Fıkıh Nedir?
Fıkıh Nedir?, Fıkıh Nerededir?, Fıkıh Hakkında Bilgi?, Fıkıh Analizi? Fıkıh ilgili Fıkıh ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Fıkıh ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Fıkıh Ne Anlama Gelir Fıkıh Anlamı Fıkıh Nedir Fıkıh Ne Anlam Taşır Fıkıh Neye İşarettir Fıkıh Tabiri Fıkıh Yorumu
Fıkıh Kelimesi
Lütfen Fıkıh Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Fıkıh İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Fıkıh Kelimesinin Anlamı? Fıkıh Ne Demek? ,Fıkıh Ne Demektir? Fıkıh Ne Demektir? Fıkıh Analizi? , Fıkıh Anlamı Nedir?,Fıkıh Ne Demektir? , Fıkıh Açıklaması Nedir? ,Fıkıh Cevabı Nedir?,Fıkıh Kelimesinin Anlamı?,Fıkıh Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Fıkıh Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Fıkıh Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Fıkıh Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Fıkıh Kelimesinin Anlamı Nedir? Fıkıh Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Fıkıh Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Fıkıh Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Fıkıh - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Fıkıh
Fıkıh Nedir? Fıkıh Ne demek? , Fıkıh Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Fıkıh Kelimesinin Anlamı? Fıkıh Ne Demek? Fıkıh Ne Demektir? ,Fıkıh Analizi? Fıkıh Anlamı Nedir? Fıkıh Ne Demektir?, Fıkıh Açıklaması Nedir? , Fıkıh Cevabı Nedir? , Fıkıh Kelimesinin Anlamı?
Makale serilerinden |
Makale serilerinden |
Fıkıh (Arapça: فقه), anlayış, anlayış tarzı veya derinliği anlamına gelen kelime, terim olarak İslami kanunların teorik ve pratik uygulama (fetva) çalışmalarına verilen ismi ifade etmektedir.
Müslümanlar Allah tarafından indirildiğine ve Kur'an ve sünnette ortaya konulduğuna inandıkları şeriatı ulema tarafından kendilerine iletilen sorunlara getirmeye çalıştıkları cevaplar (Fetva) ve yapılan yorum çabaları (İctihad) genişletmişler, bu amaçla kaynakları, kural ve prensipleri tespit etmeye çalışmışlardır.
Fıkıhla ilgilenen kişiye fakih denir.
Fıkıh, Arapça kökenli bir sözcüktür. "Bir şeyin özünü ve inceliklerini kavramak" anlamındadır. Kur'an'da da bir bilimden çok "ince anlayış, keskin idrak ve konuşanın amacını anlamak" anlamlarında kullanılmıştır. "Fakih" ise "bir şeyi iyi bilen, iyi anlayan kimse" demektir. Çoğulu "fukaha"dır. Fakih kelimesinin İslam ilimlerindeki terim anlamı ise tarih içerisinde fıkıh kelimesinin değişen manası ile paralel olarak değişikliğe uğramıştır.[1]
Fıkıhcılar insan davranışlarını kategorize ederek onlara Farz, vacip, sünnet, müstehap, mübah, mekruh, haram gibi etiketler vermişlerdir. Fıkıhta fetva dilinde sık kullanılan diğer terimler ise Zeyd (x kişisi), yecüzü (caizdir, uygundur), la yecüzü (caiz değildir, uygun değildir) gibi deyimlerdir.
İslam'da Peygamber Muhammed sonrasında dini kuralların belirlenmesi ve şekillendirilmesi amacıyla yola çıkan ulemanın, günün şartları ve getirdiği yeni problemler karşısında Şeriat hükümlerinin ortaya çıkartılması veya bu konularda hüküm konulmamış ise yeni hükümlerin, konulmuş olan eski hükümlere kıyasla konulabilmesi gibi, ictihad (hüküm tesis etme) ve kurallar koyma çalışmaları yapılmıştır.
Tesis edilen hükümlerin delilleri ile birlikte bilinebilmesi ve aynı delillere dönük eleştiri ve yeni yorumlar yapılabilmesi, farklı anlayışların ve fıkıh mezheplerinin oluşumuna yol açmıştır. Müslümanlar arasında Şeriat'ın aksine fıkıh kutsallık içermez ve farklı ve birbirini kıyasıya eleştiren mezhepler (İslam dini fıkıh mezhepleri) değişik coğrafya ve topluluklar arasında yaygınlaşır.
