Türk milliyetçiliği Nedir?
Türk milliyetçiliği Nedir?, Türk milliyetçiliği Nerededir?, Türk milliyetçiliği Hakkında Bilgi?, Türk milliyetçiliği Analizi? Türk milliyetçiliği ilgili Türk milliyetçiliği ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Türk milliyetçiliği ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Türk milliyetçiliği Ne Anlama Gelir Türk milliyetçiliği Anlamı Türk milliyetçiliği Nedir Türk milliyetçiliği Ne Anlam Taşır Türk milliyetçiliği Neye İşarettir Türk milliyetçiliği Tabiri Türk milliyetçiliği Yorumu
Türk milliyetçiliği Kelimesi
Lütfen Türk milliyetçiliği Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Türk milliyetçiliği İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Türk milliyetçiliği Kelimesinin Anlamı? Türk milliyetçiliği Ne Demek? ,Türk milliyetçiliği Ne Demektir? Türk milliyetçiliği Ne Demektir? Türk milliyetçiliği Analizi? , Türk milliyetçiliği Anlamı Nedir?,Türk milliyetçiliği Ne Demektir? , Türk milliyetçiliği Açıklaması Nedir? ,Türk milliyetçiliği Cevabı Nedir?,Türk milliyetçiliği Kelimesinin Anlamı?,Türk milliyetçiliği Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Türk milliyetçiliği Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Türk milliyetçiliği Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Türk milliyetçiliği Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Türk milliyetçiliği Kelimesinin Anlamı Nedir? Türk milliyetçiliği Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Türk milliyetçiliği Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Türk milliyetçiliği Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Türk milliyetçiliği - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Türk milliyetçiliği
Türk milliyetçiliği Nedir? Türk milliyetçiliği Ne demek? , Türk milliyetçiliği Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Türk milliyetçiliği Kelimesinin Anlamı? Türk milliyetçiliği Ne Demek? Türk milliyetçiliği Ne Demektir? ,Türk milliyetçiliği Analizi? Türk milliyetçiliği Anlamı Nedir? Türk milliyetçiliği Ne Demektir?, Türk milliyetçiliği Açıklaması Nedir? , Türk milliyetçiliği Cevabı Nedir? , Türk milliyetçiliği Kelimesinin Anlamı?
Bu maddede kaynak listesi bulunmasına karşın metin içi kaynakların yetersizliği nedeniyle bazı bilgilerin hangi kaynaktan alındığı belirsizdir. (Mart 2021) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Türk milliyetçiliği, ulusal veya etnik tanımlarla Türk milletinin ilerlemesini, gelişmesini amaçlayan siyasi bir görüştür. Türkçülük ile aynı olmayıp, içinde Türkçülük dahil olmak üzere çeşitli Türk milliyetçisi ideolojileri barındırır.
Osmanlı toplumunu oluşturan İslam, Rum, Ermeni ve Yahudi "millet"lerini ortak bir ulusal kimlik altında bir araya getirme düşüncesi 1839 Tanzimat Fermanı'nda Osmanlıcılık ile damgasını vurdu ve 1850'lerden sonra güç kazandı. Osmanlı seçkinlerine göre devlet, ancak bir "Osmanlı milleti"ne dayandığı takdirde ayakta durabilir ve canlanabilirdi. Osmanlı milleti; padişahın sembolik egemenliği altında, ortak bayrak, marş ve simgelere (örneğin fes) sahip olacak, din ve dil ayrımı gözetmeden toplumsal birliği gözetecekti.[kaynak belirtilmeli]
Osmanlıcılık fikri bir yandan egemen İslam toplumunda, diğer yandan imparatorluğun Hristiyan unsurlarında direnişle karşılaştı. 1860'larda Namık Kemal öncülüğündeki Genç Osmanlılar, İslam ümmetinin geleneksel ayrıcalıklarını gayrimüslimlerle paylaşmayı reddeden bir milliyetçilik türünü savundular. Gayrimüslim toplumları içinde de, Osmanlı Devleti'nden koparak ayrı ulusal varlıklar oluşturma fikri taraftar topladı. Önceleri daha çok Rum toplumunu etkileyen ayrılıkçı akımlar, 1878 yenilgisinden sonra imparatorluğun diğer gayrimüslim halklarına da yayıldı.
Türkiye'de siyasal anlamda milliyetçilik ise 1904 yılında Kazanlı Yusuf Akçura tarafından yazılan Üç Tarz-ı Siyaset adlı makalenin yayınlanması ile başladı.
Ziya Gökalp'in fikri önderliğini yaptığı Türkçülük, İttihat ve Terakkili meşrutiyet ve daha sonra cumhuriyet döneminde ön plana çıkmıştır. Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları adlı kitabında millet kavramını dil ve kültürel birlik olarak tanımlar, ırkçılığı reddeder. Ziya Gökalp kültür ve uygarlık ayrımı yaparak Türk halkının kültürel ve dini değerlerini koruyup geliştirmesini ve batı uygarlığına geçmesini savunur. Ayrıca Türkçülüğün uzak ülküsünü Türki halkların birliği olarak ilan etmiş ve bunu Turan olarak açıklamıştır.[1]
1930'larda ve 1940'larda ise Türkçü-Turancı düşüncenin en radikal sözcüsü Hüseyin Nihal Atsız idi. Atsız 1931-1932 yılları arasında Atsız Mecmua'yı, 1933-1934 ve 1943-1944'te de Orhun: Aylık Türkçü Mecmua'yı yayımladı. Atsız; Türk milletini, Cumhuriyet'i kurarken Atatürk'ün yaptığı gibi ulusal çapta değil, etnik çapta tanımlıyordu. 1939'da Bozkurt dergisini çıkaran Reha Oğuz Türkkan ile 1943'te Samsun'da Kopuz adlı Türkçü dergiyi başlatan Fethi Tevetoğlu bu dönemin diğer Türkçü-Turancı fikir önderleri arasında bulunuyordu.
1969 yılında CKMP'nin MHP'ye dönüşmesiyle Türk-İslam ülküsünün şekillendirdiği ülkücülük ortaya çıkmış oldu.
Türk milliyetçiliğiyle ilişkilendirilen ideolojiler arasında Türkçülük veya Turancılık (bir tür etnik veya ırksal özcülük veya ulusal mistisizm), Türk-İslam sentezi (Türk milliyetçiliğini İslami görüşle birleştiren), Anadoluculuk (11. yüzyılda Selçukluların Anadolu'yu fethinden sonra gelişen Türk milletini ayrı bir halk olarak gören) ve laik, sivil milliyetçi Kemalizm ("Türkler"i Türkiye halkının üst kimliği olarak tanımlayan).[2]
Atatürk tarafından uygulanan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisi, altı ilkesinden biri olarak milliyetçiliği öne çıkarır.
Kemalist devrim, çok dinli ve çok uluslu Osmanlı İmparatorluğu'nun kalıntılarından bir ulus devlet yaratmayı amaçlıyordu. Kemalist milliyetçilik, toplumsal sözleşme teorilerinden, özellikle Jean-Jacques Rousseau ve onun Toplum Sözleşmesi tarafından savunulan sivil milliyetçi ilkelerinden doğmuştur. Kemalizm'in toplum sözleşmesi anlayışı, Osmanlı "Millet" sisteminin başarısızlığının ve etkisiz Osmanlıcılık politikasının bir ürünü olan Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma döneminden etkilenmiştir. Kemalist milliyetçilik, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü yaşadıktan sonra toplum sözleşmesini "en yüksek ideal" olarak tanımlar.
1930'larda Kemalizm, Atatürk'ün söz ve yazılarına dayanan, her şeyi kapsayan bir devlet ideolojisi haline geldi. Kemalizm'in milliyet tanımı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 66. maddesine eklendi. Yasal olarak, etnik köken veya dini inanç ne olursa olsun her vatandaş Türk olarak tanımlanmaktadır. Türk vatandaşlık yasası, kişinin ancak vatana ihanetle vatandaşlığından çıkarılabileceğini belirtmektedir.[3]
Kemalist milliyetçilik, "devletin bütünlüğü" olarak tanımlanan Türk devletinin ülkeyle ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğu ilkesine inanır.
"Turancı" milliyetçilik, 1839'da kurulan Turan Cemiyeti ile başladı, 1908'de Türk Derneği ile devam etti ve daha sonra Türk Ocakları[4] oldu ve sonunda Pan-Turancılık ve Pan-Türkizm gibi ideolojileri içerecek şekilde genişledi.
