Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Nedir?
Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Nedir?, Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Nerededir?, Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Hakkında Bilgi?, Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Analizi? Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu ilgili Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Ne Anlama Gelir Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Anlamı Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Nedir Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Ne Anlam Taşır Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Neye İşarettir Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Tabiri Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Yorumu
Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesi
Lütfen Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesinin Anlamı? Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Ne Demek? ,Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Ne Demektir? Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Ne Demektir? Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Analizi? , Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Anlamı Nedir?,Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Ne Demektir? , Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Açıklaması Nedir? ,Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Cevabı Nedir?,Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesinin Anlamı?,Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesinin Anlamı Nedir? Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu
Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Nedir? Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Ne demek? , Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesinin Anlamı? Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Ne Demek? Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Ne Demektir? ,Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Analizi? Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Anlamı Nedir? Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Ne Demektir?, Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Açıklaması Nedir? , Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Cevabı Nedir? , Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu Kelimesinin Anlamı?
Arkeolojik alanların korunması ve restorasyonu, arkeologlar, konservatörler (tarihî eser korunması işlerini yürüten kişiler) ve ziyaretçiler arasında bir arkeolojik siti korumak ve uygun görüldüğü takdirde eski haline getirmek için yapılan ortak çalışmadır. Koruma yöntemlerine veya restorasyon ihtiyaçlarına karar vermeden önce estetik, tarihi, bilimsel, dini, sembolik, eğitsel, ekonomik ve ekolojik değerlerle ilgili hususların değerlendirilmesi gerekir.[1] Arkeoloji süreci esasen yıkıcıdır, çünkü kazılar sitin ve ilgili bilgilerin doğasını ve bağlamını kalıcı olarak değiştirir. Bu nedenle, arkeologlar ve konservatörler, riske attıkları alanların bakımı ve korunması konusunda etik ve kültürel bir sorumluluğa sahiptir.[2]
Arkeolojik alanlar birçok aşamadan geçer.[3]
Bu aşamalar tekrarlanabilir ve farklı bir sırada gerçekleşebilir.
Ayrışma, arkeolojik alanlardaki bozulmaların çoğunun kaynağıdır. Rüzgar, yağmur, donma-çözülme ve buharlaşma son derece yaygındır ve erozyona neden olabilir. Seller, yangınlar, depremler ve volkanik patlamalar gibi doğal afetler bir sit alanının tamamen yok olmasına neden olabilir.[5] Arkeolojik alanları bu büyük olaylardan korumanın en etkili yolu bir risk yönetimi planı oluşturmaktır. Arkeologlar ve konservatörler alana yönelik tehditleri değerlendirmeli ve malzeme duyarlılığını belirlemelidir.
İklim tahminleri ayrıca yağışlardaki (yoğunluk ve sıklık) değişikliklerin, sıcaklıktaki ve sıcak hava dalgalarının sıklığındaki artışların, yükselen deniz seviyelerinin ve yeraltı suyu dalgalanmalarının, daha sıcak denizlerin ve okyanus asitlenmesinin de flora ve faunada değişikliklere yol açacağını, zemin koşullarının (yüzeyde ve yüzey altında) arkeolojik birikintileri ve yapıları etkileyeceğini göstermektedir.[6] İnsanların iklim krizine verdiği tepkiler arkeolojik alanları da etkilemektedir.
Modern yapılaşma arkeolojik sit alanları için büyük bir risk oluşturmaktadır. İnşaattan kaynaklanan titreşimler yapıların dengesizleşmesine ve çatlamasına neden olabilir.[7]
Modern gelişimin etkilerine bir örnek, Arizona'da MS 900-1350 yıllarına tarihlenen eski bir Puebloan bölgesinde bulunabilir. Yeni bir yol açılırken inşaat faaliyetleri nedeniyle zarar görmüştür.[8] Hasarın değerlendirilmesinin ardından, alanın Ulusal Tarihi Yerler Sicili (National Register of Historic Places) için uygun olmadığı belirlenmiştir. Bu tespit, inşaat faaliyetlerinin alanda kalan tarih öncesi veya tarih açısından önemli her türlü bilgiyi yok etmesi nedeniyle yapılmıştır.
Sadece arkeolojik sit alanlarını korumak için yapılaşma durdurulamasa da, yapılaşma gerçekleşmeden önce nelerin etkilenebileceğine dair temel bir anlayışa sahip olmak, alanların ve en azından sağlayabilecekleri bilgilerin korunmasına yardımcı olabilir. Arizona Eski Eserler Yasası (Arizona Antiquities Act) 1960, arkeolojik alanların korunabileceği bazı yollara bir örnektir.[9]
Vandalizm de arkeolojik alanlara zarar veren önemli bir sorundur. Grafiti, oyma, yapı bozma ve yakma dahil olmak üzere bir dizi eylem düşünülebilir. Bunlar kasıtlı ya da kasıtsız olabilir. Kasıtlı vandalizm, ziyaretçiler bir arkeolojik sit olduğunu bildikleri halde bir şekilde tahrip etmeyi tercih ettiklerinde ortaya çıkar. Kasıtsız vandalizm ise ziyaretçinin bir arkeolojik sitte olduğunun farkında olmadan, örneğin kaza sonucu, tahribat yapmasıdır.
Bir arkeolojik sit alanını vandalizmden korumak için çeşitli tekniklerin bir arada kullanılması gerekir. En etkili hareket tarzı halkı eğitmektir. Bu sadece vandalizmin zararlarını anlatmayı değil, bu alanların önemi ve vandalizme uğraması halinde nelerin kaybedilebileceği konusunda halkı eğitmeyi de gerektirir. Ziyaretçileri uyarmak için alana tabelalar asılmalıdır. Vandalizmi önlemek için alınabilecek bir diğer önlem de bariyerler, devriyeler, elektronik güvenlik önlemleri ve hatta tam zamanlı gözlem ve güvenlik görevlileridir.
Yağma, arkeolojik sit alanlarından eserlerin çalınmasıdır. Yağmalama genellikle eski eser pazarına giren eserlerin ana kaynağıdır; bu pazarda nesneler yurt içinde satılır veya uluslararası olarak ihraç edilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, arkeolojik alanların korunmasına yönelik, yağmalamayı seçen veya rahatsızlık verenler için cezalar içeren yasalar vardır.[10] Yağmalama eylemi hem çalınan nesnelere hem de sit alanlarının kendilerine zarar vermektedir; zira nesneler tarihsel bağlamlarını kaybetmekte ve sit alanları da o nesneye sahip olduklarına dair kayıtları kaybetmektedir. Arkeolog Arthur G. Miller şöyle demektedir:[11]
“ | Arkeolojik kalıntıların yağmalanması, bırakın eserlerin çıkarıldığı bağlamın kaydını, bu alanların herhangi bir kayıt olmaksızın yok edilmesine yol açtığı için büyük endişe duyuyoruz. Bu, bir kütüphanedeki kitaplardan özellikle çekici birkaç sayfanın koparılıp geri kalanının yakılması gibidir. Kısacası, bağlam kayıt altına alınmadan yok edilir, böylece geçmişin tam olarak incelenmesi ve yeniden inşası için hayati önem taşıyan bilgilerin çoğu dünya için geri dönülemez bir şekilde kaybolur. | „ |
Tarih boyunca savaş, birçok arkeolojik ve tarihi alanın tahrip edilmesine neden olmuştur. İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler, Varşova'nın planlı yıkımı sırasında, 13. yüzyıl öncesine dayanan birkaç saray ve diğer binalar da dahil olmak üzere birçok binayı yok etmiştir. Büyük ölçekli stratejiler olmadan savaş nedeniyle yıkımın önlenmesi neredeyse imkansızdır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Anıt Adamlar tarafından yürütülen çalışmalar, Avrupa'nın sanatını ve tarihini Nazilerin elindeki yıkımdan korumaya yönelik organize bir plan örneğidir. Anıt Adamlar, İkinci Dünya Savaşı sırasında çalınan sanat eserlerini geri getirme girişimlerinde önemli bir rol oynamıştır. The Rape of Europa, Nazilerin savaş sırasında sistematik olarak sanat eserlerini çalıp yok etmesini ve bunun uluslararası müzeler ve sanat koleksiyoncuları üzerindeki etkilerini anlatan, belgesele dönüştürülmüş bir kitaptır.
Benzer bir olay ne yazık ki IŞİD ile Palmira antik kentinde de yaşanmıştır.[12]
Yakın zamanda Taliban Afganistan'da kutsal bir Buda heykelini yok etti.[13]
Kazı alanlarının korunmasında arkeologların amacı, "geçmişimizin fiziksel kalıntılarını korumak ve bunları tarihi mirasımızın sürdürülmesinde kullanmaktır".[14] Bu hedefe, arkeolojik sit alanlarının, alanın fiziksel özelliklerinin ve geçirdiği kazıların ayrıntılarının yazılı hale getirildiği kapsamlı bir şekilde belgelenmesini sağlayarak ulaşılabilir. Bir sit alanının tahrip edilmesi durumunda, kapsamlı belgeleme bir zamanlar nasıl var olduğuna dair hafızayı koruyabilir. Arkeologlar, sit alanlarını korumak için başka yöntemlere yöneliyor ve sit alanlarını mümkün olduğunca az etkileyen ve doğal özelliklerini koruyan kazı teknikleri kullanıyorlar. Şu anda tam kazılar yerine kısmi kazılar yapılmakta ve böylece sit alanlarında gereksiz bozulmalara yol açmadan araştırma sorularına yanıt aranmaktadır.[15] Daha önceki bir teknik, duvarların ve diğer alan özelliklerinin orijinal yapılarına benzeyecek şekilde yeniden inşa edilmesini içeriyordu. Ancak bu yöntem büyük ölçüde kullanımdan kalkmıştır ve arkeologlar ve konservatörler artık sit alanını mevcut haliyle korumaya odaklanmışlardır.[16]
Konservatörler, arkeolojik sit alanlarının korunmasının savunulması ve yönlendirilmesinde önde gelen diğer unsurlardır. Alanların başarılı bir şekilde korunması için en sürdürülebilir ve etkili planı geliştirtmeleri gerekenler bu uzmanlardır ve bunu, alanları kendi kazılarından yakından ve kişisel olarak tanıyan arkeologların uzmanlığının yanı sıra kendi deneyim ve bilgilerinin yardımıyla yaparlar. Martha Demas (2004), konservatörlerin en etkili planı oluşturmak için güvenebilecekleri bir taslak oluşturmuştur:
Tanımlama ve açıklama (Identification and description)[17]
Amaçlar: Planlama sürecinin amaçları ve beklentileri/muhtemel çıktıları nedir?
Değerlendirme ve Analiz (Assessment and Analysis)[17]
Tepki (Response)[17]
Ziyaretçiler, arkeolojik alanların korunması üzerinde her zaman olumlu olmayan bir etkiye sahip olabilirler. Ziyaretçilerin ziyaret sırasındaki basit eylemleri, hatta sadece bir sit alanını ziyaret etmeleri bile alana zarar verebilir, hatta kendi başlarına bir bozulma aracı olarak hizmet edebilir. Bunun bir örneği Utah'taki Recapture Canyon'da yaşanmıştır. 2007 yılında Birleşik Devletler Arazi Yönetimi Bürosu (BLM - United States Bureau of Land Management), yerel arkeolojik alanlara verdiği zarar nedeniyle kanyona erişimi arazi araçlarına kapatmak zorunda kalmıştır.[16] Ancak bazı ziyaretçiler bu kapatma kararını görmezden gelerek kanyon boyunca daha geniş bir patika oluşturmuşlardır. Mayıs 2014'te aynı kanyonda yüzlerce kişinin arazi araçlarıyla kanyonun içinden geçtiği büyük bir protesto düzenlendi.[18] Bu kadar kısa bir süre içinde çok sayıda insanın geçmesi nedeniyle, protestonun kendisinin daha fazla hasara yol açmış olması çok muhtemeldir. Bu, fiziksel güç olarak hareket eden insanlara bir örnek olsa da, insanlar aynı zamanda vandallar/hırsızlar ya da kirleticiler gibi diğer etkenler olarak da hareket edebilirler; sit alanlarından ya da eserlerden parçalar çalarak, sit alanlarını tahrif ederek ya da yakınlarda atık/çöp bırakarak.
Daha fazla zararla mücadele etmek için, halka açık olan arkeolojik alanlara, ziyaretçilere iyi manzaralar sunarken alanı etkilemeyen yollar verilir. Ziyaretçilerin ziyaret ettikleri arkeolojik alanlar üzerindeki etkilerini anlamaları ve dikkatli olmadıkları takdirde bu alanların bozulmasına nasıl katkıda bulunabilecekleri konusunda bilinçli olmaları önemlidir. Halka açık bu tür alanlar, ziyaretçilerin gerçekten bilinçli olmalarını istiyorlarsa, ziyaretçileri bu tür etkiler konusunda eğitmeli ve bilgilendirmelidirler, çünkü çoğu kişi muhtemelen ne kadar kolay zarar görebileceklerinin farkında değildir. Eğer belirlenmiş bir patika varsa, ziyaretçiler patikada kalmalı ve ziyaretçiler ile eserler/taşınabilir parçalar arasındaki mesafeye kısıtlamalar getirilmeli ve iyi korunmalıdır.
Arkeolojik bir alanda kullanılan herhangi bir tekniğin amacı, alanın hasara karşı direnme kabiliyetini güçlendirmek ve/veya kültürel önemi ve tarihi hakkında bilgi verme kabiliyetini eski haline getirmektir.
Restorasyon, "bir yerin mevcut dokusunun, birikintilerin kaldırılması veya mevcut bileşenlerin yeni malzeme eklenmeden yeniden birleştirilmesi yoluyla bilinen daha önceki bir duruma döndürülmesidir."[19] Bu teknikteki en büyük zorluk, yeni malzeme getirilmemesidir. İdeal olarak bu, bölgeyi daha fazla hasara karşı güçlendirmek için birincil tekniktir.
Rekonstrüksiyon, "bir yeri bilinen eski haline döndürmektir; dokuya yeni malzeme eklenmesiyle restorasyondan ayrılır."[19] Rekonstrüksiyonun amacı "anıtın estetik ve tarihi değerini korumak ve ortaya çıkarmaktır ve orijinal malzemeye ve otantik belgelere saygıya dayanır."[20]
Potansiyel aşırı rekonstrüksiyon nedeniyle bunun koruma çalışması olup olmadığı konusunda da tartışmalar vardır.[19][21] Bu tekniğin uygunluğu büyük ölçüde bölgeye, sit alanının kendisi hakkında bilinen bilgi miktarına ve alanın gerçek durumuna bağlıdır. Bir sit ne kadar eskiyse, rekonstrüksiyondan emin olmak o kadar zordur. Rekonstrüksiyon aynı zamanda inceleme sırasında tanımlanabilir ve geri döndürülebilir olmalıdır.[21] Rekonstrüksiyonun yaygın bir şekli de zemin ve duvarların yeniden sıvanmasıdır. Hava koşullarına bağlı olarak, başlangıçta yüzeyleri koruyan sıva aşınmış ve yüzeyleri savunmasız bırakmıştır. Yeniden sıvama işlemi bu koruma katmanını geri ekler ve çoğu durumda tam olarak aynı malzeme olmasa bile en azından orijinaliyle aynı teknik kullanılır.
Rekreasyon/renovasyon, "o yerden diğer sit alanlarına ulaşan kanıtlar ve bu kanıtlardan yeni malzemeler kullanılarak yapılan çıkarımlar temelinde, varsayılan daha önceki bir durumun spekülatif olarak oluşturulmasıdır."[19] Bu, sit alanının orijinalliğini geri getirme olasılığı daha düşük olduğu ve çoğu zaman yeni malzemeler eklemek için mevcut otantik malzemeleri yok etmeyi içerdiği için en az elverişli seçenektir. Mevcut tek etkili koruma biçimi olması veya koruma önlemlerinin uygulanamaz olduğunun kanıtlanması halinde makul görülebilir.[20]
Bunun bir örneği, Sir Arthur Evans'ın Yunan adası Girit'teki arkeolojik bir sit alanı olan Knossos antik kentindeki çalışmalarında görülebilir. İngiliz bir arkeolog olan Evans, 1901'den itibaren bölgede kazılar yapmış ve orijinal mimarinin büyük bir kısmını koruyup restore etmeyi başarmıştır. Üç farklı mimar tarafından gerçekleştirilen restorasyonlar, binaların, odaların ve fresklerin güçlendirilmesini ve yeniden inşasını içeriyordu.[22] Ancak bu yenilemeler yıllar boyunca eleştirilere maruz kalmıştır ve "restore edilenler, bulunanları tam olarak yansıtmamaktadır. Bunun yerine daha büyük ve daha eksiksiz bir deneyim sunulmaktadır. Örneğin, Knossos'u ziyaret ettiğinizde, yeniden inşa edilme şekli nedeniyle, Roma dönemine kadar ayakta kalmış bir yer yerine, orada bulunan tek şeyin Geç Bronz Çağı sarayı olduğuna inanmak çok kolaydır".[22]
Yer değiştirme, sit alanın veya alanın bir kısmının fiziksel olarak taşınmasını içeren dramatik bir koruma şeklidir.[20] Bu işlem yalnızca sit alanının taşınmaması halinde ağır hasar göreceği veya hatta ortadan kalkacağı durumlarda gerçekleştirilmelidir. Bunun ünlü bir örneği Ebu Simbel Tapınağının taşınmasıdır. Bu tapınakların taşınması zor olduğu kadar pahalıydı da, ancak taşınma gerçekleşmezse Aswan Yüksek Barajı inşaatı nedeniyle tamamen su altında kalacaklardı.