Seyit Ali Çabuk Nedir?
Seyit Ali Çabuk Nedir?, Seyit Ali Çabuk Nerededir?, Seyit Ali Çabuk Hakkında Bilgi?, Seyit Ali Çabuk Analizi? Seyit Ali Çabuk ilgili Seyit Ali Çabuk ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Seyit Ali Çabuk ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Seyit Ali Çabuk Ne Anlama Gelir Seyit Ali Çabuk Anlamı Seyit Ali Çabuk Nedir Seyit Ali Çabuk Ne Anlam Taşır Seyit Ali Çabuk Neye İşarettir Seyit Ali Çabuk Tabiri Seyit Ali Çabuk Yorumu
Seyit Ali Çabuk Kelimesi
Lütfen Seyit Ali Çabuk Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Seyit Ali Çabuk İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Seyit Ali Çabuk Kelimesinin Anlamı? Seyit Ali Çabuk Ne Demek? ,Seyit Ali Çabuk Ne Demektir? Seyit Ali Çabuk Ne Demektir? Seyit Ali Çabuk Analizi? , Seyit Ali Çabuk Anlamı Nedir?,Seyit Ali Çabuk Ne Demektir? , Seyit Ali Çabuk Açıklaması Nedir? ,Seyit Ali Çabuk Cevabı Nedir?,Seyit Ali Çabuk Kelimesinin Anlamı?,Seyit Ali Çabuk Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Seyit Ali Çabuk Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Seyit Ali Çabuk Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Seyit Ali Çabuk Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Seyit Ali Çabuk Kelimesinin Anlamı Nedir? Seyit Ali Çabuk Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Seyit Ali Çabuk Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Seyit Ali Çabuk Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Seyit Ali Çabuk - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Seyit Ali Çabuk
Seyit Ali Çabuk Nedir? Seyit Ali Çabuk Ne demek? , Seyit Ali Çabuk Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Seyit Ali Çabuk Kelimesinin Anlamı? Seyit Ali Çabuk Ne Demek? Seyit Ali Çabuk Ne Demektir? ,Seyit Ali Çabuk Analizi? Seyit Ali Çabuk Anlamı Nedir? Seyit Ali Çabuk Ne Demektir?, Seyit Ali Çabuk Açıklaması Nedir? , Seyit Ali Çabuk Cevabı Nedir? , Seyit Ali Çabuk Kelimesinin Anlamı?
Seyit Onbaşı | |
---|---|
Lakabı | Mehmed Oğlu Seyid[not 1] |
Doğum | Eylül 1889 Manastır (Kocaseyit) köyü, Havran, Balıkesir, Osmanlı Devleti |
Ölüm | 1 Aralık 1939 (50 yaşında) Manastır (Kocaseyit) köyü, Havran, Balıkesir, Türkiye |
Bağlılığı | Osmanlı İmparatorluğu (1909-1918) Türkiye (1922-1923) |
Hizmet yılları | 1909-1918 |
Rütbesi | Onbaşı |
Çatışma/savaşları | Balkan Savaşları Çanakkale Savaşı Türk Kurtuluş Savaşı |
Ödülleri | |
Sonraki işi | Odunculuk ve kömürcülük |
Vikisöz'de Seyit Onbaşı ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
Seyit Ali Çabuk veya bilinen adıyla Seyit Onbaşı (Eylül 1889 - 1 Aralık 1939), I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesi'nde çarpışan Türk asker.
I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale cephesinde Rumeli Mecidiye Tabyası görev yaptığı sırada, top mermilerini sırtlayarak kundağına yerleştirmeyi başarmış ve Birleşik Krallık'a ait Ocean Zırhlısı'nı dümenden vurarak kontrolden çıkmasına ve bir mayına çarpıp batmasına sebep olmuştur. Seyit Onbaşı'nın yaşadığı bu gerçek olayın anlatısı, halk muhayilesi içinde efsanevi bir anlatıya dönüşmüştür.[1]
1889 yılının Eylül ayında Balıkesir'in Havran ilçesi Manastır (sonraki adı Çamlık, şimdiki adı Koca Seyit köyü) köyünde dünyaya geldi. Babası Abdurrahman, annesi Emine idi.
1909 yılında Osmanlı Ordusu'na katıldı. Balkan Savaşı'nda çarpıştı. I. Dünya Savaşı'nın başlaması ile 1914 yılında Çanakkale Cephesi'nde topçu eri olarak göreve başladı.
Çanakkale Boğazı'ndan geçerek İstanbul'a gitmek isteyen Müttefik donanması 18 Mart 1915'te Anadolu ve Rumeli hattındaki tabyalara yoğun bombardıman yaptıkları sırada Rumeli Mecidiye Tabyasında görevliydi. Bombardıman sırasında düşman gemilerinden atılan bir mermi Seyit Ali'nin bataryasında cephaneliğe isabet edip havaya uçurdu; bataryadaki erlerden on dördü hayatını kaybetmiş, yirmi dördü ise yaralandı. Sadece Seyit Ali ile Niğdeli Ali[not 2][2] isimli arkadaşı yara almadan kurtulmuşlardı.[3] Bataryanın toplarından sadece bir tanesi kullanılabilir halde idi.[3]
Türk topçusunun yoğun karşı ateşi ve daha önceden Nusret mayın gemisinin yerleştirdiği mayınlar saldırıyı püskürttü.Müttefik donanmasının başındaki Amiral De Robeck, saat 17.50 sırasında yavaş yavaş boğaza doğru donanmanın yol almasını istedi. Bombardıman sırasında Rumeli Mecidiye Tabyasında çalışır durumda tek top kalmıştı. Topun mermi kaldıran kaldıraç kısmı bozulduğu için Seyit Ali, yanındaki arkadaşı Niğdeli Ali'nin yardımıyla sırtına bir mermi yüklenmiş ve karşısındaki gemiye ateş etmiştir.[4][5] Üçüncü atışında İngilizlerin en büyük savaş gemilerinde olan HMS Ocean adlı gemiyi dümen donanımından (arkadaki pervaneden) vurdu. Atılan top, geminin su kesiminin altına isabet ederek geminin yan yatmasına neden oldu. Gemi kontrol edilemez bir hâle geldiğinden dolayı Nusret mayın gemisi'nin döktüğü mayınlardan birine çarptı.[6] Ocean zırhlısı, kimi kaynaklarda saat 18.00 civarında kimi kaynaklarda ise 22.00 civarında Eskihisarlık diye bilinen bugün Çanakkale Şehitler Anıtı'nın bulunduğu alanın karşısında sulara gömüldü ve Müttefik donanması Çanakkale'den ayrıldı.[4] Seyit Ali'ye ödül olarak onbaşılık unvanı verildi.
Seyit Onbaşı'nın o gün kaldırdığı top mermilerinin ağırlığı hakkında çeşitli kaynaklarda farklı bilgiler bulunur.[7][not 3] Bazı kayıtlarda 276 kg olarak geçen top mermisinin aslında 215 kg ağırlığında olduğu, Osmanlı döneminde Almanya ile olan ağırlık birimi farkından dolayı, merminin ağırlığının şehven 215 okka (yaklaşık 276 kg) olarak kayıtlara geçtiği düşünülür.[7] Mecidiye Tabyası'nda sergilenen savaştan kalma top mermisini hassas kantarla tartan araştırmacılar, Seyit Onbaşı'nın sırtladığı net kütlenin 215 kilogram olduğunu belirlemiştir.[8]
Ocean zırhlısını batıran top atışından sonra Müstahkem Mevki Komutanı, Seyit Ali Onbaşı'dan top mermisi sırtında fotoğraf çekilmesini istemiş, ancak Seyit Ali Onbaşı ne kadar zorlansa da top mermisini kaldıramamıştır. Bunun üzerine Harp Mecmuası için ancak tahta bir mermi maketiyle fotoğraf çekilebildi.[9] Fotoğraf, Harp Mecmuası'nın ikinci sayısında yayımlandı. Nisan başlarında 19. Fırka Tümen Komutanı Mustafa Kemal, onu Bigalı köyündeki karargahında konuk etti.
1918 yılında terhis olup köyüne dönen Seyit Ali, ormancılık ve kömürcülük işlerine devam etti. İlk evliliğini yaptığı eşi Emine'den Ayşe (1911) ismindeki ilk kızı savaştan önce dünyaya gelmişti. İkinci kızı Fatma 1922 yılında doğdu. Kurtuluş Savaşı sırasında tekrar orduya çağrıldı ve 26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz'a katıldı.
