İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Nedir?
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Nedir?, İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Nerededir?, İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Hakkında Bilgi?, İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Analizi? İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ilgili İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Ne Anlama Gelir İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Anlamı İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Nedir İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Ne Anlam Taşır İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Neye İşarettir İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Tabiri İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Yorumu
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesi
Lütfen İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı İlgili Sözlük Kelimeler Listesi İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesinin Anlamı? İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Ne Demek? ,İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Ne Demektir? İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Ne Demektir? İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Analizi? , İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Anlamı Nedir?,İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Ne Demektir? , İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Açıklaması Nedir? ,İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Cevabı Nedir?,İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesinin Anlamı?,İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesinin Anlamı Nedir? ,İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesinin Anlamı Ne demek?,İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesinin Anlamı Nedir? İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesinin Anlamı Ne demek? , İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! İslamiyet öncesi Türk edebiyatı - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Nedir? İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Ne demek? , İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesinin Anlamı? İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Ne Demek? İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Ne Demektir? ,İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Analizi? İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Anlamı Nedir? İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Ne Demektir?, İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Açıklaması Nedir? , İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Cevabı Nedir? , İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Kelimesinin Anlamı?
Türk edebiyatı |
---|
Kategorik olarak |
İslamiyet öncesi |
İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatı |
Batı etkisi |
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ya da Destan dönemi Türk edebiyatı, Türklerin İslamiyeti kabulünden önceki dönemlerde oluşturdukları edebiyata verilen isimdir.[1] İslamiyet öncesi Türk edebiyatı M.Ö 4000'li yıllardan başlayarak Türklerin İslamiyeti kabul ettiği XI. yüzyıla kadar sürmektedir.[2] Bu dönem edebiyatı genellikle sözlü ürünlerden oluşmuştur ve yazılı ürünler yok denecek kadar azdır. İslamiyet öncesi Türk edebiyatında M.S VI. yüzyıla kadar olan dönem sözlü edebiyat dönemi olarak adlandırılırken, ilk yazılı eserlerin verilmeye başlamasından sonra yazılı edebiyat dönemi başlamıştır. Eski Türklere ait olan en eski yazılı belgeler ise Orhun Yazıtları'dır Bu yazıtlar Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır.[3] Genel olarak Orhun Yazıtları'ndan önceki dönem sözlü edebiyat, sonrası ise yazılı edebiyat olarak nitelendirilmiştir.
Henüz yazının bulunmadığı dönemlerdeki kaynaklara sözlü edebiyat ürünleri denir. Türk edebiyatında sözlü edebiyatın oluşması dinsel temellere dayanır. Eski Türkler ilk sözlü edebiyat ürünlerini dini tören ve şölenlerde vermiş, nesilden nesile aktararak da devam etmesini sağlamışlardır.[2]
Edebiyat türleri arasında önemli bir yeri olan şiir, sözlü edebiyatında ilk türlerinden biri olmuştur. Eski Türklerde şaman, kam, baksı, ozan, gibi dini liderler kopuz adını verdikleri çalgılarıyla ilk şiir örneklerini vermişlerdir.[4] Bilinen ilk Türk şairleri: Çuçu, Arpın Çor Tigin, Kül Tarkan, Pratyaya Şiri gibi isimlerdir.[2][4][5] İslamiyet öncesi Türk şiirleri hece ölçüsüyle yazılmıştır. Bu şiirlerde yedili, sekizli, on ikili, ölçülere sık rastlanılır. Eski Türk şiirlerinde kafiye oldukça önemlidir, şiirlerin nazım birimi dörtlük, uyak düzenleri ise yarım uyak şeklindedir. Bu dönemde yabancı dillerin etkisi az olduğundan dildeki sözcük sayısı azdır. Şiir konuları arasında: kahramanlık, yiğitlik, ölüm, savaş, binicilik, at sevgisi, askerlik ve aşk gibi kavramlar ön plandadır.[2] Şiirler; sığır adı verilen av şölenleri, yuğ adı verilen yas törenleri ve şölen adı verilen toplu ziyafetlerde söylenmiştir. Genel olarak anonim olan bu ürünler yalın bir Türkçe ile söylenmiştir.
Türkler İslamiyet öncesi belli dönemlerde, "sığır töreni" adı verilen av törenlerinde, "Toy / Şölen" adı verilen kurban törenlerinde ziyafetler ve kazanılan savaşlar sonunda, tüm boyların erkekleri bir araya gelerek eğlenirdi. Bu eğlencelerde söylenen çoklukla aşk, doğa ve yiğitlik konularını işleyen ve "kopuz" adı verilen sazla birlikte söylenen şiirlere "koşuk" adı verilir. Koşuklar İslamiyet sonrası edebiyatta yerini; Halk edebiyatında koşmalara, Divan edebiyatında ise gazellere bırakmıştır.[6] Koşuklar dörtlük biçiminde yazılmış ve hece ölçüsüyle söylenmiştir. Uyak düzenleri: aaab, cccb, dddb şeklindedir.[6]
Sagu, ölen bir kişinin ardından söylenen bir tür ağıt şiiridir. Genelde ölen kişinin erdemlerini ve yiğitliklerini konu alır. Edebi sanatlara yer verilir. Dörtlük esasına dayanır. Ölen kişinin kahramanlıklarını, başarılarını, erdemlerini; kalanların acısını ve duyulan üzüntüyü dile getirir. Sagu, nazım şekliyle söylenir. Bu şiirlere İslâmiyet sonrası Halk edebiyatında ağıt, Divan edebiyatında ise mersiye denir. Yuğ denilen ölüm törenlerinde söylenir. Divân-ı Lugati-t Türk'teki Alp Er Tunga (Saka Türklerinin yazdığı) sagusu bu türün önemli örneklerindendir.[7]
Sav; atasözü niteliğinde, az sözle çok şey anlatan, anlam yoğunluğu bulunan, özlü sözlerdir. Kaşgarlı Mahmut'un Divân-ı Lügati't-Türk adlı eserinde pek çok sav vardır. Bugünkü atasözlerinin karşılıklarıdır. Biçim olarak cümle veya iki dize şeklinde söylenmiştir.[8]
Destan, milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış tarihî, toplumsal (savaş, göç, istilâ gibi) veya doğal (yangın, salgın hastalık, sel, deprem gibi) olayların anlatıldığı, hayal unsurlarıyla süslenmiş uzun manzum eserlerdir. Destanlar ait oldukları ulusların özelliklerini yansıtır. Destanlarda anlatılan olaylar toplumlarda derin izler bırakmıştır. Destanlardaki kişiler genellikle seçkin zümreden oluşur. Destanlarda zaman zaman tanrının olaylara müdahale ettiği gözlenir. Destanlar oluşumları bakımından doğal ve yapay destan olmak üzere ikiye ayrılırlar. Doğal destanlar toplumu derinden etkileyen olaylar sonucunda halk arasında kendiliğinden oluşmuşlardır. Bunlar daha sonraları bir şair tarafından derlenip düzenlenmişlerdir. Destanlar ulusların yazı öncesi dönemlerini aydınlatabilmek için önemli bir kaynak sayılırlar. Türklerde doğal destanlara: Alper Tunga Destanı örnek verilebilir. Yapay destanlar ise: bir ulus için önemli olan bir olayın yıllar sonra destan özelliklerine bağlı kalarak bir yazar tarafından kaleme alınmasıdır. Türklerde yapay destanlara: Kayıkçı Kul Mustafa'nın yazdığı Genç Osman Destanı ve Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın yazdığı Üç Şehitler Destanı örnek verilebilir.[9][10]
Türk destanları sözlü edebiyat ürünleri oldukları için destanlar hakkındaki bilgiler oldukça kısıtlıdır. Türk destanlarının bugün var olan kısımları diğer ulusların kaynaklarından derlenmiştir. Bunlardan bir kısmı Çin, Arap, İran ve Yunan kaynaklarından derlenip yazıya aktarılırken bir kısmı ise halk arasında süre gelen hikâyelerin derlenip yazılmasıyla oluşmuştur. Eski Yunan ve İran destanları ile Türk destanları arasında çeşitli benzerlikler vardır.[kaynak belirtilmeli] Türk destanlarındaki mitolojik öğeler genel olarak ışık, rüya, ağaç,demir, altın, yay, at,kurt, geyik, mağara ve sihir gibi şeyler olmuştur. İslamiyet öncesi Türklere ait olan Alp Er Tunga Destanı'nda Türkler ile İranlılar arasında geçen savaşta Saka Türkleri'nin hakanı olan Alp Er Tunga'nın yiğitlikleri ve kahramanlıkları anlatılır. Bu destana ait bilgiler Firdevsî'nin Şehnâme adlı eserine dayanmaktadır. Şehnâme'de Alper Tunga'dan Afrasyap olarak bahsedilir.[11] Saka Türklerine ait olan Şu Destanı'nda ise Makedonyalı İskender ile Saka Türkleri arasındaki mücadeleler anlatılmaktadır.[12] Hun Türklerine ait Oğuz Kağan Destanı'nda ise Oğuz Kağan'ın savaşları ve yaşamı anlatılmaktadır. Destanda Oğuz Kağan doğuştan güzel olan biri olarak tasvir edilmektedir. [kaynak belirtilmeli] Destanda diğer konular ise Oğuz Kağan'ın kırk gün sonra büyüyüp gelişmesi ve halka eziyet eden canavarı öldürmesi olayıdır. Destandaki Oğuz Kağan karakterinin gerçekte Asya Hun İmparatoru olan Metehan'ın olduğu düşünülmektedir.[kaynak belirtilmeli] Bozkurt Destanı ile Ergenekon Destanı ise Göktürk Kağanlığı'na aittir. Bozkurt Destanı'nda savaşta yaralanan bir Türkün dişi bir kurt tarafından kurtarılması, koruması ve Türklerin çoğalıp eski güçlerine ulaşmaları anlatılmaktadır.[13] Ergenekon Destanı'nda ise Türklerin bir yenilgi sonrasında Ergenekon'a çekilmeleri ve orada çoğalarak demir bir dağı eritip kurtulmaları anlatılır.[14] Türk destanlarından Türeyiş ve Göç Destanı ise Uygur Türkleri'ne aittir. Türeyiş Destanı'nda Uygur hakanının üç kızını bir insanla evlendirmek istemeyerek Tanrı'ya kızları ile evlenmesi için yalvarması anlatılır. İlerleyen dönemlerde Tanrı bir kurt görünümüyle hakanın kızlarıyla evlenir ve Uygur Türkleri bu evlilikle beraber çoğalır.[15] Göç Destanı'nın konusu ise: Uygurların çektikleri çileler ve bulundukları topraklardan göç etmeleridir. Ayrıca destanda Uygur hakanının oğluna bir Çin prensesi alması ve buna karşılık Kutul Dağı'nı vermesi anlatılır.[16]
İslamiyet öncesi Türk edebiyatına ait bilinen yazılı ürün sayısı oldukça azdır. İslamiyet öncesi Türk edebiyatının en önemli eserleri Orhun Yazıtları ile Uygur Metinleri'dir. Orhun Yazıtları Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Göktürk alfabesi ile Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır.[3] Yabancı dillerin etkisinden uzak ve yalın bir dil tercih edilmiştir. Bu yazıtlarda Göktürklerin bağımsızlıkları için Çinlilerle olan mücadeleleri anlatılmaktadır. Ayrıca Türk ulusuna seslenerek birlik beraberlik içinde yaşamaları gerektiği öğütlenmiştir. Bu yazıtların ilkini bilge Tonyukuk, iki ve üçüncüsünü ise Yolluğ Tigin tarafından yazılmıştır. Bilge Tonyukuk'un yazdıkları daha sade bir yapı gösterirken, Yolluğ Tigin'in yazdıkları ise söylev tarzında olmuştur. Bu yazıtlar günümüzde Moğolistan sınırları içerisinde bulunmaktadır.[17][18] Uygur Metinleri ise Uygur alfabesi kullanılarak yazılmıştır. Bu yazıtlarda Budizm ve Maniheizm dininin ilkeleri anlatılmaktadır. Bu yazıtlar Türkistan'ın Kara Hoço kenti yakınlarında olan Turfan'da yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkmıştır.[19] Uygurlardan günümüzde ulaşan eserlere örnek olarak Irk Bitig, Sekiz Yükmek ve Altun Yaruk sayılabilir.[20]