Antisosyal kişilik bozukluğu Nedir?
Antisosyal kişilik bozukluğu Nedir?, Antisosyal kişilik bozukluğu Nerededir?, Antisosyal kişilik bozukluğu Hakkında Bilgi?, Antisosyal kişilik bozukluğu Analizi? Antisosyal kişilik bozukluğu ilgili Antisosyal kişilik bozukluğu ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Antisosyal kişilik bozukluğu ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Antisosyal kişilik bozukluğu Ne Anlama Gelir Antisosyal kişilik bozukluğu Anlamı Antisosyal kişilik bozukluğu Nedir Antisosyal kişilik bozukluğu Ne Anlam Taşır Antisosyal kişilik bozukluğu Neye İşarettir Antisosyal kişilik bozukluğu Tabiri Antisosyal kişilik bozukluğu Yorumu
Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesi
Lütfen Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Antisosyal kişilik bozukluğu İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesinin Anlamı? Antisosyal kişilik bozukluğu Ne Demek? ,Antisosyal kişilik bozukluğu Ne Demektir? Antisosyal kişilik bozukluğu Ne Demektir? Antisosyal kişilik bozukluğu Analizi? , Antisosyal kişilik bozukluğu Anlamı Nedir?,Antisosyal kişilik bozukluğu Ne Demektir? , Antisosyal kişilik bozukluğu Açıklaması Nedir? ,Antisosyal kişilik bozukluğu Cevabı Nedir?,Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesinin Anlamı?,Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Antisosyal kişilik bozukluğu Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesinin Anlamı Nedir? Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Antisosyal kişilik bozukluğu Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Antisosyal kişilik bozukluğu - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Antisosyal kişilik bozukluğu
Antisosyal kişilik bozukluğu Nedir? Antisosyal kişilik bozukluğu Ne demek? , Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesinin Anlamı? Antisosyal kişilik bozukluğu Ne Demek? Antisosyal kişilik bozukluğu Ne Demektir? ,Antisosyal kişilik bozukluğu Analizi? Antisosyal kişilik bozukluğu Anlamı Nedir? Antisosyal kişilik bozukluğu Ne Demektir?, Antisosyal kişilik bozukluğu Açıklaması Nedir? , Antisosyal kişilik bozukluğu Cevabı Nedir? , Antisosyal kişilik bozukluğu Kelimesinin Anlamı?
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. (Aralık 2015) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Kişilik bozuklukları |
---|
A sınıfı |
B sınıfı |
C sınıfı |
Sınıflandırılmayan |
Diğerleri |
Antisosyal kişilik bozukluğu veya diğer adıyla sosyopati, psikopati ile alakalı bir psikolojik bozukluktur (düzensizliktir). Bir sosyopatı bir psikopattan ayıran özellik, patolojidir, yani semptom farklılığıdır. Psikopati, sosyopatiye göre daha ağır bir bozukluk olup, sosyopatide görülen semptomlara ek olarak, özellikle ahlaka aykırı davranışlar ihtiva eder. Sosyopatiye sosyal çevrenin sebep olduğu düşünülmektedir. Antisosyal kişilik bozukluğuna (ASKB) sahip olan insanlar, halk arasında yaygın olarak “sosyopat” olarak adlandırılırlar. ASKB, bir kişilik bozukluğudur; bir akıl hastalığı değildir.
Sosyopati, antisosyal kişilik bozukluğu olarak isimlendirilen psikolojik hastalığın gayriresmî adıdır. Antisosyal kişilik bozukluğu, akli bir bozukluk (düzensizlik) olmayıp, Amerikan Psikiyatri Derneği’nin Teşhis ve İstatistik Rehberinde şöyle tarif edilmektedir: “Teşhis için temel özellik, çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eden, diğer insanların hakları ile ilgili daimî bir umursamazlık ve ihlal seyridir.” Hastalığın temel özellikleri olarak sayılan hususlar, hilekarlık ve manipülasyondur. Bu sebeple, teşhisi koyarken, muayene edilen ferdin haricindeki kaynaklardan malzeme (delil) toplamak zorunludur. Ayrıca fert, 18 veya daha büyük yaşta olmasına ek olarak belgelenmiş 15 yaş öncesi davranış bozukluğu hikâyesine (tarihçesine) de sahip olmalıdır.
Antisosyal kişilik bozukluğunun kriterleri; Spitzer, Endicott ve Robbins (1978) tarafından geliştirilmiş bulunan “araştırma teşhis kriterleri”nden alınmıştır. DSM–IV’ün geliştirilmesi esnasında araştırma verilerine aşırı derecede önem verildiği, fakat empati yokluğu, durumunu ve kendi kıymetini yapay olarak şişirme gibi daha geleneksel psikopatik özelliklere yeterince önem verilmediği yollu bir endişe vardı. Fakat yazarlar tarafından yürütülen saha çalışmasının ön verileri, Hare ve diğ. (1992) tarafından geliştirilen Psikopati Kontrol Listesinden alınan bazı psikopati özelliklerinin güvenilir bir şekilde ölçülmelerinin zor olduğunu göstermiş, bu sebeple de teşhis kriterlerine dâhil edilmemişlerdir. Merhametsizlik bir örnektir. Antisosyal şahıs, suçluluk veya merhamet duygusu gösterebilir veya özürler ve mantıklılaştırmalar beyan edebilir. Fakat, bizzat suç teşkil eden fiillerin tarihçesi, çok az merhamet veya suçluluk duygusu izlenimi verir.
Tanı için, aşağıdakilerden en az üçünün bir kişide toplanması gerekir.
Antisosyal davranış, sadece “şizofreni” nöbeti veya “manik nöbet” esnasında meydana gelen türden olmamalıdır.
DSM–IV’ün, Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından 1994 yılında yapılan baskısına göre, ABD’de antisosyal kişilik bozukluğu teşhisi, yaklaşık olarak tüm erkeklerin % 3’üne ve tüm kadınların % 1’ine konulmuştur.
Antisosyal kişilik bozukluğu olan kişilerin ortak özelliklerinin bir kısmı şunlardır:
ABD’de, DSM–III–R kriterlerini kullanan Milli Hastalık Süreçleri Sörveyi (The National Comorbidity Survey) tarafından elde edilen bulgular, erkeklerin % 5,8’i, kadınların ise % 1,2’sinin bu bozukluğun hayat boyu devam etme riskine sahip olduklarını göstermektedir. Yukarıda belirtildiği üzere, DSM–IV’e göre, antisosyal kişilik bozukluğu teşhisi, yaklaşık olarak tüm erkeklerin % 3’üne ve tüm kadınların % 1’ine konulmuştur.
Hapishanelerde, bu oranın % 75'e kadar yüksek olabileceği tahmin edilmektedir. Klinik ortamlardaki yaygınlık tahminleri, örneklenen nüfusun hâkim özelliklerine bağlı olarak, % 3 ile % 30 arasında değişmektedir. Hastalığın yaygınlığı, pek çok şiddet suçlularını içeren hapishane insanları gibi seçilmiş nüfuslarda daha da yüksektir (Hare, 1983). Benzer şekilde, ASKB’nun yaygınlığı, alkol veya diğer uyuşturucu madde kullanımı tedavi programlarındaki hastalar arasında genel nüfusta olandan daha yüksektir. Bu da, ASKB ile alkol veya diğer uyuşturucu madde kullanımı arasında bir bağlantı ve bağlılık olduğunu göstermektedir. David Korten tarafından yürütülen bir araştırma, bu özelliklerin, önemli şirketlerin üst yöneticileri arasında yüksek oranda olduğunu göstermektedir.
Antisosyal kişilik bozukluğu, madde kullanımına yönelim hariç, tüm DSM–IV Eksen I hastalıkları ile negatif korelasyona sahiptir. Antisosyal kişilik bozukluğuna en kuvvetli korelasyon, Revizeli Psikopati Kontrol Listesi ile ölçülen psikopati sahiptir. DSM–IV–TR’de sunulduğu üzere, Amerikan Psikiyatri Derneğinin resmi duruşuna (tavrına) göre, “psikopati” ve “sosyopati”, antisosyal kişilik bozukluğunun eskimiş eş anlamlılarıdır. Dünya Sağlık Örgütü de, ICD–10’da psikopati, sosyopati, antisosyal kişilik, asosyal kişilik ve amoral kişilik kavramlarını “sosyal olmayan kişilik bozukluğu” (dissocial personality disorder) kavramının eş anlamlıları olarak kullanılması biçiminde benzer bir tavır sergilemektedir.
