Yılmaz Güney Nedir?
Yılmaz Güney Nedir?, Yılmaz Güney Nerededir?, Yılmaz Güney Hakkında Bilgi?, Yılmaz Güney Analizi? Yılmaz Güney ilgili Yılmaz Güney ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Yılmaz Güney ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Yılmaz Güney Ne Anlama Gelir Yılmaz Güney Anlamı Yılmaz Güney Nedir Yılmaz Güney Ne Anlam Taşır Yılmaz Güney Neye İşarettir Yılmaz Güney Tabiri Yılmaz Güney Yorumu
Yılmaz Güney Kelimesi
Lütfen Yılmaz Güney Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Yılmaz Güney İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Yılmaz Güney Kelimesinin Anlamı? Yılmaz Güney Ne Demek? ,Yılmaz Güney Ne Demektir? Yılmaz Güney Ne Demektir? Yılmaz Güney Analizi? , Yılmaz Güney Anlamı Nedir?,Yılmaz Güney Ne Demektir? , Yılmaz Güney Açıklaması Nedir? ,Yılmaz Güney Cevabı Nedir?,Yılmaz Güney Kelimesinin Anlamı?,Yılmaz Güney Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Yılmaz Güney Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Yılmaz Güney Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Yılmaz Güney Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Yılmaz Güney Kelimesinin Anlamı Nedir? Yılmaz Güney Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Yılmaz Güney Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Yılmaz Güney Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Yılmaz Güney - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Yılmaz Güney
Yılmaz Güney Nedir? Yılmaz Güney Ne demek? , Yılmaz Güney Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Yılmaz Güney Kelimesinin Anlamı? Yılmaz Güney Ne Demek? Yılmaz Güney Ne Demektir? ,Yılmaz Güney Analizi? Yılmaz Güney Anlamı Nedir? Yılmaz Güney Ne Demektir?, Yılmaz Güney Açıklaması Nedir? , Yılmaz Güney Cevabı Nedir? , Yılmaz Güney Kelimesinin Anlamı?
Bu maddenin giriş bölümü çok uzamaya başlamıştır. |
Yılmaz Güney veya doğum adıyla Yılmaz Pütün (1 Nisan 1937; Yenice, Adana - 9 Eylül 1984; Paris), Türk oyuncu, yönetmen, senarist, yapımcı ve yazardır.[23] Güney, Türk film endüstrisinde hızla öne çıkmış ve eserlerinin birçoğunu Türkiye'deki sıradan işçi sınıfı insanlarının içinde bulunduğu kötü duruma adamıştır.[24] Filmlerinde Kürt kültürünün, halkının ve dilinin tasvirini etkin bir şekilde kullanmıştır.[25][26][27] Özellikle 1966'daki Çirkin Kral dönemi sonrasında yazıp yönettiği ödüllü Yol, Sürü ve Duvar, yazıp yönettiği ve oynadığı Umut, Umutsuzlar, Baba, Ağıt, Arkadaş ve Endişe filmleriyle tanınmaktadır.
1 Nisan 1937'de Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Yenice'de Kürt ve Zaza kökenli köylü bir ailenin iki çocuğundan biri olarak doğan Yılmaz Güney, 1959'da senaryosunu yazıp oynadığı Bu Vatanın Çocukları ve Ala Geyik filmleriyle sinemaya adımını attı.[28][29] Birçok kez yasal sorunlar yaşayan Güney, ilk olarak 1961'de, önceden yazdığı bir öyküde komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklanıp bir buçuk yıl hapis ve altı ay sürgün cezası aldı.[28][30][31] Bir dönem macera ve aksiyon filmleri çeken Güney, 1960'ların sonlarından itibaren ise toplumsal ve politik filmlere yöneldi. 1972 yılında, Türkiye Halk Kurtuluş Partisi–Cephesi militanlarını sakladığı gerekçesiyle 10 yıl hapse mahkûm edildi;[32][33] ancak 1974 Genel Affı sonucunda 20 Mayıs 1974'te serbest kaldı.[34] Dört ay sonra, 13 Eylül 1974'te, Endişe filminin çekimleri için bulunduğu Adana'da bir gazinoda bir yargıcı silahla öldürmekten suçlu bulundu.[35] Cinayetin ardından yargılandı ve 1976'da 19 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.[36] Hapiste kaldığı dönemde senaristliğe ve yönetmenliğe devam etti. 1978'de senaryosunu yazdığı ve Zeki Ökten ile yönettiği Sürü filmi, 1979'da Locarno Uluslararası Film Festivali'nde Altın Leopar Ödülü'nü kazandı.[37]
Güney, 1981'de izinli olarak çıktığı Isparta Yarı Açık Cezaevi'ne geri dönmeyip yurt dışına firar etti ve yaşamını Fransa'da sürdürmeye başladı. Kendisinin yazdığı ve Şerif Gören ile birlikte yönetmenliğini yaptığı 1981 yapımı Yol filmi, 1982'de Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü kazandı ve bu ödülü Türkiye'den kazanan ilk yönetmen oldu. Güney, firarından sonra yurda dönme çağrılarına uymadığı gerekçesiyle 12 Eylül döneminde, 1983'te Türk vatandaşlığından çıkarıldı.[38][39] 1983'te Cigerxwîn ve Abdurrahman Şerefkendi gibi Kürt şairlerle birlikte Paris Kürt Enstitüsü'nü kurdu. 9 Eylül 1984'te, mide kanserinden dolayı 47 yaşında Paris'te öldü.[40]
Yılmaz Güney'in gerçek adı Yılmaz Pütün'dür.[41] Kendi ifadesine göre Pütün, "kırılması zor ve sert meyve çekirdeği" demektir. 1 Nisan 1937 tarihinde[not 2] köylü bir ailenin iki çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Zaza kökenli babası, Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinin Desman köyünden; Kürt kökenli annesi ise Muş'un Varto ilçesindendir. Adana'da büyüdü, Adana ileride birçok filmine konu oldu. Adana'da bir süre Kemal ve And Film şirketlerinin bölge temsilcisi olarak çalışan Güney, üniversite okumak üzere İstanbul'a gitti ve yönetmen Atıf Yılmaz ile tanıştı. Bu süreçte bir yandan da hikâyeler yazan Güney, daha sonra Atıf Yılmaz'ın da desteğiyle sinemada çalışmalarına başladı.
Yılmaz Güney, 1959 yılında Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı Bu Vatanın Çocukları ve Ala Geyik isimli filmlerin hem senaryosunu yazdı hem de bu filmlerde rol alıp oynadı. Karacaoğlan'ın Karasevdası'nda da yönetmen yardımcılığı yaptı. Yeni Ufuklar ve On Üç gibi dergilere de öyküler yazan Güney, bir öyküsünde komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılandı ve 1961 yılında bir buçuk yıl hapis cezasına mahkûm oldu.
İki yıl sonra kaldığı yerden devam eden Güney, bu dönemde daha çok macera filmleri çekti. Filmlerinde, "ezilen, hor görülen bir Anadolu çocuğunun otoriteye başkaldırısı" konusunu işledi. "Çirkin Kral" lakabını aldı. Bu dönemdeki en önemli filmi, Lütfü Akad'ın yönettiği ve kendisinin yazdığı bir film olan Hudutların Kanunu'dur.
1966'da, Hudutların Kanunu filminin çekimleri sırasında Şanlıurfa'da alkollü araç kullanırken bir çocuğa çarparak ölümüne sebep oldu.[44][45] Yılmaz Güney, 1971 yılında Efraim Elrom'un öldürülmesinden sorumlu olan başta Mahir Çayan olmak üzere diğer Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi militanlarını sakladığı[46] gerekçesiyle 2 yıl hapse ve sürgüne mahkûm edildi. Güney içeride kaldığı süre boyunca sinema ve sanat ile ilgili fikirlerini, şiir ve öykülerini o dönemde çıkarmaya başladığı Güney dergisinde yayımladı. Bülent Ecevit başbakanlığındaki 37. Türkiye Hükûmeti tarafından çıkarılan genel af sonucu 20 Mayıs 1974'te cezaevinden çıktı. İki yıldan fazla cezaevinde kalan Güney aynı yıl Arkadaş filmini çekti. Yine aynı yıl Endişe adlı filmi çekerken Adana'nın Yumurtalık ilçesindeki bir gazinoda ilçe yargıcı Sefa Mutlu'yu öldürdü (13 Eylül 1974)[47] ve tutuklandı. 25 Ekim'de Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılamaların sonucunda 13 Temmuz 1976'da 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı.[48][49] Cezaevinde sinema ile olan ilgisi devam etti. Bu dönemde yazdığı ve Zeki Ökten tarafından çekilen Sürü (1978) ve Düşman (1979) filmleri büyük ilgi gördü.[50][51] Yine kendisinin yazdığı ve Şerif Gören ile birlikte yönettiği Yol (1981) filmi de büyük ilgi gördü.[52] Daha sonra, yurt dışında Yol'un kurgusunu yaptı ve film 1982'de Cannes Festivali'nde Altın Palmiye aldı.[53]
Beş yıl hapis yattıktan sonra 9 Ekim 1981 tarihinde izinli olarak çıktığı Isparta Yarı Açık Cezaevi'nden yurt dışına firar etti. Güney'in hapisten kaçışı da filmlerini anımsattı. Hapse girmeden yıllar önce çekmiş olduğu Şeytanın Oğlu filminde, bir günlük bayram izninde dışarı çıkan ve kayıplara karışan bir adamın hikâyesini anlatmıştı. Filmine benzer bir yaşantı tecrübe etti. Bir günlük izin ile hapisten çıkan Güney, Antalya'nın Kaş ilçesinden Yunanistan'a bağlı Meis Adası'na, oradan da İsviçre'ye kaçtı. 6 Ocak 1983 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Güney daha sonra Fransa'ya geçti ve yaşamının geri kalanını orada geçirdi.[54]
Yurt dışına kaçtıktan sonra Fransa'da Duvar filmini çekti. Güney'in 1976 yılında Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde tanıklık ettiği, çocuklar koğuşunda çıkan ve tüm cezaevine yayılan bir isyanın sinemaya aktarıldığı Duvar filmi onun son filmi olmuştur.
Güney, 1983'te Cigerxwîn ve Abdurrahman Şerefkendi gibi Kürt şairlerle birlikte Paris Kürt Enstitüsünü kurdu. 1984'ün mart ayında düzenlenen Nevruz kutlamasında bir konuşma yaptı:
"Arkadaşlar! Acı, baskı, yoksulluk, kan ve gözyaşı Kürt halkının kaderi değildir. Biz bu kaderi reddediyoruz! Bu kaderi tanımıyoruz! Biz, dört bir yandan işgal edilmiş bir sömürge ülkenin çocukları değil; bağımsız, birleşik, özgür bir Kürt ülkesinin, Kürdistan'ın çocukları olmak istiyoruz! Ve biz kendi toprağımızda, kendi bayrağımızın altında özgür ve bağımsız olmak istiyoruz! Arkadaşlar! Bugün Kürdistan'ın çeşitli kesimlerinde, dağlarda, ovalarda, faşist zindanlarda sömürgecilerin baskı ve zulümlerine karşı dövüşenlerin, dövüşerek ölenlerin amacı da bu! Biz; dövüşerek ölenlerin, bu uğurda şehit düşenlerin anısını kalbimizde ve mücadelemizde yaşatıyoruz..."[55]
Güney bu dönemde Taşnak dergisi Armenian Review'e demeç vererek ASALA tarafından Türk diplomatlarına düzenlenen suikastları, Ermeni soykırımına dair dünya kamuoyunun dikkatini çekmek için işlevsel olduğunu ancak uzun vadede bu yöntem ile Ermenilerin soykırımın tanınması taleplerinin gerçekleşemeyeceğini belirtmiştir.[56]
Son yıllarını Paris'te geçiren Güney, mide kanseri hastalığı nedeniyle 9 Eylül 1984 tarihinde 47 yaşında öldü. Mezarı, Paris'te bulunan Père Lachaise Mezarlığı'nda 62. kısımda bulunmaktadır.
İlk resmî eşi Nebahat Çehre ile 1966'da başlayan şiddet dolu birlikteliği, 1968'de Çehre'yi araba ile ezmesi üzerine boşanma ile sonuçlanmıştır. Çehre, 2019 yılında konuk olduğu Şafak Yavuz'un Vizöründen adlı programda Güney ile ilişkisine dair detayları paylaşmış, araba ile çarpma olayına da değinmiştir.[57] Yapımcı Abdurrahman Keskiner 2011 yılında Hürriyet gazetesine verdiği röportajda olayı şöyle anlatmıştır:
"Çok az kişi bilir bunu. Rahmetli Yılmaz, Nebahat ve ben... Bir gün yine gece kulübünde kavga ettiler. Nebahat kulübü sinirle terk etti. Yılmaz'ın 'Dur'! demesine hiç aldırmadı. Nebahat, Elmadağ'da kaldıkları otele doğru koşarken Yılmaz otomobiline bindi. Sinirle direksiyona geçti. Sonra gözümün önünde sevdiği kadını arabayla ezdi. Nebahat havada uçtu, arabaya çarptı, sonra da kaldırıma... 4 gün hastanede yattı. Herkesten gizledik bunu. Olaydan sonra ilişkileri bitti."[58]
Keskiner'in aynı röportajda, "Nebahat, Yılmaz'dan çok dayak yedi." şeklinde ifade ettiği şiddetin önemli noktalarından biri de "Eşrefpaşalılar (1966)" çekimi esnasında Güney'in Çehre'nin kafasına bardak koyup gerçek kurşunla nişan alması olarak kayıtlara geçmiştir. Keskiner bu konuda şu açıklamaları yapmıştır:
"Sinema tarihçileri bunun bir efsaneden ibaret olduğunu söyler. Ama doğru! Yılmaz o gün benden 3 silahından birini, içinde gerçek kurşun olanı istedi. Nebahat bu sırada ağlıyor, titriyor ve, 'Yılmaz, imkânı yok oynamam. Sahici kurşun kullanma, yalvarırım! Ben canımı sokakta bulmadım. Yanlış bir harekette ölebilirim!' diye sevdiği adama ağlayarak yalvarıyordu. Yılmaz umursamadı. Bardağı Nebahat'ın kafasına koydu. Sonra 20 metre uzaklaştı. Sette ölüm sessizliği vardı. Korkudan herkes nefesini tutmuş, duvarın dibinde titreyen Nebahat'a bakıyordu. Zavallı kız kurbanlık koyun gibiydi. Yılmaz tetiğe bastı, bardak tuzla buz oldu. Nebahat başladı ağlamaya... Yılmaz onu zor sakinleştirdi. Deniz kenarına götürüp bir şeyler söyledi. Çok tutkulu, kavga ve dayakla dolu şiddetli bir aşkları vardı. Nebahat, Yılmaz'dan çok dayak yedi."[58]
Nebahat Çehre, 2017 yılında, Doğa Rutkay'la Her Şey Bu Masada adlı programda Güney ile olan ilişkisi hakkında, "Olmayacaktı. 4.5 sene sürdü ama olmaması gereken bir şeydi." diye konuşmuştur.[59] Çehre ayrıca 2019 yılında konuk olduğu Şafak Yavuz'un Vizöründen adlı programda Güney ile olan evliliğinde hamile kaldığını fakat Güney'e olan aşkının sona ermesi, kendisine karşı sadece korku hissettiğinden mütevellit kürtaj olduğunu açıklamıştır.[60]
İkinci evliliği 1970'ten ölümüne değin Fatoş Güney'le (Jale Fatma Pütün)[61] olmuştur, doğan çocuklarına Yılmaz (d. 1971)[62] adını vermişlerdir.[63]
1963-1966 yıllarında birlikte yaşadığı Birten Ünal'dan[64] Elif (d. 1966) adlı bir kızı vardır.
Yıl | Film | Görevi | |||
---|---|---|---|---|---|
Oyuncu | Senarist | Yönetmen | Yapımcı | ||
1966 | Çirkin Kral | Evet | |||
1966 | Hudutların Kanunu | Evet | Evet | ||
1967 | Çirkin Kral Affetmez | Evet | Evet | ||
1968 | Seyyit Han (Toprağın Gelini) | Evet | Evet | Evet | Evet |
1969 | Bir Çirkin Adam | Evet | Evet | Evet | Evet |
1970 | Umut | Evet | Evet | Evet | Evet |
1971 | Baba | Evet | Evet | Evet | |
1971 | Ağıt | Evet | Evet | Evet | Evet |
1971 | Umutsuzlar | Evet | Evet | Evet | |
1974 | Endişe | Evet | Evet | Evet | |
1978 | Sürü | Evet | Evet | Evet | |
1981 | Yol | Evet | Evet | Evet | |
1983 | Duvar | Evet | Evet |
|
|
Yabancı bir dergide, ünlü yönetmen Alejandro Gonzales Inarritu'nun Yılmaz Güney'in 'Yol' filmini izledikten sonra sinemaya başladığını yazıyordu. Bir film bir insanın hayatını değiştirebilir. Bir tek laf, söz bile, öyle bir yere dokunur ki yeni bir başlangıç yapabilir.
Yılmaz Güney üzerine tartışılıyor. Özeli üzerinden. Deli bir ruh anı; bir cinayet. Sonra sürgün yılları. Erken ölüm. Az yaşadı. Erdeme varacak kadar uzun yaşasa belki pişmanlığı yaşayacaktı?
Commons'ta dosyalar | |
Vikisöz'de alıntılar |