Fıkıh üç ana kısma ayrılır: 1. Muamelat (İşlemler) ve 2. Ukubat (Yaptırımlar / Cezalar) ve 3. İbadat (ibadetler). Giderek yaygınlaşan "İslam Hukuku" ifadesi ile de aslında Fıkıh içerisindeki Muamelat ve Ukubat alanları kastedilmektedir. Günümüzde laik eğilimlerin artması ile Fıkıh özellikle ibadetlerle ilgili bir alan görünümü oluşturmaktadır.
İbadat (ibadetler) alanı ayrı tutulduğunda İslam Hukuku iki ana dala ayrılır: Muamelat (İşlemler) ve Ukubat (Yaptırımlar / Cezalar).
İbadat (ibadetler) alanı Fıkıh içerisinde yer almakla birlikte hukukun ilgi alanı içerisine girmediği için ayrı bir kategori olarak değerlendirilir. Yani bu alanın hukuktan ayrılması eğilimi söz konusudur. Münakahat (nikah, aile hukuku) ise Osmanlı döneminde Mecelle ile birlikte eklenmiş ancak sınıflandırmada genel kabul görmemiştir.
Fıkıh usulü İslami kural ve kanunların teorik çalışmalar kısmını oluşturur. Bu kapsamda bir konu ile ilgili kaynakların neler olduğu veya olabileceği ile ilgili görüşlerin ortaya konması, değerlendirilmesi, ayet ve hadislerin konu ile ilgili açık bir hüküm ifade edip etmediğinin tartışılması, ayet ve hadislerin bağlam, kapsam, istisna, mutlakiyet vb. açılarından değerlendirilmesi, birbiri ile çelişen kaynakların uyumlulaştırılması veya hangisinin tercih edileceği gibi konularla ilgilenir.
Fıkhın 4 asli kaynağı vardır: Kur'an, Hadis, İcma, Kıyas. Bunların dışında fer'i denilen kaynakları vardır ki onlardan bazıları şunlardır: istihsân, istislah, İstishâb, örf, Şeriatü men kablena, Mesalih-i mürsele Seddi zerai. Osmanlı İmparatorluğu'nda uygulandıktan ve bu imparatorluk dağıldıktan sonra oluşan İslam dinine mensup ülkelerde uygulanmaktadır.
İslam Hukuk Usulü (Yöntemi) ana kaynakalar (Kuran ve Sünnet) dışında özetle şu şekilde kullanılır:
1. İcma: Görüşleri toplamak, görüş birliğine varmak.
2. Kıyas: Benzer örnekleri karşılaştırma yoluyla sonuç çıkarma. Sorunu çözerken ona çok benzeyen önceki örnek olaylardan yararlanılır (Örnekseme).
Uygulamada İslam dünyasında özellikle ibadetler konusunda duruma özel birçok ifade genelleştirilerek yaygınlık ve devamlılık kazanmıştır. Bu durumun Kurban ibadeti ve hicap uygulaması gibi örnekleri bulunmaktadır. Bir başka örnek ise fıkıh tanımlarına göre açık ve tartışmasız olması gereken farz ve haram gibi kavramların içeriğinin mezheplere göre farklılıklar göstermesidir.
İslamiyetin ilk devirlerinde islam dini ile ilgili bütün çalışma ve tartışmalar fıkıh disiplini altında yapılmaktaydı. Daha sonra fıkıh, Hicri 1. asırda (Miladi 7.- 8. yüzyıllar) sadece ameli yani eylemsel konulara has kılınan, İslam hukuku olarak ayrı bir ilim haline geldi. Fıkhın metodolojisi anlamına gelen Fıkıh Usûlü müctehidin (yani dinde hüküm verebilecek şahsın) şer'î hükümleri tafsili (açıklayıcı) delillerinden çıkarmasına yarayan kurallar bütünüdür. Fıkıh usûlü açısından elimize ulaşan ilk eser hicri 2. yüzyılda İmam Şafii'nin Er-Risale fil-Usul adlı eseridir.