Musahipzade Celal Nedir?
Musahipzade Celal Nedir?, Musahipzade Celal Nerededir?, Musahipzade Celal Hakkında Bilgi?, Musahipzade Celal Analizi? Musahipzade Celal ilgili Musahipzade Celal ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Musahipzade Celal ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Musahipzade Celal Ne Anlama Gelir Musahipzade Celal Anlamı Musahipzade Celal Nedir Musahipzade Celal Ne Anlam Taşır Musahipzade Celal Neye İşarettir Musahipzade Celal Tabiri Musahipzade Celal Yorumu
Musahipzade Celal Kelimesi
Lütfen Musahipzade Celal Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Musahipzade Celal İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Musahipzade Celal Kelimesinin Anlamı? Musahipzade Celal Ne Demek? ,Musahipzade Celal Ne Demektir? Musahipzade Celal Ne Demektir? Musahipzade Celal Analizi? , Musahipzade Celal Anlamı Nedir?,Musahipzade Celal Ne Demektir? , Musahipzade Celal Açıklaması Nedir? ,Musahipzade Celal Cevabı Nedir?,Musahipzade Celal Kelimesinin Anlamı?,Musahipzade Celal Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Musahipzade Celal Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Musahipzade Celal Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Musahipzade Celal Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Musahipzade Celal Kelimesinin Anlamı Nedir? Musahipzade Celal Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Musahipzade Celal Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Musahipzade Celal Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Musahipzade Celal - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Musahipzade Celal
Musahipzade Celal Nedir? Musahipzade Celal Ne demek? , Musahipzade Celal Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Musahipzade Celal Kelimesinin Anlamı? Musahipzade Celal Ne Demek? Musahipzade Celal Ne Demektir? ,Musahipzade Celal Analizi? Musahipzade Celal Anlamı Nedir? Musahipzade Celal Ne Demektir?, Musahipzade Celal Açıklaması Nedir? , Musahipzade Celal Cevabı Nedir? , Musahipzade Celal Kelimesinin Anlamı?
Musahipzade Celal | |
---|---|
Doğum | 31 Ağustos 1868 İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 20 Temmuz 1959 (90 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Meslek | Yazar |
Musahipzade Celal (31 Ağustos 1868, İstanbul - 20 Temmuz 1959, İstanbul), Türk oyun yazarı.
Türk edebiyatında tiyatro alanında ilk yazılı eserlerin verilmeye başladığı II. Meşrutiyet döneminde yetişmiş ve sadece tiyatro alanında eser vermiş iki önemli yazardan birisidir (diğeri Refik Ahmet Nuri Sekizinci).[1] Cumhuriyetin ilanından sonra eserler vermeye devam etmiş, konularını Osmanlı döneminden günlük yaşamdan almıştır. Osmanlı toplumunda yozlaşan değerleri hicveden komedi tarzında eserler vermiştir. Yirmiden fazla oyunu bulunur.
31 Ağustos 1868 günü İstanbul’un Cihangir semtinde dünyaya geldi. Asıl adı Mahmut Celaleddin’dir. Gazhane Başkâtibi Musahipzade Ali Bey ile Fıtnat Ecibe Hanım’ın oğludur. Dedesi, III. Selim’in musahibi bestekâr İzzet Şakir Ağa’dır. 1935’te çıkarılan Soyadı Kanunu ile Musahipzade soyadını aldı ve Musahipzade Celal adıyla ünlendi.
İstanbul'da Firuzağa Sıbyan Mektebinde ilköğreniminin ardından, Feyziye Rüştiyesini ve Süleymaniye Numune-i Terakki İdadisini bitirdi. 1889 yılında, yazı yazma alışkanlığını edineceği Babıâli Tercüme Odası'nda kâtip olarak göreve başladı. Bir yandan da Hukuk Mektebine devam etti ancak bitiremedi.
Tiyatroya olan ilgisi Tercüme Odası'nda görev yapmaktayken ortaya çıktı. Arkadaşları ile arasında orta oyunları tertip edip bizzat kendisi de bu oyunlarda zenne rollerine çıktı.[2] Mardiros Mınakyan’ın Osmanlı Dram Kumpanyası’nın oyunlarını takip etmesiyle oyun yazmaya karşı merak duydu. Tiyatro bilgisini Ahmet Vefik Paşa’nın Moliere çevirilerini inceleyerek arttırdı. 1908’de Tercüme Bürosu’ndan ayrılınca zamanının büyük bölümünü oyun yazma çalışmalarına ayırdı. Yayımlanan ilk oyunu olan Türk Kızı’nı (1910) bu dönemde yazdı, oyun 1912’de Köprülüler adıyla Manakyan Tiyatrosu’nda sahnelendi.[3] Belediye işlerine kadıların baktığı devri hicveden İstanbul Efendisi (1913) adlı ilk müzikal oyununun ardından; Macun Hokkası (1917), baba parası yiyen mevki sahibi kimseler ile yaşamlarını alın terleriyle kazanmaya çalışan emekçilerin arasındaki karşıtlığı anlatan Yedekçi (1919), Kaşıkçılar (1920), Atlı Ases, Demirbaş Şarl gibi oyunları yazmaya ve sahnelenmeye devam etti. 1919-1924 yılları arasında yazdığı oyunların hepsi Osmanlı Operet Heyeti (1923 yılında İstanbul Operet Heyeti adını aldı) tarafından sahnelendi. Lale Devri adlı oyunu, İstanbul’da ilk defa kadınların tiyatroya gelmesini sağlayan oyun oldu. O sene ramazan ayında ilk defa kadınların da gece tiyatroya gelip bu oyunu izlemesi için izin verildi. Oyun yazmayı sürdürürken memuriyet hayatına 1917′de Üsküdar livasında bandrol memuru olarak devam etti. 1920′de bandrol örgütü kaldırılınca görevi Maliye tahsil memurluğuna aktarıldı. 1923 yılında Üsküdar defterdarı iken emekliye ayrıldı.
Musahipzade Celal, emekliliğinden sonra bir süre "Evkaf Müzesi"nde koleksiyon uzmanlığı yaptı. 1927 yılında kütüphane görevlisi olarak Darülbedayi'ye girince geçmişten gelen, tiyatroya olan ilgisini geliştirme olanağı buldu. Ardı ardına tarihî hiciv özelliğinde eserler kaleme aldı. 1927’den sonra yazdığı oyunlar Darülbedayi’de (sonra İstanbul Şehir Tiyatroları adını aldı) sahnelendi. 1927’de Darülbedayi’de sahnelenen Fermanlı Deli Hazretleri adlı eseriyle tanındı. Aynaroz Kadısı (1928), Kafes Arkasında (1929), Bir Kavuk Devrildi (1930), Balaban Ağa (1933) adlı oyunları Darülbedayi’de sahnelendi. Bir Kavuk Devrildi‘de yabancı yatırımların yerli iktisadı iflasa sürüklemesini, bilgisiz yöneticilerin halkı sömürmesini; Balaban Ağa’da yetişmekte olan yükseköğrenim gençliğinin kendi sorunlarıyla baş başa bırakılmasını yerdi. Beklenen ilgiyi görmeyen Selma (1934) adlı dramdan sonra yeni oyun yazmadı; 18 oyunu 1936’da toplu hâlde yayımlandı. 1937’de Türk Kızı’nın değiştirilmiş hâli olan Gülsüm'ü (1937) ve ardından Mehmet Şükrü Erden ile Genç Osman (1937) adlı oyunu kaleme aldı.
Türkiye’ye özgü denebilecek bir müzikal komedi türünün ilk yazarı olma özelliğini taşıyan Musahipzade'nin oyunları 18. yüzyıl Osmanlı toplumundaki idari bozuklukları ve dinî sömürüyü malzeme olarak kullandı. Aynaroz Kadısı ve Bir Kavuk Devrildi adlı oyunları Muhsin Ertuğrul tarafından sinemaya aktarıldı. Eski İstanbul Yaşayışı (1946) adlı kitabında kendi hatıralarını, eski Osmanlı adetlerini ve gündelik hayatın detaylarını anlatmıştır. 1958 yılında çıkan bir yangında Bir Kavuk Devrildi filmi yandı.
13 Şubat 1952’de 40. sanat jübilesi yapıldı. Son yıllarında gözleri görmeyen Musahipzade Celal, oyunlarını yeğenlerine ve onların çocuklarına yazdırdı,[4] 20 Temmuz 1959’da yaşamını yitirdi.
İstanbul Şehir Tiyatroları'nın Üsküdar sahnesi yazarın adını taşır. Müsahipzade Celal'in mezarı Üsküdar Karacaahmet'tedir.[5]
Osmanlı toplumunda yozlaşan değerleri hicveden komedi tarzında eserler vermiştir. Sosyal tenkide büyük önem vermiş, bu hicivlerle eserleri daha çok töre komedisi hâlini almıştır. Tiyatroya olan ilgisi Tercüme Odası’nda görev yapmaktayken ortaya çıktı. Arkadaşları ile arasında orta oyunları tertip edip bizzat kendisi de bu oyunlarda zenne rollerine çıktı. Osmanlı Kumpanyası’nın oyunlarını takip etmesiyle oyun yazmaya karşı merak duydu.
Tiyatro bilgisini Ahmet Vefik Paşa’nın Moliere çevirilerini inceleyerek artırdı. 1908’de Tercüme Bürosu’ndan ayrılınca zamanının büyük bölümünü oyun yazma çalışmalarına ayırdı. Yayımlanan ilk oyunu olan Türk Kızı’nı bu dönemde yazdı, oyun 1912’de Köprülüler adıyla Manakyan Tiyatrosu’nda sahnelendi.
Belediye işlerine kadıların baktığı devri hicveden İstanbul Efendisi adlı ilk müzikal oyununun ardından; Macun Hokkası, baba parası yiyen mevki sahibi kimseler ile yaşamlarını alın terleriyle kazanmaya çalışan emekçiler arasındaki karşıtlığı anlatan Yedekçi, Kaşıkçılar, Atlı Ases, Demirbaş Şarl gibi oyunları yazmaya ve sahnelenmeye devam etti. 1919-1924 yılları arasında yazdığı oyunların hepsi Osmanlı Operet Heyeti tarafından sahnelendi.
Lale Devri adlı oyunu, İstanbul’da ilk defa kadınların tiyatroya gelmesini sağlayan oyun oldu. O sene Ramazan ayında ilk defa kadınların da gece tiyatroya gelip bu oyunu izlemesi için izin verildi. Türkiye’ye özgü denebilecek bir müzikal komedi türünün ilk yazarı olma özelliğini taşıyan Musahipzade, 18. yüzyıl Osmanlı toplumundaki idari bozuklukları ve dini sömürüyü yansıtmıştır.
Musahipzade Celal, hem Millî Edebiyatın hem de Cumhuriyet’in önemli bir tiyatro yazarıdır. Sanatçının adı bir vefa borcu olarak günümüzde Şehir tiyatrolarının Üsküdar sahnesine verilmiştir.