Her ne kadar, antisosyal kişilik bozukluğu 18 yaşından önce resmen teşhis edilemese de, bu hastalığın, MacDonald Üçlüsü olarak bilinen üç işaretçisi, bazı çocuklarda bulunabilir. Bunlar; normalden uzun bir süre devam eden yatak ıslatma, hayvanlara eziyet ve piromani (yangın çıkarma hastalığı, yani yangın çıkarma konusunda kontrol edilemez bir isteğe sebep olan akıl hastalığı).
Bu işaretleri sergileyen çocukların, ne kadarının büyüyünce antisosyal kişilik bozukluğu geliştirecekleri bilinmemektedir. Fakat bu işaretler, teşhis konulmuş yetişkinlerin hayat hikâyelerinde sıklıkla bulunmaktadır. Kaç sayıda çocuğun, bu semptomlara sahip olduğu halde antisosyal kişilik bozukluğu geliştirmediği bilinmediği için, tahmini değer (diğer bir ifadeyle, bu semptomların gelecekteki antisosyal kişilik bozukluğunu tahmindeki faydası) net değildir. Bu üç özellik, Akıl Hastalıkları IV–TR Teşhis ve İstatistik Rehberi’nde (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders IV-TR) “davranış bozukluğu” ismi altında yer almaktadır.
Antisosyal kişilik bozukluğunun işaretlerini sergileyen bir çocuğa, ya “davranış bozukluğu” veya “karşı gelme bozukluğu” (oppositional defiant disorder) teşhisi konulabilir. Fakat bu çocukların tamamının yetişkinliklerinde antisosyal kişilik bozukluğu geliştirecekleri söylenemez.
ASKB'nun sebepleri bilinmemektedir. Biyolojik ve genetik faktörlerin rol oynayabileceği sanılmaktadır. Fakat, hastalık ile biyolojik faktörler arasındaki istatistiksel korelasyon zayıftır. Bu da pek çok uzmanı aksi yönde bir inanca yöneltmiştir.
Antisosyal ebeveyne sahip olma gibi ailevi bir hikâye, hastalığı geliştirme şansını artırmaktadır. Çocuklukta babadan şiddet görme veya aile içinde ebeveynler arasındaki çatışma, çocuklarda bu hastalığın riskini artırmaktadır. Mayo Kliniği’nin web sitesine göre, çocukluktaki ev (yuva), okul ve sosyal çevredeki (örneğin; mahalle) bir takım çevre faktörleri de katkı yapabilir. Örneğin; aşırı cezalandırıcı bir ev veya okul ortamı gibi.
Robins (1966-67), antisosyal kişilik bozukluğuna sahip fertlerin babalarında, diğer fertlerin babalarına kıyasla, daha fazla sosyopatik özellikler ve alkolizm vakası bulmuştur. Böyle bir ailede, diğer ailelere kıyasla, erkeklerin daha fazla antisosyal kişilik bozukluğu vakasına sahip olduklarını, kadınların ise daha fazla somatizasyon bozukluğu (somatization disorder) sergileme eğiliminde olduklarını bulmuştur.
Bowlby (1944), antisosyal kişilik bozukluğu ile hayatın ilk beş yılındaki ana mahrumiyeti arasında bir bağlantı görmüştür. Glueck and Glueck (1968), bu kişilik bozukluğunu geliştiren çocukların annelerinin tutarlı disiplin uygulamama ve şefkat göstermeme eğiliminde olduklarının işaretlerini ve alkolizm ve fevriliğe yönelik anormal bir eğilim bildirmiştir. Bu faktörlerin tümü, tutarlı yapıya ve davranış sınırlarına sahip istikrarlı ve fonksiyonel bir ev oluşturma konusundaki başarısızlığa katkıda bulunmaktadır.
Evlat edinme konusundaki araştırmalar, hem genetik katkıların ve hem de çevre katkılarının hastalığın gelişmesindeki rolünü desteklemektedir. İkizler hakkındaki araştırmalar da, yetişkinlerdeki antisosyal davranışın kalıtımsal olarak geçebilirliği konusuna işaret etmektedirler ve genetik faktörlerin yetişkinlerde antisosyal çocuklar veya ergenlerden daha önemli olduğunu göstermişlerdir. Çünkü bu son kategori araştırmalara göre, antisosyal çocuklar veya ergenlerde, paylaşılan çevre faktörleri daha önemlidir (Lyons ve diğer, 1995).