Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir?
Maydos Nedir?
Maydos Nedir?, Maydos Nerededir?, Maydos Hakkında Bilgi?, Maydos Analizi? Maydos ilgili Maydos ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Maydos ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Maydos Ne Anlama Gelir Maydos Anlamı Maydos Nedir Maydos Ne Anlam Taşır Maydos Neye İşarettir Maydos Tabiri Maydos Yorumu
Maydos Kelimesi
Lütfen Maydos Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Maydos İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Maydos Kelimesinin Anlamı? Maydos Ne Demek? ,Maydos Ne Demektir? Maydos Ne Demektir? Maydos Analizi? , Maydos Anlamı Nedir?,Maydos Ne Demektir? , Maydos Açıklaması Nedir? ,Maydos Cevabı Nedir?,Maydos Kelimesinin Anlamı?,Maydos Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Maydos Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Maydos Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Maydos Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Maydos Kelimesinin Anlamı Nedir? Maydos Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Maydos Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Maydos Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Maydos - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Maydos
Maydos Nedir? Maydos Ne demek? , Maydos Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Maydos Kelimesinin Anlamı? Maydos Ne Demek? Maydos Ne Demektir? ,Maydos Analizi? Maydos Anlamı Nedir? Maydos Ne Demektir?, Maydos Açıklaması Nedir? , Maydos Cevabı Nedir? , Maydos Kelimesinin Anlamı?
Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir?
Bugünkü Eceabat ilçesinin sınırları içinde, Balkanlar'dan gelen kavimlerin bir kolu olan Trakların kurduğu pek çok eski yerleşim merkezi vardır. İlçe merkezi Maydos (Madytos), Sestos (Akbaş), Kynossema (Kilitbahir), İdaion (Bigalı kalesi) Traklarca kurulan önemli yerleşim merkezleridir. İlçe merkezi olan Maydos Traklar'ın yanı sıra Milet, Faço ve Midilli göçmenlerinin de yerleştikleri sanılmaktadır. Bölge MÖ 2. yüzyılda İran egemenliğindeyken, 5. yüzyılda Pers savaşları'na tanık oldu. Tarihçi Strabon'a göre, kenti ilk kez Lesboslular (Midilliler) kurdu. Sırasıyla Persler'in Atinalıların Spartalıların Romalılar'ın Latinlerin yönetiminde kalan Eceabat, 1354'te Orhan Gazi'nin oğlu Süleyman PaşanınRumeli'deki fetihleri sırasında Osmanlı topraklarına katıldı. Ece Bey'in önderliğinde fethedilen bölgeye Süleyman Bey tarafından Eceabat (Ece'nin imar ettiği, Ece'nin kurduğu) adı verilmiştir. Anıtsal Osmanlı kaleleriyle ünlüdür.
Gelibolu Sancağı'nın nahiyesi olan Eceabat, 17 köyden oluşup, bunun 13'ü Müslüman, 2'si gayrimüslimdir. 1223 evde 4735 Müslüman, 1254 evde gayrimüslim nüfus bulunmaktadır.
Merkezi olan Maydos Köyü, deniz kenarındadır ve gayrimüslim halkın ilgilendiği mimarlık, doğramacılık ve oymacılık gibi sanatlar nedeni ile gelişmektedir. Bir hükûmet konağı, cami, rıhtım, belediye binası, kilise ve birçok gazino ile yel değirmenleri, 1 taş, 2 kiremit ve tuğla ocağı bulunmaktadır.[4]
Antik isimler Dardanos ve Troia olan Kale-i Sultaniye'nin ilk ahalisi Anadolu'dur. Antik adı Abidos ve Eceabat'ın keza M.Ö. 1200'lerde Yunanistan'da oturan ve oraya da Asya'dan gelen Akalar ve onlara karışan Helenler ilk önceden başta Çanakkale ve Eceabat'a yerleşen Asyalı halkların birbirine karışmasından meydana gelen kavimlerdir.
Bakır ve taş çağının kapsadığı M.Ö. 6000-2500 arasında Troia kenti kurulmuştur. Keza Dardanel, ileriki yılların durumunu bilemiyoruz. Yalnız Bayramiç Tonkırlı Köyü kuzeyindeki İkizce Tepe ile Hacıbekirler Köyü Kocadağ ve Çan ilçesi ile Yenice ilçesi arasındaki Çalkale üzerindeki yerleşim yerleri M.Ö. 5000-6000 tarihleri dolaylarında olduğunu anlayabiliriz.
Hititler'de aynı dönemde ortaya çıkan Kuzey Anadolu halklarından; Gaskalar ve Palalar'ın Çanakkale yöresine geldiklerine dair bir belge bulunamamıştır. Ancak Ninovalı, Asurlu ve Fenikeli tüccarların ünlü kent Troia sakinleri ile alışveriş yapabileceklerini ve dolayısıyla Çanakkale yörelerine gelmiş olabileceklerini göz ardı edemeyiz. Ticari ve ekonomik alışveriş için gelip gittiklerine muhakkak gözüyle bakılabilir.
Troia II. Döneminde Anadolu'da yaşadıkları bilinen Proto-Hattiler'in bıraktıkları eserlerle Troia I nispetle çok ileri olan II. Kültür eserleri arasındaki yakın benzerlik her iki kültürü kuranların aynı soydan oldukları akla gelir. Bu itibarla Troia II'den itibaren, Anadolu'nun Çanakkale'den Kilikya'ya kadar uzanan bölgelerine yayılan insanların Orta Anadolu'daki Proto-Hattiler'le aynı soydan olabileceklerini düşünebiliriz. O zaman bu iki ayrı kolun temelde aynı kökten oldukları kuvvetle muhtemeldir. Elhasıl Homoros Troialılar'dan komşuları dile söz ettiği Plasglar da bu yörede yaşıyorlardı.
M.Ö. 1400'lerden itibaren ise Akalar yavaş yavaş Girit krallarının nüfus ve hakimiyetinden kurtulmaya ve kendi hesaplarına Anadolu kıyılarında koloniler kurmaya başlamışlardır. Belki de bu koloniler Troialılar'a bağlı idi. Hem de Troialılar'la tanışmaya başlamış olabilecekleri de akla geliyor. Yani bu tür yakınlıkları olmalıdır. Akalılar'ın ellerinde bulundurmaya başladıkları kıyılar; Biga Yarımadası'nın güneyinden İzmir çevresine kadar uzanan sonraları Eolya/Bayramiç-Çan-Ezine yöreleri idi. İzmir'den Büyük Menderes'e kadar olan kısma da İyonya adı verilmişti. Yenice'nin güneyinden Bergama ve Menemen sahalarını kapsıyordu. Sonraları Kıbrıs ve Suriye sahillerine kadar olan bölgelerini de tehdit etmeye başladılar. Bunlar Akalar'ın savaştan önce Çanakkale Boğazı çevresinden İzmir'e kadar olan batı Anadolu'yu istilaya başladıklarını teyit eden en eski bilgilerdir.
Ancak başta 6. Troia kenti olmak üzere içerlerdeki kasabalar yerli prensler tarafından idare ediliyordu. Akalılar içerlere sokulamıyorlar ve genel olarak da Büyük Hatti Krallığı'nın hakimiyeti altında bulunuyorlardı.
Frigler'in Hatti Krallığı'nı yıkmaya çalışmaları ve Akalılar'ın 6. Troia'yı yıkmaları ve Çanakkale yöresine hakim olmaları ve böylece M.Ö. 4000-3000 dolaylarında Asya'dan Yunanistan'a gelen Akalılar Troia'yı almalarından sonra Çanakkale İzmir'e kadar geniş bir saha içinde yayılıp bir Aka medeniyeti meydana getirmişlerdir.
Troia ve çevresinde Troialılar, Peonilar, Dardaniler, Traklar, Frikler, Lelegler, Törkiler, Likiler, Klikler adlarında çok çeşit insan grupları gelmiş ve kalmışlardır. Bu insanların Çanakkale yöresinde kurdukları şehirler: Ön Asya içlerinden gelen büyük ticaret yollarının sonlarında bulunuyorlardı. Bazıları iskele şehri idi. Sayıları 30 kadar vardı. Abidos, Sestos, Perion, Pigas, Lapseki, Asos, Troia ve Dardanos gibi. İşte Aka kültürüyle İç Anadolu kültürünün karışıp meydana getirdikleri kültüre Eolya ve İonya kültürü denmektedir. Yunan medeniyetinin kaynağı bu kültürdür. M.Ö. eski kültürde ve M.S. Orta Çağ'da olduğu gibi gene o da Asya kökenlidir.
M.Ö. 1184 dolaylarında 7. yüzyıla kadar karışık bir dönem yaşayan Çanakkale yöresi M.Ö. 787'de Lidya Kralı Figes zamanında onun egemenliğine girmiştir. Yani 6. Troia yıkıldı ve akabinde Hatti devleti de yıkıldı. Böylece Çanakkale yöresinde uzun yıllar süren bir karanlık döneme girilmiş oluyordu. Lidyalılar'ın yöreye el koymaları ile kargaşalık bitip bölge sükunete ermiş oluyordu. Lidyalılar'ın başkenti Tre idi.Sonra Sard oldu. Şimdiki Salihli ilçesinde. Menderes ve Gediz Irmaklarının vadileri Lidya'nın merkez alanını teşkil ediyordu. Büyük Hatti devleti de bu çerçeve içinde olmalı idi. Şimdi o bölgenin içinde bulunan kasabalar; Çanakkale, Biga, Çan, Yenice, Balya, İvrindi, Balıkesir, Sındırgı, Manisa ve dolayları, Menemen, Bergama, Edremit, Tire, Foça, Ezine, Asos ve Ayvacık yörelerini kapsıyordu. Kral Figas vaktiyle Frikyalılar'ın kestiği Adalar Denizi sahilleriyle Kızılırmak ötesindeki ülkeleri birbirine bağlayan ticaret yolunu açtı ve Efes'ten başlayarak Sard üzerinden doğuya giden ve Kral Yolu denilen bu ticaret yolu üzerinde emniyetli konak yerleri kurmuştur. İlk kervansaraylar Mısırlılar'la Sinoplular arasında münasebet tesis ettiler. O zaman eski dünyanın en mühim ticaret merkezi ve zengin ülkesi Lidya idi.
Lidyalı Kral Gigas'ın bu kadar emek verdiği muvazeneli ve çalışkan siyaseti, İranlılar'ın bir kasırga gibi Anadolu'yu sarması karşısında yıkılıp gitmiştir. Lidyalılar İranlılar'la yaptıkları ilk savaşta yenildiler ve sonra kendilerini toparladılar ve ikinci bir savaştan sonra ise anlaşma yaptılar ve sınırlarını belirlediler. Bundan sonra Kral Aliyad, Batı Anadolu'yu eskisinden daha büyük bir refaha kavuşturdu. Başkent Sard, Anadolu'nin ilim ve kültür merkezi haline geldi. Aliyad'dan sonra kral olan Krezüs zamanı Lidya'nın en parlak dönemi sayılır. Troia dahil bütün Eolya-İyonya kasabaları yine Lidya Krallığına tabi olurlar. Ancak Lidya Krallığı sosyal ve kültür devleti idi. Yani Lidyalılar ilim ve sanata ağırlık veriyorlardı. Manisa dolaylarındaki eserleri bunun hala ispatı sayılabilir. Bunun yanında savaşacak ordusu zayıftı. Yani düzenli bir orduya sahip olduğu söylenemez. Bunun farkına varan İranlılar Lidya'ya tekrar saldırdılar. Kral Karazzüs esir edildi ve başkent Sard düştü. Böylece Lidya Devleti çöktü. Bütün Anadolu ve Çanakkale yöreleri dahil İranlılar'ın eline geçmiş oldu. Fakat burada gerçek olan şu ki; İran istilası ile Anadolu siyasi üstünlüğünü kaybetmiş olsa da, kültür bakımından üstünlüğünü kaybetmemiştir. Bu işgal askeri bir işgal idi. Kültürel olarak bir etki meydana getirmemiştir.
M.Ö. 546 ve 547 dolaylarında başlayan İran istilası Lidya Krallığı'nın uç noktalarından biri olan Çanakkale dolayları hakimiyeti M.Ö. 513-500 tarihleridir. M.Ö. 479'larda ise Tras arazisinden çıkarılmaya başlamışlardır. Yani Atina önderliğinde başlatılan İranlılar'a karşı Batı Anadolu ayaklanmaları müspet olarak gelişmiştir. Bu arada ise Atinalılar İranlılar'la mücadeleyi bırakıp Ispartalılarla savaşa başlarlar. Hatta M.Ö. 425'te Erenköy'ün 2 km batısında Rhoiteion kentini ele geçirirler. Bu savaşlar Eceabat yörelerinde 18 yıl sürer. Sonra Atinalıların savaşı bırakması ile son bulmuştur. Bundan sonra ise İran ve Isparta savaşları başlar ve sonucunda Atina da bağımsız devlet olur. İran-Isparta savaşı devam etmektedir. Atina ise gizli gizli İranlılara yardım etmektedir. Ne var ki; her iki taraf savaştan bıkıp usanmış ve yüz binlerce kayıp vermişlerdi. Bu itibarla İranlılar M.Ö. 389-386 tarihlerinde bütün Batı Anadolu Helen kentlerinin temsilcileri Sardas'ta toplandı. Görüşmeler yapıldı ve İranlılar hepsine bağımsızlık verdi. Fakat bu arada Helenler kendi aralarında yine savaş başlattılar. İranlılar ise özellikle Atina ve Isparta savaşlarından dolayı Çanakkale yörelerine hakim olsa da başarılı bir yönetim sergileyemedi. Özellikle dağlık bölgelerdeki halk hep kendi başlarına buyruk yaşadılar. Yani dağlık bölgelerdeki insanlarla ne İranlılar ne Atinalılar ve ne de Ispartalılar başedemediler. Bunlar Anadolu kökenli yerli kavimleri idi. Yani bizim dedelerimiz ve atalarımız oluyorlardı.
M.Ö. 370 dolaylarında İran'da merkezi otorite iyice zayıflamıştı. Bu yüzden Çanakkale ve Batı Anadolu'daki İran valileri bağımsız hale geldiler. Assos ve Troia'nın İran Valisi, Manyas Gölü güneydoğu kıyısındaki Deskyleion kentinde oturuyordu. İran hakimiyetinin zayıflaması bu bölgedeki isyan etmemiş birçok valinin güçlenmesine neden oldu. Bunun yanında M.Ö. 335'lerde gelindiği zaman Makedonya Krallığı güçlenmiş Trakya'ya egemen olmuştu. Artık kader hükmünü İranlıların aleyhine icra edecekti. Nihayet İskender'in M.Ö. 334 Granikos Savaşı ile İranlıların Çanakkale yörelerinden tamamıyla çekilip gitmesiyle sonuçlanmıştır. Böylece İskender hem Batı Anadolu'yu hem de Orta Anadolu'yu işgal etmiş oluyordu.
İskender'in ölümünden sonra yapılan taksimde; Çanakkale bölgeleri onun kumandanlarından Lysimakhos'un hissesine düşmüştü. İsmi ile anılan Lisamakos kasabası Gelibolu ile Kavak beldesi yakınlarında idi. Ama Çanakkale bölgeleri; Geyikli beldesi ile şimdiki Kestanbol ılıcaları arasında kalan Aleksandır Troia'yı kuran meşhur Antigohos'un hissesinde idi. Onun da M.Ö. 180 ile M.Ö. 129'da ise Bergama Krallığa Romalılara tabi olunca Çanakkale yöreleri de Roma'ya tabi oldu. Bu hakimiyet 500 yıl kadar sürmüş ve Çanakkale'nin en uzun süreli sükûnet dönemi sayılır. Roma krallarından Hadrianus: M.S. 117-138 yöreyi büyük çapta imar etti ve bayındır hale getirdi. Ondan sonra gelen krallardan Aurelianus Troia'yı başkent yapmayı düşündü fakat gerçekleştiremedi. Sonunda İstanbul seçildi ve M.S. 330'da Roma'nın resmen başkenti ilen edildi. Ama imparatorluk tek elden ve İstanbul'dan idare edilemedi ve 395'te ikiye bölündü ve Bizans devleti kurulmuş oldu. Eceabat yöreleri Bizans'a tabi oldu ve Troia'dan sonra Abidos'a da gümrük merkezi kurdular. Yani bundan sonra Troia ikinci planda kaldı ve Abidos birinci plana çıkmış oluyordu. En haşmetli devri 395-641 arasıdır. Ondan sonra devamlı Müslümanların baskısına maruz kalmıştır. Nihayet 1453'te Bizans tarihe gömülmüş ama Yunanistan kendisini Roma ve Bizans'ın varisi kabul edip devamlı bir çıban bayı olarak önümüzde durmaktadır.
Nihayet 649'da Kıbrıs Adası'nı alan Arap orduları 655'te Muğla kıyılarında Bizans ordusunu ağır bir yenilgiye uğratmışlardır. Gene 668-669 tarihlerinde Çanakkale Boğazı'ndan geçen Arap orduları İstanbul üzerine vardılar ve aynı yoldan geri döndüler; bu defa üçüncü kez Halife Velid ve Süleyman zamanında ve başkomutandan dinlenme mahiyetinde Abdos/Nara Burnu/kasabasında konakladılar. Buraya bir cami ve bir de çeşme inşa ettirdiler. Oradan İstanbul'a ulaşıp yine fethedemeden aynı yolu takiple geri döndüler. Arap orduları İstanbul'u fethetmediler ama Bizans'ı Anadolu'da iyice hırpaladılar. Bu durum Fatih'in işini kolaylaştırmıştır. 1075 tarihinde İznik'i başkent yapan Anadolu Selçuklular'ı Çanakkale yöresine hakim olmuşlardı. Bu şu demek oluyordu. 1075'ten 1085'e gelindiği zaman Çanakkale yöreleri tamamıyla Süleyman Şah'ın olmuş oluyordu. Böylece Türkler Doğu Anadolu-Orta Anadolu'dan Adalar denizi kıyılarına kadar uzanan geniş ve verimli ovalarda yerleşip üretici durumuna geçmişlerdi.
Süleyman Şah bu işlerle uğraşırken İzmir ve çevresinde bağımsız olarak Çaka Beyliği kuruldu. Çaka, çok geçmeden Urla-Foça kıyı kentlerini ele geçirdi. Midilli, Sakız, Sisam, İstanköy, Rodos gibi adalara el koydu. Daha sonra Edremit üzerine geldi ve şehri teslim aldı. Oradan gelip Bizans'ın gümrük merkezi olan Çanakkale/Abidos'u kuşattı. Bu olaylar ve gelişmeler Bizans'ı korkutmuştu. Bu arada Süleyman Şah öldü ve Kılıç Arslan'ı kışkırtan Bizans kayınpederi Çaka Beyi ortadan kaldırdı. Yani hem seni hem bizi temizleyebilecek fikrini ileri sürmüştü. Böylece Bizans geçici de olsa rahat bir nefes almıştı. Çaka'nın ölümünden sonra ve onu takip eden Birinci Haçlı Seferlerini müteakip yıllarda Çanakkale yöresi gene Bizans'a tabi oldu ve nihayet 1296 tarihinde kurulan Karasi Beyliği dönemi ile Çanakkale toprakları söz konusu Türk beyliğine tabi olmuştur. Aydınlı Umur Bey de yöreden eksik olmuyordu. Selçuklular ise dahilde birlik mücadelesi veriyorlar ve uçlarda da yeni Türk beyleri kuruluşlarını tamamlıyorlardı. Tarih 1290-1310'lar arasını kapsar.
Eceabat'a 4 km uzaklıkta, Yalova köyündedir. Akbaş limanının güneyinde kurulmuştur. Fatih Sultan Mehmed Kilitbahir kalesini yaptırırken, Sestos kalesinin taşları kullanılmıştır.
Eceabat'a 5 km uzaklıktadır. 1807'de III. Selim döneminde yapılmaya başlanmış, II. Mahmud zamanında bitirilmiştir. Kalede Sestos kentinin taşları kullanılmıştır.
Osmanlı kaleleri içinde, mimari yönden bir baş yapıttır. 1462 yılında, İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed yaptırmıştır.Kanuni Sultan Süleyman, bir kapı kulesiyle sur eklemiştir. Hiçbir yerde uygulanmamış özgün bir planı vardır. Surlara önem verilmemiş, buna karşın yonca yaprağı biçimindeki üç avlulu iç kale, korunaklı yapılmıştır. İç kale yedi katlıdır. Duvarlar düzgün moloz taştandır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde eklenen köşe kule, büyük kesme taştan güzel bir yapıdır.
Maydos Kilisetepe Höyüğü, Çanakkale ili sınırları içinde, Gelibolu Yarımadası'nın Çanakkale Boğazı'na bakan tarafında, Eceabat ilçesi içinde yer alan bir höyüktür.
^Kazancıgil Ratip, Gökçe Nilüfer, Dağdevirenzade M. Şevket Bey'in Edirne Tarihi ve Balkan Savaşı Anıları, Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları, 2005 Edirne
^ . "Fasikül I: Mufassal Neticeler İcmal Tabloları"(PDF). 28 Teşrinevvel 1927 Umumî Nüfus Tahriri. DİE. Erişim tarihi: 28 Mayıs 2021.Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
^ . "1935 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 20 İlkteşrin 1935 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
^ . "1945 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 21 Ekim 1945 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 15 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
^ . "1955 Genel Nüfus Sayımı"(PDF). 23 Ekim 1955 Genel Nüfus Sayımı. DİE. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2021.
"Merkezi Dağıtım Sistemi"(html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 13 Nisan 2016.
"Eceabat Nüfusu - Çanakkale". nufusu.com. Erişim tarihi: 5 Şubat 2021.Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Nedir? :Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? ile ilgili Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? burada bulabilirsiniz. Detaylar için sitemizi geziniz Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Ne Demektir? Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Açıklaması Nedir? Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Cevabı Nedir? Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Kelimesinin Anlamı? Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? konusu Nedir Ne, yaşantımızda sık kullanılan kelimelerden birisi olarak karşımıza çıkar. Hem sosyal medyada hem de gündelik yaşantıda kullanılan ne kelimesi, uzun yıllardan beri dilimizdedir. Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Türk Dil Kurumu na (TDK) göre farklı anlamları olan ne kelimesi, Türkçe de tek başına ya da çeşitli cümleler eşliğinde kullanılabilir. Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Ne kelimesi ne demek, TDK ya göre anlamı nedir sorularının cevabını arayanlar için bildiris.com doğru adres! Peki, ne kelimesi ne demek, TDK ye göre anlamı nedir? Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Ne kelimesinin kökeni ne, ne kelimesinin kaç anlamı var? Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? İşte TDK bilgileri ile merak edilenler Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Açıklaması? :Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Açıklama Bir Terim Kavram Ya Da Başka Dilsel Olgunun Daha İyi Anlaşılması İçin Yapılan Ek Bilgidir.Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Söz Konusu Bilgi Açıklanacak Sözcükten Daha Uzun Olur Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Açıklama İle İlgili Durumun Kanıtı Şu Şekilde Doğrulanabilir Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Bir Sözlükteki Tanım İlgili Sözcük Yerine Kullanılabilirse, Bu Bir Açıklamadır. Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Yani Aynı Bağlam İçinde Hem Sözcük Hem De Tanım Kullanılırsa Ve Anlamsal Açıdan Bir Sorun Oluşturmuyorsa Bu Bir Açıklamadır. Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Gerçek mi? :Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? ile ilgili Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? burada bulabilirsiniz. Detaylar için sitemizi geziniz Gerçek anlam Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? sözcüklerin birincil anlamı ile (varsa) bu anlamla doğrudan ilişkili olan anlamlarıdır. Gerçek anlam, temel anlam ile yan anlamların bileşkesidir. Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Bir sözcüğün mecaz olmayan tüm anlamlarını kapsar. Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Hakkında? :Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? ile ilgili Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? burada bulabilirsiniz. Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Detaylar için sitemizi geziniz Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? Bu sayfada Hakkında nedir Hakkında ne demek Hakkında ile ilgili sözler cümleler bulmaca kısaca Hakkında anlamı tanımı açılımı Hakkında hakkında bilgiler Maydos nedir?, Maydos anlamı nedir?, Maydos ne demektir? resimleri Hakkında sözleri yazıları kelimesinin sözlük anlamı nedir almanca ingilizce türkçe çevirisini bulabilirsiniz