Antonio Cosentino (ressam) Nedir?
Antonio Cosentino (ressam) Nedir?, Antonio Cosentino (ressam) Nerededir?, Antonio Cosentino (ressam) Hakkında Bilgi?, Antonio Cosentino (ressam) Analizi? Antonio Cosentino (ressam) ilgili Antonio Cosentino (ressam) ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Antonio Cosentino (ressam) ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Antonio Cosentino (ressam) Ne Anlama Gelir Antonio Cosentino (ressam) Anlamı Antonio Cosentino (ressam) Nedir Antonio Cosentino (ressam) Ne Anlam Taşır Antonio Cosentino (ressam) Neye İşarettir Antonio Cosentino (ressam) Tabiri Antonio Cosentino (ressam) Yorumu
Antonio Cosentino (ressam) Kelimesi
Lütfen Antonio Cosentino (ressam) Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Antonio Cosentino (ressam) İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Antonio Cosentino (ressam) Kelimesinin Anlamı? Antonio Cosentino (ressam) Ne Demek? ,Antonio Cosentino (ressam) Ne Demektir? Antonio Cosentino (ressam) Ne Demektir? Antonio Cosentino (ressam) Analizi? , Antonio Cosentino (ressam) Anlamı Nedir?,Antonio Cosentino (ressam) Ne Demektir? , Antonio Cosentino (ressam) Açıklaması Nedir? ,Antonio Cosentino (ressam) Cevabı Nedir?,Antonio Cosentino (ressam) Kelimesinin Anlamı?,Antonio Cosentino (ressam) Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Antonio Cosentino (ressam) Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Antonio Cosentino (ressam) Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Antonio Cosentino (ressam) Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Antonio Cosentino (ressam) Kelimesinin Anlamı Nedir? Antonio Cosentino (ressam) Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Antonio Cosentino (ressam) Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Antonio Cosentino (ressam) Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Antonio Cosentino (ressam) - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Antonio Cosentino (ressam)
Antonio Cosentino (ressam) Nedir? Antonio Cosentino (ressam) Ne demek? , Antonio Cosentino (ressam) Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Antonio Cosentino (ressam) Kelimesinin Anlamı? Antonio Cosentino (ressam) Ne Demek? Antonio Cosentino (ressam) Ne Demektir? ,Antonio Cosentino (ressam) Analizi? Antonio Cosentino (ressam) Anlamı Nedir? Antonio Cosentino (ressam) Ne Demektir?, Antonio Cosentino (ressam) Açıklaması Nedir? , Antonio Cosentino (ressam) Cevabı Nedir? , Antonio Cosentino (ressam) Kelimesinin Anlamı?
Antonio Cosentino | |
---|---|
Doğum | 1970 İstanbul |
Uyruk | Türk |
Alanı | Resim, duvar resmi, kolaj, enstalasyon, küratörlük |
Sanat eğitimi | Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü |
Katıldığı akımlar | Hafriyat |
Antonio Cosentino (d. 1970 İstanbul) İtalyan asıllı Türk ressam.
1996'da İstanbul'da oluşturulan Hafriyat Grubu adlı çağdaş plastik sanatlar grubunun kurucularındandır.
1970 yılında İstanbul, Kurtuluş'ta doğdu.
1994 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Adnan Çoker atölyesinden mezun oldu. 1996 yılında Hakan Gürsoytrak ve Mustafa Pancar ile birlikte Hafriyat Grubu adlı çağdaş plastik sanatlar grubunu kurdu. Yurt içinde ve dışında Hafriyat Grubu ile birlikte küratörlüğünü de üstlendiği 16 sergiye katıldı.
2006 yılında ilk bağımsız sergi mekanı olan "Hafriyat Karaköy"ü Hafriyat Grubu ile birlikte kurdu ve üç yıl boyunca grup üyeleri ile birlikte yöneticiliğini yaptı. Bu süre boyunca Hafriyat Karaköy, 26 adet sergi ve etkinliğe ev sahipliği yaptı; biri Hollanda da olmak üzere iki fuara katıldı.[1]
1999- 2000 ve 2001 yıllarında sırası ile "Yerli Malı", "Yurttan Sesler" ve "Aileye Mahsustur" sergilerinin küratörlüğünü üstlendi aynı zamanda yapıtlarıyla katıldı. 2011 yılında Münih'te "Turbo Works" isimli sergiyi düzenledi. Yaşamını ve çalışmalarını İstanbul'da sürdürüyor.[2][3]
Pınar Öğrenci "Temel-siz" sergisi için kaleme aldığı yazıda Cosentino'nun sanatını şöyle anlatmıştır:
“ | Antonio Cosentino'nun çalışmalarında günlük hayatın içinden, kişisel hafızasının derinliklerinden ya da yaşadığı şehrin görsel kültüründen sızarak gelen sayısız imge yer almaktadır. 90′lı yılların çağdaş sanat ortamında alt ve üst sanatın yer değiştirici özelliğinin tartışıldığı sıralarda, Cosentino ve sanatçı arkadaşları, alt kültür unsurlarının sorgulandığı bir bakışın arkeolojisini yapmaya girişmişlerdir adeta. İşte bu dönemlerden başlayarak pano, dükkân tabelası, paket kağıdı, fayans gibi yaşadığımız coğrafyanın görsel kültürüne dair malzemeler, Cosentino‘nun resimlerinde birbirinin üzerinde tahakküm kurmadan yer alırlar. Sanatçının imgeleri, hem ayrık ve parçalı hem de bütün ve tekrara dayalı bir anlatımı kucaklarken üçüncü bir pencereyi aralar: renkli ve düşünceli bir hafıza alanı. Hafızası sürekli bir arşivci gibi çalışırken yazılı ve görsel olan pek çok şeyi kaydeder. Cosentino‘nun kurduğu hareketli ve oyunsu yapı, mega kentler ve kent mimarisinin kısa ömrü, insani ölçeğin ve yerelliğin terk edilişi, insanüstü hız ve hatta tüketim gibi kavramları çağrıştırırken moderniteye özgü unutkanlığı bir kez daha anımsamamızı sağlamaktadır.[4] | ” |
Cosentino ise Beton Denizi isimli 2004 yılı sergi kataloğunda şu vurguları yapmaktadır;
“ | Standartlaşmayan, yok olacak mekanların karakterini izlemek ve oluşturabilmek. Mimari görüşün perspektifsizliği, kentin düzensizliği, insanların düş kırıklığını özetliyor. Yarım kalan modernleşme projemizin hüzünlü tarihini yansıtıyor ve yok olacaklar ve yok olacaklar, tıpkı hızla var oldukları gibi. Bu değersiz mekanlar ve değersiz objeler abidevi değildir. Sıradan mekanlarda sıradan hayatlar yaşıyoruz. Bu mekanların oluştuğu gibi hızla yok olacak olmaları, gözümüzün alıştığı her mekanın parçalanması, boyutlarını bilemediğimiz travmanın asıl sebebidir: Hemen herkes bir zaman yaşadığı, vakit geçirdiği mekanları sadece hatırlamak durumunda. Çünkü geri dönüşü olmayacak biçimde yok olmaktalar. Ortak beğeni havuzu sayılan TV ve kültürü, algımızı şaşılacak biçimde var olanın dışına yöneltiyor. Kendi çehremizin bile tam bir tanımını oluşturamıyoruz. TV'nin düş gücüne sığınıyoruz. Gerçekle flörtümüz sınırlı. Sanatlar hala en gerçekçi iletişim yöntemi.[5] | ” |
2005 yılındaki Şişli - Yeniköy sergisinin kataloğunda ise aşağıdaki saptamaları yapar;
“ | Çektiğim fotoğraflar -bunlar bir karakter genellemesi- imgelerini içlerinde saklıyor. Kameramızı bir görüntüye yönelttiğimizde çıkan sonuç, her zaman çift yönlü olarak hayal kırıklığıdır: Umduğumuzu bulamayız ya da tam tersi umduğumuzdan iyi çıkar. Aradaki mesafe kaçınılmaz bir aktarım sürecinin sonucudur. Bir de fotoğrafı çekerkenki ruh halimiz görüntüye bizim için anlamını veren şeydir. Ancak başka bir göz bu görüntü ile baş başa kaldığında kendi etkilenimlerini oluşturacaktır, farklı bir mesafe, farklı bir nesnellikle izleyecektir.
Bir fotoğrafı boyama isteği, dışımızdaki doğayı kendi işleyişimize uyumlu bir hale getirme çabasıdır, etken olma isteğidir, gördüğü, bildiği, unutacağı bir anı kaybedecek olmanın verdiği hüzün ve korkudur. Tüm görüntüleri, ister yakın bir geçmişte yaşamış olalım, ister bir filmde seyretmiş, bir kitapta okumuş, zihinde bir zaman sonra aynı ağırlıkta ve benzer bir gerçekliğin eşitliğinde yaşıyor bulacağız.[6] |
” |