Pan-Türkizm, Ziya Gökalp'in Türkçülüğün Esasları adlı kitabında belirttiği gibi, tüm Türk halklarının birliğinin ideali olarak "Türkçülük" adını verdiği milliyetçi görüşünün de bir parçasıydı.[1]
Sultan II. Abdülhamid'i deviren Jön Türk Devrimi, Türk milliyetçilerini Osmanlı İmparatorluğu'nda iktidara getirdi ve sonunda Üç Paşa'nın son dönem Osmanlı hükûmetini yönetmesine yol açtı.[5][6]
Anadoluculuk, Türk kültürünün ana kaynağının Anadolu olması gerektiğini çıkış noktası olarak alır ve bu düşüncenin ana dayanağı, Türk halkının Malazgirt Meydan Muharebesini kazanmasından itibaren 1071'den sonra Anadolu'da yeni bir medeniyet inşa ederek yeni bir medeniyet kurmasıdır.
Erken Cumhuriyet döneminde Hilmi Ziya Ülken,[7] Mehmet Râif Ogan[8] ve Nurettin Topçu[9] gibi bazı aydınlar, Türk milliyetçiliğinin kökeninin "Turan"da değil, Anadolu'da aranmasını önermişlerdir.[10]
Anadoluculuğun kurucularından Hilmi Ziya Ülken, Yeni Osmanlıcılık ve Panislamizm'e olduğu kadar Turancılık'a da karşıydı. Ülken, 1919'da Anadolunun Bugünki Vazifeleri adlı bir kitap yazdı, ancak yayımlanmadı. Ülken ve arkadaşları Anadolu dergisini çıkardılar. Osmanlıcılık, İslamcılık ve Turancılık'a alternatif bir felsefe oluşturmak için çalıştılar.
Türk-İslam sentezi olarak da bilinen Türk-İslam milliyetçiliği, Türk milliyetçiliği ile İslam'ı birleştiren aşırı sağ İslamcı-muhafazakar bir ideolojidir.
Terim, 1972'de Türk-İslam sentezinin izini 11. yüzyıldaki ilk Müslüman Türk hanedanı Karahanlılar'a kadar götüren muhafazakar tarihçi İbrahim Kafesoğlu tarafından ortaya atıldı. Kafesoğlu, Türklerin kadim bozkır kültürü ile İslam arasındaki ilişkiyi bir arınma süreci olarak görüyordu. "Sentez", 1970'lerde kurucusu Kafesoğlu olan aydınlar kulübü Aydınlar Ocağı'nda temsil edildi.[11] Aydınlar Ocağı temsilcileri, 1973 yılında Aydınlar Ocağı'nın Görüşü metninde düşüncelerini ve özellikle tarih anlayışlarını açıkça formüle ettiler. Çıkış noktası anti-komünizm ve Türk değerlerine tehdit olarak algılanan Marksist ideolojiye karşı çıkma çabasıydı.
1970'lerin siyasi kutuplar arasındaki kanlı çatışmalar ve 1980 darbesi ile çalkalanmasından sonra, cunta, köktendincilik hakkındaki çekincelerine rağmen, düzeni ve birliği yeniden tesis etmek için İslamcı-muhafazakar fikir ve değerleri kullanmaya çalıştı.[12] 1980 darbesinin ardından askeri diktatörlük, resmi devlet ideolojisi olarak Türkçülük,[13] Türk-İslam sentezi ve Kemalizm'i bir araya getirdi.[14] Türk-İslam sentezinin fikir liderleri, Türklerin İslam'ın yayılmasında önemli bir rol oynadıklarını ve böylece İslam ümmetinin bir parçası olarak ulusal kimliklerini geliştirdiklerini varsaydılar. Bu anlayışa göre Türk olmak ancak İslam ile bağlantılı olarak mümkündür. Türk-İslam sentezi fikri Ülkücü hareket çevrelerinde hâlâ çok revaçta.
Kıbrıs Türk milliyetçiliği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) bağımsızlığını destekler ve KKTC'nin Türkiye'den bağımsız kalmasını arzularken, Rum egemenliğindeki Kıbrıs Cumhuriyeti ile birleşik bir Kıbrıs fikrine karşı çıkar.[15]