Sosyolojinin öncüleri Nedir?
Sosyolojinin öncüleri Nedir?, Sosyolojinin öncüleri Nerededir?, Sosyolojinin öncüleri Hakkında Bilgi?, Sosyolojinin öncüleri Analizi? Sosyolojinin öncüleri ilgili Sosyolojinin öncüleri ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Sosyolojinin öncüleri ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Sosyolojinin öncüleri Ne Anlama Gelir Sosyolojinin öncüleri Anlamı Sosyolojinin öncüleri Nedir Sosyolojinin öncüleri Ne Anlam Taşır Sosyolojinin öncüleri Neye İşarettir Sosyolojinin öncüleri Tabiri Sosyolojinin öncüleri Yorumu
Sosyolojinin öncüleri Kelimesi
Lütfen Sosyolojinin öncüleri Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Sosyolojinin öncüleri İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Sosyolojinin öncüleri Kelimesinin Anlamı? Sosyolojinin öncüleri Ne Demek? ,Sosyolojinin öncüleri Ne Demektir? Sosyolojinin öncüleri Ne Demektir? Sosyolojinin öncüleri Analizi? , Sosyolojinin öncüleri Anlamı Nedir?,Sosyolojinin öncüleri Ne Demektir? , Sosyolojinin öncüleri Açıklaması Nedir? ,Sosyolojinin öncüleri Cevabı Nedir?,Sosyolojinin öncüleri Kelimesinin Anlamı?,Sosyolojinin öncüleri Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Sosyolojinin öncüleri Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Sosyolojinin öncüleri Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Sosyolojinin öncüleri Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Sosyolojinin öncüleri Kelimesinin Anlamı Nedir? Sosyolojinin öncüleri Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Sosyolojinin öncüleri Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Sosyolojinin öncüleri Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Sosyolojinin öncüleri - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Sosyolojinin öncüleri
Sosyolojinin öncüleri Nedir? Sosyolojinin öncüleri Ne demek? , Sosyolojinin öncüleri Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Sosyolojinin öncüleri Kelimesinin Anlamı? Sosyolojinin öncüleri Ne Demek? Sosyolojinin öncüleri Ne Demektir? ,Sosyolojinin öncüleri Analizi? Sosyolojinin öncüleri Anlamı Nedir? Sosyolojinin öncüleri Ne Demektir?, Sosyolojinin öncüleri Açıklaması Nedir? , Sosyolojinin öncüleri Cevabı Nedir? , Sosyolojinin öncüleri Kelimesinin Anlamı?
Bu madde veya bölüm Sosyoloji tarihi adlı maddeye çok benzemektedir ve bu iki maddenin tek başlık altında birleştirilmesi önerilmektedir. Birleştirme işlemi yapıldıktan sonra sayfaya {{Geçmiş birleştir}} şablonunu ekleyiniz. |
Sosyoloji, insan ve toplumların ilişkilerini ele alan bir bilim dalıdır. Konu bakımından, birçok konuyu ele alabilir. Din, siyaset, kültür, ırk ve sosyal sınıf gibi birçok konu sosyoloji biliminin araştırması kapsamındadır.[1]
Sosyoloji en derinde Platon, Aristotales ve Konfüçyus gibi filozoflara dayandırılabilir. Ancak akademik anlamda sosyoloji, 19. yüzyılın başlarında değişen dünya ve modernliğin getirdiklerine bir çözüm olarak ortaya çıktı. Kültürler arası diyalogların artması, sınıf farklılıkların oluşması ve teknolojik gelişmeler bunun en büyük nedeni idi. Sosyologlar bu değişimlerin, toplumsal sınıfları nasıl bir arada tuttuğunu anlamaya çalışarak ve sınıflar arası iletişimin bozulmasına neden olacak sorunlara çözümler getirmek için hareket ettiler. 18. yüzyıla gelindiğinde Aydınlanma Dönemi düşünürleri, yeni oluşacak sosyologlar için de zemin hazırladılar. Bu dönemde, tarihte ilk kez düşünürler sosyal hayatı da ele alan konuları irdelemişlerdir.[2]
Sosyolojinin babası olarak kabul edilen Auguste Comte, 1838'de sosyoloji terimini ortaya attı. Mühendis olmak için gittiği okuldan sosyal filozof Henri de Saint Simon'dan dersler aldı. Daha sonra doğa bilimlerinde kullanılan tekniklerin, sosyal bilimlerde de kullanarak toplumun incelenebileceği tezini savundu. Comte, sosyal sınıfların, tabuların ve kuralların bilimsel çalışmasına pozitivizim adını verdi. Pozitivizmi ise "The Course in Positive Philosophy" ve "A General View of Pozitivism" adlı eserlerinde anlattı.[3]
İlk kadın sosyolog olan Harriet Martineau; ekonomi, sosyal sınıflar, din ve siyaset üzerine gözlemler gerçekleştirdi. Auguste Comte'nin eserlerini Fransızcadan İngilizceye çeviren Marineau, İngiltere'yi sosyoloji ile buluşturmuş oldu. Harriter Martineau, sosyolojide uluslararası karşılaştırma yapan ilk kişi olarak da bilinmektedir. Society in America ve Retrospect of Western Travel adlı yazıları ile kapitalizmin var oluşunun ABD'de öne sürülen ahlaki değerlerle örtüşmediğine atıfta bulunuyordu.[4]
Alman filozof ve ekonomist olan Karl Marx, farklı sosyal sınıfların üretimdeki mücadeleleri ile büyüyerek, değiştiğine inanmaktaydı. Auguste Comte'nin ortaya koyduğu pozitivizmi reddeden Marx, Friedrich Engels ile birlikte Komünist Manifesto'yu kaleme aldı. Sanayi devrimi ile kapitalizmin yükseldiğini, zenginin daha zengin, işçi sınıfının ise giderek fakirleştiğini ele aldı.[5]
Marx, kapitalimzdeki eşitsizliklerin işçilerin isyan etmesine sebep olacağını öngördü. Bu isyanında komünizme yol açacağını ve sınıfsal, özel veya kurumsal farklılıkların olmayacağı bir toplum inşasına neden olacağını ifade etti. Ayrıca Marx, komünizmin kapitalizmden daha adil bir bir sistem olduğuna da inanmaktaydı.[6]
Ortaya koyduğu çalışmalar gerçek hayatta faaliyete geçmemiş olsa da, Marx'ın sosyal çalışmaları modern sosyoloji de ele alınan başlıca teoriler arasındadır.
Herbet Spencer, toplumu canlı bir organizmaya benzeten sosyologdur. Spencer'a göre toplum gelişir, değişir ve var oluşunun nedenlerini sorgular.
Toplumun bir bölümünde gerçekleşen değişim, domino etkisi göstererek diğer bölümlerinde değişmesine neden olur. Aile, eğitim, hükümet, endüstri ve din toplumun sadece bir parçasını oluşturur.
Öne sürdüğü en önemli tez ise "en uygun olanın hayatta kalması" tezidir. Spencer, bu tezinde toplumların organizma olarak denge ve istikrarı doğal yollardan elde edeceğini söyler. Yöneticiler, hükûmetler toplumları kendi başlarına bıraktıklarında denge oluşur ve ortada sorun kalmaz. Zengin, başarılı ve güzel bir yaşamın tadını çıkarırken, fakir ve zayıflar başarısızlığa mahkum olur. Çünkü doğa bu şekilde yaratılmalarını istemiştir.[7]
Georg Simmel, sosyal ve politik konularda eleştirilerde bulunarak pozitivizmi reddetmiştir. Sosyal hayatta çatışma, Avrupa ülkelerinde yabancı korkusu, paranın değeri, şehirleşmede bireysellik gibi konuları ele aldı. Çalışmalarında genellikle iki veya üç kişilik gruplardan oluşan insanları ele aldı. Bireyselleşme üzerine önemli katkılar sundu. Ancak Emile Durkheim'ın gölgesinde kaldığı, bu yüzden sosyoloji tarihinde pek yer bulamadığı belirtilir.[8]
Emile Durkheim, sosyoloji biliminde önemli bir konumdadır. Bunun en büyük nedeni Bordeaux Üniversitesi'nde sosyoloji alanında akademik bir disiplin başlatması ve sosyoloji departmanın kurulmasını sağlaması olarak gösterilir. Toplumsal İşbölümü adlı doktora tezi ile de toplumların ilkel bir durumdan kapitalist bir duruma nasıl geldiğini ele alır. Durkheim'a göre insanlar toplum içerisinde liyakate uygun olarak yükselir ve tanınır.[9]
Durkheim çalışmalarında toplumları iki bölüme ayırdı. Buna göre toplumları "sağlıklı toplum" ve "patolojik toplum" olarak adlandırdı. Sağlıklı toplumları istikrarlı olarak görürken; patolojik toplumları bireyler ve toplum arasındaki sosyal kurallarda bozulmaya yaşayan toplum olarak tanımladı.[10]
1897'de Durkheim, İntihar başlıklı bir çalışma yayınlayarak sosyal araştırma kurallarının etkinliğini göstermeye çalıştı. Durkheim, Katolik ve Protestan toplulukları arasındaki farklılıkları araştırmak için farklı polis bölgelerindeki intihar istatistiklerini inceledi. Farklılıkları bireysel veya psikolojik nedenlerden ziyade sosyo-dini güçlere bağladı.[11]
George Herbert Mead, zihnin ve benliğin insan hayatını nasıl etkilediğini ve insanın sosyal sınıf içerisindeki yerini ele aldı. Mead'e göre bireyin kendini nasıl tanımladığını aslında sosyal çevresi etki etmekteydi. Teorisi, kişinin kendi hakkında sahip olduğu anlayışın sosyal etkileşimden kaynaklandığını ifade etmektedir. Başkalarıyla girilen sosyal etkileşim, kişinin kendi resmini oluşturmasına yardımcı olur. Bir insan doğduğunda "benlik" kavramı yoktur, bu yüzden doğum sırasında sosyal etkileşim de yoktur. Benliği ancak sosyal etkileşim kurarak, sosyal hayata entegre olarak elde edebiliriz fikrini savundu.[12]
Mead, 40 yılı aşan kariyeri boyunca hiçbir kitap yayınlamadı ancak 100'ü aşkın bilimsel makale kaleme aldı. Ölümünün ardından Chicago Üniversitesi'ndeki öğrencileri ve sosyolog arkadaşları tarafından tüm makaleleri seri kitap haline getirildi. Kitaplarının içerdiği konular ise şöyledir:[13]
Dünyanın en çok tanınan sosyologlarından biri olan Max Weber, kendisinin tanımladığı gibi "burjuva sınıfının" bir üyesi olarak doğdu. Rusya'daki siyasi değişimden fabrika işçilerini etkileyen toplumsal değişimlere kadar birçok konu hakkında araştırmalara gerçekleştirdi. En bilinen eseri "Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu" ile Protestan mezhebi hakkında geniş sosyo-kültürel karşılaştırmalarda bulundu. Ancak Weber'in bu çalışması günümüzde de eleştirilmektedir. Çünkü bu teorisinde özellikle Kalvinistlerin inançları gereği kapitalizmi ortaya çıkardıklarını ileri sürmektedir.[14]
Kültürlerin insan davranışlarını etkilediğini savunarak, kendi araştırmalarında bile bağlı olduğu kültürden etkilenebileceğini söylüyordu. "Sosyal Eylemin Doğası" adlı kitabında eylemin nasıl ilerlediğini ve kültürle nasıl etkilendiğini ele aldı. Daha sonra antipozitivim olarak yeni bir felsefe önerdi. Buna göre Kültürel değerleri, sosyal süreçleri ve toplumsal yaşamı değerlendirirken, araştırmacıların bağlı olduğu kültürden çok araştırdıkları toplumun kültüründen biri gibi hareket etmelerini önerdi.[15] Pozitivizme veya antipozitivizme dayanan farklı araştırma yaklaşımları, günümüzde nicel sosyoloji ile nitel sosyoloji arasında bulunan farklılıkların temeli olarak kabul edilir. Nicel sosyoloji daha çok istatistik bilgiler içeren anket gibi çalışmalardan oluşurken, nitel sosyoloji ise insan davranışlarını analiz yoluyla öğrenmeye çalışır.[16]
, , ,