Film renklendirme Nedir?
Film renklendirme Nedir?, Film renklendirme Nerededir?, Film renklendirme Hakkında Bilgi?, Film renklendirme Analizi? Film renklendirme ilgili Film renklendirme ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Film renklendirme ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Film renklendirme Ne Anlama Gelir Film renklendirme Anlamı Film renklendirme Nedir Film renklendirme Ne Anlam Taşır Film renklendirme Neye İşarettir Film renklendirme Tabiri Film renklendirme Yorumu
Film renklendirme Kelimesi
Lütfen Film renklendirme Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Film renklendirme İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Film renklendirme Kelimesinin Anlamı? Film renklendirme Ne Demek? ,Film renklendirme Ne Demektir? Film renklendirme Ne Demektir? Film renklendirme Analizi? , Film renklendirme Anlamı Nedir?,Film renklendirme Ne Demektir? , Film renklendirme Açıklaması Nedir? ,Film renklendirme Cevabı Nedir?,Film renklendirme Kelimesinin Anlamı?,Film renklendirme Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Film renklendirme Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Film renklendirme Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Film renklendirme Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Film renklendirme Kelimesinin Anlamı Nedir? Film renklendirme Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Film renklendirme Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Film renklendirme Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Film renklendirme - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Film renklendirme
Film renklendirme Nedir? Film renklendirme Ne demek? , Film renklendirme Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Film renklendirme Kelimesinin Anlamı? Film renklendirme Ne Demek? Film renklendirme Ne Demektir? ,Film renklendirme Analizi? Film renklendirme Anlamı Nedir? Film renklendirme Ne Demektir?, Film renklendirme Açıklaması Nedir? , Film renklendirme Cevabı Nedir? , Film renklendirme Kelimesinin Anlamı?
Film renklendirme, özgün olarak siyah beyaz ya da monokrom (örneğin sepya tonunda) çekilmiş sinema filmlerinin sonradan yapay olarak renklendirilmesi işlemine verilen addır. Bu işlem sinemanın ilk yıllarından beri kimyasal yöntemler kullanılarak yapılıyordu ancak video teknolojisinin ortaya çıkması ve bilgisayar yardımıyla sayısal görüntü işleme yöntemlerinin geliştirilmesiyle birlikte daha da kolaylaşmış ve yaygınlaşmıştır.[1]
Filmlerde renklendirme işlemleri çeşitli amaçlarla yapılmıştır. Bazen filmin bir bölümü veya tamamı özel efektler elde edilmesi maksadıyla renklendirilirken bazen de bu işlem zamanla bozunuma uğramış renkli filmlerin restorasyonu amacıyla yapılmıştır. En çok da siyah beyaz bir filmi renkli olarak seyretmek isteyen bir kitlenin talebi üzerine bu yönteme başvurulmuştur. Özellikle 1980'li yıllarda tüm dünyada hızla yaygınlaşan renkli televizyon yayınları ve video bu talebi oluşturmuştu. Ancak bu son durum, renklendirme işleminin filmlerin özgün hallerini yozlaştırıldığını ileri süren filmin yaratıcıları, sanatseverler ve filmin hayranlarının protestolarına yol açmıştır.
1995'ten sonra azalan taleple birlikte eski siyah beyaz filmlerin renklendirilmesi işlemi gündemden düşmüştür.
ABD'de renkli televizyon yayınları 1950'lerin başında, İngiltere'de ise 1960'ların sonunda başlamıştı[2] ama bu yayınların geniş kitlelere ulaşması 1970'li ve 1980'li yıllarda oldu. Sayıları artan kanallar birçok yeni programın yanı sıra eski filmleri de yayına soktular. Televizyon seyircisinin, çoğu siyah beyaz çekilmiş bu eski sinema filmlerini sadece renkleri için satın aldıkları pahalı cihazlarda özgün şekilleriyle görmek istemeyeceklerini düşünen yayıncılar yeni bir talep yarattılar. Wilson Markle'ın 1980'lerin başında kurduğu Colorization, Inc. şirketi bu yöntemin öncüsü oldu.[3] Ted Turner'ın sahibi olduğu Turner Entertainment ise bu işlemi en agresif bir biçimde sürdüren şirket oldu, hatta bir ara Yurttaş Kane filmini bile renklendirmeye kalkınca büyük bir infial oldu ve Orson Welles'in kişisel çabalarıyla bu gerçekleşemedi.[4]
Yöntem temelde şöyleydi; Özgün hali siyah beyaz olan filmin temiz bir kopyası alınıyor ve yüksek kaliteli bir video kopyası çıkartılıyordu. Daha sonra film farklı sahnelerine göre bölümlere ayrılıyor ve teknisyenler bir bilgisayar yardımıyla filmin her sahnesinin gri renk düzeyini saptıyorlardı. Sahnelerde yer alan nesnelerin hangi renklerde olabileceği ya tahminle (çayırlar, gökyüzü, kiremitler) ya da stüdyo ve tanıtım fotoğraflarından (oyuncuların giysilerinin rengi veya mobilyaların rengi vb) saptanıyordu. Sonra bilgisayar gri seviyelerini muhafaza ederek bu rekleri videoya ekliyordu.
Renklendirme işlemi hem zaman alıcı hem de pahalı bir işlemdi. Popular Mechanics dergisinin 1987'de yazdığına göre böyle renklendirilmiş bir filmin 1 dakikası 3.000 dolara maloluyordu. Variety dergisi de 1988'de eski bir siyah beyaz filmin renklendirilmesinin yaklaşık 300.000 dolara malolduğunu yazmıştı. Haliyle renklendirilmiş film ya televizyona satılıyor ya da video kaset şeklinde piyasaya veriliyordu, tekrar filme basılıp projeksiyona verlmesi o tarihte teknik olarak rantabl değildi, zaten kalite olarak da buna uygun değildi.[3]
Tekniğin uygulandığı ilk yıllarda elde edilen sonuçlar pek tatminkâr değildi. Görüntülerin kontrastları oldukça düşük, renkler ise donuk, silik ve solgun gözüküyordu. Genel olarak filmin elle boyanmış hissi veren ve basit bir havası oluyordu. İlerleyen yıllarda bilgisayar teknolojisinde elde edilen gelişmeler ve yazılımların gelişmiş algoritmaları sayesinde kalite biraz daha arttı. Hatta bazı filmlerde son derece gerçeğe yakın renkler elde edildiği de oldu.
Genelde filmin gerçek yaratıcıları (yönetmen, senarist vb) aynı zamanda filmin sahibi olmuyorlardı. Filmin telif hakkını elinde bulunduran stüdyo, yapımcı veya onların vârisleri renklendirme işleminden yanaydılar. Böylelikle filmin eskiyen telif haklarını yenileme olanağı buluyorlar, aynı zamanda yaratılan yeni taleple birlikte filmden yeniden kâr etmeye başlıyorlardı. Aralarında John Huston, Frank Capra, Orson Welles, James Stewart ve Woody Allen gibi figürlerin olduğu yaratıcılarla, Roger Ebert ve Eric Mink gibi eleştirmenlerin olduğu cephe ise "kültürel vandalizm" olarak nitelendirdikleri renklendirmeye şiddetle karşı çıkıyordu.
Renklendirmeye karşı çıkanların bir başka savı da renkli kopyaların, orijinal kopyaları tamamen piyasadan uzaklaştırıp ortadan kaldıracağı şeklindeydi. Böylece yeni kuşak örneğin bir Casablanca (1942) filminin aslında siyah beyaz çekilmiş olduğunu hiç bilmeyecek, Rüzgâr Gibi Geçti (1939) filminin de sonradan renklendirilmiş olduğunu zannedebilecekti.
Renklendirmeyi savunanlar ise renklendirmenin orijinal siyah beyaz kopyaya bir zarar vermediğini, hatta bahaneyle bu kopyanın da bir restorasyon geçerek yenilendiğini ileri sürüyor ve suni renklendirmenin filmler televizyonlarda gösterilirken yapılan diğer müdahalelerden bir farkı olmadığını söylüyorlardı. Onlara göre bu müdahalelerin yani filmlerin sık sık reklamlarla kesilmesi, sinemaskop filmlerin sağından ve solundan kırpılması ve kaydırma uygulanması (panning), süresinin kısaltılması, televizyon için yeniden kurgulanması, kırpılması hatta renkli bir filmin siyah beyaz televizyon setinden izlenmesinin kendi yaptıkları renklendirme işlemlerinden hiçbir farkı yoktu. Hatta onlara göre filmin renklendirilmiş halinden rahatsız olan bir seyirci alıcısının renk ayarını kapatarak filmi yine orijinal haliyle, siyah beyaz seyredebilirdi. Hem zaten renklendirme yaparken orijinal kopyaya hiçbir zarar verilmemiş oluyordu, bütün yapılanlar video bandı üzerinde gerçekleşiyordu ve renklendirilmiş film sinemada değil sadece TV setinde seyredilebiliyordu.
Aşağıda özgün olarak siyah beyaz çekilip sonradan renklendirilme işlemine tabi tutulan filmlerin bir listesi alfabetik sırayla yer almaktadır: