Eyyûbîler Nedir?
Eyyûbîler Nedir?, Eyyûbîler Nerededir?, Eyyûbîler Hakkında Bilgi?, Eyyûbîler Analizi? Eyyûbîler ilgili Eyyûbîler ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Eyyûbîler ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Eyyûbîler Ne Anlama Gelir Eyyûbîler Anlamı Eyyûbîler Nedir Eyyûbîler Ne Anlam Taşır Eyyûbîler Neye İşarettir Eyyûbîler Tabiri Eyyûbîler Yorumu
Eyyûbîler Kelimesi
Lütfen Eyyûbîler Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Eyyûbîler İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Eyyûbîler Kelimesinin Anlamı? Eyyûbîler Ne Demek? ,Eyyûbîler Ne Demektir? Eyyûbîler Ne Demektir? Eyyûbîler Analizi? , Eyyûbîler Anlamı Nedir?,Eyyûbîler Ne Demektir? , Eyyûbîler Açıklaması Nedir? ,Eyyûbîler Cevabı Nedir?,Eyyûbîler Kelimesinin Anlamı?,Eyyûbîler Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Eyyûbîler Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Eyyûbîler Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Eyyûbîler Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Eyyûbîler Kelimesinin Anlamı Nedir? Eyyûbîler Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Eyyûbîler Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Eyyûbîler Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Eyyûbîler - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Eyyûbîler
Eyyûbîler Nedir? Eyyûbîler Ne demek? , Eyyûbîler Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Eyyûbîler Kelimesinin Anlamı? Eyyûbîler Ne Demek? Eyyûbîler Ne Demektir? ,Eyyûbîler Analizi? Eyyûbîler Anlamı Nedir? Eyyûbîler Ne Demektir?, Eyyûbîler Açıklaması Nedir? , Eyyûbîler Cevabı Nedir? , Eyyûbîler Kelimesinin Anlamı?
Eyyûbîler | |||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1171-1260/1341 | |||||||||||||||||||
Solda: Devletin sancağı Sağda: Selahaddin'in Kartalı | |||||||||||||||||||
Selahaddin'in ölümünde, MS 1193'te Eyyubi sultanlığının siyasi alt bölümlerini ve şehirlerini gösteren harita. Özellikle Yemen ve Batı Arabistan'daki sınırlar yaklaşık olarak verilmiştir. | |||||||||||||||||||
Tür | Egemen devlet (1171-1260) | ||||||||||||||||||
Başkent | Kahire (1171-1174; 1218-1250) Şam (1174-1218) Halep (1250-1260) Hama (1341 yılına kadar) | ||||||||||||||||||
Yaygın dil(ler) | |||||||||||||||||||
Resmî din | Eş'arilik itikadına ve Şâfiîlik fıkhına bağlı Sünnî İslam | ||||||||||||||||||
Hükûmet | Abbâsî Halifeliği altında Sultanlık (prenslik konfederasyonu) | ||||||||||||||||||
Sultan | |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
Tarihçe | |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
Yüzölçümü | |||||||||||||||||||
y. 1190 | 2.000.000 km2 | ||||||||||||||||||
y. 1200 | 1.700.000 km2 | ||||||||||||||||||
Nüfus | |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
Para birimi | Dinar, dirhem | ||||||||||||||||||
Eyyûbîler Devleti veya Eyyûbîler[3] (Arapça: الأيّوبيّون, Eyyûbîyûn; Kürtçe: Dewleta Eyûbiyan), Zengi Devleti'nin komutanı olan Selahaddin Eyyûbî'nin 1171 yılında kurduğu Eyyubi Hanedanı'nın Mısır ve Suriye'de egemen olduğu Sünni Müslüman bir devlettir.[a][4][5][6][7][8] En güçlü olduğu dönemde Mısır, Suriye, Irak, Hicaz, Kudüs, Libya, Yemen ve Levant bölgelerini egemenliği altında tutmuştur. 1171'de Selahaddin Eyyubi tarafından Mısır'daki Şii Fâtımî Halifeliği'nin ortadan kaldırılmasının ardından doğan bir iktidar boşluğuyla Selahaddin'in ''Mısır Sultanı'' ilan edilerek tarih sahnesine çıkan devlet, 1187'de Hıttin Muharebesi ile Kudüs'ü Hristiyanlardan geri almış ve Orta Doğu'da önemli bir güç hâline gelmiştir.[9]
Eyyubi Hanedanı, nispeten kısa görev süresine rağmen bölgede, özellikle de Mısır'da dönüştürücü bir etkiye sahip oldu. Eyyubiler döneminde, daha önce Şii bir halifelik olan Mısır, baskın Sünni siyasi ve askerî güç ile bölgenin ekonomik ve kültürel merkezi hâline geldi. Saltanatı boyunca Eyyubi yönetimi, ekonomik bir refah çağını da başlattı ve sağlanan kolaylıklar, İslam dünyasında entelektüel faaliyetlerin yeniden canlanmasına yol açtı. Aynı zamanda bu dönemde, büyük şehirlere çok sayıda medrese inşa edilerek bölgedeki Sünni Müslüman egemenliğini şiddetle güçlendirmeye yönelik bir süreç de etkili oldu.
Nüfusunun çoğunu Kürtlerin ve Arapların oluşturduğu[10] Eyyubiler Devleti, topraklarını Hicaz'a ek olarak, Levant bölgesinin çoğunu kapsayacak şekilde, Mısır sınırlarının ötesine hızla genişletti.[11] Yemen, Kuzey Nubia, Trablusgarp, Sirenayka, Güneydoğu Anadolu ve özellikle Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Kuzey Irak'a hükmetti.[11] İslam dünyasının iki önemli kutsal şehri olan Mekke ve Medine'yi de elinde bulunduran devlet, ''İki Kutsal Caminin Koruyucusu'' unvanına sahip oldu ve bu unvan, bizzat devletin kurucusu Selahaddin Eyyubi tarafından da kullanıldı.
Haçlıların Kudüs'ü 1099 yılında ele geçirdikten 88 yıl sonra, Kudüs'ün bu sefer Selahaddin komutasındaki Eyyubiler tarafından geri alınmasıyla Haçlılara karşı kazanılan zaferden dolayı Selahaddin, bugün başta saltanat sürmüş olduğu birçok ülkede ulusal bir kahraman olarak anılmaktadır. Günümüzde, saltanatının birer parçası olmuş olan Mısır, Suriye, Filistin, Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Yemen ve doğum yeri olan Irak, ulusal arması olarak hanedan kartalını armalarında bulundurmaktadırlar.
Devletin kurucusu olan Selahaddin Eyyubi, Tikrit'te Kürt bir ailede doğmuştur.[12][13][14][15][16][17] Selahaddin Eyyûbî’nin babası Necmeddin Eyyûb ise, o dönemde bir Kürt hanedanlığı olan Şeddâdîler'in hüküm sürdüğü Divin şehrinde, Ecdenakan isimli, ahalisinin tamamının Kürtlerden oluştuğu bir köyde doğmuştur ve babasının adı Şâdi (veya Şazi) el-Kürdî’dir.[18][19]
Eyyubi ailesi, Hezbaniyye Kürtlerinin Revvâdîler aşiretindendir.[20] Revvâdîler'in soyu ise, Yemenli bir Arap kabilesine dayanmaktadır.[21] Abbâsî hâlifesi tarafından 758 yılında Basra'dan alınarak Azerbaycan'a yerleştirilmişlerdir. Sonra, onun soyundan gelen torunları, 8. ve 9. yüzyıllarda Abbâsîlerin Tebriz valisi olarak vazife yapmışlardır. Revvâdîler, 10. yüzyılın başından itibaren Azerbaycan'da baskın hale gelen Kürt varlığıyla, özellikle de Hezbani aşiretiyle karışmışlar ve giderek Kürtleşmişlerdir.[20][22]
Tarihçi İbn Haldun'a göre ise Selahaddin Eyyubi'nin ataları, aslı Arap olan Yemen'in Himyeri vilayeti eşrafından, Hezbâniyye Kürtlerinin Revvâdîler aşiretine mensupturlar.[23]
Arap tarihçi El-Hazrecî'nin Eyyubileri anlatan eseri, Târihu Devleti'l-Ekrâd (Türkçe: Kürd Devletinin Tarihi) ismini taşımaktadır.[24][25][26][27] Bir diğer Arap tarihçi İbn-i Şeddad (1145-1235),[28] Memlûk dönemi tarihçisi Ebu Hamid el-Kudsi[29] ve Osmanlı tarihçisi Ahmed Vasıf Efendi gibi şahsiyetler de eserlerinde Selahaddin'den ve onun hanedanından "Kürt" diye bahsetmişlerdir.[30]
Tüm bu etnik köken tartışmaları ve araştırmalarından sonra Eyyûbîler Devleti, genel olarak bir Kürt hanedanlığı ve Kürt devleti olarak kabul edilir.[7][31][32][33][34]
Siyasi yapısı bakımından Eyyûbî konfederasyonun yönetim tutumları kendi yurdunun siyasi kurumları ile alakalı olabilir. Fakat bu kurumları çağdaş Türk devletlerinin temel yapısıyla önemli ölçüde farksızdı ve Eyyubîler birçok yönden Selçukluların bir halefi olarak anlaşılabilir.[3][35] Türk askeri yapısına dayandığı için İngiliz tarihçi Andrew Peacock'un Aktardığına göre Eyyubiler zaman zaman Guz (Oğuz) olarak bilinirdi.[36]
Mısır tarihi dizisinin bir parçası |
---|
Fâtımîler’in son halifesi olan El-zıd bil-Lâh’ın 1171 tarihinde vefatı üzerine Şâfiî olan Selahaddin Eyyübi Mısır’a yerleşti. Bunun üzerine 278 sene süren Mısır Şiiliğinin tarihe karışması neticesinde Mısır Şia Batınilik mensupları da çeşitli ülkelere dağılmak zorunda kaldılar. Böylece, Sultan Selahaddin Eyyubi’nin baskısından bunalan Batınilik dâîleri bu yeni bağımsızlığına kavuşan bölgelere göç ettiler.
1158 yılında Büyük Selçuklular'ın sonu olarak kabul edilen Sultan Sencer’in evlât bırakmadan ölmesi üzerine Selçuklu valileri Horasan, Irak-ı Acem, Kirman, Halep, Şam ve Anadolu Selçuklu Sultanlığı şubeleri oluşturdukları gibi Benî Artıklar, Elgarzîler, Musul ve Halep Atabeylikleri isimleri altında bağımsızlıklarını ilân ettiler.[3]
1171’de Fatımilere son veren Selahaddin Eyyûbî, Mısır'da hutbeyi yeniden Abbasi halifesi adına okutmuş ve Mısır'da Sünnîliği yeniden başlatmıştır. 1174'te kendi adına hutbe okutarak devletin başına geçti. İlk iş olarak Zengiler'i kendi topraklarına bağladı. Suriye, Filistin, Hicaz, Ürdün, Yemen, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni egemenliği altına aldı. 1177 yılında Montgisard Muharebesi'nde Kudüs Kralı IV. Baudouin'e yenildi.
Selahaddin Eyyubi, Haçlılarla uzun süren mücadeleler yaptı. 1187 yılında Kudüs Kralı Lüzinyanlı Guy'ın ordusu ile yaptığı Hıttin Muharebesi'nde Haçlı ordusunu yenerek ve Kudüs'ü alarak tekrar İslamiyet'e kazandırdı. Fetihten sonra katliam beklentisi içinde olan gayrimüslimlere gösterdiği engin hoşgörü ve benzeri insanî özellikler ile büyük takdir kazandı. İslam dünyasında bir efsane hâline geldi. 1188 yılında Selahaddin, Antakya Prensliği'ne (Haçlı Kontluğu) karşı sefere çıktı. Bu bölgede birçok kaleyi ele geçirdi.
Kudüs'ün Müslümanların eline geçmesinin ardından, 1189 yılı başlarında Üçüncü Haçlı Seferi, Papa tarafından başlatıldı. Bu sefere, daha önce Hittin Savaşı'na katılan Haçlılardan başka İngiliz, Fransız, Alman ve Sicilya içinde olduğu devletlerin oluşturduğu donanmaları ve kara kuvvetleri Haçlılara katıldılar. Selahaddin bütün Müslümanlardan yardım istedi, fakat çok azı bu yardıma cevap verdi. Artık her iki tarafın askerleri de savaşın bitmesini istiyorlardı. Bunun üzerine anlaşmaya karar verildi. 2 Eylül 1192 tarihinden geçerli olmak üzere üç yıl sekiz ay karada ve denizde geçerli olacak bir anlaşma imzalandı.
Bu anlaşma ile Yafa ile Sur arasındaki dar sahil şeridi Haçlılar'ın elinde kalıyor, diğer fethedilen yerler Müslümanların oluyordu. Bu zaman zarfında Orta Doğu'daki Haçlı varlığının belini kırmış, onu asla eski gücüne kavuşamayacağı hale getirmişti.
Sultan Selahaddin, 4 Mart 1193 günü Şam'da öldü. Ölümü üzerine dört oğlu kendi aralarında mücadeleye başladı. Selahaddin Eyyubi, bütün bu işlerin dışında Haşhaşiler ve Batınilik meselesi ile de uğraştı.
Selahaddin Eyyubi'nin kurduğu devlet, babasının adından dolayı Eyyûbîler Devleti olarâk anıldı. Eyyûbîler Devleti'nin sınırları kısa sürede Mısır, Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Arabistan'ın güneyine kadar genişledi.
Selâhaddin Eyyubî yaşamakta iken 17 oğlundan en büyüğü Efdal'i Şam'da Suriye Eyyubî Sultanı olarak tayin etti ve Eyyubî büyük sultanı olmak için veliaht olarak seçti. Diğer oğullarına emirlikler verdi. 3-4 Mart 1193'te Sultan Selâhaddin olduğu zaman Eyyubî yüksek bürokrasisi 1186'da Selahaddin'in yaptığı görev paylaştırmasını onun mirası olarak kabul ettiler. Böylece büyük oğul olan Afdal Suriye Sultanı oldu ve Eyyubî Sultanlığı göreviyle yetkileri de verildi. İkinci oğlu Aziz Osman Mısır Sultanı ve üçüncü oğlu Zahir Gazi Halep Emiri oldu.
Afdal gayet yumuşak huylu bir kişi olduğu için yönetici emirler ve halk tarafından sevilmekte idi. Fakat tecrübesiz idi ve zayıf ve yumuşak karakterli olduğu için kendi isteklerini kabul ettirmekte güçlük çekmekte ve erkanının, özellikle Veziri olan Ziyaeddin İbnü'l-Esir'in büyük etkisi altında kalmaktaydı. Bunun için Şam'da bulunan ve ona darılan emir ve idareciler onun yanından ayrılıp diğer sultanlara, özellikle Kahir Mısır’daki Melik Azîz’e ve Halep'deki Melik Zâhir Gazi’ye bağlandılar. Mısır sultanı Azîz Şam'ı eline geçirip büyük sultan olmak amacıyla 1194'te ordusu ile Şam'a yürüdü ve şehri kuşattı. Afdal amcası olan Elcezire Emiri, dil’e başvurup Aziz'e karşı yardım istedi. dil Afdal'i Aziz'in saldırmasından kurtardı. Aziz 1195'te yeni bir saldırıya geçerek Şam'ı kuşattı ve amcası Adil yine Afdal'i kurtardı. 1196'da Aziz üçüncü bir saldırıya geçmeden Elcezire emirliğini bırakıp Mısır'a yerleşmiş dil ile anlaştı ve Adil Aziz ile birlikte Şam'ı kuşatıp eline geçirdiler. Melik Aziz Osman Mısır sultanı ve büyük Eyyubî hükümdarı olarak kabul edildi. Afdal Suriye tahtından indirilip küçük bir valilik olan Sarhad valiliğine gönderildi. Adil Suriye Sultanı oldu.
Ancak Eyyubiler Hanedanı sultanları Üçüncü Haçlı Seferi ve daha sonra orta-doğuya yapılan Haçlı Seferleri ile uğraşmak zorunda kaldılar. Özellikle Mısır'a Dimyat'a yönelik Beşinci Haçlı Seferi, Eyyubiler Sultanı Kamil bin Adil'in bir anlaşma ile Kudüs'u Haçlılara terk ettiği Altıncı Haçlı Seferi ve yine Mısır'a yönelik ve Dimyat'ın Haçlılara ellerine geçmesine neden olan Fransa Kralı IX. Louis Yedinci Haçlı Seferi Eyyubiler devleti ve sultanlarını çok uğraştırdı.
Eyyubiler hanedan mensupları arasındaki mücadele Mısır'da isyân çıkmasına neden oldu. Abbâsî Hâlifesi'nin yardım amaçlı gönderdiği Memlûk askerleri yönetimi ele geçirdi. Bundan sonra İslâm Dünyası'nda Kölemenler egemen olmaya başladı.
Özellikle Yedinci Haçlı Seferi Eyyubiler Sultanı olan Salih Eyyub'un beklemediği bir şekilde gelişti. Suriye'de Haçlıları beklerken ve oğlu ve varisi olan Muazzam Turanşah'i Mısır'dan uzaklaştırıp Elcezire valisi olarak Hasankeyf'e göndermişken beklenmedik şekilde Mısır'a yönelen ve Dimyat kalesini ellerine geçiren Haçlılara karşı direnmesi ancak kendinin köle olarak satın alıp eğitilip yetiştirilmelerini sağladığı Memluklu kölemenler ordusunun gayreti ve yetenekleri ile mümkün oldu. Zaten veremden hasta olan Sultan Salih Eyyub sedye ile getirildiği Mansuriye'de daha da hastalandı ve bacağında çıkan apse nedeniyle ameliyat olmasından sonra oldu. Varisi olan Muazzam Turanşah'a Mısır'a El Cezire'den gelmesi için haber yollandı ve o da alelacele yola çıktı.
Mısır ordusunun komutanları bu ölümü sakladılar ve Salih Eyyub'un dul karısı Şecer-üd-Dürr devlet idaresini efektif olarak eline aldı. Mısır ordusu Memluklu komutanlarının gayet büyük yetenekleri dolayısıyla Haçlı ordusu Mansura Muharebesi'nde büyük bir yenilgiye uğratıldı. Bir oyun ile Mansure içine girmelerini sağlayıp sonra onları kuşatılmaya alındı. Bu sırada Muazzam Turanşah Mısır'a yetişip Sultanlık ve Mansura'yı kuşatan Mısır ordusu komutasını üzerine almıştı. Haçlılara karşı yapılan Fariskur Muharebesi'nde Haçlılar ordusu büyük bir yenilgiye uğradı ve imha edilip ordu olmaktan çıktı. Kral IX. Louis esir alındı ve ancak gayet büyük bir meblağ altın fidye vermek suretiyle esirlikten kurtuldu. Dimyat'ı geri vererek Haçlı ordusunun kalıntıları başında Mısır'ı terk etti.
Muazzam Turanşah üvey annesi olan Şecer-üd-Dürr ve güçlü Memluk emirleri ile ters düştü. Memluklu askeri komutan emirler ona bir suikast uygulayarak onu öldürüp Mısır Eyyubiler hanedanının hükümdarlığına son verdiler.
Mısır'ın ve ordusunun yönetimi Salih Eyyub'un kurmuş olduğu "Bahri Memluklular" emirleri eline geçmişti. Önce Salih Eyyub'in karısı Şecer-üd-Dürr Sultan ilan edilmiş ve Mısır idarecileri ona biat etmiştir. Fakat Suriye Eyyubiler'inin ve Bağdad Abbasiler halifesinin ona biat etmemeleri yeni bir tutum uygulamalarına yol açtı. (1250)'da Şecer-üd-Dürr tahttan feragat etti ama ona en yakın Bahr-i Memluk komutanlarından Aybeg sultan olarak tahta geçirildi ve Şecer-üd-Dürr onunla evlendi. Eyyubi Suriye Sultanı Nasır Yusuf devam etti ve bu sultan ordusuyla Mısır'a hücum etti. Aybeg bir ara Eyyubiler Suriye Sultanı Nasır Yusuf'un tehdidini önlemek için ile ortak sultan olarak Mısır Sultanı tahtına 1250-1254 arasında 16 yaşında bir çocuk olan Eyyubi hanedanından Eşref Musa'yi geçirdiğini ilan etti ise de bu çocuk hükümdar bir kukla olmaktan ileri geçmedi. Eyyubiler Suriye Sultanı ordusu Mısır'da Memlûklerle yapılan iki büyük muharebeden sonra Mısır'dan püskürtüldü. Bu tehdit ortadan kalkınca Eşref Musa tahttan indirilip Eyyubi hanedanının Mısır idaresi sona erdi ve Mısır'ın idaresi Memlük Devleti'ne geçti.
Eyyubi hanedanının diğer kolları diğer bölgelerde hükümdarlık etmeye devam etti. Eyyubi Nasır Yusuf önce 1236-1260 döneminde Hama emiri; sonra (1250-1260) döneminde Eyyubi Suriye Sultanı oldu. Eyyubi hanedanının kollarından olan Eşref Musa bin Mansur İbrahim 1260-1263 döneminde Humus Emiri; Kamil Muhammed 1247-1260 döneminde Meyafarikîn Emiri olarak hüküm sürmüşlerdir. Bu Eyyubi sultanlık ve emirlikleri Moğolların Suriye ve Filistin'e hücumları ile ortadan kaldırıldı.
Mısır Eyyûbî sultanları soyağacı:
Şadi bin Mervan | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Necimeddin Eyyub | Esadeddin Şirkuh | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Selahaddin Eyyûbî 1.(1169-1193) | I. Adil 4.(1200-1218) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Aziz Osman bin Selahaddin 2.(1193-1198) | Kamil bin Adil 5.(1218-1238) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Mansur bin Aziz 3.(1198-1200) | Mesud - | II. Adil 6.(1238-1240) | Salih Eyyub 7.(1240-1249) | Şecer-üd-Dürr (cariye) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muazzam Turanşah 8.(1249-1250) | Mısır Memlûk | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
“ | 1257 tarihli, tek nüshası İstanbul Süleymaniye Kütüphanesinde bulunan bu eser, Tarihül- Devletül- Ekraddır (Kürd Devleti Tarihi). Memlük Hanedanlığından da söz ettiği için yazma eserin başlığına sonradan vel-Etrak kelimesi, farklı bir yazıyla (istinsah) eklenmiştir. ...(589/ 1193, 655/ 1257) İki ucu (başı ve sonu) çıkarılmış ve “Tarikh Davlat al- Akrad wa’l- Atrak” (Kürd - Eyyubi ve Türk - Memlük Hanedanlarının Tarihi) adlı başlık eklenmiştir. ...Çünkü eser, 13. yüzyıl Arapçasıyla kaleme alınmış el yazması bir eserdi. Yani herkesin rahatlıkla içinden çıkabileceği türden değildi. | ” |
“ | DS 379 al-Ansari al-Khazraji, Muhammad ibn Ibrahim 'Abd al-'Aziz. Ta'rikh dawlat al-Akrad wa-al-Atrak. Microfilm (negative) of Hekimoglu Ali Pasa ms. 695. Chicago: Department of Photoduplication, University of Chicago Library, 1978. | ” |