Hoca Ali Rıza Bey Nedir?
Hoca Ali Rıza Bey Nedir?, Hoca Ali Rıza Bey Nerededir?, Hoca Ali Rıza Bey Hakkında Bilgi?, Hoca Ali Rıza Bey Analizi? Hoca Ali Rıza Bey ilgili Hoca Ali Rıza Bey ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Hoca Ali Rıza Bey ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Hoca Ali Rıza Bey Ne Anlama Gelir Hoca Ali Rıza Bey Anlamı Hoca Ali Rıza Bey Nedir Hoca Ali Rıza Bey Ne Anlam Taşır Hoca Ali Rıza Bey Neye İşarettir Hoca Ali Rıza Bey Tabiri Hoca Ali Rıza Bey Yorumu
Hoca Ali Rıza Bey Kelimesi
Lütfen Hoca Ali Rıza Bey Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Hoca Ali Rıza Bey İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Hoca Ali Rıza Bey Kelimesinin Anlamı? Hoca Ali Rıza Bey Ne Demek? ,Hoca Ali Rıza Bey Ne Demektir? Hoca Ali Rıza Bey Ne Demektir? Hoca Ali Rıza Bey Analizi? , Hoca Ali Rıza Bey Anlamı Nedir?,Hoca Ali Rıza Bey Ne Demektir? , Hoca Ali Rıza Bey Açıklaması Nedir? ,Hoca Ali Rıza Bey Cevabı Nedir?,Hoca Ali Rıza Bey Kelimesinin Anlamı?,Hoca Ali Rıza Bey Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Hoca Ali Rıza Bey Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Hoca Ali Rıza Bey Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Hoca Ali Rıza Bey Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Hoca Ali Rıza Bey Kelimesinin Anlamı Nedir? Hoca Ali Rıza Bey Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Hoca Ali Rıza Bey Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Hoca Ali Rıza Bey Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Hoca Ali Rıza Bey - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Hoca Ali Rıza Bey
Hoca Ali Rıza Bey Nedir? Hoca Ali Rıza Bey Ne demek? , Hoca Ali Rıza Bey Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Hoca Ali Rıza Bey Kelimesinin Anlamı? Hoca Ali Rıza Bey Ne Demek? Hoca Ali Rıza Bey Ne Demektir? ,Hoca Ali Rıza Bey Analizi? Hoca Ali Rıza Bey Anlamı Nedir? Hoca Ali Rıza Bey Ne Demektir?, Hoca Ali Rıza Bey Açıklaması Nedir? , Hoca Ali Rıza Bey Cevabı Nedir? , Hoca Ali Rıza Bey Kelimesinin Anlamı?
Hoca Ali Rıza | |
---|---|
Genel bilgiler | |
Doğum | 1858 Üsküdar, İstanbul, Osmanlı Devleti |
Ölüm | 1930 (71-72 yaşlarında) Üsküdar, İstanbul, Türkiye |
Evlilik(ler)i | Nadide Hanım |
Çocukları | Nasır Çizen, Nimet Ener, Kadriye Çizen, Hamide Çizen |
Alanı | Resim, Askerlik |
Sanat eğitimi | Ressam, asker |
Ünlü yapıtları | Manzara, Üsküdar'da Bir Sokak, Kayalar, İftar Sofrası |
Hoca Ali Rıza (1858; Üsküdar, İstanbul - 20 Mart 1930, Üsküdar), Türk ressam. Asker Ressam Kuşağı’nın bir üyesi olan Hoca Ali Rıza, 1914 Kuşağı ressamlarının hocası olmuştur.
Üsküdar‘da doğan, hayatı boyunca Üsküdar’da yaşayan ressam; Üsküdar ve Karacaahmet'in sessiz köşelerini, kıyı kahvelerini ve güneşli kayalıklarını resmetti; “Üsküdarlı Hoca Ali Rıza” olarak tanındı. Saray bahçelerinden çıkıp bir empresyonist gibi kırlarda ve sahillerde resim yapan ilk Türk ressamıdır. Karakalem ile suluboya tekniğindeki yetkinliği ve hızlı çalışma temposuyla binlerce eser üretmiştir. Eserlerinin sayısının beş bin kadar resmi olduğu tahmin edilir[1] Sanatçı, 1909-1912 arasında Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nde başkanlık yapmıştır.
1858 yılında Üsküdar ilçesinin Ahmediye Mahallesi'nde dünyaya geldi. Babası Süvari binbaşısı Mehmet Rüştü Bey idi. Amatör bir hattat olan babasını yedi yaşında kaybetti.
Üsküdar Rüştiyesinde okuduktan sonra 1880 yılında Kuleli Askeri İdadisi (Kuleli Askeri Lisesi)'ne girdi. İdadide okurken kendisi gibi resme meraklı beş-altı arkadaşı ile birlikte devrin Askeri Mektepler Nazırı olan Edhem Paşa'ya arzuhal vererek okulda resimhane açılmasına öncülük etti. Bu başvuru üzerine okula tayin edilen Mehmet Nuri Paşa’dan resim dersi aldı. Çalışmaları ertesi seneSultan II. Abdülhamid tarafından Nişan-i Mecidi’yle ödüllendirildi. Bu teşvik üzerine, tatil aylarını bile resim yaparak geçiren ve Rıza Bey ve arkadaşları, Fransa’da resim öğrenimi görüp İstanbul’a dönen Miralay Süleyman Seyyid Bey’den ve o sırada İstanbul’da bulunan Mösye Gués adındaki bir Fransız ressamdan da faydalandılar.[2]
Öğrenimini Mekteb-i Harbiye-i Şahane’de sürdürdü ve bu okulda Osman Nuri Paşa ‘’nın öğrencisi oldu. 1884 yılında Harbiye’nin “Menşe-i Muallim” programından Piyade Mülazım-ı Sani (Teğmen) rütbesiyle mezun oldu ve öğretmeni Osman Nuri Paşa’nın yardımcılığına atandı.
Öğrencilik yıllarındaki başarısından dolayı Napoli’ye resim eğitimi alması için yollanmasına karar verilse de Napoli’de çıkan kolera salgını nedeniyle bu karardan vazgeçildi.[3] Desen bilgisini, otururken dahi bir bardak, bir ayakkabı veya masa çizerek geliştirdi.[3] Asker mekteplerindeki resim derslerine yardımcı olmak maksadıyla otuz örnekli üç model albüm hazırladı. Bu baskılı albümler, o devirdeki orta öğretim kurumlarına resim sanatının yayılmasında büyük rol oynamıştır. Bu çalışmalarının yanı sıra sivil mektepler için de modeller hazırladı. Her birinde yirmi dört resim bulunan bu albümler İstanbul’da basıldı.[2]
1891 yılında Osmanlı Devleti’nin ilk başkentlerinde inceleme çalışmaları yapan bir heyete katılarak Türk-İslam eserlerine ait görünümleri defterlerine aktardı.
1895’te Kolağası rütbesindeyken Yıldız Porselen Fabrikası’nda porselen tasarımları yaptı. Aynı yıl Fausto Zonaro’yla tanışan sanatçı, 1897’de Değirmendere’de resim çalışmaları yaptı.
1897’de Türk Yunan savaşını anlatan muharebe konulu resimler çalıştı. 1903 yılında Mahmut Şevket Paşa’nın isteğiyle “Eski Osmanlı” kıyafetlerini kapsayan bir albüm çalışmasına katıldı. 1903 yılında Türk Esliha-i Atika Müzesi’nin kuruluşu için oluşturulan komisyonda görevlendirilen sanatçı 1909 yılında Baş Ressam olarak başladığı Harbiye Matbaası’nda iki yıl süre ile çalıştı.
1909 ile 1912 yılları arasında Osmanlı Ressamlar Cemiyeti Başkanlığı görevini sürdürürken; 1909’da Üsküdar İskele Gazinosu’nda resim sergisi düzenledi. Cemiyetin yayın organı olarak Osmanlı Ressamlar Cemiyeti Gazetesi adıyla ayda bir yayımlanan mecmuanın çıkarılmasına önayak oldu.[2]
1910 yılında Şehzadegan sınıflarında hocalık yapan Hoca ali Rıza, 1911 yılında sağlık durumunun bozulmasıyla Harbiye’den emekliliğini istedi ve Kaymakam (Yarbay) rütbesindeyken emekliye oldu.
Harbiye’den ayrıldıktan sonra bazı okullarda resim öğretmenliği yaparak geçimini sağlamaya çalıştı. 1914’te İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde peyzaj öğretmeni olarak görev yaptı. 1917'de Maarif Nezareti’ne bağlı olan Sanayi-i Nefise Encümeni azalığına seçildi. 1918’de başladığı Çamlıca İnas Sultanisi’ (Çamlıca Kız Lisesi)’ndeki resim öğretmenliği üç yıl sürdü. 1921 Üsküdar Kız Sanayi-i Mektebi’nde resim öğretmeni ve 1929 yılında Sultanahmet Erkek Ameli Hayat Okulu’nda öğretmenlik yaptı. Türk resim sanatındaki en önemli eserlerini emeklilik yıllarına verdi. Ekonomik sıkıntılar içinde olsa da yaptığı resimleri hiçbir zaman satmayan Hoca Ali Rıza, sadece sevdiklerine resimlerini hediye etmiştir.[3]
Karakalem ile suluboya tekniğindeki yetkinliği ve hızlı çalışma temposuyla, (beş bin gibi bir sayıya ulaşan) çok sayıda İstanbul peyzajı betimleyen, kentin mahallerini, Üsküdar’dan Bebek’e, Arnavutköy’den Burgazada’ya kadar semt yaşantılarını, kahvehaneleri, deniz kıyılarını yorumlayan sanatçı, 20 Mart 1930’da Üsküdar’da öldü. Mezarı Karacaahmet’tedir.
İlk sergisi ölümünden üç yıl sonra çocukları tarafından açılmıştır. 1958’de Ankara’da ve 1960’ta İstanbul’da toplu sergileri yapıldı. Yapıtlarını hediye etmesinden dolayı resimleri birçok koleksiyona dağılmıştır. Bunlar arasında en çok Süleymaniye Kütüphanesi’nde, Ankara Milli Kütüphane’de yapıtı bulunmakla beraber Yapı Kredi koleksiyonu, Kemal Erhan, Erdoğan Demirören, İbrahim İter ve İstanbul Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonunda da birçok Hoca Ali Rıza yapıtı bulunur.[3] Oğlu Nâsır Çizer’deki resim ve krokilerle yakın dostu Fuat Şemsi İnan’daki seçme eserler Kemal Erhan koleksiyonuna intikal etmiştir. Kendisinin “kırk ambar” adını verdiği ve içi krokiler, küçük resimler, meraklı olduğu kûfî yazı tertipleri, tezyinî motifler, kendi fikirleri, beğendiği hikmetli sözler ve beyitlerle dolu defterleri ve daha pek çok malzeme ise talebesi Süheyl Ünver tarafından Süleymaniye Kütüphanesi’ne bağışlanmıştır.[2]
Hoca Ali Rıza yapıtlarını içeren çok kapsamlı bir sergi, 2014 yılında İzmir’de düzenlenmiştir.[4]
Wikimedia Commons'ta Hoca Ali Rıza ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |