Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Nedir?, Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Nerededir?, Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Hakkında Bilgi?, Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Analizi? Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı ilgili Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Ne Anlama Gelir Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Anlamı Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Nedir Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Ne Anlam Taşır Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Neye İşarettir Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Tabiri Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Yorumu
Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesi
Lütfen Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesinin Anlamı? Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Ne Demek? ,Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Ne Demektir? Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Ne Demektir? Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Analizi? , Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Anlamı Nedir?,Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Ne Demektir? , Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Açıklaması Nedir? ,Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Cevabı Nedir?,Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesinin Anlamı?,Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesinin Anlamı Nedir? Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı
Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Nedir? Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Ne demek? , Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesinin Anlamı? Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Ne Demek? Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Ne Demektir? ,Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Analizi? Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Anlamı Nedir? Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Ne Demektir?, Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Açıklaması Nedir? , Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Cevabı Nedir? , Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı Kelimesinin Anlamı?
Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı tartışma konusu olmuştur. Kimi araştırmacılar onun dine ilişkin söylemlerinin dönemsel olduğunu vurgulamakta ve bu konuyla alakalı olumlu görüşlerinin 1920'lerin başlarıyla kısıtlı olduğunu belirtmektedirler.[1] Atatürk'ün dinî inancı hakkında farklı kaynaklar, farklı çıkarımlarda bulunmuştur.[2] Bazı kaynaklar Müslüman olduğunu iddia ederken,[3][4][5] bazı kaynaklar deist[6][7] veya ateist ya da agnostik[8][9][10] olduğunu iddia etmektedir.[11][12]
Bir sözünde dini "lüzumlu bir müessese" olarak gördüğünü ifade eden Atatürk, başka sözlerinde de İslam için "bizim dinimiz" ve "büyük dinimiz" gibi ifadeler kullanmıştır.[13] Ayrıca Kur'an için "şanı büyük" ve "en eksiksiz kitap", Muhammed için "peygamberimiz efendimiz hazretleri" ve "Allah'ın birinci ve en büyük kulu" demiştir.[13] 1922 ve 1923'te yaptığı iki konuşmada "Allah birdir, büyüktür." demiştir.[14] 1923 yılında kendisine armağan olarak Kur'an gönderilmesine "Bence kıymetini takdire imkân olmayan bu hediyeyi, en derin ve hürmetkâr din duygularımla muhafaza edeceğim." sözüyle teşekkür etmiştir.[13]
Tarih Profesörü Mete Tunçay, bu konuyla ilgili İnönü Üniversitesi'nde verdiği bir konferansta "Atatürk'ün bir deist olduğunu düşünüyorum. Agnostik ya da ateist değildi." demiştir.[15] Akşam gazetesine verdiği bir röportajda ise "Türkiye'de din, devletin denetimi altında. Bu hiç kimseyi memnun etmeyen bir durum. Mesela İmam Hatipler'de, şimdi öyle mi bilmiyorum ama kitaplarının başında Atatürk'ün portresi ve en büyük Müslüman Atatürk yazılıydı. Bu doğru değil tabii. Çünkü bana 'deist' gibi geliyor. Diğer yandan Prof. Şükrü Hanioğlu 'ateist' olduğunu düşünüyor. Tanrı'yı reddetmek yerine Atatürk'ün 'herhâlde bir Yaradan var' inancı içinde olduğu kanısındayım." açıklamasında bulunmuştur.[16]
Yine Atatürk'ün dinî inancı ile ilgili olarak bir diğer araştırma Rıfat Bali tarafından yapılmış,[17] konuyla ilgili olarak Ruhat Mengi ile aralarında bir polemik yaşanmasına sebep olmuştur.[18] Taha Akyol ise Atatürk'ün dini ile ilgili olarak "Atatürk'ün ideolojisi, Jön Türklerin pozitivist, materyalist ideolojisidir. Bu yüzden Atatürk'ün laiklik tatbikatı çok sert oldu." demiştir.[1] Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk bir sohbetinde[19] deist olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur. Prof. Dr. Zafer Toprak ise Atatürk'ün dine karşı mesafeli ve dinle ilgili sorunları olduğunu ifade etmiştir.[20]
Atatürk, 20 Temmuz 1915'te Madam Corinne'e gönderdiği mektubunda şunları diyor:
Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nda zaman zaman yakın dostlarıyla bir araya geldiğini ve kendisinin de bu ziyaretlere katıldığını anlatan manevi kızı Ülkü Adatepe, onun bazen efkarlanıp eski hikâyelerini anlattığını, savaşa giderken daima ellerini açıp "Allah'ım sen Türk milletini hiçbir zaman esir etme." diye dua ettiğinden bahsettiğini belirtmiştir.[23] Atatürk, Türk milletinin dinî inancı ile ilgili bir sözünde şu ifadeleri kullanmıştır:
"Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Bilince aykırı, ilerlemeye mâni hiçbir şey içermiyor. Halbuki Türkiye’ye bağımsızlığını veren bu Asya milletinin içinde daha karışık, sun’i, bâtıl itikatlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu konuda yeterli bilgisi olmayanlar, bu âcizler sırası gelince, aydınlanacaklardır. Onlar ışığa yaklaşamazlarsa, kendilerini yitirmiş ve mahkûm etmişler demektir; onları kurtaracağız."[13]
Atatürk'ün, dini "lüzumlu bir müessese" olarak gördüğünü belirttiğine ilişkin sözüne karşın "dini olanların fakir kalmaya mahkûm oldukları" ve bu nedenle "öncelikle din anlayışını kaldırmak" gerektiğine inandığına ilişkin görüşleri için de kaynaklar mevcuttur. Kâzım Karabekir'in belirttiğine göre, Atatürk ona din ile ilgili olarak dini olanların kazanamayacağını ve fakir kalmaya mahkûm olduklarını söyleyip netice olarak önce din anlayışını kaldırmak gerektiğini söylemiş[24] ve bu sebeple Kur'an'ın anlaşılarak okunmasına önem verip Türkçeye çevrilmesini emretmiştir.[13][25] Ayrıca İslam'a ilişkin olumsuz sözleri de bulunmaktadır. Karabekir'in anlattığı üzere, Atatürk Balıkesir'de hutbe okumasına karşın daha sonra Kur'an ve Muhammed ile ilgili olumsuz sözler etmiştir.[26][27] Bir konuşmaları sırasında Atatürk'ün şöyle dediğini anlatır:
"... Mustafa Kemal Paşa beyanâtıma karşı hiddetle bütün içini ortaya döktü:
— Evet Karabekir; Arapoğlu'nun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur'an'ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım! Tâ ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler!..."[28]
Farklı bir kaynağa göre, 1926-27 yıllarında Atatürk ile röportaj yapan Grace Ellison, 1928 yılında yayımlanan Turkey Today adlı kitabının 24. sayfasında Atatürk'ün kendisine şunları söylediğini yazmıştır:
"Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. detâ halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır."[29]
Ancak Atatürk'ün not defterlerine göre, Atatürk bir İngiliz gazetecinin (Grace Ellison'ı kastediyor) söylemediklerini yazdığını ve söylediklerini çarpıttığını kendi el yazısıyla belirtiyor:
"Bir İngiliz gazetesi muhâbiri benimle konuşuyor. Söylemediğim şeyleri yazıyor ve söylediğim şeyleri aleyhimize tefsîr ediyor. Kendisini men ettim. Söz vermişti. Anladım ki İstanbul'daki muallem insanlarla beraber âdetâ câsus."[30]
Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu kitabının yazarı Andrew Mango, Ellison'ın yazdıklarını kitabına alarak Atatürk'ün deist olduğu değerlendirmesini yapmıştır.[31]
Atatürk 1 Kasım 1937'de yaptığı meclis konuşmasında şu sözleri söylemiştir:
"...Bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir."[32]
Öte yandan Atatürk 21 Aralık 1937'de Hatay sorunuyla ilgili konuştuğu sırada, Suriye Başbakanı Cemil Merdam Bey'e "hepimiz Müslümanız" demiştir:
Yapamam! Hepimiz Müslümanız! Yemin ederim ki, namusum üzerine söylerim ki (Hatay'ı) bırakmam! Çok temenni ederim ki, Fransız hükümeti aklını başına toplasın. Namusum üzerine söylüyorum bırakmam.[33][34]
Atatürk ortaokul ve liselerde ders kitabı olarak okutulması için kendi el yazısıyla kaleme aldığı Medeni Bilgiler adlı kitabın ilk ve en uzun bölümü olan Millet bölümünde şu eleştirileri kaleme almıştır:
Kitabın bu kısımlarını köşe yazısında değerlendiren Can Dündar, ilgili yerlerin 1969 ve 1988'de Türk Tarih Kurumu tarafından sansürlendiği belirterek "Nasıl oluyor da din konusundaki görüşleri bu kadar net olan bir lider hâlâ yanlış yorumlanıyor?" demiştir.[35]
Atatürk 1931 yılında Türk Tarih Kurumu Başkanı Tevfik Bıyıklıoğlu'na yazdığı sansürlenmiş mektubunda[36] şöyle diyor:[37]
1932-1933 yıllarında Ankara'da görev yapan ABD Büyükelçisi Charles H. Sherrill'in hazırladığı ve ilk kez Toplumsal Tarih dergisinde Rıfat Bali'nin hazırladığı yazıda yayımlanan rapor, Atatürk'ün kendi ağzından dinle ilgili görüşlerini içermektedir. Büyükelçi, Ankara'da görev süresi boyunca Atatürk ile yaptığı görüşmelere ve gözlemlere dayanarak A Year's Embassy to Mustafa Kemal adlı bir kitap hazırlamıştı. Eser ilkin, 1934 yılında Atatürk yaşarken, üç kez Türkçeye çevrildi. Kitabın Atatürk'ün dine bakışını içeren bir kısmı mevcuttu. Bu bölümde yazar, onunla yaptığı uzun bir mülakata yer vermiş ancak Atatürk'ün sözlerinin bir kısmını kitaba almamış, bunu da "Din konusundaki şahsi görüşleri hususunda söylediklerinin tamamını burada vermek hiç doğru olmaz" satırlarıyla dile getirmişti. Ancak Sherrill, kitaba sadece bir bölümünü aldığı görüşmeyi özetleyerek bir rapora döktü ve ABD Dışişleri Bakanlığı'na gönderdi. Raporda aktarılanlardan bazıları şunlardır:[39]
Atatürk, 20 Mart 1937'de, Ankara Palas'ta; dönemin Romanya Dışişleri Bakanı Victor Antonescu'ya şu sözleri söylemiştir:
"...Zamanında kitaplar karıştırdım. Hayat hakkında filozofların ne dediklerini anlamak istedim. Bir kısmı her şeyi kara görüyordu. “Mademki hiçiz ve sıfıra varacağız, dünyadaki geçici ömür sırasında sevinç ve mutluluğa yer bulunmaz” diyorlardı. Başka kitaplar okudum, bunları daha akıllı adamlar yazmışlardı. Diyorlardı ki: “Mademki sonu nasıl olsa sıfırdır, hiç olmazsa yaşadığımız sürece şen ve neşeli olalım.” Ben kendi karakterim bakımından ikinci hayat görüşünü beğeniyorum, fakat şu sınırlar içinde: Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar zavallıdır. Besbelli ki, o adam birey sıfatı ile yok olacaktır. Herhangi bir kişinin, yaşadıkça memnun ve mutlu olması için gereken şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Anlayışlı bir adam, ancak bu şekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir..."[40][41]
Evening Standard gazetesinin Atatürk'ün ölümünden sonra hazırladığı yazı dizisinin sonuncusu "Atatürk İslam Geleneğini Reddetti" başlığını taşıyordu.[42]
Vikisöz'de Mustafa Kemal Atatürk/Din ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |