Patolojik İsminin Anlamı Nedir?
Patolojik İsminin Anlamı Nedir?
Patolojik İsminin Anlamı
Patolojik İsminin İstatistikleri
İsminin Anlamı Nedir?
Binlerce ismin anlamını bulun. İsim kökeni, analizi, falı, istatistikleri gibi birçok bilgiye tek tık ile ulaşın. Eğlenceli etkinlikler ile birlikte sosyal madyada paylaşın. Nerden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? Yukardaki canlı aramayı kullanın veya popüler isimlere göz atın.
İsim, özel-genel (cins), canlı-cansız, somut-soyut tüm varlık, kavram ve olayları karşılayan sözcüklerdir. Sıfat, zarf, zamir gibi kelime grupları isim soylu kelimeler olarak kabul edilir. Türkçede isimler genel olarak kabul edilen dört farklı şekilde sınıflandırılır:
Patolojik İsmi Caiz Mi?
Patolojik İsminin Resmi Patolojik İsminin Numeraolojisi
Patolojik İsminin Anlam Falı
Patolojik İsminin Anlam Falı Patolojik İsminin Kader Sayısı Ve Kişilik Özellikleri Patolojik İsminin Analizi Patolojik İsminin Anlam Yorumu
Patolojik İsminin Numeraolojisi
Patolojik İsmi Caiz Mi? Patolojik İsmili Ünlüler Patolojik İsminin Arapça Yazılışı Patolojik İsminin Çince Yazılışı
Patolojik İsminin Resmi
Patolojik İsminin Japonca Yazılışı Patolojik İsminin Hiyeroglif (Mısır) Yazılışı Patolojik İsminin Parmak Alfabesiyle Yazılışı
Patolojik İsminin Anlamı
Patolojik İsminin Anlamı, Patolojik İsminin İstatistikleri
Patolojik İsminin Resmi, Patolojik İsminin Numeraolojisi, Patolojik İsminin Anlam Falı, Patolojik İsminin Kader Sayısı Ve Kişilik Özellikleri,
Patolojik isminin sözlük anlamı
Patolojik İsminin Analizi, Patolojik İsminin Anlam Yorumu, Patolojik İsmi Caiz Mi?, Patolojik İsmili Ünlüler, Patolojik İsminin Arapça Yazılışı,
Patolojik İsminin Arapça Yazılışı
Patolojik İsminin Çince Yazılışı, Patolojik İsminin Japonca Yazılışı, Patolojik İsminin Hiyeroglif (Mısır) Yazılışı, Patolojik İsminin Parmak Alfabesiyle Yazılışı
Patolojik İsminin İstatistikleri
Patoloji (Tıbbi Patoloji), hastalık (Yunanca pathos) çalışması ve bilimi (Yunanca logos) kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuş hastalıklar bilimi anlamına gelen bir sözcüktür. Ayrıca belirli bir bozukluğun tipik özellikleriyle birlikte bütününe patoloji denilebilir.
Patoloji (hastalıkbilim) özellikle altta yatan hastalıkla ilgili hücrelerdeki, dokulardaki ve organlardaki yapısal ve işlevsel değişikliklerin tanınması, araştırılması ve incelenmesiyle ilgilenir.[1]
Hekimliğin en zor ve en fazla disipline sahip bölümlerinden biri olan patoloji, klinikler ve paraklinikler arasında bir nevi köprü görevi görür.
Patoloji alanında uzman olan kişilere patolog veya patoloji uzmanı denmektedir.
Amerika'da patoloji anatomik patoloji ve klinik patoloji olarak ayrılmaktadır. Bu sınıflamada anatomik patoloji ülkemizdeki ve Avrupa'daki tıbbi patolojiye karşılık gelmekte iken; klinik patoloji uygulama alanına giren konular tıbbi biyokimya, tıbbi mikrobiyoloji gibi laboratuvar bölümleri tarafından yürütülmektedir.
