Postmodern feminizm Nedir?
Postmodern feminizm Nedir?, Postmodern feminizm Nerededir?, Postmodern feminizm Hakkında Bilgi?, Postmodern feminizm Analizi? Postmodern feminizm ilgili Postmodern feminizm ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Postmodern feminizm ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Postmodern feminizm Ne Anlama Gelir Postmodern feminizm Anlamı Postmodern feminizm Nedir Postmodern feminizm Ne Anlam Taşır Postmodern feminizm Neye İşarettir Postmodern feminizm Tabiri Postmodern feminizm Yorumu
Postmodern feminizm Kelimesi
Lütfen Postmodern feminizm Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Postmodern feminizm İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Postmodern feminizm Kelimesinin Anlamı? Postmodern feminizm Ne Demek? ,Postmodern feminizm Ne Demektir? Postmodern feminizm Ne Demektir? Postmodern feminizm Analizi? , Postmodern feminizm Anlamı Nedir?,Postmodern feminizm Ne Demektir? , Postmodern feminizm Açıklaması Nedir? ,Postmodern feminizm Cevabı Nedir?,Postmodern feminizm Kelimesinin Anlamı?,Postmodern feminizm Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Postmodern feminizm Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Postmodern feminizm Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Postmodern feminizm Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Postmodern feminizm Kelimesinin Anlamı Nedir? Postmodern feminizm Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Postmodern feminizm Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Postmodern feminizm Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Postmodern feminizm - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Postmodern feminizm
Postmodern feminizm Nedir? Postmodern feminizm Ne demek? , Postmodern feminizm Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Postmodern feminizm Kelimesinin Anlamı? Postmodern feminizm Ne Demek? Postmodern feminizm Ne Demektir? ,Postmodern feminizm Analizi? Postmodern feminizm Anlamı Nedir? Postmodern feminizm Ne Demektir?, Postmodern feminizm Açıklaması Nedir? , Postmodern feminizm Cevabı Nedir? , Postmodern feminizm Kelimesinin Anlamı?
Makale serilerinden |
Feminizm |
---|
Feminizm listesi |
Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda tartışma sayfasında bir yorum yapın.
|
“Das Unbehagen der Geschlechter” (Cinsiyet Belası) kitabının yazarı Judith Butler’ın öncülüğünde eşitlik feminizmi üzerine kurulmuş; ancak bir adım daha da ileriye giderek “toplum cinsiyeti” ve “biyolojik cinsiyet” olmak üzere iki cinsiyetten bahsetmiştir. Cinsiyet kimliklerinin ortak kabul edilebilmesi, cinsiyetler arasındaki farklılıkların daha az güçlü olmasıyla bağlantılıdır.
Postmodern feminizm, feminizmin 20. yüzyıl felsefesinde ve postmodern durum içinde aldığı teorik ve pratik konumla şekillenmesini ifade eder. Feminist teori ile postyapısalcılık arasında kurulan bir bireşimin ürünü olarak gerçekleşir. Postmodern feminizm, postfeminizmle karıştırılabilir ama farklı bir kavramdır.[1]
Bu konum grift ve tartışmalıdır; çünkü bir yandan feminizmin modernizm-postmodernizm tartışmasına dair söyleyecek fazla bir şeyleri olmadığı düşüncesi vardır, öte yandan postmodern düşüncenin oluşumunda ve postmodernizme dair söylemin kuruluşunda feminizmin yer aldığı iddiası söz konusudur. Yakından bakıldığında pek çok kadın yazar ve teorisyenin hem feminist hem de postmodernist bir konum içinden konuştuklarını görmek mümkündür. Bu konum içinde üretilen feminizm genel olarak "postmodern feminizm" olarak adlandırılmaktadır.
Postfeminizm, feminizmin yapısalcılığını gerçekleştirmek üzerine kuruludur. Postfeminizmde toplumsal anlamda sosyal cinsiyet olduğu gibi biyolojik cinsiyet de (yani gruplandırma özelliklerinin tümü) reddedilmiştir. Postfeminizmin ana noktasında özne olarak “kadın” değil, kadının özelleştirilmesi bulunmaktadır.
Bu teorinin merkezinde insanlar arasındaki farklar, yani cinsiyet kimliklerini oluşturmak yatmaktadır. Cinsiyet kimliklerine göre ayrım yapmaktansa, ne kadar çok insan varsa o kadar çok kimlik vardır fikrini kabul eder. Bu noktada da yaklaşım farklılaşır ve çok cinsiyetlilik kavramı ile yer değiştirir.
Bu teorinin en önemli temsilcisi Judith Butler’dır. 1990’da “Gender Trouble, Feminism and the Subversion of Identity” ve 1994’te “Bodies that Matter” kitaplarını yazmıştır. Her iki kitabında da gelişmekte olan “Queer Teorisi”[2] ile ilgilenmiştir. Butler’ın en önemli yazılarından biri, “eril” ve “dişi” davranışlar ve doğal ya da kaçınılmaz katiyetlerin incelendiği “Cinsiyet Modeli” üzerinedir. Bu yazı ayrıca feminist ve tartışılan teori oluşturulması bakımından, kadının feminizm objesi olarak görülmesi açısından da önem taşımaktaydı. Bunlar özellikle Almanya’da feminist teorinin tartışmalarının alevlenmesine sebep olmuştur.
70'li yıllardan itibaren gerek feminizm gerekse postmodernizm teorik/felsefi alanda olduğu kadar, kültürel ve siyasal alanda da etkili akımlar ve yönelişler ortaya koymuştur. Mary Joe Frug'un postmodernizmi ve feminist teorinin birleşimini dile getiren Manifestosu ("A Postmodern Feminist Legal Manifesto") bir anlamda postmodern feminizmin yasal ilanı olarak kabul edilmektedir.
Bu isimlerin üretikleri çalışmalara bakılırsa, hem feminizmin hem de postmodernizmin en önemli kaynaklarında yer almışlardır. Her iki yöneliminde ortak paydaları olduğu belirtilebilir; bunlar yeni bir toplumsal eleştiri alanı açmaları ve geleneksel felsefe ile eleştirel bir ilişki kurmaları şeklinde özetlenebilir. Ancak aralarında temel farklar da söz konusudur.Feminizm ve postmodernizm akımları kolayca bir araya gelebilir nitelikte değildirler. Bu bakımdan 70'ler sonrası, postyapısalcı felsefe ve psikanaliz ekseninde gelişme gösteren feminizmler, modernite eksenli feminizmlerin eleştirisini de gerçekleştirirler.
Özellikle toplumsal eleştiri konusunda postmodernizm fazlasıyla spekülatif bir görünüm sunarken, feministler özellikle toplumsal eleştiri konusunda ısrarcıdırlar. Öte yandan postmodernistler özcülük ve temeldencilik konusunda hassas bir dikkate sahip olurlarken, feministler buna düşme eğilimi gösterirler. Her iki yönelimin, feminizm ve postmodernizm bu tür farklarını silmeye ya da ortadan kaldırmaya yönelik girişimler de söz konusudur ki, bunları postmodern feminizm olarak eddetmek uygun görünmektedir. Postmodern feminizmler özcü ve temeldenci olmayan bir feminizm yönünde konumlanmakta ısrarcıdırlar.
Postmodern feminizm ekseninde belli başlı isimleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
Bu isimler genel anlamda ne feminizmle ne de postmodern söylemle tamamen bağdaşır görünmemektir, ancak her iki alanın ögelerini üzerlerinde taşıdıkları ve kendi zeminlerinde bu alalnların her ikisini birden geliştirdikleri ve genişlettikleri söylebilir.Geleneksel felsefi ve kuramsal argümanlara dayanmayan yen bir toplumsallık eleştirisi, hem feminizmden hem de postmodernizmden gelen bir yönelim olarak buradaki postmodern feministler tarafından geliştirilmeye ve belirli şekillerde temellendirilmeye çalışılır.
Bununla birlikte genelde özcü ve temeldenci olmayan bir yönelimle feminist kuramın tamamen uzlaşması olanaklı görünmemektedir. Ancak postmodern feministler bunu, feminist felsefenin genel özelliklerini değişime uğratarak aşmaya yönelirler. Böyle yaptıkları için geleneksel feminist felsefelerden (Radikal, markscı ya da sosyalist vb.) itirazlarla karşılanırlar. Sömürge sonrası feminizm teorisiyle (en önemli ve oldukça etkili bir düşünür olan Spivak bu yönelimin temsilcisi sayılmaktadır) postmodern feminist teorisyenler arasında paralellikler ve özgün bağlantılar söz konusudur.
Modernite eksenli feminizmler, postmodern feminizm için iktidar, öznelik, cinsiyet vb. konularda sorunludurlar ve dahası mevcut gerçekliği yeniden üretmekten öteye gidememektedirler. Önemli ya da belirleyici olan, kadınlar için mevcut toplumsal alanda eşit haklar elde etmek ya da belirli noktalara kadınların getirilmesi sağlamak değil, süregiden kadın söylemini ve mevcut hiyerarşik düzenlemeleri, iktidar yapılarını dönüştürebilmektir.
Postmodern feminizm bu anlamda yeni bir siyasal ve toplumsal eleştiri geliştirme arayışıyla ortaya çıkar. Dil, söylem ve kültür alanında mevcut yapıları sorunsallaştırmaya, bozmaya ve yerinden etmeye yönelmek, bunlara karşı yeni bir öznelik, söylemsellik ve kültür değerleri üretmek daha önemlidir. Bu anlamda modern ve postmodern feminizmler arasında, keskin ve köklü ayrımlar ve teorik çatışmalar söz konusudur.
Nancy Fraser ile Linda Nicholson, feminizm ve postmodernizm karşılaştırması içerisinde ("Felsefesiz Toplum Eleştirisi") bir değerlendirme sunmaya yönelirler ve burada feminizmin özcülüğe ve temelldenciliğe düşmelerini örneklerler. Onlar bu değerlendirmeden hareketle, feminist felsefenin asıl olarak postmodern olmaları gerektiğini söylerler. Postmodern feminizm onların düşüncesine göre pragmatik temelde kurgulanmalıdır, özcülüğün ve temeldenciliğin yeniden üretimi konusunda dikkatli olmalıdır. Evrenselci olmayan bir girişim olmalıdır. Onlara göre, psikanaliz dayanaklı Fransız feminizmi, yani Irigaray, Cixous ve Kristeva, reddediyor gibi görünselerde özcülük hatasına düşmektedirler.