Alaattin Çakıcı
Doğum	20 Ocak 1953 (71 yaşında) Fındıklı, Arsin, Trabzon, Türkiye
Milliyet	Türk
Vatandaşlık	Türkiye
Meslek	Mafya lideri
Din	İslam
Evlilik	Gönül Kurtuluş (e. 1972; b. 1991) Nuriye Uğur Kılıç (e. 1991; b. 1994)
Çocuk(lar)	Ali Çakıcı Betül Çakıcı

Alaattin Çakıcı (d. 20 Ocak 1953; Fındıklı, Arsin, Trabzon), Türk mafya ve organize suç örgütü lideridir.^{[1][2][3][4][5]} 1953'te, Ali ve Şakire Çakıcı çiftinin beş çocuğunun en büyüğü olarak Trabzon'un Arsin ilçesine bağlı Fındıklı köyünde dünyaya geldi.^[3][4][5] Fahrettin ve Gençağa isimlerinde iki erkek kardeşi; Gamze ve Leyla isimlerinde iki kız kardeşi olan Çakıcı, bir süre sonra ailesiyle birlikte Gültepe, Kağıthane, İstanbul'a göç etti. Babası Ali, burada kahvehane kurdu ve işletmeye başladı.^[3][4][5] 17 Ağustos 1998'de Türk ve Avusturyalı özel operasyon polislerinin düzenlediği bir operasyonda modacı Canan Yaka ve sanatçı Selçuk Ural'ın kızı Aslı Ural'la birlikte Fransa'nın Nice kentinde yakalandı.^[6] Çakıcı'nın üzerinden Nedim Caner adına düzenlenmiş kırmızı pasaport ve 17 bin Amerikan doları para çıktı.^[6]

İspatlanmış suçları ve aldığı cezalar[değiştir | kaynağı değiştir]

• Gazeteci Hıncal Uluç'u yaralamaya azmettirmek davasında üç yıl dört ay hapis cezası verildi.^[7]
• On beş kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan Karagümrük Spor Kulübü Lokali'ne yönelik 26 Mart 2000 tarihinde düzenlenen silahlı saldırıyla^[8] ilgili davada, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan üç yıl dört ay, müessir fiile azmettirmekten de on dört yıl dokuz ay cezaya çarptırıldı. Yargıtay çete suçundan verilen cezayı onarken müessir fiile azmettirme cezasında usul eksikliği buldu.^[9]
• Borsacı Adil Öngen'in arabasının kurşunlanmasıyla ilgili olarak on yıl on ay cezaya çarptırıldı.^[9]
• Uludağ'da 1995 yılında eski eşi Nuriye Uğur Kılıç'ın öldürülmesi olayında azmettirici olduğu iddiasıyla yargılandı ve 2006 yılında Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından önce ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Kılıç'ın Çakıcı'ya söylediği "Öcalan senden daha şerefli" sözü nedeni ile tahrik indirimi yaptı ve neticede Çakıcı'ya on dokuz yıl iki ay hapis cezası verdi.^[9]
• Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle on ay hapis cezası verildi.^[10]
• CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik tehdit ve hakaret içerikli bir mektup paylaştıktan sonra mahkeme sonucunda 11 Ekim 2021'de 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.^[11]

Derin devlet ile ilişkisi[değiştir | kaynağı değiştir]

Borsacı Adil Öngen'in kurşunlanmasıyla ilgili davaya katılan Çakıcı, yurt dışında Millî İstihbarat Teşkilatı adına çalıştığını ve hep devleti koruduğunu ama "piyon gibi" kullanıldığını öne sürdü.^[12] Çakıcı, en demokratik ve gelişmiş ülkelerde bile derin devletin var olduğunu ve olması gerektiğini savundu, "ama bizdekilerin cılkı çıkmış" diye ifade etti.^[12] Millî İstihbarat Teşkilatı'nın eski Yurt Dışı İstihbarat Başkanı Nuri Gündeş, NTV'de derin devlet konusunun tartışıldığı canlı yayında Alaattin Çakıcı'dan söz ederken, "Dinliyorsa yanaklarından öperim; eğer devlete bir hizmeti varsa..." diye konuşmuştur.^[13][14][15] Ardından Şişli Cumhuriyet Savcılığı, programda organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’dan söz eden Nuri Gündeş hakkında “suçluyu övmek” suçundan soruşturma başlattı. Savcılıkta ifadesi alınacak olan Gündeş hakkında TCK’nın 215. maddesine göre 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açılabileceği ön görüldü.^[16] Siyasi partilerden tepki geldi. Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Eyüp Fatsa, "Hukuk devletinde bu tür ilişkileri, duygusal yaklaşımları haklı göstermek mümkün değildir. Bu yapılanlar, beyanlar gerekçesi ne olursa olsun yanlıştır." diye konuştu. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Özyürek ise devlet hizmetinin devlet memurları eliyle yürütülen bir görev olduğuna dikkat çekerek, "Bunun mafyaya, çeteye havale edilmesi mümkün olamaz. Bu açıklama mafyalaşmayı, çeteleşmeyi özendiren bir davranış. MİT'te görev yapmış insanların olur olmaz şekilde konuşması da yanlıştır. Hem konuşması yanlıştır; hem de söylediği sözlere katılmak mümkün değildir. Alaettin Çakıcı gibi pek çok karışık işe girmiş birisinin devlet görevlileri tarafından yanağı öpülüyorsa vay o devletin haline!" dedi.^[17]

Güvenlik güçlerince yakalandıktan sonra Alaattin Çakıcı'ya ait olan çeşitli ses bantları ortaya çıktı. Bu bantların bazılarında dönemin devlet yetkilileri ile konuşması mevcuttu. Çakıcı'ya ait olan ses kayıtlarından birinde; yakalanmak üzere Çakıcı'nın bulunduğu yerin, dönemin MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür tarafından belirlendiği fakat bundan haberdar olan dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener'in Çakıcı'ya bunu eniştesi vasıtasıyla bildirdiğini ve yer değiştirmesi gerektiğini tembihlediğini vurguluyor. Ses bandında Çakıcı'nın iddiasına göre Akşener Çakıcı'nın eniştesini arayarak ‘‘Meral, oradan çıkıyor, eniştemi arıyor. 'Bana gelir misin?' diyor. Eniştem kalkıyor, gidiyor Ankara'ya. Halamın kocası, eniştem değil. Halamın kocası. Alaattin'e söyle' diyor yerini değiştirsin'' diyor.^[18] Eyüp Aşık-Çakıcı ses bandından sonra ortaya çıkan bir başka kasette Alaattin Çakıcı, kendisine ‘‘Yer değiştirsin’’ diyen bakanın, DYP'li Meral Akşener olduğunu açıklıyor. Kasete göre, MİT Kontr Terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, Çakıcı'nın yerini belirliyor. Bunu duyan Akşener de, İzmit'ten tanıdığı Çakıcı'nın eniştesini arayarak mesajı iletiyor.

Bunun üzerine Akşener, iddianın kanıtlanması halinde siyaseti bırakacağını açıkladı. Radikal’de yayınlanan haberden üç gün sonra 29 Eylül 1998’de Hürriyet’te açıklama yapan Akşener, Çakıcı’yı "kendisinin yakalatmak istediği ama ANAP’ın bunu engellediğini" açıkladıktan sonra, Kürşat Yılmaz’ı da kendisinin yakalattığını açıkladı.^[19] Akşener, o dönem bakanlıktan istifa eden Eyüp Aşık için "Çakıcı'ya kaçması için iki kez haber verdi. Muhalefette iken haber verdi, bu son kasette ortaya çıktı. Bir de iktidarda iken Çakıcı'yı uyardı. Bunları biliyoruz dedi.

Dönemin Emniyet Genel Müdürü Kemal Çelik şu açıklamayı yaptı:

‘‘Akşener'in talimatıyla polisleri ABD'ye gönderdik. Interpol kayıtlarında da bu gerçekler mevcut. Haziran ayı olduğunu hatırlıyorum. Ancak Refahyol yıkıldı. Yeni Bakan Murat Başesgioğlu göreve başladı ve ben polislerin görev süresi dolduğu için Bakan'dan görev sürelerini bir hafta daha uzattırdım. Ancak sürenin dolmasından sonra Çakıcı'nın yakalanması için süren operasyona giden polisler geri çağrıldı ve operasyon yarım bırakıldı.’’^[19]

Tahliyesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Alaattin Çakıcı, 15 Nisan 2020 Tarihli ve 31100 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ilgili yasa değişikliği kapsamında hükümlü bulunduğu Sincan L Tipi Ceza İnfaz Kurumu'ndan tahliye edildi.^[20]

Yeniden tutuklanma süreci[değiştir | kaynağı değiştir]

10 Ekim 2020'de yeğeni Adem Çakıcı'yı öldürtmeye ve azmettirmeye teşebbüs suçundan 17 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.^[21] Çakıcı'nın cezasını İstanbul Bölge İstinaf Mahkemesi 28 Haziran 2021'de oy birliğiyle onadı ve istinaf başvurusunu reddetti. Daha sonra çakıcı Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulundu. Dosyayı inceleyen Yargıtay, davanın esasına girmeden usul eksikliği yönünden mahkumiyet kararını oy birliğiyle, sanığın son sözleri sorulmadığı gerekçesiyle 26 Kasım 2022'de bozdu.^[22]

Eski Avukatı Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nun öldürülmesi[değiştir | kaynağı değiştir]

27 Ocak 2022 tarihinde Alaattin Çakıcı'nın eski avukatı aynı zamanda Ece Erken'in de eşi olan Şafak Mahmutyazıcıoğlu, İstanbul Bakırköy'de bir alacak verecek meselesi yüzünden çıkan silahlı çatışmada ağır yaralanıp öldürüldü.^[23] Polis yaptığı çalışmada kendini Drej Ali'nin (Ali Yasak) yeğeni olarak tanıtan bir grubun cinayeti gerçekleştirdiğini tespit etti.^[24] Açıklama yapan Ali Yasak, cinayet ile ilgili bir bağının olmadığı, cinayeti gerçekleştiren yeğenleri ile de uzun süredir görüşmediğini iddia etti.^[25] Ayrıca Alaattin Çakıcı twitter hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi: Bazı basın mensupları Şafak Mahmut Yazıcıoğlu'nun benim yeğenim olduğunu, gündeme taşımışlardır. Benim yeğenim değildir. Hukuk fakültesini bitirdikten sonra ilk avukatlığını benimle yapmıştı. 17 sene hiç görüşmedim. 2020’de cezaevinden tahliye olduktan sonra evime ziyaretime geldi fakat kendisini ancak ses tonundan tanıyabildim. Ölümünden üç ay öncesine kadar kendisiyle sık sık görüşürdüm. Vefatından üç ay öncesi tüm ilişkilerimi kesmiştim. Bunu onun ailesi ve tüm yakın dostlarımız bilmektedir. Herkes gibi ben de ölümünü basından öğrendim. Rize’deki cenazesine geçmişin hatırından dolayı bir çiçek gönderdim.^[26]

Alaattin Çakıcı'nın eski avukatı Atalay Cebesoy ise 2005 yılında Sarallar ve Sedat Şahin arasındaki karşılıklı çatışmalarda, Sarallar tarafından öldürüldü. Atalay Cebesoy, Alaattin Çakıcı dışında Haluk Kırcı ve Sedat Şahin'in de avukatıydı.^[27]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

Bu madde önerilmeyen biçimde kaynaklandırılmıştır. Gösterilen kaynaklar kaynak gösterme şablonları kullanılarak dipnot belirtme biçemine uygun olarak düzenlenmelidir. (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin)