Tanzimat Dönemi Nedir?
Tanzimat Dönemi Nedir?, Tanzimat Dönemi Nerededir?, Tanzimat Dönemi Hakkında Bilgi?, Tanzimat Dönemi Analizi? Tanzimat Dönemi ilgili Tanzimat Dönemi ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Tanzimat Dönemi ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Tanzimat Dönemi Ne Anlama Gelir Tanzimat Dönemi Anlamı Tanzimat Dönemi Nedir Tanzimat Dönemi Ne Anlam Taşır Tanzimat Dönemi Neye İşarettir Tanzimat Dönemi Tabiri Tanzimat Dönemi Yorumu
Tanzimat Dönemi Kelimesi
Lütfen Tanzimat Dönemi Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Tanzimat Dönemi İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Tanzimat Dönemi Kelimesinin Anlamı? Tanzimat Dönemi Ne Demek? ,Tanzimat Dönemi Ne Demektir? Tanzimat Dönemi Ne Demektir? Tanzimat Dönemi Analizi? , Tanzimat Dönemi Anlamı Nedir?,Tanzimat Dönemi Ne Demektir? , Tanzimat Dönemi Açıklaması Nedir? ,Tanzimat Dönemi Cevabı Nedir?,Tanzimat Dönemi Kelimesinin Anlamı?,Tanzimat Dönemi Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Tanzimat Dönemi Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Tanzimat Dönemi Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Tanzimat Dönemi Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Tanzimat Dönemi Kelimesinin Anlamı Nedir? Tanzimat Dönemi Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Tanzimat Dönemi Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Tanzimat Dönemi Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Tanzimat Dönemi - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Tanzimat Dönemi
Tanzimat Dönemi Nedir? Tanzimat Dönemi Ne demek? , Tanzimat Dönemi Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Tanzimat Dönemi Kelimesinin Anlamı? Tanzimat Dönemi Ne Demek? Tanzimat Dönemi Ne Demektir? ,Tanzimat Dönemi Analizi? Tanzimat Dönemi Anlamı Nedir? Tanzimat Dönemi Ne Demektir?, Tanzimat Dönemi Açıklaması Nedir? , Tanzimat Dönemi Cevabı Nedir? , Tanzimat Dönemi Kelimesinin Anlamı?
Osmanlı İmparatorluğu tarihi |
---|
Osmanlı İmparatorluğu kronolojisi |
Osmanlı İmparatorluğu tarihi |
Toplumsal yapı |
---|
Saray ve aristokrasi |
Etno-dini topluluklar |
Milliyetçiliğin yükselişi |
Sınıflar |
Tanzimât, Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839 yılında Tanzimât Fermânı olarak bilinen Gülhane Hatt-ı Şerifi'nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır. Sözcük anlamı "düzenlemeler, reformlar" demektir. Batı dillerinde genellikle Osmanlı Reformu (İng: the Ottoman Reform) deyimi kullanılmaktadır.
Tanzimât Dönemi 1876'da II. Abdülhamit'in tahta çıkması ve Meşrutiyet'in ilânıyla sona ermiş kabul edilir. Ancak genel anlamda Osmanlı Reformunun 1922'de Osmanlı Devleti'nin sona ermesine dek sürdüğü de söylenebilir.
Tanzimât çağının önde gelen siyasi liderleri 1839-1855 döneminde Mustafa Reşit Paşa, 1850'lerin başından 1871'e kadar da Mehmed Emin li Paşa ve Keçecizade Fuat Paşa'dır. Fuat Paşa'nın 1868'de, li Paşa'nın 1871'de ölümünden sonra reform süreci krize girmiş ve uzun süren bir siyasi düzensizlik dönemi yaşanmıştır.
Tanzimât'ın başlangıcı III. Selim (1789-1807) veya II. Mahmut (1808-1839) dönemine indirilebilir. Birçok tarihçiye göre Yeniçeri Ocağı'nın 1826'da lağvı (Vaka-i Hayriye) reform atılımının gerçek başlangıç noktasıdır.[1]
Reformun ana gerekçesi, Avrupa'nın askeri, teknik ve ekonomik alanlardaki gelişimi karşısında çaresiz kalan Osmanlı Devleti'ni yeni düzenlemelerle ayağa kaldırmaktır. Napolyon'un Mısır'ı işgalinden (1798-1799) sonra bu ülkede Mehmet Ali Paşa tarafından başlatılan reform atılımı,Osmanlı yönetimine örnek olmuştur.
Bunun yanı sıra gayrimüslim uyruğun Balkanlar'da Sırp ve Yunan ayaklanmalarına yol açan hoşnutsuzluğuna karşı, Osmanlı toplum dokusunun yeni bir adalet ve eşitlik anlayışıyla onarılması, "Osmanlı vatandaşlığı"nın ön plana çıkarılması amaçlanmıştır. Osmanlıcılık düşüncesini bu bakımdan Tanzimât'ın yönlendirici düşüncesi olarak kabul edilebilir.[1]
II. Mahmut'un saltanatının ikinci döneminde yoğunlaşan reformlara resmi bir bildiriyle hukuki biçim verme istemi sık sık dile getirildi. Ancak iç siyasi dengeler nedeniyle bu işlem uzun süre ertelendi.
1 Temmuz 1839'da II. Mahmut'un ölümü ve Abdülmecid'in tahta çıkmasından hemen sonra sadrazamlığa reform taraftarı Mehmet Hüsrev Paşa getirildi. Ağustos ayında yurda dönen Londra Büyükelçisi ve Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa, 17 yaşındaki padişahı ikna ederek Tanzimât deklarasyonunun kabulünü sağladı. 3 Kasım 1839 günü Saray eklentileri içerisinde yer alan Gülhane bahçesinde okunan bir Hatt-ı Şerif (Padişah Yazısı) ile Tanzimat-ı Hayriye (Hayırlı Düzenlemeler) ilân edildi. Osmanlı tarihinin en önemli belgelerinden biri olan bu metin, okunduğu yerden ötürü Gülhane Fermânı ve içeriğinden ötürü Tanzimat Fermânı adıyla da anılır.
Yaklaşık üç sayfalık bir metin olan fermânda, devletin bir gerileme döneminde olduğu vurgulanmış, ama yapılacak yeniliklerle ve çıkarılacak yeni yasalarla (kavanin-i cedide) bu durumdan kurtulunacağı muştulanmıştır. Daha sonra din ve mezhep ayrımı gözetmeksizin tüm Osmanlı toplumunun can ve mal ve "ırz ü namus" güvenliğinin güvence altına alınması gereği, Kur'an ve şeriata dayanarak[kaynak belirtilmeli] ilan edilmiştir. Haksız ve dengesiz vergilerin zararından söz edilerek herkesten "emlak ve kudretine göre" vergi alınacağı, asker almanın nüfusla orantılı ve azami dört veyahut beş sene süreyle sınırlı olacağı, kimsenin yargısız idam edilmeyeceği ve malının zorla alınmayacağını, özel mülkiyete sınır getirilmeyeceği, Meclis-i Ahkâm-ı Adliye'nin güçlendirileceği, vükelanın serbestçe söz söylemesine sınır getirilmeyeceği, yeni Ceza kanunnamesi düzenleneceği, memurin maaşlarının adalete uygun olarak düzenleneceği, rüşvetin güçlü yasalarla önleneceği bildirilmiştir.
Düşünce ve yapı bakımından ferman, Fransız Devrimi'nin İnsan ve Vatandaş Hakları bildirgesinden esinlenmiştir. Osmanlı hukuku tarihinde ilk kez vatandaşlık kavramı ve vatandaşlıktan doğan haklar tanımlanmış, bu hakların korunması için yapılması gereken bazı işler sayılmıştır. Buna karşılık fermân, getirdiği yenilikleri Kur'an'a, şer-i şerife ve Osmanlı Devleti'nin eski töre ve yasalarına dayandırmaya özen göstermiştir.
Fermân ilan edildikten sonra ayrıntılı bir şekilde devletin resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi'de yer almış, daha sonra her şehrin meydanında okunması, sancak ve kazalarda halka anlatılması emredilmiştir. Bâb-ı li, yeni bir sürecin başladığını göstermek için her yerde donanma alayları dizmiş, sürecin bir şölen havasında başlamasını istemiştir. Yeni yasa ve düzenlemelerin eskileriyle çatışmamasına özellikle önem verilmiştir, yeni kurumlar açılırken eski kurumlar kapatılmamış, kurumlar bir süre birlikte işletilmiştir. Yeni yasalar önce merkezi otoritenin güçlü olduğu Bursa, Edirne gibi bölgelerde denenmiştir. Tanzimat fermanını izleyen ilk yirmi yılda devlet bir dizi önemli yeniliğe kapılarını açmıştır:
Bu gelişmelere rağmen sanayi makinelerinin Avrupa'dan ithal ediliyor olması ve nitelikli eleman eksikliği yüzünden yeterli bir sanayi pazarı oluşturulamadı.[1]
Tanzimat bazı Müslüman gruplar tarafından olumsuz tepki gördü; frenkleşme ve gâvurlaşma olarak nitelendirildi, Tanzimatçıların amaçladığı merkeziyetçi yapı ise başıbozuk bölgelerin valilerini tedirgin etti. Halep, Bosna, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kimi aileler çocuklarının zorunlu askerlik uygulamasıyla askere alınmasına karşı çıktı.[1]
Tanzimat'ın Müslüman-gayrimüslim eşitliği ile birlikte Hristiyan mezhepler arasında da eşitlik getirmesi, diğer mezheplere göre daha güçlü ve ayrıcalıklı olan Ortodoks uyruğu tedirgin etti.[1]
Dış dünyada ise Birleşik Krallık ve Fransa Tanzimat'ı olumlu karşılarken, Rusya bunun Osmanlı üzerindeki Batılı etkiyi arttıracağını düşünüp fermanı olumsuz karşıladı. Avusturya'da iktidardaki saltçılık(mutlakiyet) yanlısı Prens Metternich fermanı olumsuz karşılarken, Kavalalı Mehmet Ali Paşa fermânın amacını sezdi ve bunu kendisine karşı yapılan bir "şah hamlesi" olarak nitelendirdi.[1]
Abdülaziz döneminde güçlenen Yeni Osmanlılar ise Tanzimat'ın bazı uygulamalarına karşı çıktılar ve birçoğu sürgüne gönderildi veya yurt dışına kaçtı.
ile ilgili metin bulabilirsiniz. |