Mekke'nin Fethi Nedir?
Mekke'nin Fethi Nedir?, Mekke'nin Fethi Nerededir?, Mekke'nin Fethi Hakkında Bilgi?, Mekke'nin Fethi Analizi? Mekke'nin Fethi ilgili Mekke'nin Fethi ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Mekke'nin Fethi ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Mekke'nin Fethi Ne Anlama Gelir Mekke'nin Fethi Anlamı Mekke'nin Fethi Nedir Mekke'nin Fethi Ne Anlam Taşır Mekke'nin Fethi Neye İşarettir Mekke'nin Fethi Tabiri Mekke'nin Fethi Yorumu
Mekke'nin Fethi Kelimesi
Lütfen Mekke'nin Fethi Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Mekke'nin Fethi İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Mekke'nin Fethi Kelimesinin Anlamı? Mekke'nin Fethi Ne Demek? ,Mekke'nin Fethi Ne Demektir? Mekke'nin Fethi Ne Demektir? Mekke'nin Fethi Analizi? , Mekke'nin Fethi Anlamı Nedir?,Mekke'nin Fethi Ne Demektir? , Mekke'nin Fethi Açıklaması Nedir? ,Mekke'nin Fethi Cevabı Nedir?,Mekke'nin Fethi Kelimesinin Anlamı?,Mekke'nin Fethi Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Mekke'nin Fethi Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Mekke'nin Fethi Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Mekke'nin Fethi Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Mekke'nin Fethi Kelimesinin Anlamı Nedir? Mekke'nin Fethi Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Mekke'nin Fethi Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Mekke'nin Fethi Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Mekke'nin Fethi - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Mekke'nin Fethi
Mekke'nin Fethi Nedir? Mekke'nin Fethi Ne demek? , Mekke'nin Fethi Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Mekke'nin Fethi Kelimesinin Anlamı? Mekke'nin Fethi Ne Demek? Mekke'nin Fethi Ne Demektir? ,Mekke'nin Fethi Analizi? Mekke'nin Fethi Anlamı Nedir? Mekke'nin Fethi Ne Demektir?, Mekke'nin Fethi Açıklaması Nedir? , Mekke'nin Fethi Cevabı Nedir? , Mekke'nin Fethi Kelimesinin Anlamı?
Mekke'nin Fethi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
İslam tarihi | |||||||
Muhammed ve ashabını Mekke'ye ilerlerken gösteren bir betimleme (Kanatlı betimlenen varlıklar, İslam'daki Dört Büyük Melek olan Cebrail, Azrail, Mikâil ve İsrafil'dir. Kur'an'da yasak edilmemesine rağmen, İslam'da meleklerin betimlenmesi pek hoş karşılanmaz ve sıklıkla rastlanmaz. Siyer-i Nebi; 1595) | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Müslümanlar | Mekkeli Kureyşliler | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Muhammed Ebû Bekir Ömer bin Hattab Ali bin Ebu Talib Halid bin Velid Ebu Ubeyde Zübeyr bin Avvâm |
Ebu Süfyan bin Harb İkrime bin Ebu Cehil Safvan bin Ümeyye | ||||||
Güçler | |||||||
10.000 | 2.000 - 4.000 (yaklaşık) | ||||||
Kayıplar | |||||||
2[1] | 13[2] |
Mekke'nin Fethi, 10 Ocak 630[3] (Hicrî: 20 Ramazan 8) tarihinde İslam peygamberi Muhammed komutasındaki Müslüman ordusunun, Mekkeli Kureyşlilerin elindeki Mekke'yi fethetmesidir.[4] Bu fetih, İslam tarihindeki en önemli olaylardan biridir. Bu fetih, Müslümanlar ile Kureyş kabilesi arasındaki yaklaşık sekiz yıl boyunca süren savaşların sonunu getirmiş ve Arap Yarımadası'nda İslam'ın yayılışını daha da hızlandırmıştır.
Bir süre önce Müslümanlar ile Mekkeli müşrikler arasında Hudeybiye Antlaşması yapılmıştı. Daha sonra Mekkeli Kureyşlilerin müttefiki olan Benî Bekir kabilesi, bu antlaşmaya aykırı hareket ederek Müslümanların himâyesindeki Benî Huzaa kabilesine saldırdı.[5][6]
Muhammed, Mekke'ye haber göndererek, öldürülenlerin kan bedellerinin ödenmesini veya Benî Bekir kabilesiyle olan ittifakın sonlandırılmasını, aksi hâlde Hudeybiye Antlaşması'nın bozulmuş sayılacağını ve savaşa mecbur kalacaklarını bildirdi. Mekkeliler, Muhammed'in tekliflerini reddettiler ve savaşa hazırlanacaklarını haber verdiler.[7]
Mekkeli paganlar, daha sonra fikir değiştirip Ebu Süfyan'ı bir barış sağlamak için Medine'ye gönderdi. Ancak görüşmelerden hiçbir netice alınamadı.
Muhammed, çevredeki Müslüman kabilelere de haber göndererek savaşa hazır olmalarını söyledi. Ardından yaklaşık 10.000 kişilik bir ordu kuruldu ve Muhammed, Hicret'in 8. yılında, Ramazan ayının 13. günü Medine'den yola çıktı (4 Ocak 630). Bu, o zamana kadar toplanmış en büyük Müslüman kuvvetti.
On günlük bir yolculuğun ardından Müslüman ordusu Mekke yakınlarına geldi.[8] Burada Muhammed, Mekkelilere ordunun büyüklüğünü abartı göstermek için herkese ateş yakmasını emretti. Kısa sürede 10.000'den fazla ateş yakıldı.[8] Ateşleri gören Mekkeli paganlar telaşlandı.
Ebu Süfyan, hazırlanarak hemen Müslümanların yanına gitti. Muhammed ile görüştü. Ebu Süfyan ve beraberindeki heyet, İslam'ı kabul etmiş bir hâlde şehre döndüler. Bu durum karşısında Mekke halkı, bu orduya karşı konulamayacağını kabullendi. Ebu Süfyan, Kâbe'nin avlusuna gidip Mekkelilere kendisinin İslam'ı kabul ettiğini ve teslim olmaktan başka çarelerinin kalmadığını söyleyerek kendi evlerine sığınmalarını tavsiye etti. Bu, Mekke'nin teslimi anlamına geliyordu.[9]
Muhammed, başta Ebu Süfyan olmak üzere evine sığınan birçok Mekkeliye himaye hakkı verdi. Ebu Süfyan'dan sonra Mekke'ye gelen Muhammed'in amcası Abbas da Mekkelilere benzer şeyler söyledi; onlar da Mescid-i Haram'ın içerisine veya evlerine dağıldılar.[9]
Muhammed, dört koldan aynı anda Mekke'ye girmeyi planlıyordu. Bu yüzden ordusunu dört kola ayırdı ve bölük kumandanlarına Safâ tepesinde kendisiyle buluşmalarını bildirdikten sonra onlara şu emri verdi:[4]
"Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça, hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz."
Muhammed hareket emri verdi ve Fetih Suresi'ni okuyarak Mekke'ye girdi.[10] Muhammed'in ordusunun 3 kolu herhangi bir direnişle karşılaşmazken, Halid bin Velid'in komutasındaki 4. kol, Mekkeli müşriklerden İkrime bin Ebu Cehil önderliğindeki küçük bir saldırıyı geri püskürttü.[11]
Muhammed, şehrin hakimiyetini ele geçirip Mekke'ye girer girmez genel af ilan edildiğini bildirdi ve Ebu Süfyan'a bildirdiği şekilde kimseye dokunulmayacağını ilan etti. Neticede, yapılan ufak tefek çarpışmalardan 2 Müslüman ölürken, karşılık veren Mekkelilerden de 13 kişi ölmüştü.[4]
Ardından Muhammed ve sahabeleri, içerisinde 360 put bulunan Kâbe'ye yöneldi ve buradaki putları birer birer devirdiler. Bunun üzerine Muhammed, İsra Suresi'nin 81. ayetini okudu: "Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur." (Kur'an, 17:81). Bilal-i Habeşi tarafından ezan okundu. Daha sonra da hep birlikte Kâbe'yi tavaf ettiler.[8]
Fetihten sonra bazı Mekkeliler, toplu bir şekilde gelip Müslüman oldular. Ebu Süfyan'ın karısı olan ve Muhammed'in amcası Hamza'nın ciğerini Uhud Muharebesi'nde dişleyen Hind bint Utbe, Hamza'yı Uhud'da attığı mızrakla öldüren Vahşi bin Harb ve İslam'ın azılı düşmanlarından olan Ebu Cehil'in oğlu İkrime de Müslüman olanlardandı.[8]
"Mekke'nin Fethi (630)", Harp Tarihi, YouTube, Türkçe |
Muhammed, Kâbe'de namaz kılıp ilk hutbesini verdi. Mekkelilerin şüphelerini de gidermek adına hutbesinde şu sözlere yer verdi:
Benim hâlimle sizin hâliniz, Yusuf'un kardeşlerine dediğinin tıpkısı olacaktır. Yusuf'un kardeşlerine dediği gibi, ben de size aynen diyorum ki: “Size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yok. Allah, hepinizi bağışlasın. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir. Gidiniz, sizler artık serbestsiniz. (Yusuf Suresi 92. ayet)”