Seyit Ali, ilk eşi Emine Hanım'ı kaybettikten sonra ikinci evliliğini Hatice Hanım ile yaptı. Bu evlilikten Ramazan, Osman, Abdurrahman isminde üç oğlu oldu.[10] 1934'te Balıkesir’den de Çanakkale’ye giderken Havran'da konaklayan cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ile görüştü. Soyadı Kanunu ile Çabuk soyadını aldı.
Ömrünün son yıllarında bir süre zeytinyağı fabrikasında hamallık, daha sonra ayakkabı yamayarak geçimini sağladı.[10] 1 Aralık 1939'da zatürre hastalığı yüzünden hayatını kaybetti.[10]
Ölümünden sonra köyünün adı "Kocaseyit" olarak değiştirilmiştir.[11] Mezarının bulunduğu yere tüm şehitleri temsilen 2006 yılında Koca Seyit Anıtı yaptırılmıştır.[12] Anıt Alanı içinde Koca Seyit heykeli, Atatürk heykeli, anıt, müze ve savaş topu yer alır.[11] Anıt, Tankut Öktem tarafından projelendirilmiş, Öktem'in ölümü nedeniyle ailesinden Pınar Öktem Doğan ve Oylum Öktem İşözen tarafından tamamlanmıştır.[11]
Seyit Ali'nin kahramanlığını sembolize etmek üzere heykeltıraş Hüseyin Anka Özkan tarafından bronz ve tuzdan yapılmış bir heykeli Kilitbahir köyü sınırında, kendisi ile özdeşleşen Rumeli Mecidiye Tabyası'nın bulunduğu yere 1996 yılında dikilmiştir. Heykel, Seyit Ali'yi top mermisini sırtında değil, kucağında taşır şekilde gösterdiği gerekçesiyle 2006 yılında kaldırıldı. Kasım 2010'da yeniden Mecidiye Tabyası'na yerleştirildi.[13][14] Seyit Ali'yi askeri kıyafetlerle başında kabalak denen takke ile ve mermiyi sırtında taşırken tasvir eden ve daha sonra bronz kaplanmak üzere heykeltıraş Eray Okkan tarafından fiber epoksi polyester ve çini birleşimi malzemeyle yapılan 4 metrelik bir heykel ise Eceabat ilçesinde bir parka yerleştirilmiştir.[15]
Seyit Onbaşı'nın adı ölümünden sonra köyüne verilmiş; "Çamlık" olan isim Kocaseyit olarak değişmiştir. Ayrıca Edremit, Burhaniye, Havran ilçeleri arasında bulunan Balıkesir- Körfez Havalimanı'nın adı 2012 yılında "Seyit Onbaşı Havalimanı" olarak değiştirilmiştir.[16]
Seyit Onbaşı anlatısına Çanakkale Savaşı'nı konu alan birçok romanda yer verilmiştir. "Tarihe Sığmayan Destan Çanakkale (Mehmet Kaplan, 2003) romanı içinde Seyit Onbaşı "Koca Seyit" adıyla anılır. "Çanakkale Mahşeri" (M. N. Özdemir, 1998) romanında Seyit Onbaşı'nın savaş anında insanüstü bir güçle top mermisini sırtlayıp topun ağzına sürmesinden başka, savaştan sonra top mermisini yerinden bile oynatamaması da konu edilmiştir. "Zulüm Dağları Aşar - Çanakkale İçinde" (Rahmi Özen, 2000) adlı romanda anlatıya yer verilir; ancak kahramana "Yahya Çavuş" adı verilmiştir. "Çanakkale'de Çocuklar da Savaştı" (Sevinç Koçak & Salim Koçak, 2006) romanında da top mermisini sırtlayıp kaldıran kahramanın ismi "Seyit Ali Çavuş" olarak verilmiştir. "Çanakkale Askerine Rütbe Gerekmez" (Sezen Özol, 1988) adlı romanda Seyit Onbaşı anlatısı gerçeğe yakın olarak yer bulmuştur.[1]