Jeolojik İsminin Anlamı Nedir?
Jeolojik İsminin Anlamı Nedir?
Jeolojik İsminin Anlamı
Jeolojik İsminin İstatistikleri
İsminin Anlamı Nedir?
Binlerce ismin anlamını bulun. İsim kökeni, analizi, falı, istatistikleri gibi birçok bilgiye tek tık ile ulaşın. Eğlenceli etkinlikler ile birlikte sosyal madyada paylaşın. Nerden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? Yukardaki canlı aramayı kullanın veya popüler isimlere göz atın.
İsim, özel-genel (cins), canlı-cansız, somut-soyut tüm varlık, kavram ve olayları karşılayan sözcüklerdir. Sıfat, zarf, zamir gibi kelime grupları isim soylu kelimeler olarak kabul edilir. Türkçede isimler genel olarak kabul edilen dört farklı şekilde sınıflandırılır:
Jeolojik İsmi Caiz Mi?
Jeolojik İsminin Resmi Jeolojik İsminin Numeraolojisi
Jeolojik İsminin Anlam Falı
Jeolojik İsminin Anlam Falı Jeolojik İsminin Kader Sayısı Ve Kişilik Özellikleri Jeolojik İsminin Analizi Jeolojik İsminin Anlam Yorumu
Jeolojik İsminin Numeraolojisi
Jeolojik İsmi Caiz Mi? Jeolojik İsmili Ünlüler Jeolojik İsminin Arapça Yazılışı Jeolojik İsminin Çince Yazılışı
Jeolojik İsminin Resmi
Jeolojik İsminin Japonca Yazılışı Jeolojik İsminin Hiyeroglif (Mısır) Yazılışı Jeolojik İsminin Parmak Alfabesiyle Yazılışı
Jeolojik İsminin Anlamı
Jeolojik İsminin Anlamı, Jeolojik İsminin İstatistikleri
Jeolojik İsminin Resmi, Jeolojik İsminin Numeraolojisi, Jeolojik İsminin Anlam Falı, Jeolojik İsminin Kader Sayısı Ve Kişilik Özellikleri,
Jeolojik isminin sözlük anlamı
Jeolojik İsminin Analizi, Jeolojik İsminin Anlam Yorumu, Jeolojik İsmi Caiz Mi?, Jeolojik İsmili Ünlüler, Jeolojik İsminin Arapça Yazılışı,
Jeolojik İsminin Arapça Yazılışı
Jeolojik İsminin Çince Yazılışı, Jeolojik İsminin Japonca Yazılışı, Jeolojik İsminin Hiyeroglif (Mısır) Yazılışı, Jeolojik İsminin Parmak Alfabesiyle Yazılışı
Jeolojik İsminin İstatistikleri
seri |
Jeoloji |
---|
|
Jeoloji ya da yer bilimi, geniş anlamda Yerküreyi, dar anlamda yerkabuğunu oluşum, bileşim, yapı, hareket, değişiklikler ve değişiklikleri yaratan nedenler ve tarihsel evrim açısından inceleyen, yeraltı zenginliklerinin bulunması, doğal afetlerle savaşımda katkı sunulması gibi amaçları olan bir bilimdir.[1] Jeolojinin temel konusu Dünya olmakla birlikte yer benzeri gezegenler (Mars, Venüs, Merkür) ve doğal uyduların incelenmesini de içerir. Yer bilimleri bünyesinde ele alınır.
Jeoloji, dar anlamı ile ya da çoğunlukla algılandığı biçimiyle, bütün yeryuvarlağının değil, özellikle ortalama kalınlığı 35 km olan katı yerkabuğunun bilimidir. Bu şekliyle jeoloji, yeryüzünü ve yeryüzü ile insan toplulukları ilişkisini inceleyen coğrafyadan ve yerküresini tüm olarak fiziksel yöntemlerle inceleyen jeofizikten, jeokimyasından ve jeodeziden ayrılmaktadır.
Astrojeoloji ise güneş sistemindeki diğer cisimlere jeolojik prensiplerin uygulanmasını içerir. Bununla birlikte, selenoloji (Ay bilimi - Ay'ın incelenmesi) gibi, özelleşmiş terimler de kullanılmaktadır.
Jeologlar Dünya'nın yaşının yaklaşık olarak 4,6 milyar (4,6x109) yıl olarak tanımlanmasına yardımcı olmuşlar, Dünya'nın litosferinin hareketli tektonik plakalara ayrıldığını tespit etmişlerdir. Teorik boyutun yanı sıra, jeoloji çok geniş bir pratik alana sahiptir; değerli taşlar ve birçok mineral ile de ilgilenirler.
Jeoloji sözcük olarak ilk kez Jean-André Deluc tarafından 1778 yılında kullanılmış ve Horace-Bénédict de Saussure tarafından 1779 yılında sabit bir terim olarak ortaya atılmıştır. Bu bilim dalı Encyclopædia Britannica'nın 1797'de tamamlanan üçüncü baskısında yer almasa da 1809'da tamamlanan dördüncü baskıda uzun bir açıklama ile yer almıştır[1]. Sözcüğün daha eski bir anlam taşıyan ilk kullanımı ise Richard de Bury tarafındandır ve dünyevi ile teolojik hukukun ayrıştırılması anlamını taşır.
Türkçede kullanılan sözcük, Türkçeye Fransızca géologie sözcüğünden gelmiştir. Fransızca sözcük ise Latince geologiadan türemiştir.
Çin'de bilgin Shen Kuo (1031-1095) okyanustan yüzlerce mil uzaktaki bir dağdaki jeolojik tabakada (stratum) gözlemlediği hayvan kabukları fosillerinden yola çıkarak karaların oluşumuna dair bir hipotez formüle etmiştir. Çıkardığı sonuç karaların dağların erozyonu ve silt tortularıyla oluştuğu idi.
Aristo'nun öğrencisi Theophrastus'un (372 - 287 BC) Peri lithon ("Taşlar üstüne") isimli eseri binlerce yıl boyunca alanında otorite olmuştur. Bu eserdeki fosil yorumlamaları Bilim Devrimi'nin sonrasına kadar etkin kalmıştır. Eser Latince ve diğer Avrupa dillerine, örneğin Fransızcaya çevrilmiştir.
Bir hekim olan Georg Bauer (1494-1555) genelde sır olarak saklanan ve nesilden nesile usta çırak ilişkisi ise öğretilen metal işleme teknikleri konusunda yazılmış ilk kitap olan De Re Metallica'yı yazmıştır. Kitap boğa kanı ya da açık dolunay geceleri gibi sürece etkisi olduğu düşünülen mistik öğeleri de içeren anlatım tarzına sahiptir.[2] Ayrıca rüzgâr enerjisi, hidrodinamik güç, (maden) filizlerin taşınması, yönetimsel hususlar ve benzeri konular da eserde yer almaktaydı. Kitap 1556 yılında yayımlanmıştır.
Nicolas Steno (1638-1686) süperpozisyon ilkesi gibi stratigrafinin (tabakabilimin) tanımlayıcı ilkeleriyle tanınmıştır.
1700'lere gelindiğinde Jean-Étienne Guettard ve Nicolas Desmarest orta Fransa'yı gezmiş ve gözlemlerini jeolojik haritalara kaydetmişlerdir. Guettard Fransa'nın bu bölgesinin volkanik kökenine dair ilk gözlemleri kaydetmiştir.
Genellikle James Hutton ilk modern jeolog olarak görülmektedir. 1785'te Theory of the Earth ("Yer Teorisi") isimli bir çalışmayı Royal Society of Edinburgh'a sunmuştur. Çalışmasında, Dünya'nın tahmin edilenden daha yaşlı olduğuna ilişkin teorisini açıklamıştır. Hutton fikirlerini iki cilt halinde 1795'te yayımlamıştır (1. Cilt 27 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2. Cilt 26 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.).
Hutton'un takipçilerine Plütonistler denmekteydi; zira bunlar kayaların volkanizm ile oluştuğu kanısındaydılar. Buna karşıt olan ve kayaların zamanla seviyesi düşmüş olan büyük bir okyanus sonucu çıktığını düşünenlere Neptünistler denmekteydi.
1811'de Georges Cuvier ve Alexandre Brongniart Dünya'nın antikitesine dair kendi açıklamalarını yayımladılar. İlham kaynakları Cuveri'in Paris'te fil kemiği fosilleri keşfiydi. Bağımsız bir şekilde bu çalışmalardan önce jeolog William Smith'in İngiltere ve İskoçya'da stratigrafik çalışmaları olmuştu.
1827'ye gelindiğinde Charles Lyell'in Principles of Geology yani "Jeolojinin İlkeleri" isimli eseriyle Hutton'un tek biçimciliğini (tekdüzelikçilik - uniformitarianism) yinelemektedir ki aynı düşünce Charles Darwin'in düşüncesini de büyük oranda etkilemiştir.
Sir Charles Lyell ünlü eseri Principles of Geology ilk kez 1830'da yayımlanmıştır ve 1875'teki ölümüne kadar Lyell yeni, gözden geçirilmiş sürümlerini (revizyonlarını) yayımlamaya devam etmiştir. Tek biçimcilik doktrinini başarılı bir şekilde desteklemiştir. Bu teoriye göre Dünya tarihi boyunca yavaş jeolojik süreçler devam etmiştir ve bugün de devam etmektedir. Bunun karşıtı şekilde katastrofizm Dünya'nın özelliklerinin tek bir felaket veya felaketler dizisi sonucu oluştuğunu ve bundan sonra herhangi bir değişikliğe uğramadan kaldığını öne sürer. Hutton tek biçimciliğe inanmış olmasına rağmen, onun zamanında teori yaygınlık kazanmamıştır.
19. yüzyıl boyunca jeoloji Dünya'nın yaşı sorusu etrafında odaklanmıştır. Tahminler birkaç 100.000 yıldan milyarlarca yıla kadar büyük bir yelpazedeydi. 20. yüzyıl jeolojisindeki en belirgin gelişim 1960'larda plaka tektoniği kuramının geliştirilmesidir. Bu kuram yer bilimleri açısından çok önemlidir.
Kıta kayması (veya Kıtasal sürüklenme - continental drift) kuramı 1912'de Alfred Wegener tarafından ortaya atılmış olsa da, 1960'larda plaka tektoniğinin geliştirilmesine kadar yaygın bir şekilde kabul görmemiştir. Aslında aynı fikri Wegener'den önce dile getirenler de olmuştur; fakat yeterli kanıtları sunmaya çalışarak, bütün bir şekilde kabul edilebilir bir hipotezi ilk ortaya atan Wegener olmuştu[2].
Jeoloji tarihi boyunca, birbiriyle ilişkili olan ana tartışma konuları, meseleler, Neptünistler ile Plütonistler arasındaki tartışma, tek biçimcilik-katastrofizm meselesi, Dünya'nın yaşı ve kıtasal sürüklenme olarak özetlenebilir[3]. Her ne kadar bu meseleler büyük ün kazanmaları sebebiyle ilk akla gelenler olsa da, jeoloji alanında kuruluşundan şu ana kadar ve bugün hâlâ, birçok farklı mesele ve anlaşmazlık, diğer bilim dallarında olduğu gibi, mevcuttur.
Jeolojik zaman cetveli, Dünya'nın tarihini kapsamaktadır.[3] Başlangıcı en erken gayriresmî olarak Güneş sistemindeki ilk maddelerinin (4,567 myö[4]) ve Dünya'nın oluşum tarihi (4,54 myö[5][6]) olarak kabul edilen Hadean üst zamanı olarak kabul edilir. Son kısmı ise günümüzdür (Holosen devri).
Aşağıdaki beş zaman çizelgesi, jeolojik dönemleri ölçeklerine göre göstermektedir. İlk çizelge, Dünya'nın oluşumundan günümüze kadar olan tüm dönemleri göstermektedir fakat bu durum günümüze en yakın dönemi göstermek için az yer kalmasına sebep olmaktadır. İkinci çizelge, ilk çizelgedeki en son dönemi genişletilmiş bir şekilde göstermektedir. Benzer şekilde, ikinci çizelgedeki en son dönem, üçüncü çizelgede genişletilmiş; üçüncüdeki son dönem dördüncü çizelgede ve dördüncüdeki son dönem de en altta bulunan beşinci çizelgede genişletilmiştir.
Her ne kadar the Royal Society of London ve Académie des Sciences gibi köklü bilimsel topluluklarda jeoloji tartışmaları yaşansa ve incelenen bilimler içine jeoloji de dahil edilmiş olsa da 1807'de kurulan Geological Society of London (Londra Jeoloji Topluluğu ilk jeoloji topluluğudur. Bu ilk derneğin kurucularının bir kısmı British Mineralogical Society yani "İngiliz Mineraloji Topluluğu"nun kurucu üyelerindendi. Aynı dönemde gerek Büyük Britanya gerekse diğer bölgelerde jeoloji toplulukları oluşmaya başlamıştır: 1814'te kurulan the Royal Geological Society of Cornwall, 1830 tarihli Fransız Société Géologique de France, 1848 tarihli Alman Deutsche Geologische Gesellschaft, ve 1817'de Sankt-Peterburg'da, Rusya'da kurulan ve büyük oranda jeoloji ile de ilgilenen Mineraloji Topluluğu verilebilecek örnekler arasındadır. 1888'de ise the Geological Society of America ("Amerika Jeoloji Topluluğu") kurulmuştur. İlerleyen yıllarda jeolojinin alt dalı sayılan dallara ve ilgili alanlara dair birçok topluluk da kurulmuştur.
Bugün bâzı ülkelerde jeoloji toplulukları profesyonel standartlara ve ilgili çoğunluğu idari konulara yardımcı olmak gibi bir görev de üstlenmiştir. Bunun bir örneği Birleşik Krallık'tır. Millî açıdan jeoloji topluluklarının öneminin ve sayısının artmasının yanı sıra, ülkesel sınırların ötesinde uluslararası örgütlenmeler de kurulmaktadır. Bunlara örnek olarak bugün 70.000'den fazla jeoloğu temsil eden Avrupa Jeologlar Federasyonu verilebilir.[4]
Wikimedia Commons'ta Jeoloji ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |