Mehmed Sait Halet Efendi Nedir?
Mehmed Sait Halet Efendi Nedir?, Mehmed Sait Halet Efendi Nerededir?, Mehmed Sait Halet Efendi Hakkında Bilgi?, Mehmed Sait Halet Efendi Analizi? Mehmed Sait Halet Efendi ilgili Mehmed Sait Halet Efendi ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Mehmed Sait Halet Efendi ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Mehmed Sait Halet Efendi Ne Anlama Gelir Mehmed Sait Halet Efendi Anlamı Mehmed Sait Halet Efendi Nedir Mehmed Sait Halet Efendi Ne Anlam Taşır Mehmed Sait Halet Efendi Neye İşarettir Mehmed Sait Halet Efendi Tabiri Mehmed Sait Halet Efendi Yorumu
Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesi
Lütfen Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Mehmed Sait Halet Efendi İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesinin Anlamı? Mehmed Sait Halet Efendi Ne Demek? ,Mehmed Sait Halet Efendi Ne Demektir? Mehmed Sait Halet Efendi Ne Demektir? Mehmed Sait Halet Efendi Analizi? , Mehmed Sait Halet Efendi Anlamı Nedir?,Mehmed Sait Halet Efendi Ne Demektir? , Mehmed Sait Halet Efendi Açıklaması Nedir? ,Mehmed Sait Halet Efendi Cevabı Nedir?,Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesinin Anlamı?,Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Mehmed Sait Halet Efendi Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesinin Anlamı Nedir? Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Mehmed Sait Halet Efendi Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Mehmed Sait Halet Efendi - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Mehmed Sait Halet Efendi
Mehmed Sait Halet Efendi Nedir? Mehmed Sait Halet Efendi Ne demek? , Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesinin Anlamı? Mehmed Sait Halet Efendi Ne Demek? Mehmed Sait Halet Efendi Ne Demektir? ,Mehmed Sait Halet Efendi Analizi? Mehmed Sait Halet Efendi Anlamı Nedir? Mehmed Sait Halet Efendi Ne Demektir?, Mehmed Sait Halet Efendi Açıklaması Nedir? , Mehmed Sait Halet Efendi Cevabı Nedir? , Mehmed Sait Halet Efendi Kelimesinin Anlamı?
Mehmet Sait Halet Efendi (1760, İstanbul - Kasım 1823, Konya), ulema sınıfından Osmanlı devlet adamı. II. Mahmud zamanında rikâb-ı hümâyun kethüdası unvanını alarak önemli bir konum elde etmiştir.
Babası Kadı Kırımlı Hüseyin Efendi olup şeyhülislam Esadzade Mehmet Şerif Efendi'nin yardımcılarındandı.[1] Asıl adı Seyyid Mehmet Said idi. Çocukluğundan itibaren "Meşihat Kalemi"ne devem etmiştir ve burada "Halet" ismini aldı. Geleneksel ulema eğitimi olan medrese eğitiminden geçmedi. Fakat belagat, kitabet ve şiirde özel çabalarla kendi kendini yetiştirdi. Yaşı yirmiye vardığında kadılık ruusu elde etti. Şeyhülislam Dürrızade Seyyid Mehmet Ataullah Efendi'nin görev döneminde meşihat dairesinden ayrıldı.[1] Sonra çeşitli Bâb-ı li ve paşa kalemlerinde çalıştı, zeki ve bilgili olduğu için sivrildi. Önce rikab-ı hümayun kethüdası Mehmed Reşit Efendi'ye mühürdar yamağı olup bu görevde efendisine kendini beğendirdi. Bu görevde iken Mehmet Raşit Efendi'nin konağında yapılan gece toplantılarında gazeller okuyarak ve tarihi konularda konuşmalar yapıp dikkatleri çekti. Sonra Manastır'a gitti. Burada önce Rumeli Valisi Ebubekir Sami Paşa dairesinde ve sonra da Mirmiran Ohrili Ahmet Paşa dairesinde çalıştı. Daha sonra Yenişehir Feneri mollası kethüdası oldu. Sonra İstanbul'a döndü. Galata Mevlevihanesi'nde ünlü şeyh ve şair Şeyh Galib'e intisap etti. Sonra Zahire Nazırı Rasih Mustafa Efendi, takiben Kasapçıbaşı Hacı Mehmed Ağa dairelerinde kâtiplik yaptı. Buradan derya tercümanı Kalimaki yanına kâtip oldu. Bu görevde Fenerli Rumlar'ın ileri gelenleri ile dostluklara kurdu. Yanında çalıştığı ilk efendisi olan Mehmed Raşit Efendi'nin iltiması suretiyle hacegân sınıfına alındı. Bu sınıf mensubu olarak beylikçi kasadar maiyetine verildi.[1]
