Kılık ve kıyafet kanunu Nedir?
Kılık ve kıyafet kanunu Nedir?, Kılık ve kıyafet kanunu Nerededir?, Kılık ve kıyafet kanunu Hakkında Bilgi?, Kılık ve kıyafet kanunu Analizi? Kılık ve kıyafet kanunu ilgili Kılık ve kıyafet kanunu ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Kılık ve kıyafet kanunu ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Kılık ve kıyafet kanunu Ne Anlama Gelir Kılık ve kıyafet kanunu Anlamı Kılık ve kıyafet kanunu Nedir Kılık ve kıyafet kanunu Ne Anlam Taşır Kılık ve kıyafet kanunu Neye İşarettir Kılık ve kıyafet kanunu Tabiri Kılık ve kıyafet kanunu Yorumu
Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesi
Lütfen Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Kılık ve kıyafet kanunu İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesinin Anlamı? Kılık ve kıyafet kanunu Ne Demek? ,Kılık ve kıyafet kanunu Ne Demektir? Kılık ve kıyafet kanunu Ne Demektir? Kılık ve kıyafet kanunu Analizi? , Kılık ve kıyafet kanunu Anlamı Nedir?,Kılık ve kıyafet kanunu Ne Demektir? , Kılık ve kıyafet kanunu Açıklaması Nedir? ,Kılık ve kıyafet kanunu Cevabı Nedir?,Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesinin Anlamı?,Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Kılık ve kıyafet kanunu Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesinin Anlamı Nedir? Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Kılık ve kıyafet kanunu Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Kılık ve kıyafet kanunu - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Kılık ve kıyafet kanunu
Kılık ve kıyafet kanunu Nedir? Kılık ve kıyafet kanunu Ne demek? , Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesinin Anlamı? Kılık ve kıyafet kanunu Ne Demek? Kılık ve kıyafet kanunu Ne Demektir? ,Kılık ve kıyafet kanunu Analizi? Kılık ve kıyafet kanunu Anlamı Nedir? Kılık ve kıyafet kanunu Ne Demektir?, Kılık ve kıyafet kanunu Açıklaması Nedir? , Kılık ve kıyafet kanunu Cevabı Nedir? , Kılık ve kıyafet kanunu Kelimesinin Anlamı?
Makale serilerinden |
Şapka Devrimi veya Şapka İnkılâbı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, erkeklerin baş örtme uygulamalarının düzenlenerek Batı ülkelerindeki normlara uygun hâle getirilmesi için 1925 yılında yapılan kanunî düzenlemedir.
Şapka Kanunu’nun çıktığı 25 Kasım 1925 tarihinden önce ülkede bazı meslekî kıyafetlerde değişiklikler görülmüştü. 1925 yılından itibaren Ankara’daki Cumhuriyet Birlikleri, ardından jandarma ve deniz birlikleri “güneşlikli başlık”lar giymeye başladılar. Ardından çeşitli devlet daireleri ve okullarda yeni başlık ve kasketler giyilmeye başlandı. İstanbul Galata Bekçileri, yeni başlık ve kasketleri ilk giyen bekçiler oldu.[1]
21 Şubat 1925’te İstanbul’da açılan Kızılay Özel Hemşire Okulu’nda Hemşire Esma Deniz’in çabalarıyla hemşire öğrencileri başlarına peçe örtmek yerine şapka takmaya başladılar.[2]
2 Ağustos’tan itibaren adliye ve mahkemelerde hakimler, mübaşirler, zabıt katipleri yeni kıyafet ve şapkalar giymeye başladılar. Ancak halk, dinî bir değer yüklediği fese bağlılığını sürdürüyordu ve bu konuda reform hareketi, Şapka Kanunu’nun meclisten geçmesi ile başlamıştır.
25 Kasım 1925 tarihinde mecliste kabul edilen 671 No'lu "Şapka İktisası Hakkında Kanun" ile TBMM üyeleri ve memurlarına başlık olarak şapka giyilmesi zorunluluğu getirildi ve Türk halkı da buna aykırı bir alışkanlığın devamından men edildi. Kanun, 28 Kasım 1925 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Şapka Kanunu, 1982 anayasasının 174. maddesine göre "inkılap kanunları" (anayasaya aykırılığı iddia edilip iptal edilemeyecek kanun) arasındadır.[3]
Yasadan önce Osmanlı Devleti’nde olduğu gibi farklı dinlerden yurttaşlar farklı başlık ve kıyafetler giymeye devam ediyordu. Dinî kaynaklı giyim farklılıklarını ortadan kaldırmak isteyen Mustafa Kemal Paşa, 1925 yazında İnebolu ve Kastamonu yöresine yaptığı gezide şapka giyilmesi konusunu gündeme getirmişti. Kendisi, 24 Ağustos günü Kastamonu'da geniş kenarlı beyaz bir şapka giydi. Şapkayı ilk defa Kastamonu'da giymesinin sebebini; diğer illerde üniformalı ya da fesli tanındığı, Kastamonu'da kendisini ilk defa görecekleri için şapkayı tercih ettiği şeklinde açıkladı.[4]
ile ilgili metin bulabilirsiniz. |
Ertesi gün İnebolu'ya geçen Mustafa Kemal Paşa, tarihî “Şapka Nutku”nu bu ilçede yaptı.[5] 27 Ağustos 1925 günü Türk Ocağı'nda halka hitaben “Bu serpuşun adına şapka derler” diyerek o güne kadar kullanılan “medeni serpuş”, “şemsisiperli serpuş” gibi ifadelerin bırakılmasını sağladı.[6] Nutkunda, “Redingot gibi, bonjur, smokin gibi, işte şapkanız! Buna câiz değil, diyenler vardır. Onlara diyeyim ki, çok gafilsiniz ve çok câhilsiniz ve onlara sormak isterim: "Yunan serpuşu olan fesi giymek câiz olur da şapkayı giymek neden olmaz ve yine onlara, bütün millete hatırlatmak isterim ki, Bizans papazlarının ve Yahudi hahamlarının kisve-i mahsûsası olan cübbeyi ne vakit, ne için ve nasıl giydiler?" sözleriyle şapka giyilmesini savundu.[5]
Mustafa Kemal Paşa 1 Eylül'de Ankara'ya döndüğünde kendisini karşılamaya gelenlerin şapkalı olduğu görüldü. 2 Eylül günü, devlet memurlarına şapka giyme zorunluluğu getiren 2431 numaralı bakanlar kurulu kararnamesi çıkarıldı. Aynı gün bakanlar kurulu kararnamesi ile din adamı dışındaki kişilerin cübbe ve sarık giymeleri de yasaklandı.
16 Ekim 1925'te Konya milletvekili Refik Bey ve arkadaşları, şapka giyilmesi ile ilgili kanun önerisini meclise sundu. Teklif, 25 Ekim'de mecliste görüşülmeye başlandı. Kanun gerekçesinde sarık ve fesin geri kalmışlığı sembolize ettiği, bu yüzden değiştirilmesi gerektiği üzerinde duruldu. Bursa milletvekili Nureddin Paşa'nın, bu yasanın anayasaya aykırı olduğunu ileri sürerek önerinin geri alınmasını istemesi, mecliste sert tartışmalar yaşanmasına sebep oldu. Toplumun kılık ve kıyafetinin kanunlarla belirlenemeyeceğini ileri sürenlerin yanı sıra, bu kanunun din-devlet işlerinin ayrılmasını kolaylaştıracağını ileri sürenler vardı. Sadece Nureddin Paşa ve Ergani milletvekili İhsan Bey'in aleyhte oy kullandığı oylama sonucunda kanun, meclisten geçti.[1]
Yasa, çeşitli Anadolu illerinde protestolara neden oldu. Yasanın kabul edildiği gün Erzurum'da protesto gösterileri oldu ve bu ilde bir ay sıkıyönetim ilan edildi. Tutuklananlardan 13 kişi idama mahkûm oldu.[4] 24-25 Kasım tarihlerinde Kayseri'de Şeyh Ahmet Efendi ve dört arkadaşının yönlendirmesi ile büyük bir yürüyüş yapıldı, 300 kişi tutuklandı.[7] Şeyh Ahmet Efendi ve dört arkadaşı İstiklal Mahkemesi'nde yargılanarak idama mahkûm edildi. 25 Kasım günü Sivas'ta duvarlara şapka aleyhine afiş ve bildiri asılması nedeniyle şehrin bütün muhtarları tutuklandı; suçsuzluğu anlaşılanlar beraat etti; ulemadan İmamzade Mehmet Necati Efendi ile Abdurrahman Efendi idama mahkûm edildi. Rize'nin Güneysu bölgesindeki Merkez Camii imamı Hacı Sabit Civelek "Şayet babanız başına şapka taksa katli vaciptir! Onu vuracaksın ve annen dul ise onu sırtına alıp getireceksin!" sözleriyle bölgedeki isyanı başlattı.[8] Dinî taassuptan ziyade geleneksel Laz kıyafetlerini giymek isteyen isyancıların Rize merkeze doğru yürüyüşe geçmesiyle Ziya Hurşit durumu telgrafla Ankara'ya bildirdi. Bunun üzerine Hamidiye kruvazörü gözdağı vermek için Rize'ye geldi. Kruvazörün kente gelmesiyle çoğu isyancı teslim oldu ve on gün kadar süren olaylar sonucu 143 kişi tutuklandı. Tutuklananlardan 8 tanesi okuma yazma bilmediğinden mütevellit kendini savunamadı ve idam edildi. 8 kişiden 3'ü Tan Otel'in önünde, 3'ü belediye parkında ve 2'si iskelenin başında asıldı. Onlarca tutuklunun Adana ve Sinop'ta hapsedilmesine karar verildi.[9] Maraş'ta ise Camii-i Kebir etrafında toplanıp "Şapka istemeyiz" diye bağıranlar tutuklandı, 5 kişi idama mahkum oldu. İstanbul'da özellikle Fatih semtinde yaptıkları konuşmalarla halkı isyana teşvikle suçlanan çok sayıda kişi tutuklandı ve sanıklar Ankara'da yargılandı.[1]
25 Kasım 1925 yılında ilan edilen Şapka Devrimi, Çağdaş Türk resim sanatının genç kuşak temsilcisi ressam Orhan Çelik tarafından sanata karakteristik ve figüratif soyutlama olarak indirgenmektedir. Sanatçı resimlerini şu şekilde izleyiciye aktarmaktadır: "Tarihi bir olguyu resimlerime figür/biçim olarak aktarıyorum."[10]
Bu madde önerilmeyen biçimde kaynaklandırılmıştır.Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) ( |
Wikimedia Commons'ta Şapka Devrimi ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |