Epistemolojik Nedir?
Epistemolojik Nedir?, Epistemolojik Nerededir?, Epistemolojik Hakkında Bilgi?, Epistemolojik Analizi? Epistemolojik ilgili Epistemolojik ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Epistemolojik ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Epistemolojik Ne Anlama Gelir Epistemolojik Anlamı Epistemolojik Nedir Epistemolojik Ne Anlam Taşır Epistemolojik Neye İşarettir Epistemolojik Tabiri Epistemolojik Yorumu
Epistemolojik Kelimesi
Lütfen Epistemolojik Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Epistemolojik İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Epistemolojik Kelimesinin Anlamı? Epistemolojik Ne Demek? ,Epistemolojik Ne Demektir? Epistemolojik Ne Demektir? Epistemolojik Analizi? , Epistemolojik Anlamı Nedir?,Epistemolojik Ne Demektir? , Epistemolojik Açıklaması Nedir? ,Epistemolojik Cevabı Nedir?,Epistemolojik Kelimesinin Anlamı?,Epistemolojik Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Epistemolojik Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Epistemolojik Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Epistemolojik Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Epistemolojik Kelimesinin Anlamı Nedir? Epistemolojik Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Epistemolojik Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Epistemolojik Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Epistemolojik - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Epistemolojik
Epistemolojik Nedir? Epistemolojik Ne demek? , Epistemolojik Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Epistemolojik Kelimesinin Anlamı? Epistemolojik Ne Demek? Epistemolojik Ne Demektir? ,Epistemolojik Analizi? Epistemolojik Anlamı Nedir? Epistemolojik Ne Demektir?, Epistemolojik Açıklaması Nedir? , Epistemolojik Cevabı Nedir? , Epistemolojik Kelimesinin Anlamı?
Epistemoloji |
---|
üzerine bir seri |
Ana kavramlar |
Ayrımlar |
Düşünce okulları |
Konular ve görüşler |
Bağlantılı uzmanlık alanları |
Önemli epistemologlar |
Bağlantılı alanlar |
Felsefe |
---|
üzerine bir seri |
Epistemoloji (Antik Yunanca ἐπιστήμη, epistēmē 'bilgi', ve -loji) ya da bilgi felsefesi, bilgiyle ilgilenen bir felsefe dalıdır. Epistemologlar, bilginin doğası, kaynağı ve kapsamı, epistemolojik gerekçelendirme, inancın rasyonelliğini ve diğer çeşitli konuları incelemektedir. Epistemoloji, felsefenin etik, mantık ve metafizikle birlikte dört ana dalından biri olarak[1][2] kabul edilir.
Epistemolojideki tartışmalar genel olarak dört ana alanda[3][4][5] toplanmıştır:
Epistemoloji, bu ve diğer tartışmalarda "Ne biliyoruz?", "Bir şeyi bildiğimizi söylemek ne anlama gelir?", "Gerekçelendirilmiş inançları gerekçelendirilmiş kılan nedir?" ve "Bildiğimizi nasıl biliyoruz?" gibi soruları cevaplamayı[2][3][6][7] hedefler.
Doğru bilginin ölçütü olarak farklı felsefi yaklaşımlar aklı, deneyleri, gözlemlenebilir olguları, faydayı, sezgileri ya da özleri (fenomen) kabul etmiştir. Ancak yaklaşımlar bunlarla[8] sınırlı değildir.
Sosyal epistemoloji: Bilgi yüklemelerinde bireyler arasındaki ilişkiler ve inançların sosyal bağlamlardaki yerini[9] araştırır.
Formal epistemoloji: Bilgi yüklemelerinde karar, mantık, olasılık ve hesaplanabilirlik gibi kavramların etkisini[10] araştırır.
Metaepistemoloji: Epistemolojinin konusu, yöntemleri ve amaçlarını araştırır. Epistemoloji alanında bilgi edinmek için sorulan soruların ve bu sorulara verilen cevapların gerekliliği ve doğruluğu üzerinde durur.
Evrimsel epistemoloji: İnsanlar ve hayvanlarda, bilginin ve bilişsel mekanizmaların geçirdiği evrimsel süreçleri[11] araştırır.
Uygulamalı epistemoloji: Araştırma sistemlerinin doğru bilgiye erişmede işe yarayıp yaramadığını araştırır.
Doğru bilginin mümkün olmadığını savunan görüşler, duyuların insanı aldatması, bilginin göreceli olması ve her şeye şüpheyle yaklaşılması gerektiği gibi bakış açılarıyla, herkesin doğru kabul edebileceği kesin bilgilere ulaşılamayacağını savunmuşlardır. Antik Yunan’da, zenginlerin çocuklarına para karşılığında eğitim veren sofistler ve şüpheyi bir sistem olarak ortaya koyan septikler, doğru bilginin mümkün olmadığını savunan filozoflar arasında yer almaktadır.
Sofizm, bilgiye ulaşma yolunda temel kaynağın duyular olduğunu ve duyuların verdiği bilgilerin de aldatıcı olduğunu savunmuş, bu nedenle bilginin herkes için farklı olabileceğini öne sürmüştür. Rölativizme öncülük eden sofistler, felsefe tarihi boyunca birçok eleştiriye de maruz kalmıştır.
Başlıca temsilcileri: Protagoras ve Gorgias
Septisizm, şüpheyi bir sistem haline getirerek, bilgi üzerine doğru-yanlış şeklinde bir ayrım yapmayı reddetmiştir. Hiçbir konuda yargıda bulunulmaması gerektiğini savunan septikler, bu anlayışlarına “epokhe” ismini vermişlerdir.
Başlıca temsilcileri: Pyrrhon ve Timon
Doğru bilginin mümkün olduğunu savunan dogmatizm ise, “bilginin kaynağı nedir” sorusuyla kendi içerisinde birçok farklı görüşe[12] ayrılmaktadır.
Rasyonalizm, bilgiye akıl yoluyla ulaşılabileceğini[13] ve algılarla elde edilen bilgilerin genel-geçer olamayacağını savunmaktadır. Sokrates’in Atina sokaklarında insanlara sorduğu sorularla, doğuştan getirdiklerine inandığı bilgiyi açığa çıkartma çabası, rasyonalizmin tarihteki ilk örneğidir. Platon ise ontolojide idealar ve görüntüler dünyası arasında yaptığı ayrımı temel alarak, idealar dünyasından gelen bilgilerin doğru, görüntüler dünyasında elde edilen bilgilerin ise aldatıcı olduğunu dile getirmiştir.
Aristoteles, diğer rasyonalist filozoflardan farklı olarak doğuştan bilgiye değil, doğuştan bilme potansiyeline vurgu yapmıştır. Duyulardan bağımsız, sadece akla dayalı bilginin var olamayacağını savunarak Platon’u eleştirmiştir.
Farabi, dine dayalı bir rasyonalizm anlayışı geliştirmiştir. Aristoteles'ten etkilenmiş, aklın hem Tanrı'nın varlığının hem de kendi varlığının bilincinde olduğunu düşünmüştür. René Descartes şüphecilikten yola çıkarak doğuştan gelen bilgi ve duyulardan elde edilen bilgi[14] tanımlarını yapmış, doğuştan gelen bilgilerin apaçık olduğunu dile getirmiştir. Georg Wilhelm Friedrich Hegel ise, doğru bilgiye mantık yoluyla ulaşılabileceğini savunmuş, rasyonalizme bağlı olarak diyalektik kavramını ortaya koymuştur.
Başlıca temsilcileri: Sokrates, Platon, Aristoteles, Farabi, René Descartes ve Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Empirizm, bilgiye deney yoluyla ulaşılabileceğini ve doğuştan gelen hiçbir bilginin olamayacağını öne sürmektedir. Francis Bacon'un bilim felsefesinden etkilenmiştir.
John Locke, insan zihnini boş bir levha olarak nitelendirmiştir. Dış deneyle elde edilen bilgilerin iç deneyle işlendiğini[15] düşünmüş, duyulardan elde edilen bilgileri yalın tasarım ve bu bilgilerin akıl yoluyla birleştirilmesiyle ortaya çıkan daha büyük bilgileri karmaşık tasarım olarak nitelendirmiştir. David Hume, dış deney yerine izlenimler, iç deney yerine ise fikirler tanımlarını kullanmıştır.
Başlıca temsilcileri: Francis Bacon, John Locke ve David Hume
Sensüalizm, John Locke ve David Hume gibi İngiliz empiristlerinin dışarıdan elde edilen bilginin zihinde işlendiği görüşüne karşı çıkmaktadır. Duyu organlarının elde ettiği veriler dışında hiçbir bilgi elde edilemeyeceğini savunmakta ve İngiliz empirizmine göre daha duyumcu bir tutum sergilemektedir.
Başlıca temsilcileri: Étienne Bonnot de Condillac
Kritisizm, bilginin kaynağının hem akıl hem de deney olduğunu[16] söyleyerek rasyonalizm ve empirizmi eleştirmektedir. Immanuel Kant’ın düşüncelerine dayanan bu görüş, bilgileri deney öncesi anlamına gelen a priori ve deney sonrası anlamına gelen a posteriori[17] olarak ayırmaktadır.
Başlıca temsilcileri: Immanuel Kant
Entüisyonizm, bilginin kaynağının sezgi olduğunu savunmaktadır. Gazzali’nin bilgiye iman yoluyla ulaşılabileceğini savunan “kalp gözü” anlayışı ve Henri Bergson’ın olayların bir bütün olarak değerlendirilmesine dayalı “yaşam atılımı” kavramına dayanmaktadır.
Başlıca temsilcileri: Gazzali ve Henri Bergson
Pozitivizm, bilginin kaynağının bilimin konu aldığı olgular olduğunu[18] öne sürmektedir. Auguste Comte’un düşüncelerine dayanan bu görüş, insanlık tarihini üçe ayırarak içerisinde bulunduğumuz dönemi pozitif dönem olarak adlandırmaktadır. Bu dönemde bilgi elde edilen temel kaynağın da doğa yasaları olduğunu savunmaktadır. Bilimle doğrudan ilişkili bir görüştür.
Başlıca temsilcileri: Auguste Comte
Analitik felsefe, bilgiye ulaşmada dil çözümlemelerini[19] ön plana çıkarmaktadır. Ludwig Wittgenstein, Rudolf Carnap ve Hans Reichenbach gibi bilimle yakından ilgilenen filozoflar tarafından, bilimin doğru bir şekilde ifade edilebilmesi için felsefeyi bir araç olarak kullanmak amacıyla geliştirilmiştir. Metafizik gibi sadece düşünceye dayalı felsefe alanlarını eleştirmektedir.
Başlıca temsilcileri: Ludwig Wittgenstein
Pragmatizm, bilgiyi pratik değeri ve sağladığı fayda üzerinden değerlendirmektedir. Ezeli ve ebedi bilginin var olamayacağını, ancak içerisinde bulunulan durumda işe yarayan bilginin doğru kabul edilebileceğini savunmaktadır. William James ve John Dewey’in çalışmaları, bu görüşün temelini oluşturmuştur.
Başlıca temsilcileri: William James ve John Dewey
Fenomenoloji, bilgiye fenomenlerin özünün kavranmasıyla ulaşılabileceğini dile getirmektedir. Edmund Husserl’in savunduğu bu görüş, pozitivizmin sadece olgularla bilgiye ulaşılabileceği fikrini eleştirmekte, olgu bilimleri ve öz bilimleri arasında bir ayrım yapmaktadır.
Başlıca temsilcileri: Edmund Husserl
- Until recently, epistemology—the study of knowledge and justified belief—was heavily individualistic in focus. The emphasis was on evaluating doxastic attitudes (beliefs and disbeliefs) of individuals in abstraction from their social environment. Social epistemology seeks to redress this imbalance by investigating the epistemic effects of social interactions and social systems.
- Formal epistemology explores knowledge and reasoning using “formal” tools, tools from math and logic. For example, a formal epistemologist might use probability theory to explain how scientific reasoning works. Or she might use modal logic to defend a particular theory of knowledge.
- Human beings, as the products of evolutionary development, are natural beings. Their capacities for knowledge and belief are also the products of a natural evolutionary development.
- Rationalists generally develop their view in two steps. First, they argue that there are cases where the content of our concepts or knowledge outstrips the information that sense experience can provide. Second, they construct accounts of how reason, in some form or other, provides that additional information about the external world.
- Descartes distinguishes between three kinds of ideas: adventitious (adventitiae), factitious (factae), and innate (innatae). As an example of an adventitious idea, Descartes gives the common idea of the sun (yellow, bright, round) as it is perceived through the senses. As an example of a factitious idea, Descartes cites the idea of the sun constructed via astronomical reasoning (vast, gaseous body). According to Descartes, all ideas which represent “true, immutable, and eternal essences” are innate.
- Empiricism emphasizes knowledge from empirical observation, but some knowledge depends only on a reflection of our ideas received from experience.
- Locke claims that all simple ideas come from experience, but we can combine simple ideas in new ways. Having already gained from experience the idea of gold and the idea of a mountain, we can combine these together to form the idea of a gold-mountain. This idea depends on our past experience, but we can form the idea of a gold-mountain without ever seeing one. According to Locke’s empiricist theory of ideas, then, all of our complex ideas are combinations of simple ideas we gained from experience.
- He synthesized early modern rationalism and empiricism, set the terms for much of nineteenth and twentieth century philosophy, and continues to exercise a significant influence today in metaphysics, epistemology, ethics, political philosophy, aesthetics, and other fields.
- “A priori” and “a posteriori” refer primarily to how, or on what basis, a proposition might be known. In general terms, a proposition is knowable a priori if it is knowable independently of experience, while a proposition knowable a posteriori is knowable on the basis of experience. The distinction between a priori and a posteriori knowledge thus broadly corresponds to the distinction between empirical and nonempirical knowledge.
- The basic affirmations of positivism are (1) that all knowledge regarding matters of fact is based on the “positive” data of experience and (2) that beyond the realm of fact is that of pure logic and pure mathematics.
- The sort of fruitfulness that it lacks can be achieved only in the third phase, the scientific, or “positive,” phase—hence the title of Comte’s magnum opus: Cours de philosophie positive (1830–42)—because it claims to be concerned only with positive facts.
- Analytic philosophy, also called linguistic philosophy, a loosely related set of approaches to philosophical problems, dominant in Anglo-American philosophy from the early 20th century, that emphasizes the study of language and the logical analysis of concepts.
Vikisözlük'te tanımlar | |
Vikisöz'de alıntılar | |
Vikikaynak'ta belgeler | |
Vikikitap'ta kitaplar | |
Vikiversite'de eğitim kaynakları | |
Vikiveri'de veri |
Epistemoloji ile ilgili kütüphane kaynakları |
Stanford Felsefe Ansiklopedisi makaleleri
İnternet Felsefe Ansiklopedisi makaleleri
Britannica Ansiklopedisi
Diğer bağlantılar