Halit Refiğ nedir Nedir?
Halit Refiğ nedir Nedir?, Halit Refiğ nedir Nerededir?, Halit Refiğ nedir Hakkında Bilgi?, Halit Refiğ nedir Analizi? Halit Refiğ nedir ilgili Halit Refiğ nedir ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Halit Refiğ nedir ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Halit Refiğ nedir Ne Anlama Gelir Halit Refiğ nedir Anlamı Halit Refiğ nedir Nedir Halit Refiğ nedir Ne Anlam Taşır Halit Refiğ nedir Neye İşarettir Halit Refiğ nedir Tabiri Halit Refiğ nedir Yorumu
Halit Refiğ nedir Kelimesi
Lütfen Halit Refiğ nedir Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Halit Refiğ nedir İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Halit Refiğ nedir Kelimesinin Anlamı? Halit Refiğ nedir Ne Demek? ,Halit Refiğ nedir Ne Demektir? Halit Refiğ nedir Ne Demektir? Halit Refiğ nedir Analizi? , Halit Refiğ nedir Anlamı Nedir?,Halit Refiğ nedir Ne Demektir? , Halit Refiğ nedir Açıklaması Nedir? ,Halit Refiğ nedir Cevabı Nedir?,Halit Refiğ nedir Kelimesinin Anlamı?,Halit Refiğ nedir Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Halit Refiğ nedir Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Halit Refiğ nedir Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Halit Refiğ nedir Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Halit Refiğ nedir Kelimesinin Anlamı Nedir? Halit Refiğ nedir Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Halit Refiğ nedir Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Halit Refiğ nedir Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Halit Refiğ nedir - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Halit Refiğ nedir
Halit Refiğ nedir Nedir? Halit Refiğ nedir Ne demek? , Halit Refiğ nedir Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Halit Refiğ nedir Kelimesinin Anlamı? Halit Refiğ nedir Ne Demek? Halit Refiğ nedir Ne Demektir? ,Halit Refiğ nedir Analizi? Halit Refiğ nedir Anlamı Nedir? Halit Refiğ nedir Ne Demektir?, Halit Refiğ nedir Açıklaması Nedir? , Halit Refiğ nedir Cevabı Nedir? , Halit Refiğ nedir Kelimesinin Anlamı?
Halit Refiğ | |
---|---|
Doğum | 5 Mart 1934[a] İzmir, Türkiye |
Ölüm | 11 Ekim 2009 (75 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Defin yeri | Zincirlikuyu Mezarlığı, İstanbul |
Milliyet | Türk |
Mezun olduğu okul(lar) | Robert Lisesi |
Meslek | Yönetmen |
Evlilik | Nilüfer Aydan (e. 1962; b. 1965) Eva Bender (e. 1968; b. 1971) Gülper Refiğ (e. 1974; ö. 2009) |
Ebeveyn(ler) | Cemil Refiğ[1] İsmet Girgin[1][2] |
Ödüller | Tüm Liste |
Halit Refik Refiğ[1] (5 Mart 1934, İzmir - 11 Ekim 2009, İstanbul), Türk sinema yönetmeni, senarist, yazar, öğretim görevlisi, onursal profesördür.[3]
1934’te İzmir’de dünyaya geldi. Annesiyle babasının aileleri 1913'te Balkan Savaşı sonrasında Selanik'ten İstanbul'a göç etmiştir. Halit Refiğ'in dedesinin adı Refik'tir. Halit Refiğ'in aile büyükleri Soyadı Kanunu çıkınca Halit Refiğ'in Refik dedesinin adındaki 'k' harfinin yerine 'ğ' harfini kullanırlar.[5]
Halit Refiğ'in büyük amcalarından biri; Dişçi Ruhi Bey'dir.[2] Ruhi Bey’in Taksim meydanındaki muayenehanesi Cumhuriyet öncesi siyasilerin toplanma yeridir.[2] Dişçi Ruhi Bey'in kızı Celile Hanım'dır, torunu ise ünlü hikayeci Tomris Uyar'dır.[2]
İlk ve orta öğrenimini Şişli Terakki Lisesinde tamamladı. Robert Kolej Mühendislik Bölümünde okudu. Sinema alanında çalışma fırsatını şöyle anlatıyor: "O zamanlar Tünel (Beyoğlu) civarında Necip Erses adlı bir zatın “Ses Stüdyosu” vardı. Bu stüdyoda genelde yabancı filmlerin dublajı yapılıyordu ve çok az sayıda da bazı yerli filmlerin işleri yapılmaktaydı. Robert College'de mühendislik eğitimi görmekteyken 1952 yazında ben o stüdyoyu buldum, gittim ve dedim ki 'Ben bu stüdyoda çalışmak istiyorum ve hiçbir ücret talep etmiyorum.' Tabii ücretsiz çalışma teklifi olduğunda bu kolay kolay reddedilen bir şey değil. Beni işe aldılar. Bir yaz boyunca ben orada Türkiye'de sinemanın teknik altyapısını öğrenmeye çalıştım."[4]
1953 yazında gittiği İngiltere'de sinema ilgisine devam ederken şu kararı alır: "4 ay kaldığım İngiltere'de o zaman benim bu işe çekirdekten başlamamın tek çare olduğunu düşündüm. Eğitimden umudu kestim ve bir an önce Türkiye'ye dönüp askerliğimi yapıp doğrudan doğruya sinemada çalışma imkânı aramaya karar verdim."
2 yıllık okul bittikten sonra askerliğe başvurur, Eskişehir Polatlı'da Yedek Subay Topçu Okuluna alınır. İngilizce bilenlerden Kore'ye gitmek isteyenlerin müracaat etmeleri istenince gönüllü olur. Refiğ gönüllü olmasını "Çünkü bu bana çok merak ettiğim Doğu dünyasını görme imkânı da veriyordu." diye açıklıyor. 1954'te Kore'ye gittiğinde ateşkes imzalanmıştı. Bu sırada amatörce 8mm filmler çekti. O süreci sinemada kendini yetiştirme şansı olarak değerlendirir. Orada çektiği belge filmleri daha sonra oluşan Türk Film Arşivi'ne verir.
4 Şubat 1956'da Akis dergisinde ilk sinema yazısını yazar. Haftalık devam ettiği yazıları için Refiğ "Ukalalık seviyesi oldukça yüksek, oldukça yukarıdan atan bir ifade vardı. İlk yazılarımda, Akis'in diğer sayfalarında da büyük ölçüde olduğu gibi, imza yoktu ama ilgi uyandırmakta gecikmediler." diyor.
1956'dan yönetmenliğe başladığı 1960'a kadar haftalık Akis dergisi, aylık Sinema dergisi, Yeni Sabah gazetesi ve Akşam gazetesinde sinema yazıları yazar. Nijat Özön, Giovanni Scognamillo ile arkadaşlığı başlar.
Atıf Yılmaz’ın "Yaşamak Hakkımdır" isimli filminin asistanlığını yaparak sinema alanındaki ilk çalışmasını gerçekleştirdi. 1960’ta ilk filmi olan “Yasak Aşk”ı çekti. 1963’te Şehirdeki Yabancı, 1964’te Gurbet Kuşları, Haremde Dört Kadın ve Bir Türk'e Gönül Verdim filmlerini çekti ve bu filmlerle Moskova, Yeni Delhi ve Sorrento Film Festivallerinde çeşitli ödüller kazandı. 1964 yılında Gurbet Kuşları ile Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Yönetmen Ödülü'nü aldı.
70'li yıllarda Türk sinemasının bunalıma girmesiyle televizyon filmlerine yöneldi. 1974'te Türkiye'de ilk defa İDGSA Film Arşivi tarafından başlatılan eğitim çalışmalarına katıldı ve Sinema Kursları'nda öğretmen olarak görev aldı. 1975'ten itibaren İDGSA Sinema-TV Enstitüsünde (sonradan Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-TV Bölümü) öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı.
1975'te TRT Kurumu adına çektiği "Aşk-ı Memnu" ile TV dizilerine öncü oldu ve dikkatleri üzerine çekti. TRT'de danışman kurulunda görev aldı. TRT Kurumu adına 1981 yılında gerçekleştirdiği, Kemal Tahir'in aynı adlı romanından uyarladığı "Yorgun Savaşçı" adlı TV dizisinin yakıldığı ilan edildi. 1993'te HBB özel TV kanalı için Tunca Yönder, Kemal Tahir'in romanı Yorgun Savaşçı'yı yeniden dizi olarak çekince, TRT de rekabete kapıldı. Negatifleri yakılmadan önce videoya aktarılmış bir kopyası arşivden çıkarılarak Halit Refiğ'in çektiği dizi yayına sokuldu.
Halit Refiğ şöyle anlatmış: "Yorgun Savaşçı gibi bir olay... ortaya çıkması beş sene sürüyor: 1978-1983. Yapılmasına karar verilen tarih 14 Ekim 1978. Tamamlanıp kuruma teslim edilişi Nisan 1983. Evet. Ve yakıldığı hikâyesi on yıl konuşuluyor. 83'ten 93'e kadar. 93'te de iki tane Yorgun Savaşçı birden gösteriliyor. Birisi HBB televizyonunda yeniden yapılanı. Diğeri de aynı gün aynı saatte TRT'de. Nev'i şahsına münhasır bir olay."[4]
1976'da ABD'de Wisconsin Üniversitesinde, 1984 yılında Ohio Denison Üniversitesinde eğitim çalışmalarına katıldı. Öğrencileri ile birlikte "The Intercessors", "In the Wilderness" adlı filmleri gerçekleştirdi. Olgunluk döneminde daha çok düşünsel yanı ağır basan ürünler verdi. "Teyzem", "Hanım", Karılar Koğuşu, "İki Yabancı", "Köpekler Adası" gibi filmleriyle yurt içinde ve dışında birçok ödül kazandı. Yurt dışındaki festivallerde filmleri için özel bölümler ayrıldı, çeşitli konferans, seminer vb. toplantılara konuşmacı olarak katıldı. Yaşamı ve eserleri Ahmet Toklu'nun Bir Yorgun Savaşçı Halit Refiğ kitabına konu olmuştur. Ayrıca, hayatı ve filmleri üzerine detaylı söyleşilerin yer aldığı Düşlerden Düşüncelere adlı bir kitap vardır (İbrahim Türk, Kabalcı Yayınları, 2001).
Refiğ 2008'de katıldığı "Yeşilçam'a Yeniden Bakmak" panelinde, son çektiği filmin, Nebil Özgentürk'ün "Türkiye'nin Hatıra Defteri" adlı belgesel dizisinin 2. bölümü için, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun eserinden hareketle çektiği 8,5 dakikalık "Zoraki Diplomat" adlı kısa film olduğunu belirtmişti.[6]
Safra kanalında tümör tedavisi gördüğü hastanede 11 Ekim 2009'da 75 yaşında İstanbul'da öldü. İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.[7]
Halit Refiğ 1965 sonrası "Ulusal Sinema" teorisini oluşturmaya çalışan, bu konuda örnek filmler yapan bir sinemacıdır. Arkadaşları Metin Erksan, Lütfi Akad, Duygu Sağıroğlu, Sami Şekeroğlu bu teori üzerine yazılar yazmış, tartışmalara katılmışlardır. O yıllarda tartışma daha çok Onat Kutlar'ın başında bulunduğu Sinematek ile olmuştur.
Refiğ 1968 tarihli Ulusal Sinema dergisinde tartışmaya şöyle değinmiş: "'Türkiye'de bugüne kadar hiç film yapılmadı' demek iyi film yapmak için yeterli bir dayanak değildir. İnkârcılık iyi sanatın değil beceriksiz blöfçülüğün bir yoludur. Türkiye'de sinema üzerine düşünme sevdasında kişiler, bazı şeyleri yeniden keşfetmek, daha önce söylenenleri gereksiz tekrarlamak istemiyorlarsa bu alanda yaşadıkları ana kadar neler yapıldığını, nerelere varıldığını bilmek zorundadırlar. Türkiye'de sinema sanatını bugüne kadar en ileri götüren kişilerden biri Lütfi Akad, öbürü de Metin Erksan'dır. Ulusal Türk Sineması ancak onların ve belli başlı öbür sinemacıların eserlerinin tam bir araştırılması ve değerlendirilmesi yapılarak geliştirilebilir. Yoksa, Amerika'daki ustalar ne yaptı, Avrupa'daki gençler ne etti diyerek "bayıldım, bittim" hayranlık kasideleri döktürmekle hiçbir iş görülmez.[8]
Bu teori üstüne hazırladığı kitap[9] 1971 ve 2009'da yayımlanmıştır.