Çoğu pozitif düşünce ve bilimsel eylemin başlangıcının ve evriminin belirlenmesinde yazılı kaynakların katkıları aranır. Yazılı kaynaklar Patolojinin başlangıcını eski Mısır uygarlığına götürmektedir. Bu kaynakların en önemlileri papirüs üzerine yazılmış iki adet belgedir: Edwin Smith Papirüsü (İ.Ö.17.) ve Papyrus Ebers (İ.Ö.1550ler). Arkeologların bir bölümü antik sitelerde buldukları iskeletlerde izledikleri patolojileri değerlendirme çabasına girmişler ve bu çabalar “Paleopatoloji” bilim dalının doğmasına yol açmıştır.[2]
Patoloji çok eski bir tıp dalıdır.[3] Ancak bilimsel açıdan bakıldığında modern patolojinin 19. yüzyılda hücreyi temel alan modern patolojinin (hücre patolojisi) Rudolf Virchow (1821–1902) ile başladığı varsayılır.[3][4] Virchow’un pek konuşulmayan üç ilgi alanı daha vardı; politika, antropololoji ve arkeoloji. Politik niteliklerinin Alman toplumuna ne kazandırdığını bilemiyoruz ama arkeoloji bilgisiyle tüccar Schliemann’ın Truva’yı bulmasına ve soymasına yardım etmişti. Milletvekilliği yaparken Patoloji Enstitüsünü kurdu. Doku kesitlerini hazırlayarak ve inceleyerek bugün bile kullanılan çok sayda kavramın (lösemi, atrofi, hipertrofi, amiloid, miyelin, teratom, şok, vd) tanımını yaptı, konferans konuşmaları ve kitaplar üretti. Ancak canlı etkenlerin varlığına inanmıyordu. Louis Pasteur’ün (1822-1895) “canlı etkenlerin varlığı”nı kanıtladığı konferansını izleyip salonu öfkeyle terk edene dek. Nobelli dönemlere girmeden önceki son aşamalarda sistemik patoloji ve fizyopatoloji (patofizyoloji) kavramlarını geliştirildi.[3][5]
Hippokrates (İ.Ö. 460-370) | Bodrum'un karşısındaki Kos adalı hekim; yüzyıllardır sağlıkçıların idolü |
Herophilos (İ.Ö.335–280)
Erasistratos (İ.Ö. 304–250) |
İlk otopsi ya da disseksiyon girişimleri |
Cornelius Celsus (İ.Ö.26-İ.S.50) | Yangı (inflamasyon) ilkeleri: rubor, dolor, calor, tumor |
Cladius Galenos (130-210) | Kanser kavramı; Yangı (inflamasyon) ilkelerine "functio lease" eklemesi |
Mondino de Liuzzi (1270-1326) | Anatomi-patolojik anatomi eğitimi amaçlı diseksiyonlar; ilk Anatomi kitabı (Bologna Üniversitesi, İtalya) |
Andreas Vesalius (1514-1564) | İlk anatomi atlası |
Antonio Benivieni (1443–1502) | İlk patoloji kitabı |
Thomas Willis (1621-1675) | Beyin tabanındaki Willis poligonunun tanımlanması |
Thomas Sydenham (1624-1689) | İngilizlerin Hippokrates'i; dönemin önemli Patoloji kitabı yazarı
Sydenham koresinin tanımlanması |
Giovanni B. Morgagni (1682–1771) | Klinikopatolojik çalışmalar; 700 hastasının hastalık öykülerini ve otopsi bulgularını içeren kitap |
Antonio Valsalva (1666–1723) | Kulak ve kalp anatomisinde önemli saptamalar |
Thomas Addison (1793–1860) | Addison hastalığının tanımlanması; hematoloji ve B12 vitamini emilimi çalışmaları |
Thomas Hodgkin (1798–1866) | Hodgkin lenfomasının tanımlanması; koruyucu hekimlik öncülerinden |
Carl von Rokitansky (1804–1878) | Safra kesesi Rokitansky-Aschoff sinüs divertikülleri tanımı; hümanist filozof |
Rudolf Virchow (1821–1902) | “Omnis cellula e cellula” tüm hücrelerin anası hücrelerdir (kök hücreler ve kanser hücrelerinin kökeni konusunda çok büyük bir aşama).
Prens Frederick’e yapılan larinks biyopsisi (1887); ilk kez mikrotom kullanılarak hazırlanan kesitlerin mikroskopla incelenmesi cerrahi patolojinin ilk uygulamasıdır. |
John R. Marrack (1886-1976) | İmmunoloji, histokimya, antikorların işaretleyeren antijenlerin yakalanması |
Albert Hewett Coons (1912-1978) | İmmunofloresan tekniğinin bulunması |
Philippa Marrack (1945-...) | İmmunoloji ve Moleküler Patoloji çalışmalarınde yeni teknikler, süper antijenler, apoptozis, toksik şok sendromu |
Moleküler Biyoloji geliştikçe Moleküler Patoloji’nin adımlarında hızlandı:
Patolojinin başlıca hedefi hastalıkları 4 yönden incelemektir:[7][8]
(1) Hastalığın nedeni (etyoloji): Hastalıkların nedeninin bulunması çabasıdır. İnsanlarda saptanan hastalıkların ya da normal-dışı davranışların nedenleri her dönemde merak edilmiştir.
Neolitik dönemlerden kimileri günümüze dek ulaşan inanışlara göre hastalıkların nedenleri: günahların cezalandırılması, cinler, kötü kokular, soğuk hava, kötü ruhlar, vb.
Günümüz çağdaş tıp uygulamalarında hastalıkların 2 ana nedenden kaynaklandığı kabul edilir:
(1) Kalıtsal (intrinsik; genetik) nedenler; (2) Edinsel faktörler (canlı etkenler, beslenme bozuklukları, kimyasallar, fiziksel etkenler….)
Bir hastalığın nedeninin belirlenebilmesi, tanısını ve tedavisini önemli bir biçimde kolaylaştırır. Kimi hastalıkların etyolojisinde 2 ya da daha fazla faktörün etkili olduğu saptanabilir.
Patoloji, hastalıkların nedenini belirleyebilmek için çok çeşitli teknikler kullanır;
Tüm bu çabaların yetersiz kaldığı ve nedenin bulunamadığı olgulara “idiopatik” ya da “primer” nitelemesini yapılır.
(2) Hastalığın mekanizması (patogenez): Hücrelerin ve dokuların, etyoloji faktörün ilk etkisine gösterdikleri tepkiden başlayarak hastalık belirtilerinin ortaya çıkışına dek geçen süreçtir.
Hücre ve dokuları etkilenen komponentleri şunlardır;
(3) Hücrelerde/Organlarda oluşan yapısal değişiklikler (morfolojik değişiklikler): Hücrelerdeki ve dokulardaki yapısal değişiklikleri incelemenin 2 önemli yararı vardır;
Bu bulgulardan yararlanarak tanıya ulaşır. Doğru tanı, başarılı bir tedavi için “olmazsa olmaz”dır .
(4) Yapısal değişikliklerin neden olduğu işlevsel bozukluklar (klinik belirtiler): Morfolojik değişikliklerin belirmesiyle birlikte organların işlevleri de bozulur, klinik belirtiler ortaya çıkar. Hastalık belirtilerin algılanması (klinik tablo):
Patolojik sıfatı "patolojiyle ilgili, anormal, bozulmuş, çalışmayan, işlemeyen, fizyolojik sınırların dışında olan" anlamlarında tıpta yaygın olarak kullanılan tıbbi bir terim ve sıfattır. En çok "anormal" anlamında kullanılır.
Tıp felsefesi açısından yapılan değerlendirmelerde, “Patolojik” nitelemesi “sağlıksız” anlamında, yani “sağlıklı” nitelemesinin karşıtı olarak kullanılmalıdır; “normal” nitelemesinin karşıtı bir sözcük değildir. Georges Canguilhem’e (1904-1995) göre, anomaliler ve mutasyonlar patolojik değildir. Bunlar, olası başka yaşam normlarını ifade etmektedir; bu normlar dengelilik, verimlilik, değişkenlik konusunda daha önceki özgül normların altındaysa patolojik olarak nitelendirilmelidir.[10]