Vartan Paşa Nedir?
Vartan Paşa Nedir?, Vartan Paşa Nerededir?, Vartan Paşa Hakkında Bilgi?, Vartan Paşa Analizi? Vartan Paşa ilgili Vartan Paşa ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Vartan Paşa ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Vartan Paşa Ne Anlama Gelir Vartan Paşa Anlamı Vartan Paşa Nedir Vartan Paşa Ne Anlam Taşır Vartan Paşa Neye İşarettir Vartan Paşa Tabiri Vartan Paşa Yorumu
Vartan Paşa Kelimesi
Lütfen Vartan Paşa Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Vartan Paşa İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Vartan Paşa Kelimesinin Anlamı? Vartan Paşa Ne Demek? ,Vartan Paşa Ne Demektir? Vartan Paşa Ne Demektir? Vartan Paşa Analizi? , Vartan Paşa Anlamı Nedir?,Vartan Paşa Ne Demektir? , Vartan Paşa Açıklaması Nedir? ,Vartan Paşa Cevabı Nedir?,Vartan Paşa Kelimesinin Anlamı?,Vartan Paşa Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Vartan Paşa Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Vartan Paşa Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Vartan Paşa Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Vartan Paşa Kelimesinin Anlamı Nedir? Vartan Paşa Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Vartan Paşa Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Vartan Paşa Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Vartan Paşa - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Vartan Paşa
Vartan Paşa Nedir? Vartan Paşa Ne demek? , Vartan Paşa Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Vartan Paşa Kelimesinin Anlamı? Vartan Paşa Ne Demek? Vartan Paşa Ne Demektir? ,Vartan Paşa Analizi? Vartan Paşa Anlamı Nedir? Vartan Paşa Ne Demektir?, Vartan Paşa Açıklaması Nedir? , Vartan Paşa Cevabı Nedir? , Vartan Paşa Kelimesinin Anlamı?
Vartan Paşa | |
---|---|
Doğum | 1813 Konstantinopolis, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 1879 (65-66 yaşında) Konstantinopolis, Osmanlı İmparatorluğu |
Milliyet | Osmanlı Ermenisi |
Meslek | Gazeteci, yazar |
Vartan Paşa (Ermenice: Յովսէփ Վարդանեան Hovsep Vartanyan), Osmanlı Devleti'nde en üst düzey devlet görevlisi olarak hizmet vererek "Paşa" unvanını almış, Osmanlı Ermenisi yazar, gazeteci, devlet adamı. 1851 yılında Akabi Hikâyesi'ni Ermeni harfleriyle Türkçe olarak yazmış, Türkçe ve Ermenice yayımladığı Mecmua-i Havadis gazetesi ile de Türk gazeteciliğinde önemli bir yer edinmiştir.
1813'te İstanbul'da doğan Hovsep Vartanyan, 13 yaşında iken Viyana’daki Mekitarist okuluna girmiştir. Tahsilini bitirdikten sonra Konstantiniyye’deki Nersesyan Okulu’nda birkaç sene öğretmenlik yapmış, ardından tercüman olarak 1837’de Bahriye Nezareti'ne (Denizcilik Bakanlığı) alınmıştır. Burada 25 sene hizmet ederek paşa rütbesine yükselmiş, "Vartan Paşa" olarak anılmıştır. Akabi Hikâyesi'ni, 19. yüzyıl ortalarında kurulmuş ilk Osmanlı-Türk akademisi olan Encümen-i Daniş yönetim kadrosu içinde iken 1851'de yazmış ve yayınlamış, ertesi yıl yazdığı (1852) "Boşboğaz Bir dem, Lafazanlık ile Husule Gelen Fenalıklerin Muhtasar Risalesi" adlı kısa romanında da mezhep çatışmaları konusunu başka bir yönden ele almıştır. 1862'deki emekliliğinin ardından Türkçe-Ermenice "Mecmua-i Havadis" gazetesini çıkarmıştır. Ayrıca Napolyon Bonapart'ın bir biyografisini yazmıştır. 1879'da İstanbul'da ölmüştür.
Andreas Tietze'nin tanımıyla, "romanın hitap ettiği okur kesimi günlük hayatlarında Türkçeyi kullanan, fakat Arap harflerini güçlükle sökebilen, 19. yüzyıl Osmanlı Ermeni toplumuydu. Bu toplum okullarında Ermeni alfabesini öğreniyor, fakat okudukları metinler konuştukları dil ve yaşadıkları hayata değil, onlara yabancı gelen kadim bir lisana denk geliyordu. O dille kendi zamanlarının maksatlarını ifade etmek güç, hatta imkânsızdı. Konuştukları Türkçe bu maksat için daha uygun, daha kolaydı ve yüzyıllardır süregelen bir Türkçe gelenekleri ve tecrübeleri vardı. Osmanlı edebiyatına ve resmîyetine, okullarında okumadıkları için pek vakıf olmasalar da, günlük pratik ortamlarda bunun eksikliğini pek duymazlardı. Gerektiğinde bir senet, bir istida, resmi bir evrakı takrir edebilecek bilgisi olanlar aralarında mevcuttu."
Romanın ele aldığı ve dönemin derin bir toplumsal krizini oluşturan bir konu da, Katolik Ermenilerin önce sürgün edilmesi, ardından Patrikhane'den ayrı olarak kendi cemaatlerini kurmalarıdır. Ermeni Ortodoks Kilisesi altında birleşmiş olan Ermenilerden bir kısmı 18. yüzyılda Avrupalı misyonerlerin etkisi ile mezhep değiştirmişti. Bu Patrikhane tarafından hiç de hoş karşılanmamış, hatta Ermeni lobisi Katolik Ermenilere düşman kesilerek bu "mürtedi"leri Osmanlı Devleti’ne ihbar etmiş, ve onların takibata uğramalarına ve geçici bir sürgüne gönderilmelerine sebep olmuştu. Üç yıllık bir sürgün döneminin sonunda Osmanlı Devleti, Ermeni Katolik Kilisesi’ni tanımış ve Katolik Ermenilerin yurda dönmelerine izin vermişti.
Akabi Hikâyesi iki farklı mezhebe mensup Ermenilerin birbirlerine bakış açısını aktaran ilginç anekdotlar ile doludur. Örneğin, Katolik bir aileden olan Rupenig arabada gördüğü güzel Akabi için arkadaşına onun kim olduğunu sorar, fakat "Ermeni" (Gregoryen anlamında) olduğunu öğrenince, "Öyle ise kim olduğunu anlamaya hiç merak etmem." der. Katolik Ermenilerin sürgün meselesi de yazar tarafından şöyle ele alınmıştır:
"Katoliklerin pek çoğu dışarı memleketlere sürgün olduler ise, burade kalanler dahi Beyoğlunde olmaya ruhsatleri olmayup Samatya, Ortaköy ve Beşiktaş tevcih olduklerinde, ben de Margos ahbar ile Beşiktaşde bir Ermeni evinde iki oda tutdum. Lakin orade dahi her gün sürülme korkusu eksik değil idi."
(Türkçe)