Açlık Planı Nedir?
Açlık Planı Nedir?, Açlık Planı Nerededir?, Açlık Planı Hakkında Bilgi?, Açlık Planı Analizi? Açlık Planı ilgili Açlık Planı ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Açlık Planı ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve iletişime geçmek için sayfamıza tıklayabilirsiniz. Açlık Planı Ne Anlama Gelir Açlık Planı Anlamı Açlık Planı Nedir Açlık Planı Ne Anlam Taşır Açlık Planı Neye İşarettir Açlık Planı Tabiri Açlık Planı Yorumu
Açlık Planı Kelimesi
Lütfen Açlık Planı Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. Açlık Planı İlgili Sözlük Kelimeler Listesi Açlık Planı Kelimesinin Anlamı? Açlık Planı Ne Demek? ,Açlık Planı Ne Demektir? Açlık Planı Ne Demektir? Açlık Planı Analizi? , Açlık Planı Anlamı Nedir?,Açlık Planı Ne Demektir? , Açlık Planı Açıklaması Nedir? ,Açlık Planı Cevabı Nedir?,Açlık Planı Kelimesinin Anlamı?,Açlık Planı Kelimesinin Anlamı Nedir? ,Açlık Planı Kelimesinin Anlamı Ne demek?,Açlık Planı Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Açlık Planı Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadınız
Açlık Planı Kelimesinin Anlamı Nedir? Açlık Planı Kelimesinin Anlamı Ne demek? , Açlık Planı Kelimesinin Anlamı Ne demektir?
Demek Ne Demek, Nedir? Tdk'ye Göre Anlamı
Demek kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, demek kelimesi anlamı şu şekildedir:
Söylemek, söz söylemek - Ad vermek - Bir dilde karşılığı olmak - Herhangi bir ses çıkarmak - Herhangi bir kanıya, yargıya varmak - Düşünmek - Oranlamak - Ummak, - Erişmek - Bir işe kalkışmak, yeltenmek - Saymak, kabul etmek - bir şey anlamına gelmek - öyle mi, - yani, anlaşılan - inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Açlık Planı Bu Kelimeyi Kediniz Aradınız Ve Bulamadığınız İçin Boş Safyadır
Demek Kelimesi Cümle İçerisinde Kullanımı
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Muşmulaya döngel de derler.
Kamer `ay` demektir. - Küt dedi, düştü. - Bu işe herkes ne der? - Güzellik desen onda, zenginlik desen onda. - Bundan sonra gelir mi dersin? - Saat yedi dedi mi uyanırım. - Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun. - Yarım milyon dediğin nedir? - Okuryazar olmak adam olmak demek değildir. - Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! Açlık Planı - Demek gideceksin.
Demek Kelimesi Kullanılan Atasözü Ve Deyimler
- dediği çıkmak - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek
- dedi mi - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin - demek istemek , - demek ki (veya demek oluyor ki) , - demek olmak , - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok - dediği çıkmak , {buraya- - dediğinden (dışarı) çıkmak - dediğine gelmek i, - dedi mi , {buraya- - deme! - demediğini bırakmamak (veya koymamak) - deme gitsin , - demek istemek - demek ki (veya demek oluyor ki) - demek olmak - dememek - der oğlu der - deyip de geçmemek - diyecek yok
Açlık Planı
Açlık Planı Nedir? Açlık Planı Ne demek? , Açlık Planı Kelimesi İle ilgili Daha Fazla Bilgi , Almak İçin Kategoriler Sayfamıza Bakınız. İlgili Sözlük Kelimeler Listesi
Açlık Planı Kelimesinin Anlamı? Açlık Planı Ne Demek? Açlık Planı Ne Demektir? ,Açlık Planı Analizi? Açlık Planı Anlamı Nedir? Açlık Planı Ne Demektir?, Açlık Planı Açıklaması Nedir? , Açlık Planı Cevabı Nedir? , Açlık Planı Kelimesinin Anlamı?
Açlık Planı (Almanca: der Hungerplan; der Backe-Plan), ana hatları Herbert Backe tarafından belirlenen, bununla birlikte Heinrich Himmler gibi üst düzey Nazi yöneticilerinin de katkı sunduğu, Nazi Almanyası'nın gıda talebini güvence altına almayı hedeflemiş plan.
Nazilerin Sovyet savaş esirlerine karşı işledikleri suçlar kapsamındaki plan savaş sonrası kurulan Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesince mahkûm edilmiş ve savaş suçu olarak kabul edilmiştir.
Nazi Almanyası Lebensraum olarak bilinen doğu bölgelerinde yaşam alanı elde etmek ve bölgeyi sömürge haline getirmek amacıyla Sovyet coğrafyasına topyekûn bir imha savaşı başlattı ve Genel Doğu Planı hazırlayarak bölgede soykırım ve etnik temizlik politikaları uyguladı. Nasyonal sosyalizme dayanan ırkçı ve antikomünist tutumları nedeniyle savaş sırasında ele geçirdiği esirleri yok etme yolu izledi. Nazi liderleri bu kapsamda çok sayıda bildiri yayımladı; Barbarossa Kararnamesi Nazi subaylarına yargısız infaz yetkisi verirken, Komiser Emri Sovyet siyasi komiserlerin tamamının derhal idam edilmesini emretti. Esir alınanlar sadece askerler değildi, Komünist Parti çalışanları, herhangi bir Sovyet organında görev yürütenler, Sovyet entelijansiyası ve çatışma bölgelerindeki tüm sivil erkekler esir kapsamına alındı. Nazi liderleri Açlık Planı hazırladı ve savaş sonrasında yaklaşık 30 milyon insan açlıktan öleceği varsayıldı.
Wehrmacht Ana Ekonomik Bölümü tarafından 23 Mayıs 1941 tarihli "Doğu'daki Örgütler için Politik-ekonomik Kılavuzlar" isimli bildirisi esirlerin beslenmesi konusunda büyük bir etkiye sahipti. Bu "kılavuz" bildirilerin ortaya çıkışı Barbarossa Harekâtı planlamasının ilk aşamalarına kadar uzanmaktadır. Savaş ilerlediğinde Nazi personeline, ön cephelere ve Sovyetlerin ulaşım altyapısına uzak mesafelere merkez depolardan yeterli miktarda malzeme tedarik etmenin son derece zor olduğu ortaya çıktı. Bu durum sonrasında, 1941 ve 1942'de "bütün Nazi ordusunun Rusya kaynaklarıyla besleneceğine" karar verildi.[1] Bu amaçla Naziler Sovyetler Birliği'nin en verimli tarımsal alanlara sahip güney bölgelerindeki gıdalara büyük ölçüde el koyma niyetindeydiler. Zamanla Nazi planları daha da büyük bir ivme kazandı; el koyulan gıdalar yalnızca cephede asker beslemekle kalmadı, aynı zamanda Nazi Almanyası'nın kendi sivil nüfusu için savaşı aşırı masraf olmadan sürdürmesine izin verdi. Dahası çıkartılan bu emirler Sovyet sanayisini geriletmenin yanı sıra, Sovyetler Birliği'ni sanayi öncesi döneme geri döndürme amacı da güttü. Nazi liderleri bilinçli olarak bu emirleri çıkardılar ve planların uygulanması sonucunda yaklaşık 30 milyon insan açlıktan öleceği varsayıldı. Bu nedenle gerek Sovyet halkı gerekse günümüz dünyası bu kılavuz bildirileri "Açlık Planı" olarak adlandırmıştır.[2]
Plan, Adolf Hitler'in Aralık 1940’ta Sovyetler Birliği’ni işgal etme niyetini açıklamasından hemen sonra hazırlanmaya başlandı. verilebilir. 2 Mayıs 1941’e kadar yüksek oranda ana ilkeler belirlendi ve tüm büyük Nazi devlet bakanlıkları ile General Georg Thomas başkanlığındaki Oberkommando der Wehrmacht'nin (OKW) ekonomi ofisinde görüşülmeye hazır hale getirildi.[3] Sovyet demiryolu kapasitelerinin yetersizliği,karayolu taşımacılığının yetersiz oluşu ve yakıt sıkıntısı, Nazi ordusunun Sovyetler Birliği'nin batı bölgelerinde ele geçirdikleri bölgelerde karadan yaşayarak kendisini beslemesi gerektiği anlamına geliyordu.[3] 2 Mayıs 1941'de Sovyetler Birliği'nin işgali için lojistik planlamasından sorumlu kalıcı sekreterlerin yanı sıra, sonuçlarına katılan diğer üst düzey Nazi partisi görevlileri, devlet memurları ve askeri yetkililer arasında görüşmeler gerçekleştirildi.
