Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir?

Jön Türkler Nedir?

Jön Türkler Nedir?, Jön Türkler Nerededir?, Jön Türkler Hakkında Bilgi?, Jön Türkler Analizi? Jön Türkler ilgili Jön Türkler ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz.  Jön Türkler ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Jön Türkler Ne Anlama Gelir Jön Türkler Anlamı Jön Türkler Nedir Jön Türkler Ne Anlam Taşır Jön Türkler Neye İşarettir Jön Türkler Tabiri Jön Türkler Yorumu 

Jön Türkler Kelimesi

Lütfen Jön Türkler Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Jön Türkler İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Jön Türkler Kelimesinin Anlamı? Jön Türkler Ne Demek? ,Jön Türkler Ne Demektir? Jön Türkler Ne Demektir? Jön Türkler Analizi? , Jön Türkler Anlamı Nedir?,Jön Türkler Ne Demektir? , Jön Türkler Açıklaması Nedir? ,Jön Türkler Cevabı Nedir?,Jön Türkler Kelimesinin Anlamı?,Jön Türkler Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Jön Türkler Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Jön Türkler Kelimesinin Anlamı Ne demektir?

Jön Türkler Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız

Jön Türkler Kelimesinin Anlamı Nedir? Jön Türkler Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Jön Türkler Kelimesinin Anlamı Ne demektir?

Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı

Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:

Söylemek, söz söylemek -  Ad vermek -  Bir dilde karşılığı olmak -  Herhangi bir ses çıkarmak -  Herhangi bir kanıya, yargıya varmak -  Düşünmek - Oranlamak  - Ummak, - Erişmek -  Bir işe kalkışmak, yeltenmek -  Saymak, kabul etmek -  bir şey anlamına gelmek -  öyle mi,  - yani, anlaşılan -  inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü

Jön Türkler Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır

Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı

Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. -  Muşmulaya döngel de derler.

Kamer `ay` demektir. -  Küt dedi, düştü. -  Bu işe herkes ne der? -  Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. -  Bundan sonra gelir mi dersin? -  Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. -  Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Jön Türkler - Demek gideceksin.

Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler

- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek

 - dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin  - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok

Jön Türkler

Jön Türkler Nedir? Jön Türkler Ne demek? , Jön Türkler Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi

Jön Türkler Kelimesinin Anlamı? Jön Türkler Ne Demek? Jön Türkler Ne Demektir? ,Jön Türkler Analizi? Jön Türkler Anlamı Nedir? Jön Türkler Ne Demektir?, Jön Türkler Açıklaması Nedir? , Jön Türkler Cevabı Nedir? , Jön Türkler Kelimesinin Anlamı?






Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir?

Jön Türkler

Vikipedi, özgür ansiklopedi
İkinci Meşrutiyet döneminde Jön Türkler'e ait bir afiş. Enver Paşa'nın portresinin bulunduğu afişte Osmanlı Türkçesi ve Fransızca "yaşasın vatan, yaşasın millet, yaşasın hürriyet" yazıyor. (1908)

Jön Türkler (Osmanlıcaژون تركلر) veya Genç Türkler, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde[1] ortaya çıkan meşrutiyetçi ve II. Abdülhamid Dönemi'nde muhalif olan "genç ve aydın" kuşağa verilen isimdir.[2]

Etimolojisi[değiştir | kaynağı değiştir]

İlk defa 1828 yılında Charles Mc Farlane tarafından dönemin Genç Osmanlı nesline atıfta bulunarak kullanılmıştır.[3] Daha sonra 1855’te Ubicenhi II. Mahmut dönemindeki reform hareketine katılan devlet adamlarını hem de Abdülmecid döneminin Batılılaşma yanlısı Tanzimatçılarını tanımlamak için “jeuene turquie de Mahmut” ve “jeuene Turquie d’Abdul Medjid” ifadelerini kullanmıştır. Bu terimleri kavram olarak ilk kullanan kişi Hippolyte Castille olmuştur.[3]

Genç Türkler kavramı yeni bir kavram değildir. Bu kavramların kullanımı daha çok Avrupa’da oluşan yönetime muhalif kesimlerin oluşturdukları partilerin bir benzeri gibi görünmek olduğu için kullanılmıştır. Almanya’daki genç Almanya akımı (ayrıca bu akım siyasi bir muhalif akımı olduğu kadar bir edebî akımdır.), İtalya’da ortaya çıkan genç İtalya akımı, Polonya’daki genç Polonya akımıdır. Bu akımlar siyasi muhalif bir akım olduğu kadar edebiyat akımlarıdır. Edebî düşünceleri, siyasetle iç içe geçmiş kişilerdir. Avrupalı yazarlar yeni Osmanlılara bu sıfat ve terimleri kullanmıştır. Yeni Osmanlılar ise “jevne Turqvie”yi eski Türk grubunun muhalifi olarak göstermişlerdir. Bu söylemi Yeni Osmanlılar cemiyetinin kuruluş belgesinde göstermiştir.

Tarihi[değiştir | kaynağı değiştir]

Prens Sabahattin'in başkanlığında, Paris'te 4-9 Şubat 1902 tarihleri arasında düzenlenen Osmanlı Hürriyetperveran Kongresi'ne katılan Jön Türkler

Bahsedilen Osmanlı dönemindeki bu Jön Türk grubu gibi olan muhalif kesimlere her dönemde buna benzer isimler verilmiştir. Her yenilikçi kesime “Genç Türkler, Genç Osmanlılar, Jön Türkler” gibi adlar verilmiştir. Özellikle 1800’lü yıllardan sonra bu akımlar güçlendiği için bu terimlere sıkça rastlanmıştır. Örneğin, 1890 yılında Georges Badis adlı bir şahıs sarayı Genç Türkiye adında Kanun-i Esasi yanlılarını çatısı altında toplayabilecek bir gazete kurmakla tehdit etmiştir.

Jön Türklerin ideolojisine bakıldığında ise bunların bakış açıları Fransa’daki burjuvazi kesiminin bakış açısıyla örtüştürülebilir. Nasıl Fransa’da burjuvazi gücünü arttırdıktan sonra yönetime sesini duyurmaya çalışmak için siyasi bir çekişmenin içine girdiyse, aynı şekilde Jön Türkler olarak adlanan kişiler de Avrupa’daki yeniliklerden etkilenip aydın kesiminin desteğiyle yönetimdeki kişilere karşı benzer bir mücadeleye girmiştir. Bu mücadele kanlı bir iç savaştan çok edebi yazılarla belli bir kesimi aydınlatıp biçimlendirme şeklinde olmuştur.

Osmanlı muhalefeti ilk kongresi (I. Jön Türk Kongresi) Paris, 4 Şubat 1902

Jön Türkler adı altında bulunan kişilerin tek ortak siyasi görüşü, padişahlık yönetiminin altında bir de meclisin bulunarak yönetime katılmasıdır. Hiçbir zaman padişahlık rejimini yıkıp yerine cumhuriyet rejimini getirmeyi düşünmemişlerdir.[4] Karşı oldukları durum Abdülhamid yönetiminin istibdat düzenidir. Baskı ve şiddet düzeninin yönetime ortak bir meclis kurulursa bu durumun düzeleceğini iddia etmişlerdir. Fakat hiçbir zaman padişah yönetimini reddetmemişlerdir.[4] Sadece yönetimine denk bir meclis yönetimi istemişlerdir; ama Jön Türk cemiyeti altındaki kişilere tek tek bakıldığında siyasi görüşlerinin birbirinden çok farklı olduğunu görülebilir.

II. Meşrûtiyet’in ilanı sonrası bir grup Jön Türk’ün bulunduğu fotoğraf (1909)
Dr. Nâzım Bey, Ahmed Rıza, Prens Mustafa Fazıl Paşa, Ahmed Saib, Samipaşazade Sezai

Jön Türkler cemiyetinde 2000’e kadar üye bulunduğu bilinmektedir. Bu isimler siyasi ortamdan dolayı Osmanlı’da fazla barınamamış ve yaşamlarının çoğunu Avrupa’da, ya da Mısır’da sürgün hayatı şeklinde yaşamıştır. Bu cemiyette öne çıkan, dikkat çekmekte olan isimler şunlardır: Abdullah Cevdet, Abdurrahman Bedirhan, Ahmet Rıza, Ahmet Fazlı, Ahmet Ferig, Ahmet Kemal, Ahmet Lütfullah, Ahmet Niyazi, Ahmet Saib, Ali Fahri, Ali Fehmi, Ali Haydar, Ali Şefkati, Bahaeddin Şakir, Derviş Hüma, Edhem Ruhi, Emir Şekib Arslan, Halil Ganem, Hüseyin Tosun, Hüsrev Sami, Hüseyinzade Ali, İbrahim Temo, İshak Sükûti, İsmail Canbulat, İsmail Enver Bey, İsmail Kemal, Mahmut Celaleddin Paşa, Mahir Said, Mehmet Ali Halim Paşa, Hacı İbrahim Paşazade Hamdi, Tarsusizade Münih, Tunalı Hilmi.

Dönemin Şartları[değiştir | kaynağı değiştir]

Sultana karşı gösteri, İstanbul, 1908

Jön Türkler cemiyetinin şahsiyetlerinin fikir yapısının oluşmasında dönemin şartları da önemli bir rol oynamaktadır. Dönemin önemli siyasi olayları şöyledir:

  • İsmen vergiye tabi Bulgaristan’ın kurulması
  • Makedonya’da çözülemeyen anlaşmazlıklar
  • Yunan çetelerinin faaliyetleri
  • Girit’teki sık sık yaşanan ayaklanmalar
  • Ermenilerin özerk devlet kurma fikirleri ve faaliyetleri
  • Osmanlı’nın elindeki önemli toplumlardan biri olan Arnavutların Avrupa’daki anarşileri
  • Arapların dini değil, siyasi yönde uyanışları
  • Osmanlıdaki okulların sadece ceplerini doldurmak için bürolarda tembellik yapacak eleman yetiştirmesi
  • Mithat Paşa döneminde bastırılan ulema sınıfının yeniden nüfuz kazanması
  • II. Abdülhamid’in Osmanlı’yı eski ihtişamlı dönemine geri döndürme çalışmaları sebebiyle yaptığı faaliyetler

Bu siyasi karışıklıklar içerisinde Osmanlı devletinin çok kötü bir yere gittiği görülmektedir. Fakat bu kötü gidişe rağmen Osmanlı toplumunda yaşayan halk bu gidişi pek umursamamaktadır.[kaynak belirtilmeli] Çünkü Osmanlı halkı denen ortak bir anlayış yoktu. Bu topraklarda yaşayan halk; din, dil, ırk farkı çok çeşitli olduğundan bu siyasi durumu çok fazla önemsemiyorlardı. Hristiyan halk, kendi dinlerini yaşayabileceği bir devletin himayesine girmek için çalışmalarda bulunuyordu. Ayrıca her ırk kendi millî devleti için bir takım çalışmalarda bulunuyordu.[kaynak belirtilmeli]

Osmanlı’da Basın Hareketleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Osmanlı aydınını ortaya çıkaran Batılılaşma olgusu Osmanlı Devleti’nin Tanzimat Fermanı’ndan beri izlemeye çalıştığı bir siyasetti.[kaynak belirtilmeli] Osmanlı aydınları Batı’yı pek fazla bilmedikleri gibi padişahı da pek fazla eleştirmezlerdi. Yine de II. Abdülhamid döneminde etkili olan aydınlar eskisine göre daha bilinçliydi. Bu dönemde yurtdışında bulunan aydınlar Avrupa’yı yakından tanıma fırsatı bulmuşlar ve edindikleri fikri yayma fırsatı bulmuşlardır. II. Abdülhamid rejimine karşı örgütlenmiştir. Amaçları Kanun-i Esasi’yi yeniden yürürlüğe koyup meşrutiyeti getirmekti.

Avrupa’ya kaçan Jön Türkler bu dönemde birçok gazete ve dergi çıkartarak istibdat rejimi ile sıkı bir mücadeleye giriştiler. Yayınladıkları dergi ve gazeteler yabancı postalar aracılığıyla yurda giriyordu. Bu yayınlar 1900’lerden sonra daha da artmıştır. Bu nedenle hükûmet Jön Türkler ile yayınlarını durdurmak için pazarlığa bile oturmuş ve bu durum sıkıntı çeken Jön Türklerin işine gelmiştir. Değerinin kat kat fazlasına satılan yayınlar kapatılmış; ancak Jön Türkler bu faaliyetlerine başka bir isim altında devam etmişlerdir.[kaynak belirtilmeli]

Jön Türkler 1889-1908 yılları arasında çıkardıkları gazeteler ve dergiler ile fikir hayatına yeni bir yön vermeyi başarmışlardır. Bu yayınlar ise Birleşik Krallık, Fransa, Avusturya, Bulgaristan, İtalya, Yunanistan, Romanya, İsviçre, Brezilya, Belçika, Amerika Birleşik Devletleri ve Kıbrıs olmak üzere 13 ülke ve bölgede Türkçe-yabancı dillerde olmak üzere 152’nin üzerinde gazete veya dergi yayınlamışlardır.[kaynak belirtilmeli]

Jön Türk Yayınları[değiştir | kaynağı değiştir]

Meşveret[değiştir | kaynağı değiştir]

Aralık 1895’te Ahmet Rıza tarafından Türkçe ve Fransızca olarak yayınlanmaya başlanmıştır. Gazetesinde meşrutiyeti savunmuş, halkın politik görev bilincine varabilmesi için eğitilmiş gerektiğini ileri sürmüştür. Eğitim ve kültürün üzerinde durmuştur. Bunların yanı sıra çok ağır siyasi yazılar da yazmıştır. Daha sonraları iyice yazılarını ağırlaştıran Ahmet Cevdet’in Osmanlı aleyhine daha cüretkâr davrandığından Fransız savcı tarafından gazetesi kapanacaktı.

Meşveret ile aynı anda Mısır'da yayımlanan “Mizan” gazetesini gerekçe gösteren Ahmet Rıza, aynı cemiyetin iki farklı Türkçe gazete çıkarmasının anlamsız olduğunu ileri sürerek Türkçe Meşveret’in yayımını durdurmuştur.

Ancak Mizancı Murat’ın saray ile anlaşarak Mizan'ın yayınına son vermesi üzerine Türkçe Meşveret yeniden yayınlanmaya başlandı. Bu arada Cenevre’de Osmanlı gazetesinin yayımlanması üzerine Ahmet Rıza, Meşveret'i tekrar kapatmıştır. Meşveret, yüksek seviyede bir fikir gazetesi olmaktan öte, sadece öncü bir gazete olmuştur.

Mizan[değiştir | kaynağı değiştir]

Ağustos 1886’da İstanbul’da Murat Bey tarafından çıkarılmıştır. Siyasi ve ekonomik özgürlüğe ilişkin yazılarıyla hükûmetin dikkatini çekmesi sonucu Murat Bey, Mısır’a kaçmıştır. İstanbul’da yayınladığı dönemlerde Mizan, iktisadi konulara yönelmiştir. Mısır'da Murat Bey'in İstanbul’daki ilimler politikası yerine tahrikçi ve ihtilalci Murat kimliğini ön plana çıkarmış ve İttihatçıların görüşlerini savunmaya başlamıştır. Murat Bey yazılarında basın özgürlüğünün yasal sınırlar içinde sağlanmasından, yargının iyileştirilmesinden, bir danışma kurulunun oluşturulmasından sorumlu bir hükûmet ve ayan meclisinin kurulmasına değinmiştir.

Murat Bey panislamisttir. En büyük ideali, halife aracılığıyla tüm Müslümanların yabancı boyunduruğundan kurtarılıp büyük bir İslam imparatorluğu kurulmasıydı. Özellikle basın yoluyla mücadelesinde Namık Kemal’in etkisinde kaldığını ve yazılarında onu taklit ettiği görülür.[5] Mizancı Murat’ın fikir hayatı bazı dönemlerinde değişiklik göstermesi nedeniyle Ahmet Rıza ile araları açılmıştır. Bu yüzden Jön Türkler bu iki kişi etrafında toplanmıştır. Fikirlerinin değişmesi üzerine Mizancı Murat yurda dönmüş ve Mizan’ı günlük çıkarmaya başlamıştır. Murat Bey burada İttihatçılara karşı bir tutum izlemesi ve 31 Mart ayaklanmasından sonra ise gazetesi kapatılmış ve gözaltına alınarak Rodos’a sürülmüştür.

Müslüman, Ermeni, Rum liderlerin Meşrutiyet bildirimi

Osmanlı Gazetesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Osmanlı Gazetesi, Mizan’ın kapatılmasından sonra İttihat ve Terakki'nin ilk kurucuları İshak Sükûti, Abdullah Cevdet, Tunalı Hilmi gibi kişiler tarafından kurulmuştur. Fransızca, Almanca ve İngilizce dillerinde ilk Jön Türk gazetesidir. Ancak saray bu durumdan rahatsız olmuş ve Afrika’ya gönderilen Jön Türklerin serbest bırakılacağı karşılığında gazetenin kapatılmasını istenmiştir. Gazete bir süre kapatılmış; ancak saray sözünde durmadığından yeniden çıkarılmaya başlanmıştır (1897). Gazete, cumhuriyet yönetiminden bahsetmiştir. Yazılarında da halkı ayaklandırmaya çalışmışlardır. Fakat bu görüş diğer Jön Türklerce kabul görmemiştir. Bir süre sonra gazetenin basına Jön Türkler arasında yeni bir ayrılık ortaya çıkaracak olan prens Sebahaddin geçiyor. Prens Sabahaddin padişahı daha da sert eleştirmeye başlamıştır.

Şura-yı Ümmet[değiştir | kaynağı değiştir]

Ahmet Rıza tarafından yayınlanmaya başlanmıştır. Merkeziyetçiliği savunmuştur. İlk sayıda gazetenin ilkeleri şöyle belirtilmiştir:

  • 1876 Anayasası'nı tekrar yürürlüğe koymak
  • Tüm Osmanlı uyruklarında ortak bir vatanseverlik duygusu yaratmak
  • Padişahın hanedanlığını ve tahtını korumak

Yazım kadrosunda, Selanikli Nazım, Ahmet Suip, Yusuf Akçura, Sami Paşazade Sezai, Ahmet Ağaoğlu gibi isimler vardı.

Merkeziyetçiliği savunan Ahmet Rıza karşısında Prens Sabahaddin ise adem-i merkeziyetçiliği tavsiye etmekte ve Terakki adlı Türkçe olarak küçük böyle bir gazete bu tekliflerini savunmuştur. Bu iki fikir meşrutiyetten sonra da devam edecek ve ittihatçılar meşrutiyetten sonra Ahmet Rıza'nın görüşlerini benimseyeceklerdir.

Bunların dışında Kanun-i esasi (1896, Mısır), “Hak” (1899), “Sade-i millet” (1898, Mısır), İkdam, Muhbir (1866), İbret (1870) gazeteleri de çıkmıştır.

Dergiler[değiştir | kaynağı değiştir]

Daha çok bilimsel nitelikli yazılar yayınlandı. Değişik yerlerde basılmıştır.

  • Şikaya Dergisi (1893, Şikaya).
  • Şark ve Garb (1896, Paris).
  • Musavve (1900).
  • Mecmua-i Kemal (1905).
  • İçtihat (1904).

İbrahim Şinasi Efendi[değiştir | kaynağı değiştir]

Batıyı örnek alan ilk şair, ilk oyun yazarıdır. Ayrıca o, Agah efendi ile beraber ilk özel gazetecidir. İslami ilimler öğrenirken, bir Fransız yazarından da Fransızca öğrendi. Mustafa Reşit Paşanın himayesinde Paris’e gönderildi.

İstanbul’a döndüğünde eski görevine dönüp Meclis-i Maarif üyeliğine atandı. Fakat, hükûmete Mehmet Emin Ali Paşa gelince aralarında sorun oldu (sakal sorunu) ve sakal bahanesinden görevinden uzaklaştırıldı. Asıl sebep Mustafa Reşit’in adamı olmasıydı.

1860'ta Agah Efendi ile Tercüman-ı Ahval’i çıkardı. Şair Evlenmesi'ni yazdı. Şinasi tasvir-i efkar’ı kurduktan sonra, Namık Kemal gazeteye dâhil oldu. Daha sonra Paris’e gitmek zorunda kaldı (Ali ile münasebetleri yüzünden). Daha sonra Fransa-Prusya savaşından dolayı İstanbul’a dönmek zorunda kaldı. Yalnızlık ve sefalet içinde öldü.

Şinasi’yi önemli yapan diğer bir faktörde batı uygarlığını benimsemesiydi. Akıl, bilim, insaniyetçilik ve adalet onun için büyük değerlerdi. Bu yüzden Namık Kemal ve onun kuşağındaki birçok isme yol gösterici oldu.

Meşrutiyetçi değildi. Siyasi rejimle sorunu yoktu.

Namık Kemal[değiştir | kaynağı değiştir]

Namık Kemal yenilikçi şairlerden biridir. Fakat Babiali tercüme odasına tercüman olarak girmeden önce divan şiiriyle de çok alakalıydı. Tercüme memurluğu sırasında Fransızca öğrendi ve tanıştığı batı kültürü çok ilgisini çekti. Daha sonra Şinasi ile tanıştı Tasvir-i Efkâr’da çevirileri yayınladı. Şinasi Fransa’ya gidince başyazar oldu. Artık daha çok fikirlerini yazabilme fırsatı buldu. Fakat, hükûmet Namık Kemal isminden rahatsız oluyordu. Bunun tek sebebi Tasvir-i Efkâr yazıları değildi. İttifak-i Hamiyet adlı gizli örgütle ilişkisi ortaya çıkınca hükûmet tarafından Erzurum vali yardımcılığına sürüldü. Burada barınamayacağını anlayınca Mustafa Fazıl Paşa’nın davetiyle Paris’e kaçtı. Fazıl Paşa’nın önderliğinde orada Yeni Osmanlılar Cemiyeti’ni kurdular. Tasvir-i Efkâr’da dış siyasetle ve bazı toplumsal sorunları yazan Namık Kemal, Avrupa’daki özgürlükten yararlanacak temel siyasi sorunları tartışmaya başladılar. Tabii bu durumu J. Locke ve J.J. Rousseau gibi aydınlar çok etkilemiştir.

N. Kemal ve arkadaşlarının siyasi muhalefeti padişaha değil daha çok Ali Paşa yönetimineydi. Avrupa’dan alınan kanunların doğrudan uygulanmasına karşıydı. N. Kemal uzun Avrupa macerasından sonra Ali Paşa ile anlaşarak gazetecilik yapmamak şartıyla memlekete çağrıldı. Ali Paşa öldükten sonra yazılarına devam etti. Daha sonra Mithat Paşa, N. Kemal’i İstanbul’dan uzaklaştırarak Gelibolu’ya sürdü. Fakat burada da yolsuzlukla mücadele ederek tekrar azledildi ve İstanbul’a geri döndü.

Bu dönemde yazdığı “Vatan yahut Silistre” büyük ses getirdi. Vatanseverleri coşturdu. Sokaklarda N. Kemal lehinde gösteriler yapılmaya başlandı. N. Kemal birden halk kahramanı oldu ve bir anda birçok grup galeyana geldi. Tabii bu durum N. Kemal’i tekrar potansiyel bir tehlike haline getirdi. Mağusa’ya sürgün edildi. Otuz sekiz ay burada yaşadı; daha sonra taht değişikliği nedeniyle (V. Murat) geri geldi.

II. Abdülhamid rejiminde Kanun-i Esasi’yi hazırlayan kurulda yer aldı. Fakat II. Abdülhamid’le arası açıldı. Rodos, Sakız, Midilli gibi Ege adalarında, hayatının geri kalanını çoğunda olduğu gibi sürgün geçirdi. Onun fikirleri şöyleydi: Eğitim Türkçe yapılmalı, Vatanın istikbali için eğitim ve kültür alanında çaba harcanmalıydı. Köylünün ağır vergi yükü hafifletilmelidir.

Ali Suavi[değiştir | kaynağı değiştir]

Kendini ulema saydığı ve kıyafetlerini benimsediği bilinmektedir. Muhbir gazetesinde Ali Paşa’yı eleştirel yazılar yazmış ve Mehmet Fazıl’ın birkaç yazısını gazetenin köşesinde yayınladığı için Yeni Osmanlıların arasına girmiştir. Bu durumlardan sonra Kastamonu’ya sürüldü. Birçok Yeni Osmanlı gibi hayati tehlikeden dolayı Paris’e kaçtı (M. Fazıl’ın çağrısı üzerine). Fakat sonraki dönemde bir mesele yüzünden anlaşmazlık yaşandı ve Muhbir gazetesini yayınlamayı durdurdu (Londra’da yayınlanıyordu).

Suavi; hırçın, aşırılıklarla dolu, uyumsuz, iddialı, dost tutamayan bir insandı.[kaynak belirtilmeli]

Sonraki süreçte önce Fransa’da Ulûm gazetesini çıkarmaya başladı. Fakat sonraki süreçte koptuğu arkadaşlarının karşısına geçerek meşrutiyet yanlısı bir yayın olan “Muvakkaten, Ulûm Müşterilerine” gazetelerini çıkarmaya başladı. Tabii bu yanlı tutum II. Abdülhamid’le barışmasını sağladı ve geri döndü. Sonra Galatasaray’a müdür oldu. Fakat sonraki süreçte II. Abdülhamid’den kaynaklanan bir sebepten olacak ki II. Abdülhamid’in Çırağan Baskınında öldürülmüştür.

Genç Osmanlılar Suavi’den pek hazzetmediler. Bunun sebebi meşrutiyetçi tutumu olabilir. Hatta İngiliz ajanı olduğu bile iddia edilmiştir. Düşüncelerine gelecek olursak eğer tabii bu düşünceleri otorite yanlısı tutumu benimsemeden önceki düşünceler;

  • Cumhuriyet Dönemi’nde K. Atatürk’ün kurduğu yapıyı ilk olarak dillendiren kişilerden biridir.
  • Laikliği savunmuştur.
  • Halifelik konusundaki görüşleri (Halifelik kurum değildir).
  • Cumhuriyet yönetimini ortaya atmıştır (Sultan yine bulunur).
  • Fakat Suavi çok fazla Batıcı değildir. Ulemayı destekler (Askerden daha üstündür).
  • Türklerin yüksek nitelikli bir millet olduğunu ortaya atar.
  • İslamiyet’e en büyük katkının Türkler tarafından yapıldığını iddia eder.
  • Türkçenin büyük bir dil olduğunu söyler. Yabancı sözcük kullanımına karşı çıkar. Dış Türklerle yazın ilişkide olunmasını savunur.
  • Medreseler kapatılmalı, sarık kaldırılmalı, din dersi Türkçe verilmelidir.
  • Osmanlı'da bankalar kurulmalı ve fabrikalar açılmalıdır, der.

Ahmet Cevdet Paşa[değiştir | kaynağı değiştir]

Cevdet, paşa olarak Halep’e tayin edildi. Daha sonra 1868’de Divan-ı Ahkem-i Adliye reisliğine getirildi. Burada Fransız medeni kanunu kabul ettirmeye çalışan Mithat Paşa ve yandaşlarına karşı Mecelle’i yazarak kabul ettirdi. Bu süreçten sonra çeşitli devlet memurluklarında bulundu ve Abdulhamid’in önemli görevlerini, Ahmet Cevdet’e yaptırırdı. Mithat Paşayı tutuklatmak görevi de bunların arasındadır.

Cevdet’e göre Avrupa fetihlerinden önce Müslümanlar tek bayrak altında toplanmalı daha sonra Avrupa fetihleri başlamalıydı. Bu durumda devlet daha uzun ömürlü olabilirdi. Cevdet Bey, döneme daha uygun bir fikir olarak İslam birliğini destekliyordu. Cevdet Bey, kanun-i esasiyi gereksiz buluyordu çünkü Şeriat-i Garra zaten bir kanun-i esasiydi. Ayrıca Osmanlı'nın asıl gücünün Türklerden oluştuğunu belirtmiştir.

Ahmet Rıza[değiştir | kaynağı değiştir]

Ahmet Rıza, (1894), ilk Meclis-i Mebusan Başkanı

Ahmet Rıza, Galatasaray’da eğitim gördükten sonra Fransa’ya tarım eğitimi almaya gitti. Burada pozitivizmi benimsedi ve August Comte’un öğrencisi olan Pierre Lafitte’in derslerine devam etti. Pozitivizm; metafiziği reddeder, bilimin üstünlüğünü kabul eder.

