Adigece dilbilgisi ne demektir Nedir?
Adigece dilbilgisi ne demektir Nedir?, Adigece dilbilgisi ne demektir Nerededir?, Adigece dilbilgisi ne demektir Hakkında Bilgi?, Adigece dilbilgisi ne demektir Analizi? Adigece dilbilgisi ne demektir ilgili Adigece dilbilgisi ne demektir ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Adigece dilbilgisi ne demektir ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Adigece dilbilgisi ne demektir Ne Anlama Gelir Adigece dilbilgisi ne demektir Anlamı Adigece dilbilgisi ne demektir Nedir Adigece dilbilgisi ne demektir Ne Anlam Taşır Adigece dilbilgisi ne demektir Neye İşarettir Adigece dilbilgisi ne demektir Tabiri Adigece dilbilgisi ne demektir Yorumu
Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesi
Lütfen Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Adigece dilbilgisi ne demektir İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesinin Anlamı? Adigece dilbilgisi ne demektir Ne Demek? ,Adigece dilbilgisi ne demektir Ne Demektir? Adigece dilbilgisi ne demektir Ne Demektir? Adigece dilbilgisi ne demektir Analizi? , Adigece dilbilgisi ne demektir Anlamı Nedir?,Adigece dilbilgisi ne demektir Ne Demektir? , Adigece dilbilgisi ne demektir Açıklaması Nedir? ,Adigece dilbilgisi ne demektir Cevabı Nedir?,Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesinin Anlamı?,Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Adigece dilbilgisi ne demektir Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesinin Anlamı Nedir? Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Adigece dilbilgisi ne demektir Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Adigece dilbilgisi ne demektir - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Adigece dilbilgisi ne demektir
Adigece dilbilgisi ne demektir Nedir? Adigece dilbilgisi ne demektir Ne demek? , Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesinin Anlamı? Adigece dilbilgisi ne demektir Ne Demek? Adigece dilbilgisi ne demektir Ne Demektir? ,Adigece dilbilgisi ne demektir Analizi? Adigece dilbilgisi ne demektir Anlamı Nedir? Adigece dilbilgisi ne demektir Ne Demektir?, Adigece dilbilgisi ne demektir Açıklaması Nedir? , Adigece dilbilgisi ne demektir Cevabı Nedir? , Adigece dilbilgisi ne demektir Kelimesinin Anlamı?
Adigece, (Çerkesçe: Адыгабзэ, Adığabze), Adığece veya Batı Çerkesçesi[1][2] özegeçişli, polisentetik, eylem-son yapısında ve eylem biçimbilimi zengin ve bir Kuzeybatı Kafkas dilidir. Adigey Cumhuriyeti'nde resmî dil olarak kullanılmakta ve bunun dışında ülke dışında yaşayan Çerkesler tarafından konuşulmaktadır. Dil, Kiril alfabesini kullanır.
Günümüzde dünya yüzünde çoğunluğu Türkiye'de olmak üzere, Adigeceyi anadili olarak kullanan insan sayısı, bir milyonun üzerindedir.
Çoğulluk '-хэ' /-xa/ sonekiyle gösterilir.
Adigece ayrıca adları dört durumda tanımlar. Bunlar yalın, özgeçişli (ergative), araç, and evirgen'dir.
Durum | Sonek | Örnek | |
---|---|---|---|
Kiril | IPA | ||
Yalın | р | /r/ | кIалэр [t͡ʃʼaːlar] ('çocuk') |
Ergatif | м | /m/ | кIалэм [t͡ʃʼaːlam] ('çocukların') |
Araçsal | (м)кIэ | /(m)t͡ʃʼa/ | кIалэмкIэ [t͡ʃʼaːɮamt͡ʃʼa] ('çocukla') |
Evirgen | эу | /aw/ | кIалэу [t͡ʃʼaɮaw] ('çocuk olarak') |
- р /r/ sonekini alır. (Örnek: кIалэр [t͡ʃʼaːɮar] 'çocuk', кIалэхэр [t͡ʃʼaːɮaxar] ('çocuklar'), шыр [ʃər] 'at'). Bu durumun iki ana işlevi vardır:
кIалэр | еджапIэм | мэкIуагъэ |
кIалэ-р | еджапIэ-м | мэ-кIо-агъэ |
[t͡ʃʼaːɮar] | [jad͡ʒaːpʼam] | [makʷʼaːʁa] |
çocuk (yalın) | okula (erg.) | gitti |
"Çocuk okula gitti." |
бзылъфыгъэм | джанэр | егъэкъабзэ |
бзылъфыгъэ-м | джанэ-р | егъэкъабзэ |
[bzəɬfəʁam] | [d͡ʒaːnar] | [jaʁaqaːbza] |
kadın (erg.) | gömleği (yalın) | temizliyor |
"Kadın gömleği temizliyor." |
-м /-m/ sonekini alır. (örneğin кIалэм [t͡ʃʼaːɮam] 'çocuğun', кIалэхэмэ [t͡ʃʼaːɮaxama] 'çocukların'', шым [ʃəm] 'atın). Çoğul olduğunda -мэ (-ma) sonekini alır. Bu durumun birkaç işlevi vardır:
бзылъфыгъэм | джанэр | егъэкъабзэ |
бзылъфыгъэ-м | джанэ-р | егъэкъабзэ |
[bzəɬfəʁam] | [d͡ʒaːnar] | [jaʁaqaːbza] |
kadın (erg.) | gömleği (yalın) | temizliyor |
"Kadın gömleği temizliyor." |
кIалэр | тхылъым | еджэ |
кIалэ-р | тхылъ-ым | еджэ |
[t͡ʃʼaːɮar] | [txəɬəm] | [jad͡ʒa] |
çocuk (yalın) | kitabı (erg.) | okuyor |
"Çocuk kitabı okuyor." |
кIалэр | чъыгым | еплъы |
кIалэ-р | чъыгы-м | еплъы |
[t͡ʃʼaːɮar] | [t͡ʂəɣəm] | [japɬə] |
çocuk (yalın) | ağaca (erg.) | bakıyor |
"Çocuk ağaca bakıyor." |
тыгъуасэ | чылэм | сыщыIагъ |
тыгъуасэ | чылэ-м | сы-щыI-агъ |
[təʁʷaːsa] | [t͡ʃəɮam] | [saɕəʔaːʁ] |
dün | köyde (erg.) | bulundum |
"Dün köyde bulundum (köydeydim)" |
-мкIэ /mt͡ʃʼa/ veya -кIэ /t͡ʃʼa/ eklerini alır. (örneğin кIалэмкIэ [t͡ʃʼaːɮamt͡ʃʼa] '(belirli bir) çocukla / (belirli bir) çocuğu kullanarak', кIалэкIэ [t͡ʃʼaːɮat͡ʃʼa] 'bir çocukla / bir çocuğu kullanarak', кIалэхэмкIэ [t͡ʃaːɮaxamt͡ʃʼa] '(belirli) çocuklarla / (belirli) çocukları kullanarak', кIалэхэкIэ [t͡ʃʼaːɮaxat͡ʃʼa] 'çocuklarla / çocukları kullanarak', тхалъэмкIэ [txaɬemt͡ʃʼa] '(belirli bir) kalemle / (belirli bir) kalemi kullanarak', тхалъэкIэ [txaɬet͡ʃʼa] 'kalemle / kalemi kullanarak'); Bu ek Şapsığ diyalekinde -мгьэ /mɡʲa/ veya - гьэ /ɡʲa/ ve Bjeduğ diyalektinde -мджэ /md͡ʒa/ veya -джэ /d͡ʒa/ şeklinde kullanılır. Bu durumun birkaç işlevi vardır:
ыцIэр | къэлэмымкIэ | къитхэгъ |
ы-цIэ-эр | къэлэм-ымкIэ | къи-тхы-эгъ |
[ət͡sʼar] | [qalaməmt͡ʃʼa] | [qəjtxaʁ] |
adını (yalın) | (belirli bir) kalemle (araç d.) | yazdı |
"Adını kalemle yazdı." |
нэрыплъымкIэ | елъэгъу |
нэрыплъ-ымкIэ | елъэгъу |
[narəpɬəmt͡ʃʼa] | [jaɬaʁʷə] |
(belirli bir) dürbünle (araç d.) | görüyor |
"Dürbünle görüyor." |
кIалэр | адыгэбзэкIэ | мэгущаIэ |
кIалэ-р | адыгэбзэ-кIэ | мэгущаIэ |
[t͡ʃʼaːɮar] | [aːdəɣabzat͡ʃʼa] | [maɡʷəɕaːʔa] |
çocuk (arg.) | Çerkesçeyle (araç d.) | konuşuyor |
"Çocuk Çerkesçeyle konuşuyor." |
радиом | къиIохэрэр | урысыбзэкI |
радио-м | къи-Iо-хэ-рэ-р | урысыбзэ-кI |
[radʲɪom] | [qəjʔʷaxarar] | [wərəsəbzat͡ʃʼ] |
Radyoda (arg.) | söylenenler (yalın) | Rusça ile (araç d.) |
"Radyoda söylenenler Rusça." |
хымкIэ | жьыбгъэр | къэкIы |
хы-мкIэ | жьыбгъэ-р | къэ-кIы |
[xəmt͡ʃʼa] | [ʑəbʁar] | [qat͡ʃʼə] |
denizden (araç d.) | rüzgâr (yalın) | çıkmak |
"Rüzgâr denizden geliyor." |
унэмкIэ | кIалэхэр | макIох |
унэ-мкIэ | кIалэ-хэ-р | макIо-х |
[wənamt͡ʃa] | [t͡ʃʼaːɮaxar] | [maːkʷʼax] |
evden (araç d.) | çocuklar (yalın) | gidiyorlar |
"Çocuklar evden gidiyorlar." |
-эу /aw/ sonekini alır. (örneğin кIалэу [t͡ʃʼaːɮaw] 'çocuk'), шэу [ʃaw] 'at'). Kfar Kama Çerkes diyalektinde -ыу /əw/ son ekini alır. Bu durumun birkaç işlevi vardır:
лIыр | нахь | баеу | мэхъогъ |
лIы-р | нахь | бае-эу | мэхъу-эгъ |
[ɬʼər] | [naːħ] | [baːjaw] | [maχʷaʁ] |
adam | daha | zengin (inv.) | oldu |
"Adam daha zengin oldu." |
пшъэшъэ Iаер | неущы | дахэу | мэхъощт |
[pʂaʂa aːjar] | [nawɕə] | [daːxəw] | [maχʷaɕt] |
çirkin kız | yarın | güzel (inv.) | olacak |
"Çirkin kız yarın güzel olacak." |
лавэр | мэучъыIымэ | мыжъоу | мэхъу |
лавэ-р | мэучъыIы-мэ | мыжъо-эу | мэхъу |
[laːvar] | [mawt͡ʂəʔəma] | [məʒʷaw] | [maχʷə] |
lav (yalın) | soğuduğunda | kaya (inv.) | olur |
"Lav soğuduğunda bir kaya olur." |
силI | кIэлэегъаджэу | мэлажьэ |
си-лIы | кIэлэегъадж-эу | мэлажьэ |
[səjɬʼ] | [t͡ʃʼaɮajaʁaːd͡ʒaw] | [maɮaːʑa] |
kocam | öğretmen olarak (inv.) | çalışıyor |
"Kocam öğretmen olarak çalışıyor." |
Günlük konuşma dilinde gergeften (sözün gelişinden) özne de nesne de düşürülebilir.
кIалэм | пшъашъэр | елъэгъу |
кIалэ-м | пшъашъэ-р | елъэгъу |
[t͡ʃʼaːɮam] | [pʂaːʂar] | [jaɬaʁʷə] |
çocuk (erg.) | kızı (yalın) | görüyor |
"Çocuk kızı görüyor." |
кIалэм | елъэгъу |
кIалэ-м | елъэгъу |
[t͡ʃʼaːɮam] | [jaɬaʁʷə] |
çocuk (erg.) | görüyor |
"Çocuk onu görüyor." |
елъэгъу |
елъэгъу |
[jaɬaʁʷə] |
görüyor |
"O onu görüyor." |
Çerkesçe'de bir ismin yanına sıfat gelirse sıfat daima isimden hemen sonra gelir ve ayrıca ismin durumunu belirten sonekleri alır.
кIалэ | кIыхьэм | ешхы | мыер |
[t͡ʃʼaːɮa] | [t͡ʃʼəħam] | [jaʃxə] | [məjar] |
çocuk | uzun (erg.) | yiyor | elmayı (yalın) |
"Uzun çocuk elmayı yiyiyor." |
къэлэм | папцIэмкIэ | сэтхэ |
[qalam] | [papt͡sʼamt͡ʃʼa] | [satxa] |
kalem | keskin (araç d.) | yazıyorum |
"Keskin kalemle yazıyorum." |
пшъашъэр | пшъэшъэ дахэу | мэхъущт |
[pʂaːʂar] | [pʂaʂa daːxaw] | [maχʷəɕt] |
kız (yalın) | güzel kız (olarak) (inv.) | olacak |
"Kız güzel bir kız olacak." |
Bu durumda bütün cümlenin sadece bir isim ve bir sıfattan oluşur, sıfat ayrıca isimden önce de gelebilir. Bu durumda sıfat isimden sonra veya önce geldiğinde sonek almaz.
