İkinci Kahire Konferansı Nedir?
İkinci Kahire Konferansı Nedir?, İkinci Kahire Konferansı Nerededir?, İkinci Kahire Konferansı Hakkında Bilgi?, İkinci Kahire Konferansı Analizi? İkinci Kahire Konferansı ilgili İkinci Kahire Konferansı ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. İkinci Kahire Konferansı ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. İkinci Kahire Konferansı Ne Anlama Gelir İkinci Kahire Konferansı Anlamı İkinci Kahire Konferansı Nedir İkinci Kahire Konferansı Ne Anlam Taşır İkinci Kahire Konferansı Neye İşarettir İkinci Kahire Konferansı Tabiri İkinci Kahire Konferansı Yorumu
İkinci Kahire Konferansı Kelimesi
Lütfen İkinci Kahire Konferansı Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İkinci Kahire Konferansı İlgili Sözlük Kelimeler Listesi İkinci Kahire Konferansı Kelimesinin Anlamı? İkinci Kahire Konferansı Ne Demek? ,İkinci Kahire Konferansı Ne Demektir? İkinci Kahire Konferansı Ne Demektir? İkinci Kahire Konferansı Analizi? , İkinci Kahire Konferansı Anlamı Nedir?,İkinci Kahire Konferansı Ne Demektir? , İkinci Kahire Konferansı Açıklaması Nedir? ,İkinci Kahire Konferansı Cevabı Nedir?,İkinci Kahire Konferansı Kelimesinin Anlamı?,İkinci Kahire Konferansı Kelimesinin Anlamı Nedir? ,İkinci Kahire Konferansı Kelimesinin Anlamı Ne demek?,İkinci Kahire Konferansı Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
İkinci Kahire Konferansı Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
İkinci Kahire Konferansı Kelimesinin Anlamı Nedir? İkinci Kahire Konferansı Kelimesinin Anlamı Ne demek? , İkinci Kahire Konferansı Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
İkinci Kahire Konferansı Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! İkinci Kahire Konferansı - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
İkinci Kahire Konferansı
İkinci Kahire Konferansı Nedir? İkinci Kahire Konferansı Ne demek? , İkinci Kahire Konferansı Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
İkinci Kahire Konferansı Kelimesinin Anlamı? İkinci Kahire Konferansı Ne Demek? İkinci Kahire Konferansı Ne Demektir? ,İkinci Kahire Konferansı Analizi? İkinci Kahire Konferansı Anlamı Nedir? İkinci Kahire Konferansı Ne Demektir?, İkinci Kahire Konferansı Açıklaması Nedir? , İkinci Kahire Konferansı Cevabı Nedir? , İkinci Kahire Konferansı Kelimesinin Anlamı?
İkinci Kahire Konferansı, 4-6 Aralık 1943 tarihlerinde Kahire, Mısır'da, Türkiye'nin II. Dünya Savaşı'na Müttefik Devletler lehine katılması için gerçekleşen konferanstır.[1]
Toplantıya, Amerika Birleşik Devletleri'nden Başkan Roosevelt, Birleşik Krallık'tan Başbakan Churchill ve Türkiye'den Cumhurbaşkanı İnönü katılmıştır.[1]
1941'e kadar, Roosevelt ve Churchill'in her ikisi Mihver Devletleri'nin Orta Doğu petrol kaynaklarına ulaşımını bloke ettiği için Türkiye'nin tarafsız kalmasının Müttefik Devletler'in çıkarlarına uygun olduğu görüşünü devam ettirdiler. 1942 sonuna kadar Mihver Devletleri'nin erken zaferleri sonucunda, Roosevelt ve Churchill, Türkiye'nin Müttefik Devletler'in lehine savaşa katılmasını yeniden değerlendirdiler.[1] Türkiye, kendine yeten ölçüde bir ordu ve hava gücünü ayakta tutuyordu ve özellikle Churchill, Türklerin Balkanlar'da yeni bir cephe açmasını istiyordu.[1] 30 Ocak 1943 tarihinde, Winston Churchill, Türkiye'de Adana'nın 23 kilometre dışında bulunan Yenice istasyonunda bir tren vagonunun içinde İsmet İnönü ile gizlice buluşarak, yaptıkları Yenice görüşmelerinde bu konuyu tartıştılar.[1]
Diğer taraftan Roosevelt, Türk saldırısının hala çok riskli olduğuna ve muhtemel Türk yenilgisinin Müttefikler için felaket etkileri olacağına inanıyordu.[1]
İnönü, ülkesinin 1911 ile 1922 yılları arasında 11 yıllık fasılasız savaş (Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı) boyunca çektiği zorlukları gayet iyi biliyordu ve elinden geldiğince uzun bir süre Türkiye'yi savaştan uzak tutmak niyetindeydi. İnönü, ayrıca Türkiye için mali ve askeri yardım garantileri istemenin yanında Joseph Stalin'in açıkça beyan ettiği üzere Birleşik Devletler ve Birleşik Krallık'ın Sovyetler Birliği'nin savaştan sonra Türk Boğazları'nın işgaline karşı Türkiye'nin yanında olmasını istiyordu.[1] Sovyet işgali korkusu ve Stalin'in Türk Boğazlarını kontrol etmek üzerine açık arzusu Türkiye'nin yabancı ilişkilerde tarafsız olma ilkesini bırakıp 1952 yılında NATO'ya girmesine neden oldu.
Churchill'in Adana'da söz verdiği mali ve askeri yardımların miktarındaki muhtemel kesinti, Türkiye'nin müttefiklerinin yanında hemen savaşa katılmama isteksizliğinin belki de en büyük sebebiydi.[1] Aralık 1943'te Anglo-Amerikan otoriteler, genel durumun kökten değişmesiyle, 1943 baharında imzalanan Hardihood Anlaşmasında sağlanandan çok daha küçük ölçekli yardımın gerekli olduğunu düşündüler.[1] Britanyalılar, azaltılmış ölçekli Satürn Yardım Planı'nı önerdiler.[1] Türkler, diğer yandan, savaşa girdiklerinde anavatanlarını savunabilecekleri kadar güçlü olmayı istiyorlardı ve yeni planın güvenlik ihtiyaçlarını karşılaması konusunda şüpheleri vardı.[1] Churchill, Overlord Harekâtı'ndan sadece altı ay uzaktaydı, Türkiye'nin güçlenmesi için gerekli zaman ve ihtiyaç duyduğu kaynaklar konusunda gönülsüzce karar verdi ama Türkiye bunu kabullenmedi.[1] Türkiye'nin bu kararı, Birleşik Devletler Genelkurmay Başkanlığını ve onun planlamacılarını, Overlord Harekâtı'na verilen dikkatin dağılması tehdidini bertaraf ettiği için rahatlattı.[1]
Konferansın sonunda, Türkiye'nin tarafsızlığının devam etmesine karar verildi.[1] Ayrıca Müttefik Devletler'in bölgedeki muhtemel hava operasyonları için Adana yakınlarında İncirlik Hava Üssü'nün inşa edilmesine karar verildi fakat inşaat II. Dünya Savaşı bittikten sonra başladı.[1] İncirlik Hava Üssü daha sonra Soğuk Savaş boyunca NATO için önemli bir rol oynadı. Bir başka karar ise Japon İmparatorluğu'na karşı Myanmar'da gerçekleştirilecek Anakim Harekâtı'nın ertelenmesiydi.[1]
Roosevelt ve İnönü'nün her ikisi istediklerini alırlarken, Churchill bu sonuçtan biraz hayal kırıklığı yaşadı çünkü savaşa aktif Türk katılımının Almanların güneydoğudaki "yumuşak bel altlarına" vurulması ile yenilgilerinin hızlandıracağına inanıyordu.
Yalta Konferansı'nda Nazi Almanyası ve Japon İmparatorluğu'na karşı resmen savaş açmış ülkelerin Birleşmiş Milletler'e kabul edileceğinin 1 Mart 1945 tarihinde ilan edilmesinden sonra Türkiye nihayetinde Müttefikler yanında 23 Şubat 1945 tarihinde savaşa katıldı.[2] Ancak Türkiye Askeri çatışmalara doğrudan katılmadı, Müttefiklere malzeme tedariki ile sınırlı kaldı ve Mihver devletleri politik ve ekonomik ambargo uyguladılar.