Pozitivizm, onun için çekiciydi çünkü:

  • Hristiyanlıkla ilgisi yoktu ve dinin (İslamiyet) Osmanlı toplumu üzerindeki etkisinin farkındaydı (dayanışma esası).
  • Osmanlı, padişahlarının keyfî şeklindeki yönetimine tabiydi.
  • Büyük bir sarsıntı (siyasi çalkantı ya da savaş) durumunda devlet dağılıp gidebilirdi.
  • Topluma yön verecek olan uzmanlardı (Ahmet Rıza, topluma tepeden bakan bir kişilikti.).

Ahmet Rıza İttihat ve Terakki'ye girdi ve Mesveret’i çıkarmaya başladı. Fakat sonra Ayan Meclisi'ne girerek İttihat ve Terakki karşıtı oldu.

Ahmet Rıza’nın Osmanlı’nın ilerlemesi için ortaya diğerlerinden farklı bir fikir de yönetimin değil toplumun değişmesi gerektiğini savunmasıdır.

Abdullah Cevdet[değiştir | kaynağı değiştir]

Cevdet, Jön Türklerin içinde en entelektüellerden biri olduğu kadar en çalışkanlarından da biridir. Siyaset, toplum bilimi, psikoloji, edebiyat gibi konularda yazdığı pek çok kitap, makale ve yaptığı çeviriler önemini ve değerini göstermek açısından yeterli olabilir. Ateist olması fikirlerinin geniş kitlelere ulaşmasını engellemiştir.

Prens Sebahattin[değiştir | kaynağı değiştir]

Sebahattin’e göre istibdat, toplumun şartlarının bir getirisiydi. Eğer toplum şartları değiştirilmezse istibdat tekrar yaşanabilecek bir durumdur. Prens Sebahattin, Ali Rıza karşıtı gruplar ademimerkeziyetçiliği savunur.

1902 Jön Türk Kongresi'nde ademimerkeziyetçilik fikrini getiren Sebahattin bir bölünmeye yol açtı. Ademimerkeziyetçiler olarak ayrılan grupta Sebahattin, Nihat, Reşat, Dr. Rıfat, Miralay Zeki gibi kişiler ve Teşebbüs-i Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti yer aldı.

Yusuf Akçura[değiştir | kaynağı değiştir]

Yusuf Akçura

1908’e kadarki dönemde Akçura, Meşveret ve Şüra-i Ümmet’te yazılar yazdı. Bu yazılardan en önemlisi “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesi olmuştur.[6] Bu makaleyi yazarken etkilendiği önemli faktörler vardır:

  • Tatar ıslahatçılığı ve çağdaşçılığı (iktisadi ve siyasi gelişim sonucu). Kazan'da İslamiyet çağdaşlaştırılmış, medreselerde müspet ilimler okutulmaya başlanmıştır.
  • İslam öncesi Türk tarihine önem vermek; Türklüğü, İslamiyet ile birleştirmemek. Çünkü İslami gelenek, İslam öncesini küçümser ve reddeder.
  • Diğer etkilendiği faktör ise Fransa’daki öğrenim sürecinde bazı yaklaşımlardan etkilenmiştir. Bu sayede tarihe ve siyasete düşünce ve idealler yönünden değil de iktisadi yönden bakmayı gerektiği görünüşü benimsedi. Toplumsal Darvinci görüşe göre ise gerçek olan hayat mücadelesidir.

Üç teşkilattan Millet teşkilatı İslam birliği, Türklerin birliği bahsedilir. Bu eserinde Akçura’nın asıl anlatmak istediği Osmanlı’nın tek bir millet olmasının imkânsızlığıdır.

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Dipnotlar[değiştir | kaynağı değiştir]

  • Ahmad, Feroz, İttihat ve Terakki (1908-1914), Sander Yayınevi, İstanbul. 1971.
  • Akşin, Sina, Jön Türkler ve İttihat ve Terakki, İmge Kitapesi, Ankara. 2001 (3. Baskı).
  • Akşin, Sina, Türkiye Tarihi, c. 3, Cem Yayınevi, İstanbul. 2009.
  • Georgeon, Francois, Türk Milliyetçiliğinin Kökleri – Yusuf Akçura (1876 - 1935), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul. 2005.
  • Hanioğlu, M. Şükrü, Bir Siyasal Düşünür Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi, Üçdal Nesriyat Yayınevi, İstanbul. 1981.
  • Jorga, Nicolae, Osmanlı İmp. Tarihi, c. 5, Yeditepe Yayınları, İstanbul. 2009.
  • Lewis, Bernard, Modern Türkiye’nin Doğusu, TTK, Ankara. 2000.
  • Petrosyan, Y. Aşotoviç, Sovyet Gözüyle Jön Türkler, Bilgi Yayınevi. Ankara. 1974.
  • Ramsaur, Ernest E. Jön Türkler – 1908 İhtilalinin Doğusu, Pınar Yayınevi, İstanbul. 2004.
  • Ülken, Hilmi Ziya, Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, Ülken Yayınevi, İstanbul. 1992.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ Ozan Örmeci (Eylül-Aralık 2010). "Sovyet Gözüyle Jöntürkler" (PDF). Öner Gürcan. 22 Şubat 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2014. 
  2. ^ Findley, Carter V. Dünya Tarihinde Türkler. 3. Baskı, Timaş Yayınları
  3. ^ a b M. Şükrü Hanioğlu, “Jön Türkler” c. 23, (Diyanet Vakfı Yayınları, Birinci Baskı), İstanbul 2001, s. 584
  4. ^ a b Ronald Grigor Suny (Ekim 2009). "Truth in Telling: Reconciling Realities in the Genocide of the Ottoman Armenians". The American Historical Review. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2020. 
  5. ^ Murat Demireğer, “Osmanlı’da Basın Hareketleri”, 2008, s. 3
  6. ^ Sina Akşin, Türkiye Tarihi, c. 3, Cem Yayınevi, Onuncu Baskı, İst. 2009, s. 361

Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]


Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Nedir? :Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? ile ilgili Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? burada bulabilirsiniz. Detaylar için sitemizi geziniz Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Ne Demektir? Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Açıklaması Nedir? Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Cevabı Nedir? Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Kelimesinin Anlamı? Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? konusu Nedir Ne, yaşantımızda sık kullanılan kelimelerden birisi olarak karşımıza çıkar. Hem sosyal medyada hem de gündelik yaşantıda kullanılan ne kelimesi, uzun yıllardan beri dilimizdedir. Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Türk Dil Kurumu na (TDK) göre farklı anlamları olan ne kelimesi, Türkçe de tek başına ya da çeşitli cümleler eşliğinde kullanılabilir. Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Ne kelimesi ne demek, TDK ya göre anlamı nedir sorularının cevabını arayanlar için bildiris.com doğru adres! Peki, ne kelimesi ne demek, TDK ye göre anlamı nedir? Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Ne kelimesinin kökeni ne, ne kelimesinin kaç anlamı var? Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? İşte TDK bilgileri ile merak edilenler
Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Açıklaması? :Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Açıklama Bir Terim Kavram Ya Da Başka Dilsel Olgunun Daha İyi Anlaşılması İçin Yapılan Ek Bilgidir.Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Söz Konusu Bilgi Açıklanacak Sözcükten Daha Uzun Olur Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Açıklama İle İlgili Durumun Kanıtı Şu Şekilde Doğrulanabilir Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Bir Sözlükteki Tanım İlgili Sözcük Yerine Kullanılabilirse, Bu Bir Açıklamadır. Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Yani Aynı Bağlam İçinde Hem Sözcük Hem De Tanım Kullanılırsa Ve Anlamsal Açıdan Bir Sorun Oluşturmuyorsa Bu Bir Açıklamadır.
Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Gerçek mi? :Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? ile ilgili Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? burada bulabilirsiniz. Detaylar için sitemizi geziniz Gerçek anlam Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? sözcüklerin birincil anlamı ile (varsa) bu anlamla doğrudan ilişkili olan anlamlarıdır. Gerçek anlam, temel anlam ile yan anlamların bileşkesidir. Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Bir sözcüğün mecaz olmayan tüm anlamlarını kapsar.
Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Hakkında? :Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? ile ilgili Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? burada bulabilirsiniz. Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Detaylar için sitemizi geziniz Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? Bu sayfada Hakkında nedir Hakkında ne demek Hakkında ile ilgili sözler cümleler bulmaca kısaca Hakkında anlamı tanımı açılımı Hakkında hakkında bilgiler Jön Türkler nedir?, Jön Türkler anlamı nedir?, Jön Türkler ne demektir? resimleri Hakkında sözleri yazıları kelimesinin sözlük anlamı nedir almanca ingilizce türkçe çevirisini bulabilirsiniz
Gümüşkaya, Adıyaman, Ahmed Hasan el Bekir, Bilkent Senfoni Orkestrası, Óscar Jaenada, Kurbus, 2017, D 200, Bilkent Odeon, Penthouse (dergi), Gök kutbu, MÖ 346, Bilkent Konser Salonu, 1899, Trisakkarit, Bilkent Holding, Ahmet Karcılılar, Édouard Balladur, Kotlin, Victor Marijnen, 2009 Türkiye yerel seçimleri, Isaac Vorsah, Manchester United FC rekorları ve istatistikleri listesi, Bilkent Cyberpark, NGC 682, Diana Ross, Genç Marx, Microsoft Kampüs, Blu ray, Zehirli Sokaklar, Topoğrafik çıkıntı, 2003 World Grand Prix, Macaristan Prensliği, Öksüz Kız, Wálter Flores, Martha Graham, Köprücük, Aladağ, Fångad av en stormvind, TRACECA, Ödeme şekilleri, İlya Repin, Ilya Repin, Verbascum ancyritanum, Mona Simpson, The Ghost of Frankenstein, Music (Madonna şarkısı), Alexander Stirling Calder, Al Ana, Into the Groove, Sevilen havari, Burak Karaman, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi, 5 Mayıs, The Globe and Mail, Ankara Ziraat Mektebi, Old Trafford, Die Another Day (şarkı), 20th Century Fox Television, Erotica (şarkı), 1481, Deeper and Deeper, Taira Inoue, Cemaleddin Efendi, Rain (Madonna şarkısı), Waifu, Bulbophyllum chlorascens, NGC 571, One More Chance (Madonna şarkısı), III. Pepin, Bad Girl (Madonna şarkısı), MÖ 343, Bryan Robson, Yahveh, Angel (Madonna şarkısı), MÖ 345, Burhaniye, İnegöl, Cameo görüntü, José Kléberson, Erenköy İstasyon Camii, 2006 FIFA Kulüpler Dünya Kupası, Malatya Muharebesi, Marvão, Teruki Hara, Rumence, Ancient Dreams, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Floor Jansen, Bilkent Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi, József Viola, Hank Aaron, 15 Temmuz, Türkiye futbol şampiyonları listesi, Ken Foree, Kauaʻi mağara kurt örümceği, Juraj Herz, Efeler Tren İstasyonu, Simsia, Yüen Hanedanı, MÖ 342, Osman Turan,
Sırbistan-Karadağ bayrağı Anlamı Nedir, Sırbistan-Karadağ bayrağı Nasıl Oluştu, Sırbistan-Karadağ bayrağı Tarihi, Sırbistan-Karadağ bayrağı Renkleri, Sırbistan-Karadağ bayrağı Tasarımı, Toprak Rengi Nedir?, For Nedir?, İsmail Aybars Aksoy Kimdir?, Nail Çiler Kimdir?, Toprak Altı Nedir?, Fonolojik Nedir?, Bekir Sıtkı Tarım Kimdir?, İhsan Sarıyar Kimdir?, Topolojik Nedir?, Hasan Bitmez Kimdir?, Topoğrafik Nedir?, Sancak-ı Şerif Anlamı Nedir, Sancak-ı Şerif Nasıl Oluştu, Sancak-ı Şerif Tarihi, Sancak-ı Şerif Renkleri, Sancak-ı Şerif Tasarımı, Lütfi İlteriş Öney Kimdir?, Ufuk Değerliyurt Kimdir?, Folklorik Nedir?, Rana Berk Kimdir?, Toplum Dışı Nedir?, Fokurdak Nedir?, Toplum Bilimsel Nedir?, Fodulca Nedir?, Ayla Bedirhan Çelik Kimdir?, Harun Özgür Yıldızlı Kimdir?, Samara bayrağı Anlamı Nedir, Samara bayrağı Nasıl Oluştu, Samara bayrağı Tarihi, Samara bayrağı Renkleri, Samara bayrağı Tasarımı, Figen Yıldırım Kimdir?, Flüoresan Nedir?, Ayhan Özçelik Kimdir?, Toplanık Nedir?, İzzet Kaplan Kimdir?, Mühip Kanko Kimdir?, Prensin Bayrağı Anlamı Nedir, Prensin Bayrağı Nasıl Oluştu, Prensin Bayrağı Tarihi, Prensin Bayrağı Renkleri, Prensin Bayrağı Tasarımı, Recep Bozdemir Kimdir?, Ali Topçu Kimdir?, Toparlakça Nedir?, Hurşit Çetin Kimdir?, Fadik Temizyürek Kimdir?, Toparlağımsı Nedir?, Toparlacık Nedir?, Osmanlı bayrağı Anlamı Nedir, Osmanlı bayrağı Nasıl Oluştu, Osmanlı bayrağı Tarihi, Osmanlı bayrağı Renkleri, Osmanlı bayrağı Tasarımı, Ülkü Doğan Kimdir?, Mehmet Akif Perker Kimdir?, Necmi Özgül Kimdir?, Top Sakallı Nedir?, Hasan Daşkın Kimdir?, Hasan Memişoğlu Kimdir?, Nazi Almanyası bayrağı Anlamı Nedir, Nazi Almanyası bayrağı Nasıl Oluştu, Nazi Almanyası bayrağı Tarihi, Nazi Almanyası bayrağı Renkleri, Nazi Almanyası bayrağı Tasarımı, Fitopatolojik Nedir?, Öztürk Keskin Kimdir?, Şeref Baran Genç Kimdir?, Tonla Nedir?, Nuran Ergen Kılıç Kimdir?, Fitne Kumkuması Nedir?, Filiz Orman Akın Kimdir?, Tombulca Nedir?, Fitne Fücur Nedir?, Zürriyetsiz İsminin Anlamı Nedir?, Fitilsiz Nedir?, Natalia Cumhuriyeti Bayrağı Anlamı Nedir, Natalia Cumhuriyeti Bayrağı Nasıl Oluştu, Natalia Cumhuriyeti Bayrağı Tarihi, Natalia Cumhuriyeti Bayrağı Renkleri, Natalia Cumhuriyeti Bayrağı Tasarımı, Zürriyetli İsminin Anlamı Nedir?, Mustafa Süleyman Kurtar Kimdir?, Züppe İsminin Anlamı Nedir?, Fitilci Nedir?, Dağıstan Budak Kimdir?, Yrd Doç Dr Bilge Gökçen Röhlig Kimdir? Yrd Doç Dr Bilge Gökçen Röhlig Nereli Yrd Doç Dr Bilge Gökçen Röhlig Kaç Yaşında?, Zümrüdi İsminin Anlamı Nedir?, Tolgasız Nedir?, Fitçi Nedir?, Hatice Gül Bingöl Kimdir?, Gökhan Baylan Kimdir?, Zülüflü İsminin Anlamı Nedir?, Tolgalı Nedir?, Fişlik Nedir?, Kampuçya Halk Cumhuriyeti bayrağı Anlamı Nedir, Kampuçya Halk Cumhuriyeti bayrağı Nasıl Oluştu, Kampuçya Halk Cumhuriyeti bayrağı Tarihi, Kampuçya Halk Cumhuriyeti bayrağı Renkleri, Kampuçya Halk Cumhuriyeti bayrağı Tasarımı, Toleranssız Nedir?, Züllü İsminin Anlamı Nedir?, Fişli Nedir?, Fişeksiz Nedir?, Zülcelâl İsminin Anlamı Nedir?, Sözdar Akdoğan Kimdir?, Murat Turna Kimdir?, Fahri Özkan Kimdir?, Zührevi İsminin Anlamı Nedir?, Fişekli Nedir?, Züğürt İsminin Anlamı Nedir?, İzmir bayrağı Anlamı Nedir, İzmir bayrağı Nasıl Oluştu, İzmir bayrağı Tarihi, İzmir bayrağı Renkleri, İzmir bayrağı Tasarımı, Filiz Çelik Kimdir?, Toksikolojik Nedir?, Fistolu Nedir?, Koray Önsel Kimdir?, Zübük İsminin Anlamı Nedir?, Toksik Nedir?, Fikret Tufanyazıcı Kimdir?, Zulmeden İsminin Anlamı Nedir?, Fistansız Nedir?, İlker Yücel Kimdir?, Tokatlı Nedir?, Zömbe İsminin Anlamı Nedir?, Gadsden bayrağı Anlamı Nedir, Gadsden bayrağı Nasıl Oluştu, Gadsden bayrağı Tarihi, Gadsden bayrağı Renkleri, Gadsden bayrağı Tasarımı, Tokalı Nedir?, Selma Sarıcıoğlu Çalışkan Kimdir?,