1802'de başmühasip payesi ve orta elçilik unvanı ile Paris’e büyükelçi Mehmed Said Galip Paşa’nın yanına ikamet elçisi olarak tayin edildi. 20 Temmuz 1803'te büyük sayıda bir maiyetle Paris'e ayrılıp o şehre 22 Eylül'de vardı. 1803-1806 döneminde Napolyon Bonapart'ın konsüllük ve imparatorluk dönemlerinde, Osmanlı Devleti Fransa elçisi olarak Paris’te kalmıştır. 1806'da İstanbul'a döndü.[1] 1807'de Divan-ı Hümayun beylikçisi görevine getirildi ve hemen sonra da rikab-ı hümayun reisi oldu. Bu arada Fransa'ya karşı savaşa giren İngiltere'nin elçisi ile gizli ilişkilere girdi. Bunu öğrenen Fransız elçisinin ihbar etmesi nedeniyle Mayıs 1807’de III. Selim'e karşı Kabakçı Mustafa İsyanı çıktığı ay Kütahya'ya sürüldü. Bir yıl sonra IV. Mustafa tahta geçmiş iken affedildi, ama İstanbul'a gelmesi önlenmek için Bağdat'a gönderildi. Burada kendisine rütbesi dışında ağır bir görev verildi. Bağdat Valisi Süleyman Paşa yıllardır bu görevde bulunmakta idi ve kendine özerk olarak ve devlete karşı kafa tutan bir idare uygulamakta idi. Hâlet Efendi'ye verilen ağır görev, Süleyman Paşa'yı makamından indirerek idam ettirmek ve yerine valilik kethüdasını vezirlik rütbesi ile Bağdat valisi olarak oturtmaktı. Halet Efendi bu görevi başarmak için bölgede bir yıldan biraz daha uzun zaman kalmak zorunda kaldı. Fakat sonunda Musul'daki ileri gelen sülalelerle ve Baban Sülalesi destekleri ile bu görevleri başardı. 1810'da İstanbul'a geri döndü. Bu sırada İstanbul'da Mayıs 1807'den beri devam eden gayet karışık Kabakçı Mustafa İsyanı ve Alemdar Vakası sona ermiş ve Sultan II. Mahmut devlet idaresini tam olarak eline almaya hâlâ çalışmakta idi.
II. Mahmut Halet Efendi'nin Bağdat'ta başarılı görevinden haberdar olarak 1811'de Halet Efendi'yi tekrar rikab-ı hümayun kethüdası yaptı ve kendi maiyetine alarak onu gizli yazışmalarla görevlendirdi. 1815'te Halet Efendi nişancı görevini, yani padişahın başkâtibi sıfatını aldı ve büyük bir nüfuz kazandı ve Sultan üzerindeki bu özel nüfuzunu 1823'e kadar devam ettirdi. Bunu yeniçeri ocağını koruyup askeri ıslahatın yapılmasına engel olarak ve Fenerli Rumları memnun etmek için Tepedelenli Ali Paşa'yı ezerek kötüye kullandı. Benzer şekilde sadrazam Benderli Ali Paşa'nın Yunan İsyanı ile ilgili önerilerine muhalefet ederek gözden düşmesine neden oldu. İcraatları sonucu olarak Mora ihtilali alevlendi, Yunanlar bağımsızlık kazandılar.
II. Mahmut, Hâlet Efendi'nin zararlı olduğunu anlayarak onu Konya’ya gönderip başını kestirdi.
Halet Efendi kinciliği ve acımasızlığı ile isim yapmıştır. En basit nedenlerden bile insanları öldürtmekten çekinmediği ve hatta halk arasında terör saçıp korku yaratmak için masum kişileri idam ettirdiği; bu öldürücü sadizmi doğal saydığı belirtilmiştir. Bu tutumu ve mizacını açığa vuran çok sayıda anekdot bulunmaktadır.[1]
Buna tam çelişkili olarak şairliği, engin kültürlülüğü, zarif kişiliği, nezaketi ile de bilinmektedir. Konağının bir kültür yuvası olduğu, saz fasıllarına; siyasal, bilimsel ve edebi sohbetlere ve ziyafetlere devamlı açık olduğu da belirtilmektedir.[1]
Galata Mevlevihanesi'nde bir 813 nadide yazma kitaptan oluşan bir kütüphane kurdurmuştur. Aynı mevkide yaptırdığı bir sebil ve türbesi de bulunmaktadır. Zinetu'l-mecalıs başlıklı bir divanı bulunmaktadır ve bu 1842'de basılmıştır.
|isbn=
değerini kontrol edin: checksum (yardım). OCLC 1073185039.