Algı İsminin Anlamı Nedir?
Algı İsminin Anlamı Nedir?
Algı İsminin Anlamı
Algı İsminin İstatistikleri
İsminin Anlamı Nedir?
Binlerce ismin anlamını bulun. İsim kökeni, analizi, falı, istatistikleri gibi birçok bilgiye tek tık ile ulaşın. Eğlenceli etkinlikler ile birlikte sosyal madyada paylaşın. Nerden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? Yukardaki canlı aramayı kullanın veya popüler isimlere göz atın.
İsim, özel-genel (cins), canlı-cansız, somut-soyut tüm varlık, kavram ve olayları karşılayan sözcüklerdir. Sıfat, zarf, zamir gibi kelime grupları isim soylu kelimeler olarak kabul edilir. Türkçede isimler genel olarak kabul edilen dört farklı şekilde sınıflandırılır:
Algı İsmi Caiz Mi?
Algı İsminin Resmi Algı İsminin Numeraolojisi
Algı İsminin Anlam Falı
Algı İsminin Anlam Falı Algı İsminin Kader Sayısı Ve Kişilik Özellikleri Algı İsminin Analizi Algı İsminin Anlam Yorumu
Algı İsminin Numeraolojisi
Algı İsmi Caiz Mi? Algı İsmili Ünlüler Algı İsminin Arapça Yazılışı Algı İsminin Çince Yazılışı
Algı İsminin Resmi
Algı İsminin Japonca Yazılışı Algı İsminin Hiyeroglif (Mısır) Yazılışı Algı İsminin Parmak Alfabesiyle Yazılışı
Algı İsminin Anlamı
Algı İsminin Anlamı, Algı İsminin İstatistikleri
Algı İsminin Resmi, Algı İsminin Numeraolojisi, Algı İsminin Anlam Falı, Algı İsminin Kader Sayısı Ve Kişilik Özellikleri,
Algı isminin sözlük anlamı
Algı İsminin Analizi, Algı İsminin Anlam Yorumu, Algı İsmi Caiz Mi?, Algı İsmili Ünlüler, Algı İsminin Arapça Yazılışı,
Algı İsminin Arapça Yazılışı
Algı İsminin Çince Yazılışı, Algı İsminin Japonca Yazılışı, Algı İsminin Hiyeroglif (Mısır) Yazılışı, Algı İsminin Parmak Alfabesiyle Yazılışı
Algı İsminin İstatistikleri
Algı, psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamına gelir.[1] Algı, duyu organlarının fiziksel uyarılmasıyla oluşan sinir sistemindeki sinyallerden oluşur.[2] Örneğin, görme gözün retinasına düşen ışıkla, işitme kulağa gelen ses ile oluşur. Algı bu sinyallerin sadece pasif bir şekilde alınması değildir. Öğrenme, dikkat, hafıza ve beklenti ile şekillenebilir.[3] Algı, bu "yukarıdan aşağıya etkileri" kapsadığı gibi duyusal girdinin "aşağıdan yukarıya" işlenmesini de içerir.[3] "Aşağıdan yukarıya işlemler", basitçe, düşük seviye bilgi kullanılarak daha yüksek seviyede bilginin (örneğin şekiller ile nesne tanımada) oluşturulmasıdır. Yukarıdan aşağıya işlemler ile kastedilen, kişinin kavram ve beklentilerinin algıyı etkilemesidir. Algılama, sinir sisteminin kompleks işlemlerine dayanır, ancak bilinçsel farkındalığın dışında gerçekleştiği için çoğu zaman kişilere zahmetsizce gerçekleşir gibi gelir.[2]
Deneysel psikolojinin, 19. yüzyılın sonlarına doğru yükselişinden beri psikolojinin algı anlayışı çeşitli teknikleri birleştirerek ilerledi. Psikofizik, fiziksel nitelikleri değişen girdinin algı üzerine etkisini ölçerken, Duyusal nörobilim algının arka planındaki beyin mekanizmalarını inceler. Algı sistemleri (işledikleri bilgi açısından) hesaplamalı olarak da incelenebilir. Felsefe, algı ile ilgili olarak; ses, koku gibi duyusal niteliklerin ne dereceye kadar algılayanın zihni yerine nesnel gerçeklikte var olduklarını inceler. Duyular geleneksel olarak pasif alıcılar olarak düşünülmesine rağmen, yanılsama ve illüzyon üzerine çalışmalar beynin algısal sistemlerinin aktif ve bilinç düzeyine çıkmadan girdilerinden duyu oluşturmaya çalıştıklarını gösterdi[kaynak belirtilmeli]. Algının ne derece aktif bir hipotez test sürecinde kullanılabilir olduğu veya gerçekçi duyusal bilginin elde edilebilmesinin bu süreci gereksiz kılıp kılmayacağı tartışma konusudur.
Beynin algısal sistemleri, insanların çevrelerindeki dünyayı, duyusal bilgileri eksik ya da değişken olsa bile, kararlı görmesini sağlıyor. İnsan ve hayvan beyinleri farklı bölgeleri farklı duyu bilgilerini işleyecek şekilde kısımlı bir yapıya sahiptir. Bu kısımlardan bazıları duyusal harita şeklini alır. Bu farklı kısımlar birbirleriyle bağlantılıdır ve birbirlerinden etkilenir. Örneğin, tatma duyusu kokudan güçlü bir şekilde etkilenir.
Algı çalışmasının yöntemleri, David Hume, John Locke, George Berkeley'de veya tüm bilim ve bilginin temeli olarak Maurice Merleau-Ponty'nin algıyı kabullenmesi gibi deneysel epistemoloji ve mantık felsefesi çerçevesindeki psikolojik yaklaşımlar içerisinde gerekli biyolojik yaklaşımlardan psikolojik yaklaşımlara kadar farklılık gösterir.
Kolaylıkla duyum ile karıştırılabilmektedir. Ayrımı belirleyen temel etken duyumda bir yorumlama, anlama söz konusu 'olmamasıdır'.
Örnek: Yolun karşısından gelen arkadaşımız bize doğru yürümektedir ve açıkça bize doğru yürürken bize doğru bakmaktadır. Ancak yanımızdan hiç oralı olmayıp geçer giderse problem duyum algı farkına işaret ediyor olabilir. Yani bizim görüntümüz onun gözüne, retinasına yansımıştır. Biyolojik yapısı içerisinde göz bu görüntüyü beyne ulaştırmıştır. Fakat beyin burada yapması gereken duyusal bilginin alınmasından sonra, seçilme, düzenleme ve yorumlama aşamalarını gerçekleştirmemiştir. Bu halk arasındaki tabirle bakmak ve görmek arasındaki fark gibi de düşünülebilir.
Psikolog Jerome Bruner bir algı modeli geliştirmiştir. Bruner'e göre insanlar kanaat oluşturmak için aşağıdaki süreçlerden geçerler:
Alan Saks ve Gary Johns'a göre, algının 3 bileşeni vardır.
Psikolojinin konusu olan insan ve hayvanda algı, duyulara bağlıdır. Klasik beş duyu; görme, duyma, koku alma, tat alma ve dokunmadır. Bunların dışında; beden bilinci, denge, sıcaklık ve acı gibi duyular da vardır.