Toplantı tutanakları, Sovyetler Birliği'nin işgali için Nazi planlamasını örneklemektedir. Naziler yerel halkın büyük bölümlerinin yaşamı ya da ölümü hakkında kasıtlı ve kaçınılmaz kararlar vermişlerdir.[4] Üç hafta sonra, 23 Mayıs 1941'de, işgale ilişkin ekonomik politika kılavuzları, Doğu Yakası'nın ekonomik ve tarımsal sömürüsünün bizzat Nazi devlet aygıtları tarafından üretilmiştir.
Ukrayna'da belirlenen hububat fazlası, özellikle "kendi kendine yetecek" bir Almanya vizyonunda belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Hitler’in Ağustos 1939’da Almanya’nın “Ukrayna’da, kimsenin bizi son savaşta olduğu gibi aç bırakamaması” gerektiğini belirtti.[5] Ancak Ukrayna, Almanya'nın sorunlarını çözmek için ihracata yetecek kadar tahıl üretmemiştir.[3] Naziler Almanya'yı beslemek için Ukrayna’daki tarımsal fazlalığı bulmak amacındaydılar.
Makale serilerinden |
6 Ağustos 1941'de Oberkommando des Heeres'a bağlı Abteilung Kriegsverwaltung (Türkçe: Savaş İdaresi Departmanı) yönetimi esirlerin beslenmesiyle ilgili ilk genel rehberi yayınladı. Bildiride cephelerde çalıştırılan esirlerin moralini düşürmemek için gerekli önlemlerin alınması gerektiği ifade edildi. Ayrıca açlıktan ölmek üzere olan esirlerin durumunu haklı gösterme amacıyla Sovyetler Birliği'nin Cenevre Sözleşmesi'ni imzalamadığı hatırlatıldı. Rehberde gıda standardı çalışmayan esirler için günlük 2040 kalori, çalıştırılan esirler için ise günlük 2.200 kalori olarak belirlendi. Bu oran, eğer gerçekten verilseydi bile standart yaşam gereksinimi için son derece düşüktü. Gerçekte esirlere çok daha az miktarda yiyecek verildi esirler Ağustos 1941'in sonlarına doğru kitlesel bir şekilde açlıktan ölmeye başladılar.[6] 21 Ekim 1941' "işe yaramayan" esirler için gıda oranı yüzde 27 oranında düşürüldü. Bu yeni oran esirlerin hala belirlenen düzeyde düzenli olarak yemek aldığı varsayımına göre belirlendi, ancak zaten yaralı veya hasta esirlere yiyecek nadiren veriliyordu.[7] Dahası Wagner esirler için belirlenen yiyeceklerin yalnızca toplama kamplarının bulunduğu alanlardan gelmesini emretti, yani Wehrmacht'tan kamplara yemek ulaştırma durumu kaldırıldı. Açlık Planı'nın varsayımına göre; Sovyetler Birliği'nin işgal altındaki bölgelerinde ele geçirilen gıda ürünleri ilk önce Wehrmacht birliklerine, daha sonra Nazi Almanyası'nda yaşayan sivillere ve işgal altındaki yerlerin nüfusuna, en son ise savaş esirlerine ulaştırılacaktı.[8] 13 Kasım 1941 tarihinde Wagner "Toplama kamplarında çalışmayan esirler açlıktan ölmeye mahkûmdur" açıklaması yaptı.[9] Aynı politikanın bir parçası olarak Nazi askerlerine "esirleri beslemenin Alman çocuklarının beslenmesini mahrum etme ile aynı durum olduğu" propagandası yapıldı.[10] İşgal altındaki bölgelerdeki nüfusun esirlere herhangi bir yardımda bulunması kesin bir dille yasaklandı ve ağır ceza kapsamına alındı.[11] Ayrıca ön cephedeki bazı bölümlerde esirlere kış giysileri vermek yasaklandı. İşgal edilen toprakların yönetimine getirilen Alfred Rosenberg esirlerin beslenmesi konusunda şu ifadelerini kullandı;[12]
Sovyet savaş esirlerinin kaderi büyük biçimli bir trajedidir. [...] Sovyetler Birliği'ndeki mevcut haberlere dayanarak, bölge insanının esirlere yiyecek vermeye isteği yoğundu. Bunu önleyici birkaç toplama kampı komutanı bu fırsattan başarıyla yararlandı. Bununla birlikte çoğu durumda sivil nüfusun savaş esirlerine yiyecek dağıtmasını yasakladılar ve onları açlığa mahkûm etmeyi tercih ettiler.