Yardımcı doçent Nedir?
Yardımcı doçent Nedir?, Yardımcı doçent Nerededir?, Yardımcı doçent Hakkında Bilgi?, Yardımcı doçent Analizi? Yardımcı doçent ilgili Yardımcı doçent ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Yardımcı doçent ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Yardımcı doçent Ne Anlama Gelir Yardımcı doçent Anlamı Yardımcı doçent Nedir Yardımcı doçent Ne Anlam Taşır Yardımcı doçent Neye İşarettir Yardımcı doçent Tabiri Yardımcı doçent Yorumu
Yardımcı doçent Kelimesi
Lütfen Yardımcı doçent Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Yardımcı doçent İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Yardımcı doçent Kelimesinin Anlamı? Yardımcı doçent Ne Demek? ,Yardımcı doçent Ne Demektir? Yardımcı doçent Ne Demektir? Yardımcı doçent Analizi? , Yardımcı doçent Anlamı Nedir?,Yardımcı doçent Ne Demektir? , Yardımcı doçent Açıklaması Nedir? ,Yardımcı doçent Cevabı Nedir?,Yardımcı doçent Kelimesinin Anlamı?,Yardımcı doçent Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Yardımcı doçent Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Yardımcı doçent Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Yardımcı doçent Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Yardımcı doçent Kelimesinin Anlamı Nedir? Yardımcı doçent Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Yardımcı doçent Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Yardımcı doçent Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Yardımcı doçent - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Yardımcı doçent
Yardımcı doçent Nedir? Yardımcı doçent Ne demek? , Yardımcı doçent Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Yardımcı doçent Kelimesinin Anlamı? Yardımcı doçent Ne Demek? Yardımcı doçent Ne Demektir? ,Yardımcı doçent Analizi? Yardımcı doçent Anlamı Nedir? Yardımcı doçent Ne Demektir?, Yardımcı doçent Açıklaması Nedir? , Yardımcı doçent Cevabı Nedir? , Yardımcı doçent Kelimesinin Anlamı?
Bu maddenin daha doğru ve güvenilir bilgi sunması için güncellenmesi gerekmektedir. Daha fazla bilgi için tartışma sayfasına bakınız. |
Doktor öğretim üyesi (dr. öğr. üyesi şeklinde kısaltılır[1]), doktora derecesini başarıyla tamamladıktan sonra, tıp, diş hekimliği, veteriner hekimlik veya eczacılık alanında uzmanlık unvanı elde ederek veya belli bir sanat dalında yeterlik kazananarak üniversite öğretim üyesi kadrosunda görev yapan akademisyen.[2]
ABD ve Kanada'daki "assistant professor" unvanına denk sayılabilir.
Türkiye'de yardımcı doçent unvanının kaldırılarak "doktor öğretim üyesi" pozisyonu oluşturulmasına dair kanun 6 Mart 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.[3]
Genelde her üniversitenin kendi atama ve yükseltme kriterleri olup unvanı alacak kişinin bu kriterleri sağlaması beklenir. Türkiye'de devlet üniversitelerinde bu kriterler YÖK'ün belirlediği asgari kriterlerin altında olamaz.[4] YÖK tarafından, doktor öğretim üyesi unvanı için, adayın akademik çalışmalarının, doçent veya profesör unvanına sahip 3 jüri tarafından değerlendirilmesi ve adayın başvurduğu alan ile ilgili fakülte, enstitü veya yüksek okul tarafından düzenlenen yabancı dil sınavından başarılı olması beklenmektedir. Fakat üniversiteler, adaylardan YÖK tarafından belirlenen bu şartların üzerinde ilave şartlar isteme hakkına sahiptir.
Doktor öğretim üyesi unvanı, diğer öğretim üyesi unvanları olan doçentlik ve profesörlükten farklı olarak, süreli atamalardır. İlgili dekanlık veya müdürlük tarafından 2 veya 3 yıllık dönemler şeklinde atama yapılır. YÖK'ün ilgili kanununa göre bu atamalar toplamda 12 yılı geçemez.[5] Fakat bu konuda farklı danıştay kararları olup mahkemelerin 12 yılı geçtikten sonra da doktor öğretim üyesi unvanının devamı yönünde verdiği kararlar bulunmaktadır.[6] Ayrıca doktor öğretim üyesi unvanının devamı üniversitelerin senatosu tarafından verilen ilave bazı şartlara bağlı olabilir. Örneğin, üniversite senatosunun belirlediği atama yükseltme kriterlerine göre, ilgili öğretim üyesinin tekrar atanabilmesi için üniversitede geçirmiş olduğu 2 veya 3 yıllık dönemde belirli akademik katkılarda bulunması istenebilir. Bu katkılar genelde atama yükseltme kriterlerinde belirtilen puanlama esaslarına göre yapılır.[7]
Doktor öğretim üyesi unvanı, doçentlik unvanının kazanılması ile sona erer. Doçentlik unvanı Türkiye'de Üniversiteler Arası Kurul (ÜAK) tarafından düzenlenen iki aşamalı bir değerlendirme ardından adaylara verilmekte olup, ÜAK tarafından unvanın verilmesinin ardından, ilgili öğretim üyesinin bu unvanı kullanması engellenemez.[8] Fakat unvanın ÜAK tarafından öğretim üyesine verilmesinin yanında, öğretim üyesinin çalışmakta olduğu üniversite tarafından da ilgili kadroya atanması gerekmektedir ve bazı üniversitelerde bu atama işlemi vakit aldığı için öğretim üyesinin doçent unvanına sahip olarak doktor öğretim üyesi kadrosunda bir süre devam etmesi söz konusu olabilmektedir.
Ayrıca, YÖK'ün akademik disiplin suçları ile ilgili yönetmeliği gereği, disiplin suçu işleyen öğretim üyelerinin uyarı seviyesinden başlayarak öğretim mesleği ve kamu görevinden çıkarılmasına kadar artan seviyelerde disiplin suçu alması söz konusu olabilir.[9] İlgili disiplin soruşturması neticesinde öğretim üyesinin unvanının geri alınması da söz konusu olabilmektedir.[10]
Doktor öğretim üyelerinin diğer öğretim üyesi seviyeleri olan doçent ve profesörlerden farklı bir görev ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Buna göre, öğretim üyelerinin görev ve sorumlulukları beş ana başlık altında toplanabilir.[11][12]
Devlet üniversitelerinde öğretim üyelerinin çalışma şekilleri zaman zaman tartışma konusu olmuştur. Özellikle tıp fakültelerindeki hekimlerin üniversite dışında faaliyette bulunması ve ek gelir elde etmesi ile ilgili tam gün yasası olarak da bilinen yasa çeşitli tartışmalara sebep olmuştur. Öğretim üyelerinin çalışma esasları devlet üniversiteleri için 2547 sayılı kanunun 36. maddesinde belirtilmiştir:
Yukarıdaki madde gereğince, profesör ve doçent seviyesindeki öğretim üyeleri ile doktor öğretim üyesi seviyesindeki öğretim üyeleri arasında bir fark tanımlanmıştır. Profesör ve doçent seviyeleri için çalışma şekli bütün mesailerini üniversiteye haracayacak şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde ücretli veya ücretsiz, resmi veya özel başkaca bir iş göremezler, ek görev alamazlar, serbest meslek icra edemezler. Ancak bu durumun farklı kanun maddeleri ile düzenlenmiş istisnaları bulunmaktadır. Örneğin, bütün öğretim üyeleri, yayınlamış oldukları kitap ve makalelerin telif ücretlerini alabilir, hakem ve komisyon üyeliklerinden gelir elde edebilirler[15] veya 1136 sayılı kanunun 12. maddesi gereğince hukuk alanında profesör ve doçentlik yapanlar avukatlık yapabilirler.
Doktor öğretim üyeleri için ise, bu maddede belirtilen özel bir durum yoktur. Bu yüzden, yukarıda belirtilen özel durumlardaki faaliyetlerinin yanında, 657 sayılı devlet memuru kanununa göre belirlenen kısıtlamalara uyarlar. Örneğin, tacir ve esnaf sayılmalarını gerektirecek faaliyetlerde bulunamazlar.
Vakıf üniversitelerinde çalışan doktor öğretim üyesi unvanına sahip öğretim üyeleri, devlet memuru statüsünde olmadıkları için, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın üniversite görevlerinin yanında faaliyette bulunabilirler. Fakat bu durumu kısıtlayıcı bazı özel durumlar bulunmaktadır. Örneğin, tam gün yasası olarak bilinen yasanın (6514 sayılı kanun) vakıf üniversitelerini de kapsaması ve vakıf üniversitelerindeki öğretim üyelerinin de farklı kurumlar altında faaliyetinin engellenmesi söz konusudur.[16][17]