дыу | кIалэхэмкIэ | макIорэм | еплъ |
дыу | кIалэ-хэ-мкIэ | макIо-рэм | еплъ |
[dəw] | [t͡ʃʼaːɮəxamt͡ʃʼa] | [maːkʷʼaram] | [japɬ] |
şu (oradaki) | çocuklar (araç d.) | giden kişi (erg.) | bak |
"Şu çocuklar arasında gidene baksana" |
макIорэр | сишы |
макIо-рэр | си-шы |
[maːkʷʼarar] | [səjʃ] |
giden kişi (yalın) | benim erkek kardeşim |
"Giden kişi erkek kardeşim." |
мэлажьэхэрэмэ | къысаIуагъ | ар |
мэлажьэ-хэ-рэ-мэ | къы-са-Iуагъ | ар |
[maɮaːʑaxarama] | [qəsaːʔʷaːʁ] | [aːr] |
çalışan insanlar (erg.) | bana söylediler | o |
"Çalışan insanlar onu bana söylediler. " |
кIуачIэхэр | тиунэ | къэгъакIох |
кIуачIэ-хэ-р | ти-унэ | къэ-гъа-кIо-х |
[kʷʼaːt͡ʃʼaxar] | [təjwna] | [qaʁaːkʷʼax] |
güçlü olanlar (yalın) | evimiz | gelmelerini sağla |
"Güçlüleri evimize getir." |
унэм | шъукъихьэжь | чъыIэм | шъуигъэсмэджэщт |
унэ-м | шъу-къ-ихьэ-жь | чъыIэ-м | шъуи-гъэ-смэджэ-щт |
[wənam] | [ʃʷəqiħaʑ] | [t͡ʂəʔam] | [ʃʷiʁasmad͡ʒat] |
ev (erg.) | içeri girin | soğuk (erg.) | sizi hasta yapacak |
"Eve girin, soğuk sizi hasta yapacak." |
сымаджэхэмэ | шъукъадж | япэу |
сымаджэ-хэ-мэ | шъу-къадж | япэ-эу |
[səmaːd͡ʒaxama] | [ʃʷəqaːd͡ʒ] | [jaːpaw] |
hasta olanlar (egs.) | çağır (onları) | öncelikle |
"Öncelikle hasta olanları çağırın." |
Çerkesçe'de ölçülebilir veya karşılaştırılabilir her sıfat -агъэ /-aːʁa/ soneki eklenerek isme dönüştürülebilir. Örneğin:
Сянэ | ипсэуагъэ | сыфэгуаIэ |
С-янэ | и-псэу-агъэ | сы-фэ-гуаIэ |
[sijaːna] | [jipsawaːʁa] | [səfaɡʷaːʔa] |
annem | sağlık durumu | onun için endişeleniyorum |
"Annemin sağlık durumu için endişeleniyorum." |
Çerkesçe'de diğer Kuzeybatı Kafkas dilleri gibi, fiil konuşmaın en çok çekim gören kısmıdır. Fiiller genellikle zaman, kişi, rakam vb ile çekimlenir.
Томэр | машхэ | тиунэкIэ | |
Том-эр | машхэ | ти-унэ-кIэ | |
[tomar] | [maːʃxa] | [tiwnat͡ʃʼa] | |
Tom (yalın) | yiyiyor | evimizde (araç d.) / evimizle (araç d.) | |
"Tom evimizde yiyiyor." |
кIалэр | тиунэ | къакIо |
кIалэ-эр | ти-унэ | къа-кIо |
[t͡ʃʼaːɮar] | [tiwna] | [qaːkʷʼa] |
çocuk (yalın) | evimiz | geliyor |
"Çocuk evimize geliyor." |
пшъашъэр | маплъэ | тиунэ | пакIэ |
пшъашъэ-эр | маплъэ | ти-унэ | пакIэ |
[pʂaːʂar] | [maːpɬa] | [tiwna] | [paːt͡ʃʼa] |
kız (yalın) | bakıyor | evimiz | yönü |
"Kız evimize doğru bakıyor." |
Иусыфым | пшъашъэр | тиунэ | егъакIо |
Иусыф-ым | пшъашъэ-эр | ти-унэ | е-гъа-кIо |
[jəwsəfəm] | [pʂaːʂar] | [tiwna] | [jaʁaːkʷʼa] |
Joseph (erg.) | kız (yalın) | evimiz | o onu gitmeye zorluyor |
"Joseph kızı evine gitmeye zorluyor. |
кIалэм | еплъы | пшъашъэр |
кIалэ-эр | еплъы | ти-унэ |
[t͡ʃʼaːɮam] | [japɬə] | [pʂaːʂar] |
çocuk (erg.) | bakıyor | kız (yalın) |
"Kız çocuğa bakıyor." |
ayakta duruyor | oturuyor | uzanıyor | |
Gövde duruşu | щыт (ɕət) | щыс (ɕəs) | щылъ (ɕəɬ) |
Üzerinde | тет (tat) | тес (tas) | телъ (taɬ) |
Altında | чIэт (t͡ʃʼat) | чIэс (t͡ʃʼas) | чIэлъ (t͡ʃʼaɬ) |
Arasında | хэт (xat) | хэс (xas) | хэлъ (xaɬ) |
Bir bölgenin içinde | дэт (dat) | дэс (das) | дэлъ (daɬ) |
Yakında | Iут (ʔʷət) | Iyc (ʔʷəs) | Iулъ (ʔʷəɬ) |
İçinde | ит (jət) | иc (jəs) | илъ (jəɬ) |
Asılı veya bağlı | пыт (pət) | пыc (pəs) | пылъ (pəɬ) |
Gövde üzerinde | гот (ɡʷat) | гоc (ɡʷas) | голъ (ɡʷaɬ) |
Köşede veya arkadasında | къот (qʷat) | къоc (qʷas) | къолъ (qʷaɬ) |
Yanında | бгъодэт (bʁʷadat) | бгъодэc (bʁʷadas) | бгъодэлъ (bʁʷadaɬ) |
Diğer örnekler :
üzerine atıyor | üzerinde ölüyor | kalıyor | içine giriyor | zıplıyor | üzerine bakıyor | üzerine düşüyor | kalkıyor | ayrılıyor/uzaklaşıyor | |
Gövde duruşu | щедзы (ɕed͡zə) | - | - | - | щапкIэ (ɕaːpkʲʼa) | щаплъэ (ɕaːpɬa) | щэфэ (ɕafa) | щых (ɕəx) | - |
Üzerinde | тедзэ (ted͡za) | тэукIэхьагъ (tawkʲaħaːʁ) | танэ (taːna) | тахьэ (taːħa) | тапкIэ (taːpkʲʼa) | таплъэ (taːpɬa) | тафэ
(taːfa) || тэх (tax) || тэкI (takʲ) | ||
Altında | чIедзэ (t͡ʃʼed͡za) | чIэукIэхьагъ (t͡ʃʼawkʲaħaːʁ) | чIанэ (t͡ʃʼaːna) | чIахьэ (t͡ʃʼaːħa) | чIапкIэ (t͡ʃʼaːpkʲʼa) | чIаплъэ
(t͡ʃʼaːpɬa) || чIафэ (t͡ʃʼaːfa) || чIэх (t͡ʃʼax) || чIэкI (t͡ʃʼakʲ) | |||
Arasında | хедзэ (xed͡za) | хэукIэхьагъ (xawkʲaħaːʁ) | ханэ (xaːna) | хахьэ (xaːħa) | хапкIэ (xaːpkʲʼa) | хаплъэ (xaːpɬa) | хафэ
(xaːfa) || хэх (xax) || хэкI (xakʲ) | ||
Bir bölgenin içinde | дедзэ (ded͡za) | дэукIэхьагъ (dawkʲaħaːʁ) | данэ (daːna) | дахьэ (daːħa) | дапкIэ (daːpkʲʼa) | даплъэ (daːpɬa) | дафэ (daːfa) | дэх (dax) | дэкI (dakʲ) |
Arkasında veya yakında veya etrafında | Iуедзэ (ʔʷed͡za) | IyукIэхьагъ (ʔʷəwkʲaħaːʁ) | Iуанэ (ʔʷaːna) | Iуахьэ (ʔʷaːħa) | IуапкIэ (ʔʷaːapkʲʼa) | Iуаплъэ (ʔʷaːpɬa) | Iофэ (ʔʷafa) | Iух (ʔʷəx) | IукI (ʔʷəkʲ) |
İçinde | редзэ (red͡za) | иукIэхьагъ (jəwkʲaħaːʁ) | енэ (jana) | ехьэ (jeːħa) | епкIэ (japkʲʼa) | еплъы (jeːpɬə) | ефэ (jafa) |
их (jəx) || икI (jəkʲ) | |
Asılı veya bağlı | педзэ (ped͡za) | пыукIэхьагъ (pəwkʲaħaːʁ) | пэнэ (pana) | пэхьэ (paħa) | пэпкIэ (papkʲʼa) | пэплъэ (papɬa) | пэфэ (pafa) | пых (pəx) | пыкI (pəkʲ) |
Gövde üzerinde | гуедзэ (ɡʷed͡za) | гоукIэхьагъ (ɡʷawkʲaħaːʁ) | гуанэ (ɡʷaːna) | гуахьэ (ɡʷaːħa) | гуапкIэ (ɡʷaːpkʲʼa) | гоплъэ
(ɡʷaapɬa) || гуафэ (ɡʷaːfa) || гох (ɡʷax) || гокI (ɡʷakʲ) | |||
Köşede | къуедзэ (qʷed͡za) | къоукIэхьагъ (qʷawkʲaħaːʁ) | къуанэ (qʷaːna) | къуахьэ (qʷaːħa) | къуапкIэ (qʷaːpkʲʼa) | къоплъэ
(qʷapɬa) || къуафэ (qʷaːfa) || къох (qʷax) || къокI (qʷakʲ) | |||
Yanında | бгъодедзэ (bʁʷaded͡za) | бгъодэукIэхьагъ (bʁʷadawkʲaħaːʁ) | бгъоданэ (bʁʷadaːna) | бгъодахьэ (bʁʷadaːħa) | бгъодапкIэ
(bʁʷadaːpkʲʼa) || бгъодэплъэ (bʁʷadapɬa) || бгъодафэ (bʁʷadaːfa) || бгъодэх (bʁʷadax) || бгъодэкI (bʁʷadakʲ) |
Örnekler:
Bir çatı, bir sandalye, bir dağ, bir masa veya bir yatak gibi bir şeyin üzerindeki nesneler veya onların üzerinde yapılan fiiller.
Örnekler:
Bir ağaç, mağara veya masa gibi bir şeyin üzerindeki nesneler veya onların üzerinde yapılan fiiller.
Örneğin:
İnsanlar, deniz, su, orman, mezarlık gibi diğer nesnelerin arasındaki nesneler veya bunların arasında gerçekleşen fiiller.
Örnekler:
Birisinin bahçesi, köyü, şehri gibi bazı aralardaki nesneler veya buralarda gerçekleşen fiiller.
Örnekler:
Bir şeyin yakınındaki nesneler veya bunların üzerinde gerçekleşen fiiller.
Örnekler:
Binalar, evler, arabalar, klozetler, kutular, odalar, roketler gibi şeylerin içindeki nesneler veya bunların üzerinde yapılan fiiller.
Örnekler:
Ağaçlar, elbiseler, kloset gibi şeyler veya kişiler üzerinde asılı duran nesneler veya bunların üzerinde gerçekleşen fiiller.
Örnekler:
İnsanlar, hayvanlar, bitkiler gibi birinin/bir şeyin vücuduna/gövdesine bağlı nesneler veya bunların üzerindeki eylemler.
Örnekler:
Örnekler:
Örnekler:
1. tip :
Fiillerin 1. tip geçmiş zamanını oluşturmak için -aгъ /-aːʁ/ ekleriz. Bu eylemin gerçekleştirildiğini gösterir fakat süresini veya bitirilme durumunu göstermez.
Örnekler :
Çoğulluk | Şahıs | Kiril | IPA | Manası |
---|---|---|---|---|
Tekil | Birinci şahıs | сыкIуагъ, седжагъ | skʷʼaːʁ, sajd͡ʒaːʁ | Gittim, okudum |
İkinci şahıs | укIуагъ, уеджагъ | wkʷʼaːʁ, wajd͡ʒaːʁ | Gittin, okudun | |
Üçüncü şahıs | мэкIуагъ, еджагъ | makʷʼaːʁ, jad͡ʒaːʁ | Gitti, okudu | |
Çoğul | Birinci şahıs | тыкIуагъ, теджагъ | tkʷʼaːʁ, tajd͡ʒaːʁ | Gittik, okuduk |
İkinci şahıs | шъукIуагъ, шъуеджагъ | ʃʷkʷʼaːʁ, ʃʷajd͡ʒaːʁ | Gittiniz, okudunuz | |
Üçüncü şahıs | мэкIуагъэх, еджагъэх | makʷʼaːʁax, jad͡ʒaːʁax | Gittiler, okudular |
Сиунэ | сщышхагъ |
[siwna] | [sʃəɕxaːʁ] |
evim | yedim |
"Evimde yedim." |
тыгъусэ | мые | сщэфэгъ |
[təʁʷaːsa] | [məja] | [sʃafaʁ] |
dün | elma | satın aldım |
"Dün elma aldım." |
2. tip :
Bu geçmiş zamanın hikâyesi veya sürekli geçmiş zamanın hikâyesidir. Bu -эгъагъ /-aʁaːʁ/ sonekiyle oluşturulur. Eylemin geçmiş belirli bir zamanda yaşanmış olduğunu gösterir.
Örnekler :
Çoğulluk | Şahıs | Kiril | IPA | Manası |
---|---|---|---|---|
Tekil | Birinci şahıs | сыкIогъагъ, седжэгъагъ | skʷʼaʁaːʁ, sajd͡ʒaʁaːʁ | Gitmiştim, okumuştum |
İkinci şahıs | укIогъагъ, уеджэгъагъ | wkʷʼaʁaːʁ, wajd͡ʒaʁaːʁ | Gitmiştin, okumuştun | |
Üçüncü şahıs | мэкIогъагъ, еджэгъагъ | makʷʼaʁaːʁ, jad͡ʒaʁaːʁ | Gitmişti, okumuştu | |
Çoğul | Birinci şahıs | тыкIогъагъ, теджэгъагъ | tkʷʼaʁaːʁ, tajd͡ʒaʁaːʁ | Gitmiştik, okumuştuk |
İkinci şahıs | шъукIогъагъ, шъуеджэгъагъ | ʃʷkʷʼaʁaːʁ, ʃʷajd͡ʒaʁaːʁ | Gitmiştiniz, okumuştunuz | |
Üçüncü şahıs | мэкIогъагъэх, еджэгъагъэх | makʷʼaʁaːʁax, jad͡ʒaʁaːʁax | Gitmiştiler, okumuştular |
Сиунэ | сщышхэгъагъ |
[siwna] | [sʃəɕxaʁaːʁ] |
evim | yemiştim |
"Evimde yemiştim." |
тыгъусэ | мые | сщэфгъагъ |
[təʁʷaːsa] | [məja] | [sʃafʁaːʁ] |
dün | bir elma | satın aldım |
"Dün elma almıştım." |
Örneğin:
Çoğulluk | Şahıs | Kiril | IPA | Manası |
---|---|---|---|---|
Tekil | Birinci şahıs | сэкIо, седжэ | sakʷʼa, sajd͡ʒa | Giderim, okurum |
İkinci şahıs | окIо, уеджэ | wakʷʼa, wajd͡ʒa | Gidersin, okursun | |
Üçüncü şahıs | макIо, еджэ | maːkʷʼa, jad͡ʒa | Gider, okur | |
Çoğul | Birinci şahıs | тэкIо, теджэ | takʷʼa, tajd͡ʒa | Gideriz, okuruz |
İkinci şahıs | шъокIо, шъуеджэ | ʃʷakʷʼa, ʃʷajd͡ʒa | Gidersiniz, okursunuz | |
Üçüncü şahıs | макIох, еджэх | maːkʷʼax, jad͡ʒax | Giderler, okurlar |
Gelecek zaman genellikle ~(э)щт /(a)ɕt/ ekiyle oluşturulur. Bjeduğ, Şapsığ ve Nathuay gibi bazı diyalektlerde ise ~(э)т /(a)t/ olarak kısaltılmış olarak kullanılır.
Örnekler :
Çoğulluk | Şahıs | Kiril | IPA | Manası |
---|---|---|---|---|
Tekil | Birinci şahıs | сыкIощт, седжэщт | skʷʼaɕt, sajd͡ʒaɕt | Gideceğim, okuyacağım |
İkinci şahıs | укIощт, уеджэщт | wkʷʼaɕt, wajd͡ʒaɕt | Gideceksin, okuyacaksın | |
Üçüncü şahıs | мэкIощт, еджэщт | makʷʼaɕt, jad͡ʒaɕt | Gidecek, okuyacak | |
Çoğul | Birinci şahıs | тыкIощт, теджэщт | tkʷʼaɕt, tajd͡ʒaɕt | Gideceğiz, okuyacağız |
İkinci şahıs | шъукIощт, шъуеджэщт | ʃʷkʷʼaɕt, ʃʷajd͡ʒaɕt | Gideceksiniz, okuyacaksınız | |
Üçüncü şahıs | мэкIощтых, еджэщтых | makʷʼaɕtəx, jad͡ʒaɕtəx | Gidecekler, okuyacaklar |
Сиунэ | сщышхэщт |
[siwna] | [sʃəʃxaɕt] |
evim | yiyeceğim |
"Evimde yiyeceğim." |
Kök | Zaman | Şekiller | |||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Olumsuz | Olumlu (istek) | Olumsuz (isteksizlik) | Olasılık (Kapasite) | Eğer | Olsa bile | ||
мэкIуагъ | Geçmiş | мэкIуагъэп | мэкIорэгъуагъ | мэкIорэгъуагъэп | мэкIошъутэгъ | мэкIуагъэмэ | мэкIуагъэми |
макIо | Geniş | макIорэп | мэкIорагъу | мэкIорагъоп | мэкIошъу | макIомэ | макIоми |
мэкIощт | Gelecek | мэкIощтэп | мэкIорэгъощт | мэкIорэгъощтэп | мэкIошъущт | мэкIощтьмэ | мэкIощтми |
мэкIогъагъ | Geçmiş 2 | мэкIогъагъэп | мэкIорэгъуэгъагъ | мэкIорэгъуэгъагъэп | мэкIошъутыгъагъ | мэкIогъагъэмэ | мэкIогъагъэми |
Oluşturulduğunda yüz kelimesi varsa onluk ve birim kelimeleriyle -рэ (-ra) sonekini alır.
Örneğin:
шъэрэ зырэ (ʂara zəra) [101], шъэрэ тIурэ (ʂara tʷʼəra) [102], шъэрэ пшIыкIузырэ (pʃʼəkʷʼətʷʼəra) [111], шъитIурэ щэкIырэ плIырэ (ʂitʷʼəra ɕat͡ʃəra pɬʼəra) [234]).
Зы кIалэ - Bir çocuk (zə t͡ʃaːla), КIалитIу - iki çocuk (t͡ʃaːlitʷʼ), КIалиплI -
dört çocuk (t͡ʃaːlipɬʼ), КIалишъэ - 100 çocuk (t͡ʃaːliʂa), Зы мафэ - bir gün (zə maːfa),
МафитIу - iki gün (maːfitʷʼ), Мафищы (мафищ) - üç gün (maːfiɕ).
Япэрэ мафэ - birinci gün (jaːpara maːfa), ЯтIонэрэ мафэ - ikinci gün (jaːtʷʼənara maːfa), ЯтIонэрэ цуакъо - ikinci ayakkabı (jaːpara t͡ʃʷaːqʷa), Яхэнэрэ классым щэгъэжьагъу тутын сешъо~Altıncı sınıftan beri sigara içiyorum.
О плIэрэ къосIогъах - Sana zaten dört kere söyledim.
щы /ɕə/ "üç" - щанэ /ɕaːna/ "üçte biri", плIы /pɬʼə/ "dört" - плIанэ /pɬʼaːna/ "dörtte biri", хы "altı" - ханэ
/xaːna/ "altıda biri" diye devame ediyor. cümle içinde kullanırsak:
ЧIыгоу къытатыгъэм изыщанэ картоф хэдгъэтIысхьа́гъ "Tahsis edilmiş olan arazinin üçte birine patates ektik", Хатэм изыщанэ помидор хэдгъэтIыцсхагъ - "Sebze tarlasının üçte birine domates ektik", Ахщэ къыратыгъэм ыпIланэ чыфэ ритыгъ – "O paranın dörtte birini borç olarak verdi."
Örneğin:
зыхыбл /zəxəbl/ зы-хы-бл "altı yedi kadar", зытIущ /zətʷʼəɕ/ зы-тIу-щ "iki üç kadar" . Cümle içinde: Непэ садэжь нэбгырэ зытIущ къыIухьагъ "Bugün iki üç kadar kişi bana geldi.".