Salma İsminin Anlamı Nedir?
Salma İsminin Anlamı Nedir?
Salma İsminin Anlamı
Salma İsminin İstatistikleri
İsminin Anlamı Nedir?
Binlerce ismin anlamını bulun. İsim kökeni, analizi, falı, istatistikleri gibi birçok bilgiye tek tık ile ulaşın. Eğlenceli etkinlikler ile birlikte sosyal madyada paylaşın. Nerden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? Yukardaki canlı aramayı kullanın veya popüler isimlere göz atın.
İsim, özel-genel (cins), canlı-cansız, somut-soyut tüm varlık, kavram ve olayları karşılayan sözcüklerdir. Sıfat, zarf, zamir gibi kelime grupları isim soylu kelimeler olarak kabul edilir. Türkçede isimler genel olarak kabul edilen dört farklı şekilde sınıflandırılır:
Salma İsmi Caiz Mi?
Salma İsminin Resmi Salma İsminin Numeraolojisi
Salma İsminin Anlam Falı
Salma İsminin Anlam Falı Salma İsminin Kader Sayısı Ve Kişilik Özellikleri Salma İsminin Analizi Salma İsminin Anlam Yorumu
Salma İsminin Numeraolojisi
Salma İsmi Caiz Mi? Salma İsmili Ünlüler Salma İsminin Arapça Yazılışı Salma İsminin Çince Yazılışı
Salma İsminin Resmi
Salma İsminin Japonca Yazılışı Salma İsminin Hiyeroglif (Mısır) Yazılışı Salma İsminin Parmak Alfabesiyle Yazılışı
Salma İsminin Anlamı
Salma İsminin Anlamı, Salma İsminin İstatistikleri
Salma İsminin Resmi, Salma İsminin Numeraolojisi, Salma İsminin Anlam Falı, Salma İsminin Kader Sayısı Ve Kişilik Özellikleri,
Salma isminin sözlük anlamı
Salma İsminin Analizi, Salma İsminin Anlam Yorumu, Salma İsmi Caiz Mi?, Salma İsmili Ünlüler, Salma İsminin Arapça Yazılışı,
Salma İsminin Arapça Yazılışı
Salma İsminin Çince Yazılışı, Salma İsminin Japonca Yazılışı, Salma İsminin Hiyeroglif (Mısır) Yazılışı, Salma İsminin Parmak Alfabesiyle Yazılışı
Salma İsminin İstatistikleri
Salma omurga (veya kısaca salma) ya da işler omurga,[1] yelkenli teknelerin altında bulunan, temelde denge sağlamaya yarayan ağırlıktır. Yelkenlerin yarattığı kuvvete dengeleyici bir ters kuvvet üretmesi gerektiğinden genelde kurşundan yapılır. Zira eğer yeteri kadar ağır olmazsa tekne sert bir rüzgârda alabora olabilir. Salmanın bir diğer önemli işlevi de yandan gelen rüzgârın tekneyi rüzgâr altına sürüklemesine engel olmaktır. Bu iki işlevinden ötürü salma, yelkenli teknelerin temel parçalarından biridir.
Küçük teknelerde, yelkenci dengeyi kendi ağırlığıyla sağlayabildiği için, bu tür teknelerde salmanın ağır olması gerekmez. Hatta çoğu zaman bu teknelerde salma sabit değildir ve yelkenci gerektiğinde salmayı teknenin içine çekebilir. Örneğin geniş apaz ve pupa seyrinde tekne üzerinde oluşan yanal kuvvetler az olduğundan yelkenci salmaya ihtiyaç duymaz.
Yelkenli bir tekne gövdesi su yüzeyinde, kanatları ise dikey düzlemde ilerleyen farazi bir uçağa benzetilebilir. Gerçek bir yelkenli teknenin de bu farazi uçak gibi iki “kanadı” vardır: Salması ve yelkeni. Böyle bir benzetmenin yapılması uçakta kanatların, yelkenli teknede ise salmanın ve yelkenin temelde aynı fizik kuralına bağlı olarak çalışmasından dolayıdır. Bu ortaklığı yaratan fiziksel ilke Bernoulli Prensibi’dir.
Bernoulli Prensibi basitleştirilmiş haliyle şu kuralı ortaya koyar: Akmaya direnç göstermeyen bir akışkan kümesinin hızı arttıkça yarattığı basınç düşer. Su ve hava akmaya karşı az da olsa direnç gösteren akışkanlardır fakat gündelik yaşamımızdaki çoğu uygulamada su ve hava akmaya direnç göstermeyen akışkanlar olarak kabul edilebilir. Yapılan bu varsayım bu akışkanların akış davranışlarını Bernoulli Prensibi ile incelemeyi mümkün hale getirir. Bu sayede ise salma ve yelken etrafındaki akışı gerçekte olduğundan daha basit ama gerçeğine çok yakın bir şekilde biçimlendirebiliriz.
Bir uçak kanadı etrafında akan hava kanat üzerinde değişik büyüklükte basınç bölgeleri yaratır. Kanadın burnuna ulaşan hava molekülleri burada kanadın iki tarafından akmaya zorlanır. Kanadın üst tarafından akan moleküller kanadın şeklinden ötürü daha uzun bir yol katetmek zorunda kalırlar. Bunu sağlamak için kanadın üst tarafı dışbükey, alt tarafı ise düz olarak tasarlanmıştır. Bir varsayım yapalım: Burunda ayrılan ve üst uzun taraftan akan hava eğer alt kısa taraftan akan havayla eş hızda aksaydı kuyruğun üstünde havasız bir bölge, yani boşluk (vakum) oluşurdu. Gerçek hayatta hava bu boşluğun içine doğru çekilir veya başka bir ifadeyle hava boşluk oluşumunu engellemek için hızlanmak zorundadır. Bernoulli Prensibi bu durumda kanadın üst kanadında basıncın düşeceğini öngörür. Hava yüksek basınçtan alçak basınca doğru akmak isteyeceğinden kanat üzerinde yukarı doğrultuda bir kaldırma kuvveti ortaya çıkar ve bu sayede uçağımız havalanır. Bu olgu konuyla ilgili yazılmış eserlerde “Uzun Yol Açıklaması” diye de adlandırılmaktadır.
Uçak kanatlarında görülen bu olgu benzer bir şekliyle yelkenli teknenin salmasında da görülmektedir. Bilindiği üzere salma etrafında hava molekülleri yerine su molekülleri akar ama salmalar ve kanatlar birçok yönden benzer şekilde tasarlanırlar. İkisinin de uzunlukları tasarımın üretmesi gereken kaldırma kuvvetine göre belirlenir. Genelgeçer bir kural olarak daha yüksek bir kaldırma kuvveti gerektiren kanat veya salma tasarımları daha uzun olmalıdırlar. İkinci olarak tasarımlardan ileri götürücü kuvvetten azami derecede faydalanmaları beklenir. Bu nedenle yapıları harekete karşı oluşan direnci azaltmaya yönelik tasarlanır. Örnek olarak bıçak incelikleri veya yüzey pürüzleri hem uçak kanadı hem de salma için önemlidir.
Salma, yelkenli teknenin vazgeçilmez bir parçasıdır. Teknenin ihtiyaç duyduğu safraya ev sahipliği yapar. Taşıdığı safranın yerleştirilmesi, teknenin baş ile kıçının yatay çizgiye göre konumunu belirler. Taşıdığı safranın büyüklüğü, teknenin su hattını çizer. Tekneye etkiyen yanal kuvvetlere karşı kaldırma kuvveti üreterek direnç gösterir ve aynı zamanda teknenin bu kuvvetlere karşı gösterdiği toplam direncin merkezini belirler. Ürettiği kaldırma kuvveti ile teknenin hızına katkıda bulunur. Teknenin ağırlık merkezini derine çeker ve teknenin dengesini arttırır.
Salmanın yukarıda bahsi geçen tüm işlevlerini yerine getirmesi elbette belli başlı fiziksel kurallara bağlı olarak gerçekleşebilmektedir fakat özellikle salmanın su akışıyla ilgili tasarımında teorik çalışmalar yapmak hesaplamaların karmaşıklığından ötürü tercih edilmemektedir ve bazı zamanlar mümkün bile değildir. Bu yüzden çağdaş salma üretimi ağırlıklı olarak su havuzlarında uygulanan deneysel yöntemler ile birlikte yürütülmektedir. Buna karşın teorik çalışmalar tasarımcıya temel bazı görüşleri edinmesinde yardımcı olması açısından önemlidir. Zira tasarımcının neyin işe yarayıp neyin yaramayacağını örnek üretimden önce kestirebilmesi ona hem zaman kazandırır hem de son ürünün maliyetini düşürür.