Albert Eckstein Nedir?
Albert Eckstein Nedir?, Albert Eckstein Nerededir?, Albert Eckstein Hakkında Bilgi?, Albert Eckstein Analizi? Albert Eckstein ilgili Albert Eckstein ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Albert Eckstein ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Albert Eckstein Ne Anlama Gelir Albert Eckstein Anlamı Albert Eckstein Nedir Albert Eckstein Ne Anlam Taşır Albert Eckstein Neye İşarettir Albert Eckstein Tabiri Albert Eckstein Yorumu
Albert Eckstein Kelimesi
Lütfen Albert Eckstein Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Albert Eckstein İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Albert Eckstein Kelimesinin Anlamı? Albert Eckstein Ne Demek? ,Albert Eckstein Ne Demektir? Albert Eckstein Ne Demektir? Albert Eckstein Analizi? , Albert Eckstein Anlamı Nedir?,Albert Eckstein Ne Demektir? , Albert Eckstein Açıklaması Nedir? ,Albert Eckstein Cevabı Nedir?,Albert Eckstein Kelimesinin Anlamı?,Albert Eckstein Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Albert Eckstein Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Albert Eckstein Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Albert Eckstein Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Albert Eckstein Kelimesinin Anlamı Nedir? Albert Eckstein Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Albert Eckstein Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Albert Eckstein Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Albert Eckstein - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Albert Eckstein
Albert Eckstein Nedir? Albert Eckstein Ne demek? , Albert Eckstein Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Albert Eckstein Kelimesinin Anlamı? Albert Eckstein Ne Demek? Albert Eckstein Ne Demektir? ,Albert Eckstein Analizi? Albert Eckstein Anlamı Nedir? Albert Eckstein Ne Demektir?, Albert Eckstein Açıklaması Nedir? , Albert Eckstein Cevabı Nedir? , Albert Eckstein Kelimesinin Anlamı?
Albert Eckstein | |
---|---|
Doğum | 9 Şubat 1891 Ulm, Almanya |
Ölüm | 18 Temmuz 1950 (59 yaşında) Hamburg, Almanya |
Milliyet | Alman |
Meslek | Tıp doktoru · fotoğrafçı · yazar |
Albert Eckstein (9 Şubat 1891 Ulm – 18 Temmuz 1950, Hamburg), Alman çocuk doktoru ve akademisyen.
Yahudi fabrikatör bir ailenin ikinci çocuğu olarak Alman İmparatorluğu'nda doğdu. Babasının buna karşı olmasına rağmen Freiburg'ta tıp eğitimi aldı. Ardından Birinci Dünya Savaşı'nda ordudaki hizmetleri için Birinci Sınıf Demir Haç madalyası aldı.[1] Ardından Leipzig ve Münih'te tıp eğitimine devam etti.[2]
1925 yılında öğretim görevlisi ve Düsseldorf Üniversitesi'nin çocuk kliniğine başkanlık eden kıdemli doktor olarak Arthur Schlossmann'a ile çalıştı. Eckstein, Freiburg im Breisgau'da Schlossmann'ın kızı Erna ile tanışıp evlendi. 1926'da ordinaryus profesör unvanını aldı, sonra da kayınpederinin halefi oldu.
1935 yılında Nürnberg Yasaları ile baslayan antisemitist uygulamalar nedeniyle Almanya'yı terk edip ailesi ile birlikte Türkiye'nin daveti ile Ankara'ya yerleşmeye karar verdi. Prof.Eckstein, 1935 yılında Ankara’ya geldiğinde, dönemin Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam tarafından kabul edilmişti. Ama Bakan, onun öncelikle karış karış Anadolu’yu gezmesini istiyordu. Sorunları yerinde görmek ve Türkiye için “çocuk sağlığı ve hastalıkları” politikası geliştirilmesini bekliyordu. Bu gezilerden sonra Prof.Eckstein Numune Hastanesi’nde görev yapacak; yakında kurulacak tıp fakültesinde de “çocuk sağlığı ve hastalıkları” bölümünü kuracaktı.[3]
Prof. Dr. Eckstein bu rolü, dört dörtlük yerine getirdi. Bu araştırmalar, Türkiye nüfusunun önemli bir kesiminin sağlık ve nüfus istatistiklerinin yapılmasına ilişkin ilk girişimdi.
İlk Anadolu köyleri gezisi, Temmuz 1937 yılında başladı. İlk olarak Yozgat, Çorum, Samsun, Amasya, Sivas, Seyhan, İçel, Gaziantep, Niğde, Kayseri, Konya, Afyon Karahisar, Eskişehir merkez ve köylerine gidildi. Sağlık örgütü ve muhtarlar aracılığıyla getirtilen çocukları muayene ediyor; sınıflandırıp, istatistikler hazırlanıyordu. Bu gezide, yanında asistanıyla birlikte, toplam 52.662 nüfuslu 60 köyü muayene ettiler. Eckstein’ın asistanı Dr. Selahattin Tekand, diğer gezilere de örnek olan bu gezinin özelliklerini şöyle özetliyor : Nüfusu 100’den biraz fazla olan küçük köylerle yaklaşık 5000 kadar nüfusu olan büyük köyleri, fakir ve zengin köyleri; dağlardaki ve ovalardaki, verimli ve çorak yerlerdeki köyleri, Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında ya da yaylalarındaki köyleri gözden geçirdik. Böylece en değişik yaşam koşulları hakkında fikir edindik. Her köyde, köylü ile uzun uzadıya ve yakından temas ettik. Alışkanlıklarını sorduk, öğrendik. Yakınmalarını ve dertlerini söylettik; bize güvendiler ve açıldılar. Her köyde her evi, her hanı, içten ve dıştan inceledik. Hemen hemen her çocuk ve kadını muayene ettik ya da kendileriyle konuştuk. Doğallıkla, erkeklerle de konuştuk. Her yaştaki her hastayı muayene ettiğimiz için, köylerdeki her türlü hastalık hakkında ince ince bilgi edinmiş olduk. Bundan başka, zahire, sebze, meyve ekimi, hayvanların bakımı ile ilgili bilgiler edindik.”[3]
Böylece, Ord.Prof.Albert Eckstein’in Anadolu köyleri üzerine topladığı bilgiler, Anadolu’yu sağlık-sosyal açıdan değerlendirebilecek çok önemli bir belge niteliği kazanmıştır. O kadar ki, istatistikler çıkararak, Türkiye’deki “nüfus ve sağlık araştırmalarının” da öncüleri arasında yer almıştır. Anne doğurganlığı ve çocuk ölümleri üzerine çıkardıkları rakamlar çok yol gösterici olmuştur. 100 kadına göre hesap edilen rakamlar gezilen illerdeki kadınların % 1’ini kapsamaktadır.
Ayrıca tüm çalışmalarını fotoğraflarla belgeleyerek büyük bir esere imza attı.[4][5] Tüm koleksiyon “Prof.Dr.Albert Eckstein ile Anadolu’da Onbeş Yıl (1935-1950)” başlığı ile Ankara Üniversitesi Kültür ve Sanat Yayınları arasında 2005 yılında yayınlandı.
Elde edilen sonuçlardan açıkça hoşnut kalan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı 1938 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında, bu kez iç kesimlerdeki Isparta, Burdur, Antalya, Denizli, Muğla, Aydın, İzmir, Manisa, Balıkesir, Bursa, Kocaeli ve Bolu’yu kapsayan ikinci bir araştırma gezisi yapmasını istedi. Bu kez ona eşi çocuk hekimi Dr. Erna Eckstein ve yine baş asistanı Dr. Selahattin Tekand eşlik etti. Hane sayısı,kadın ve erkek nüfus, sıtma, bağırsak enfeksiyonu olguları olup olmadığı, su kaynaklarının çeşitleri ve yerleşimde bir okul bulunup bulunmadığına ilişkin veriler topladılar. Anadolu’da yaptıkları inceleme gezisi sırasında, sıtma mücadelesi, verem ve trahomla savaş kampanyaları çoktan başlamıştı. Eckstein ve ekibi, köylere yaptıkları ziyaretler sırasında bu kampanyanın olumlu etkilerini görebildiklerini de bildirdiler.
Çocuk ölümlerinin %50 olduğu Türkiye'de henüz düzenli bir çocuk kliniği bulunmadığı dönemde Ankara Üniversitesi'de çocuk polikliniği kurulması için çalıştı, 5 yıl boyunca kurucu direktörlüğünü icra etti. Asistanı İhsan Doğramacı, Türkiye'de tıp alanında köklü değişiklikler yaptı.[5]
1941'de 10 Türk lirası için basılan 3. Emisyon 1. Tertip kağıt paralarda, Eckstein'ın Bolu'nun Bürnük Köyü'nde çektiği mahalli giysiler giyen Türk kadınları temalı fotoğrafı, görsel olarak kullanıldı.[1][6]
Ekim 1938’de, Dr.Albert Eckstein, Ankara’da ilk Türk Pediatri Kongresi’ni düzenledi ve sadece “çocuk sağlığı ve hastalıkları” üzerine yazılmış ilk iki ders kitabını yayımladı. Bu kitaplar, “Türkiye’de Nüfus Siyaseti” ile “Normal Türk Meme Çocukları” adlarını taşır.
Numune hastanesindeki görevini sürdüren Dr.Eckstein’in yardımcılarıyla birlikte yazdığı “Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları” (1941) kitabı, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından, Anadolu’daki tüm tıp doktorlarına dağıtıldı ve uzun yıllar Tıp Fakültelerinde ders kitabı olarak okutuldu.[7]
İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı Almanya'da Freiburg, Gießen, Munih ve Würzburg'ta görev teklif edildi. Düsseldorf Tıp Fakültesi'nde kendisine teklif edilen görevi reddetti ve fahri üyelik verildi. İki oğlu İngiltere'ye gidince onlara daha yakın olmak için eşi ile birlikte Almanya'ya döndü. 1950'de Hamburg Üniversitesi'nin teklifini kabul etti. Birkaç ay sonra kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
Prof. Dr. Albert Eckstein'ın eşi Dr. Erna Schlossmann-Eckstein da Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanıydı. Oğulları Herbert B. Eckstein ise Çocuk cerrahisi alanında çalıştı ve yıllar sonra Türkiye'de de görev yaptı.
1933-1945 senelerinde Türkiye'ye sürgün
Bir biyografi ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |