Ethem Paşa Nedir?
Ethem Paşa Nedir?, Ethem Paşa Nerededir?, Ethem Paşa Hakkında Bilgi?, Ethem Paşa Analizi? Ethem Paşa ilgili Ethem Paşa ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Ethem Paşa ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Ethem Paşa Ne Anlama Gelir Ethem Paşa Anlamı Ethem Paşa Nedir Ethem Paşa Ne Anlam Taşır Ethem Paşa Neye İşarettir Ethem Paşa Tabiri Ethem Paşa Yorumu
Ethem Paşa Kelimesi
Lütfen Ethem Paşa Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Ethem Paşa İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Ethem Paşa Kelimesinin Anlamı? Ethem Paşa Ne Demek? ,Ethem Paşa Ne Demektir? Ethem Paşa Ne Demektir? Ethem Paşa Analizi? , Ethem Paşa Anlamı Nedir?,Ethem Paşa Ne Demektir? , Ethem Paşa Açıklaması Nedir? ,Ethem Paşa Cevabı Nedir?,Ethem Paşa Kelimesinin Anlamı?,Ethem Paşa Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Ethem Paşa Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Ethem Paşa Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Ethem Paşa Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Ethem Paşa Kelimesinin Anlamı Nedir? Ethem Paşa Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Ethem Paşa Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Ethem Paşa Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Ethem Paşa - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Ethem Paşa
Ethem Paşa Nedir? Ethem Paşa Ne demek? , Ethem Paşa Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Ethem Paşa Kelimesinin Anlamı? Ethem Paşa Ne Demek? Ethem Paşa Ne Demektir? ,Ethem Paşa Analizi? Ethem Paşa Anlamı Nedir? Ethem Paşa Ne Demektir?, Ethem Paşa Açıklaması Nedir? , Ethem Paşa Cevabı Nedir? , Ethem Paşa Kelimesinin Anlamı?
Edhem Paşa | |
---|---|
Lakabı | "Gazi" |
Doğum | 1844 İstanbul |
Ölüm | 17 Aralık 1909 (65 yaşında) Mısır |
Bağlılığı | Osmanlı İmparatorluğu |
Hizmet yılları | 1863-1909 |
Rütbesi | Müşir |
Komutası | Griviça Mevki Komutanı, Kosova Valisi, Üsküp Valisi, Beyrut Valisi, Adana ve Havalisi Umum Komutanı, Alasonya Ordusu |
Çatışma/savaşları | 1876-1877 Osmanlı-Sırp Savaşı, 93 Harbi, 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı |
Ödülleri | Murassa İmtiyaz Nişanı |
Ethem Paşa (Osmanlıca: ادهم پاشا) (d. 1844, İstanbul - ö. 17 Aralık 1909, İstanbul), Türk asker ve devlet adamı. 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nda Osmanlı Orduları Başkomutanı, 1909 yılında 2 hafta süreyle Harbiye Nazırı olarak görev yaptı.[1]
Babası gümrük memuru Mustafa Ferhad Efendi'dir. 1861 yılında Mekteb-i Fünun-ı İdâdiye’den, 1863 yılında Mekteb-i Harbiye’den Mülâzım-ı sânî rütbesiyle mezun oldu. Piyade mülâzımlığıyla askerî hizmete girdikten sonra II. Abdülhamid'in maiyeti arasında yer aldı. Harbiye Nazırı yaverliğinde bulundu. Rumeli ve Sırbistan'da çeşitli askerî görevler yaptı. 1876-1877 Osmanlı-Sırp Savaşı'nın ardından 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na Miralay rütbesiyle katıldı ve Gorni Dubnik Muharebesi'nde başından yaralandı. Plevne Savunması sırasında Griviça Mevki Komutanlığı'nda bulundu ve başarılarından dolayı Mirliva rütbesine terfi ettirildi ve bu suretle Paşa oldu.[1]
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Ferik rütbesiyle Kosova ve Üsküp valiliklerine getirildi. Arnavutluk'ta çıkan karışıklıklar sırasındaki etkili tedbirleri ve icraatları ile dikkatleri üzerine topladı. Üsküp'ten sonra Beyrut valiliğine tayin edildi, ardından Adana ve Havalisi Umum Komutanlığı'na getirildiyse de padişah II. Abdülhamid'i öfkelendiren bir hareketi üzerine kumandan olarak Halep'e gönderildi. Havran Olayı'nda Dürzîlere, Zeytun İsyanı'nda ise Ermenilere karşı kullanılan askerî kuvvetin kumandanlığını yaptı. Girit'te komutanlığı sırasındaki davranışlarıyla olayların yatıştırılmasında rol oynadı ve Kostaki Antopulos Paşa'nın adada asayişi sağlamasında yardımcı oldu. 1895 yılında Girit'te gösterdiği hizmetlerinden dolayı Müşir rütbesine terfi ettirildi.[1]
1897 Osmanlı-Yunan Savaşı başlayınca II. Abdülhamid tarafından Alasonya Ordusu Komutanlığı görevinden alınarak Osmanlı Orduları Başkomutanlığı görevine atandı. Diğer kıdemli paşalar dururken başkomutanlığa atanması gerek yurt içinde gerekse yabancı ülkelerde sürpriz olarak değerlendirildi. Emrindeki Osmanlı Orduları ile Yunanistan'a karşı savaş ilan edilmesinin ertesi günü (18 Nisan 1897) Milona Geçidi'nde Yunan Orduları'nı mağlup ederek 25 Nisan'da Larisa'yı, 12 Mayıs'ta Tırhala'yı ele geçirdi. 17 Mayıs'ta Dömeke Muharebesi'nde Yunan Orduları'nı bir kez daha büyük bir bozguna uğrattı. Alman kurmayların altı ayda geçilemez diye rapor verdikleri Thermopylae Geçidi'ni 24 saatte aşarak Yunanistan'ın başkenti Atina'ya doğru ilerlemeye başladı. Savaşların başından beri elde ettiği başarıların yanında gösterdiği sadakat ve cesaretinden dolayı Padişah II. Abdülhamid tarafından "Gazi" unvanına lâyık görüldü ve Murassa İmtiyaz Nişanı ile taltif edildi.[1]
Bu başarılardan sonra askerî teftiş komisyonu başkanı iken II. Meşrutiyet'in ilanı ile 1908 yılında Meclis-i yân azalığına getirildi. Hastalığına rağmen II. Abdülhamid tarafından 31 Mart İsyanı'ndan (13 Nisan 1909) bir gün sonra kurulan Ahmed Tevfik Paşa kabinesinde harbiye nazırlığına tayin edildi. Askerlerin Hareket Ordusu'na karşılık vermeden silâhı bırakmalarında büyük gayretleri görüldü. Bu görevinde ancak iki hafta kalabildi. Sağlığı bozulduğundan Mısır'a gitti ve çok geçmeden 17 Aralık 1909 tarihinde orada hayatını kaybetti. Cenazesi İstanbul'a getirilerek Eyüp'te defnedildi.[1]