muizzeddin Melikşah, MÖ 546, Müizzeddin Melikşah, Amerika Birleşik Devletleri’nin en yüksek yapıları listesi, Mersin Kent Tarihi Müzesi, Grönland bayrağı, Donald O. Hebb, Bayburt Üniversitesi, Sınır, Sinir, Mikel John Obi, Ascoli Calcio 1898 FC, Abdülaziz Bayındır, Aden Kolonisi, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (film), Melon, Kumtepe, Çarşamba, Ayşegül Devecioğlu, Amerika Birleşik Devletleri, Göltaş Tren İstasyonu, Piotr Świerczewski, Taormina Kuşatması (962), Varoluş, Gezegen sistemi, Nadia Ali diskografisi, Amerika Birleşik Devletleri İç Güvenlik Bakanı, H. M. Stanley, Kaleseramik, can i have it like that, Bayburt Özel İdarespor, Ömer Naci Bozkurt, Can I Have It Like That, Eien, Amerika Birleşik Devletleri İstihbarat Topluluğu, Kojo, Almanyadaki futbol stadyumları listesi, Burn Notice, Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Ajansı, Take Care, Animax, Kung Fu, Youssef Chippo, Liz Friedlander, TF2 (İstanbul teleferiği), Stylus, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlığı, 1711, Usher Hall, Esin Eden, Bayağı çalı kuşu, Fort Worthtaki en yüksek binalar listesi, Geç Dönem, Eucalyptus abdita, Piper salgaranum, Amerika Birleşik Devletleri pasaportu, Kara cüce, Bayağı zebra, Hatice, NGC 6870, Amerika Birleşik Devletleri millî futbol takımı, Swanke Hayden Connell Architects, Dr. Esad Feyzi Bey, Bakteriyel menenjit, istari, Balıkesirde 1995 Türkiye genel seçimleri, 10. Kral TV Video Müzik Ödülleri, Istari, İglulik, Sveriges Television, Amerika Birleşik Devletleri koloni dönemi, Slovak mutfağı, 1963 Kıbrıs Anayasası değişikliği önerisi, Theridion pinguiculum, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, Bayağı turna, Amerika Birleşik Devletleri dışişleri bakanı yardımcısı, Steven Zaillian, Tarık Biberovic, Sanat müzesi, Haydarpaşa Limanı, Amerika Birleşik Devletleri diplomatik belge sızıntısı, Hong Kong İngilizcesi, Görecelik, Viareggio Ödülü, En İyi Enstrümantal Aranjör, Besteci, Orkestra veya Koro Lideri Pop Performansı Grammy Ödülü, Musa bin Meymun,
Topsuz Nedir?, Sovyetler Birliği bayrağı Anlamı Nedir, Sovyetler Birliği bayrağı Nasıl Oluştu, Sovyetler Birliği bayrağı Tarihi, Sovyetler Birliği bayrağı Renkleri, Sovyetler Birliği bayrağı Tasarımı, Aslan Sezgin Kimdir?, Topraksız Nedir?, Şener Pul Kimdir?, Topraksı Nedir?, Serap Çakır Kimdir?, Selma Karaman Kimdir?, Formaliteci Nedir?, Yavuz Tellioğlu Kimdir?, Toprakçıl Nedir?, Forgetful Nedir?, Sırbistan-Karadağ bayrağı Anlamı Nedir, Sırbistan-Karadağ bayrağı Nasıl Oluştu, Sırbistan-Karadağ bayrağı Tarihi, Sırbistan-Karadağ bayrağı Renkleri, Sırbistan-Karadağ bayrağı Tasarımı, Toprak Rengi Nedir?, For Nedir?, İsmail Aybars Aksoy Kimdir?, Nail Çiler Kimdir?, Toprak Altı Nedir?, Fonolojik Nedir?, Bekir Sıtkı Tarım Kimdir?, İhsan Sarıyar Kimdir?, Topolojik Nedir?, Hasan Bitmez Kimdir?, Topoğrafik Nedir?, Sancak-ı Şerif Anlamı Nedir, Sancak-ı Şerif Nasıl Oluştu, Sancak-ı Şerif Tarihi, Sancak-ı Şerif Renkleri, Sancak-ı Şerif Tasarımı, Lütfi İlteriş Öney Kimdir?, Ufuk Değerliyurt Kimdir?, Folklorik Nedir?, Rana Berk Kimdir?, Toplum Dışı Nedir?, Fokurdak Nedir?, Toplum Bilimsel Nedir?, Fodulca Nedir?, Ayla Bedirhan Çelik Kimdir?, Harun Özgür Yıldızlı Kimdir?, Samara bayrağı Anlamı Nedir, Samara bayrağı Nasıl Oluştu, Samara bayrağı Tarihi, Samara bayrağı Renkleri, Samara bayrağı Tasarımı, Figen Yıldırım Kimdir?, Flüoresan Nedir?, Ayhan Özçelik Kimdir?, Toplanık Nedir?, İzzet Kaplan Kimdir?, Mühip Kanko Kimdir?, Prensin Bayrağı Anlamı Nedir, Prensin Bayrağı Nasıl Oluştu, Prensin Bayrağı Tarihi, Prensin Bayrağı Renkleri, Prensin Bayrağı Tasarımı, Recep Bozdemir Kimdir?, Ali Topçu Kimdir?, Toparlakça Nedir?, Hurşit Çetin Kimdir?, Fadik Temizyürek Kimdir?, Toparlağımsı Nedir?, Toparlacık Nedir?, Osmanlı bayrağı Anlamı Nedir, Osmanlı bayrağı Nasıl Oluştu, Osmanlı bayrağı Tarihi, Osmanlı bayrağı Renkleri, Osmanlı bayrağı Tasarımı, Ülkü Doğan Kimdir?, Mehmet Akif Perker Kimdir?, Necmi Özgül Kimdir?, Top Sakallı Nedir?, Hasan Daşkın Kimdir?, Hasan Memişoğlu Kimdir?, Nazi Almanyası bayrağı Anlamı Nedir, Nazi Almanyası bayrağı Nasıl Oluştu, Nazi Almanyası bayrağı Tarihi, Nazi Almanyası bayrağı Renkleri, Nazi Almanyası bayrağı Tasarımı, Fitopatolojik Nedir?, Öztürk Keskin Kimdir?, Şeref Baran Genç Kimdir?, Tonla Nedir?, Nuran Ergen Kılıç Kimdir?, Fitne Kumkuması Nedir?, Filiz Orman Akın Kimdir?, Tombulca Nedir?, Fitne Fücur Nedir?, Zürriyetsiz İsminin Anlamı Nedir?, Fitilsiz Nedir?, Natalia Cumhuriyeti Bayrağı Anlamı Nedir, Natalia Cumhuriyeti Bayrağı Nasıl Oluştu, Natalia Cumhuriyeti Bayrağı Tarihi, Natalia Cumhuriyeti Bayrağı Renkleri, Natalia Cumhuriyeti Bayrağı Tasarımı, Zürriyetli İsminin Anlamı Nedir?, Mustafa Süleyman Kurtar Kimdir?, Züppe İsminin Anlamı Nedir?, Fitilci Nedir?, Dağıstan Budak Kimdir?, Yrd Doç Dr Bilge Gökçen Röhlig Kimdir? Yrd Doç Dr Bilge Gökçen Röhlig Nereli Yrd Doç Dr Bilge Gökçen Röhlig Kaç Yaşında?, Zümrüdi İsminin Anlamı Nedir?, Tolgasız Nedir?, Fitçi Nedir?, Hatice Gül Bingöl Kimdir?, Gökhan Baylan Kimdir?, Zülüflü İsminin Anlamı Nedir?, Tolgalı Nedir?, Fişlik Nedir?, Kampuçya Halk Cumhuriyeti bayrağı Anlamı Nedir, Kampuçya Halk Cumhuriyeti bayrağı Nasıl Oluştu, Kampuçya Halk Cumhuriyeti bayrağı Tarihi, Kampuçya Halk Cumhuriyeti bayrağı Renkleri, Kampuçya Halk Cumhuriyeti bayrağı Tasarımı, Toleranssız Nedir?, Züllü İsminin Anlamı Nedir?, Fişli Nedir?, Fişeksiz Nedir?, Zülcelâl İsminin Anlamı Nedir?, Sözdar Akdoğan Kimdir?, Murat Turna Kimdir?, Fahri Özkan Kimdir?, Zührevi İsminin Anlamı Nedir?, Fişekli Nedir?, Züğürt İsminin Anlamı Nedir?, İzmir bayrağı Anlamı Nedir, İzmir bayrağı Nasıl Oluştu, İzmir bayrağı Tarihi, İzmir bayrağı Renkleri, İzmir bayrağı Tasarımı, Filiz Çelik Kimdir?, Toksikolojik Nedir?, Fistolu Nedir?,