Camera obscura Nedir?
Camera obscura Nedir?, Camera obscura Nerededir?, Camera obscura Hakkında Bilgi?, Camera obscura Analizi? Camera obscura ilgili Camera obscura ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Camera obscura ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Camera obscura Ne Anlama Gelir Camera obscura Anlamı Camera obscura Nedir Camera obscura Ne Anlam Taşır Camera obscura Neye İşarettir Camera obscura Tabiri Camera obscura Yorumu
Camera obscura Kelimesi
Lütfen Camera obscura Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Camera obscura İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Camera obscura Kelimesinin Anlamı? Camera obscura Ne Demek? ,Camera obscura Ne Demektir? Camera obscura Ne Demektir? Camera obscura Analizi? , Camera obscura Anlamı Nedir?,Camera obscura Ne Demektir? , Camera obscura Açıklaması Nedir? ,Camera obscura Cevabı Nedir?,Camera obscura Kelimesinin Anlamı?,Camera obscura Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Camera obscura Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Camera obscura Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Camera obscura Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Camera obscura Kelimesinin Anlamı Nedir? Camera obscura Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Camera obscura Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Camera obscura Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Camera obscura - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Camera obscura
Camera obscura Nedir? Camera obscura Ne demek? , Camera obscura Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Camera obscura Kelimesinin Anlamı? Camera obscura Ne Demek? Camera obscura Ne Demektir? ,Camera obscura Analizi? Camera obscura Anlamı Nedir? Camera obscura Ne Demektir?, Camera obscura Açıklaması Nedir? , Camera obscura Cevabı Nedir? , Camera obscura Kelimesinin Anlamı?
Kamera Obscura (Latince: Camera: kubbeli hazne/oda, Obscura: karanlık, karanlık oda) çevresindekilerin resmini ekrana yansıtan optik (ışık) bir alettir. Çizim ve eğlence amacıyla kullanılır. Ayrıca fotoğraf ve kameranın icadına yol açan buluşlardan biridir. Cihaz, bir kutu veya oda ve onun bir yüzüne açılmış delikten oluşur. Dışarıdan gelen ışık delikten geçerek içerisindeki yüzeye düşer ve yansıdığı kaynağın perspektifini ve renklerini koruyarak ters dönmüş (180 derece, baş aşağı) görüntüsünü oluşturur. Resim bir kâğıt üzerine düşürülerek yüksek kesinlikli çizimler elde edilmesini sağlar. En büyük kamera obscura Aberystwyth, Galler'de bulunan Constitution Hill'dedir.[1]
Aynalar kullanılarak 18. yy.daki baş aşağı versiyonunda olduğu gibi resmi düz bir şekilde kutunun bir yüzeyine yansıtmak mümkündür. Daha portatif bir başka versiyonunda ise açılı aynalar yerleştirilmiş bir kutudan oluşur ve cam üst bölmeye yerleştirilmiş kopya kağıdına resmi dik olarak düşürür.
İğne deliği küçüldükçe resim kesinleşirken görüntü daha karanlık olarak kağıda düşer. Fakat fazla küçük delikle kırınımdan dolayı keskinlik kötüleşir. Bazı pratik kamera obscuralar iğne deliği yerine lens kullanır. Çünkü bu daha geniş diyaframa izin verir, ki bu da odağı koruyarak daha parlak ve kullanışlı resim oluşmasını sağlar.
İğne deliği (pinhole) kamera veya kamera obscuranın altında yatan prensiplere dair, günümüze kadar ulaşabilmiş ilk ifade, Çinli düşünür ve Mohizmin kurucu Mozi'ye (MÖ 470-390) aittir. Mozi, ışık doğrusal çizgiler halinde yayıldığı için kamera obscurada oluşan görüntünün baş aşağı olacağını doğru şekilde ileri sürmüştür. Onun öğrencileri bu fikirle optiğin bazı kuramlarını geliştirmişlerdir.[2]
Yunan filozof Aristo (MÖ 384-322) iğne deliği (pinhole) kameranın optik ilkelerini anlamıştır.[3] Aristo parçalı güneş tutulmasının hilal şeklindeki görüntüsünün kevgir deliklerinden ve çınar ağacı yapraklarının aralarındaki boşluktan geçerek yere düşüşünü incelemiştir. MÖ 4. yüzyılda, Aristo notlarında şöyle der: "Bir ağacın yaprakları arasındaki aralıklardan, kevgir deliklerinden, hasırdaki aralıklardan ve hatta parmak aralıklarından süzülen güneş ışığı yerde dairesel parçacıklar oluşturur." Öklit'in optiği (yaklaşık MÖ 300) kamera obscurayı ışığın düz çizgiler halinde yayılmasının gösterimi olarak varsayar[4] 4. yüzyılda İskenderiye'de yaşamış olan bilgin Theon, iğne deliğinden geçen mum ışığının, tam olarak delik ve mumun ortasından çizilen düz çizgiye karşılık gelecek şekilde ekranda aydınlık bir nokta yarattığını gözlemlemiştir.
6. yüzyılda Bizanslı Yunan matematikçi ve mimar Trallesli Anthemius (Ayasofya'nın tasarımıyla ünlüdür), deneylerinde bir tür kamera obscura kullanmıştır.[5] 9. yüzyılda, Al-Kindi (Alkindus) göstermiştir ki "alevin sağ tarafından çıkan ve bir aralıktan geçen ışık, ekranın sol tarafına düşerken, alevin solundan çıkan ışık, ekranın sağ tarafına düşmektedir."
Alhazen (Ibn al-Haytham), ilk açık tanımlamayı ve erken analizini yapmış, kamera obscura ve iğne deliği kamerayı icat etmiştir.[6][7] Daha önce Mozi, Al-Kindi, Theon ve Aristo iğne deliğinden geçen tek bir ışık huzmesinin etkilerini açıklarken, hiçbiri ekrana yansıyanın aslında deliğin arkasındaki görüntü olduğunu ileri sürmemiştir. Alhazen bunu ilk defa geniş bir alanda konumlandırdığı birkaç ışık kaynağıyla yaptığı deneylerle göstermiştir. Sonuçta, o dışarıdaki tüm objeleri içerideki perdeye yansıtmayı başaran ilk kişi olmuştur.
Song Hanedanından Çinli bilim adamı Shen Kuo (1031-1095), kamera obscura ile deneyler yaparak, 1088 yılında yayınladığı "Rüya Havuzu Makaleleri" (Dream Pool Essays) kitabında bunları geometrik ve sayısal değerlere bağlayan ilk kişidir.[7] Fakat Shen Kuo, üstü kapalı bir şekilde MS 840'ta Duan Chengshi tarafından yazılan "Youyang'dan Çeşitli Parçalar" (Miscellanous Morsels from Youyang) adlı kitabı ima etmiştir. Bu olaylar Tang Hanedanı (618-907) zamanında gerçekleşmiştir ve Shen Kuo sahil kenarındaki bir pagoda kulesini (uzak doğu tapınağı) resmetmiştir. Aslında Shen Kuo bu tip bir aletle deney yapan ilk kişi olduğu konusunda bir iddiada bulunmamıştır. Shen'in, Cheng'in kitabında yazdığı üzere denizin etkisinden dolayı pagodanın görüntüsü ters oluşmuştur. Fakat bu tamamıyla yanlış bir ifadedir. Şüphesiz, küçük bir delikten geçen ışık sonucu oluşacak görüntü ters olacaktır.
13. yüzyılda İngiltere'de, Roger Bacon kamera obscuranın güneş tutulmalarını izlemek için güvenli bir yol olduğunu tanımladı.[8] 13. yüzyılın sonlarında ise Arnaldus de Villa Nova kamera obscura kullanarak eğlence amaçlı yapılan canlı performansların görüntülerini aldı.[9][10] 15. yüzyılda Leonardo da Vinci (1452-1519) "Atlantik El Yazması" (Codex Atlanticus) adlı eserinde kamera obscurayı ve çalışma ilkelerini tanımlamıştır. Johann Zahn, 1685 yılında yayınladığı "İki Işıklı Yapay Göz veya Teleskop" (Oculus Artificialis Teledioptricus Sive Telescopium) adlı kitabında kamera obscura ve büyülü fener hakkında birçok çizim, diyagram ve illüstrasyona yer vermiştir.
Giambattista della Porta, mükemmel bir kamera obscuraya sahip olduğunu belirtmiştir.[11] 1558-1589 yılları arasında çıkardığı "Doğal Büyü" (Magia Naturalis) adlı eserinde, kamera obscuranın son versiyonlarında konveks (dışbükey-tümsek) mercek olduğunu belirtmiştir. Kendisi kamera merceğini ve insan gözünü karşılaştırdığında, ışığın resimleri insan gözüne nasıl ulaştırdığı konusunda kolayca anlaşılabilir örnekler bulmuştur.
17. yüzyılda, Johannes Vermeer gibi Hollandalı ustalar dikkatlerini detaylara vermişlerdir. Oldukça kullanışlı ve gelişmiş kameralar yaptıklarına dair söylentiler bulunmaktadır.
Kamera obscura terimi ilk olarak Alman astronom Johannes Kepler tarafından 1604 yılında kullanılmıştır.[12] İngiliz fizikçi ve yazar Sir Thomas Browne, 1658 yılında çıkardığı, optik ve kamera obscura ile ilgili "Cyrus'un Bahçesi" (The Garden of Cyrus) adlı söylevinde görme olayı ile ilgili birçok bilgiye yer vermektedir.
Kamera obscuranın ilk modelleri oldukça büyüktü. Çünkü ilk modellerde tamamıyla karanlık bir oda veya çadır kullanılmaktaydı. Johannes Kepler de böyle bir büyük kamera obscura kullanmaktaydı. 18. yüzyıldan itibaren Robert Boyle ve Robert Hooke tarafından yapılan geliştirmeler neticesinde daha küçük ve taşınabilir boyuttaki kamera obscuralar da ulaşılabilir oldu. Bu kameralar dönemin varlıklı insanları tarafından seyahatlerde oldukça fazla kullanılmaktaydı. Sadece amatör amaçlar için değil, profesyonel amaçlar için de bu kameralar kullanılabilmekteydi. Paul Sandby, Canaletto ve Joshua Reynolds gibi profesyonel fotoğrafçıların kamera obscuraları şu an Londra Bilim Müzesi'nde (Science Museum, London) sergilenmektedir.
"The first clear description of the device appears in the Book of Optics of Alhazen."
"The principles of the camera obscura first began to be correctly analysed in the eleventh century, when they were outlined by Ibn al-Haytham."